Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Yunus Sahin
Seslendiren 3 gün önce 10:44
Albert Einstein, gelmiş geçmiş en büyük bilimsel dehalardan birisidir. Dolayısıyla Einstein'ın din ve tanrı hakkındaki görüşleri de, birçoklarının merak...
8
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Eray Şeyhan
İnceleyen10 5 gün önce
La Mettrie, bu eserini 18. yüzyılda anonim olarak yayımlamasına rağmen, Makine İnsan yazıldığı günden itibaren yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. “İnsan bir makinedir” görüşü, özellikle ruhun ölümsüzlüğüne ve tanrısal yaratılışa inananlar tarafından sert biçimde eleştirilmiştir. Zira bu düşünce, Tanrı’ya, ruhun varlığına ve özgür iradeye yer bırakmıyordu. Materyalist ve hazcı bir etiği savunduğu için, birçok kişi onun fikirlerinin ahlaki yozlaşmaya yol açacağını düşünmüştür. La Mettrie’ye göre erdem, acıdan kaçma ve haz alma ilkesine dayanıyordu. Bu yaklaşım, geleneksel ahlak anlayışıyla taban tabana zıttı. La Mettrie, bu radikal fikirlerini, kendisinden önceki düşünürlerin görüşlerini sentezleyerek temellendirir. Özellikle Descartes ve Locke’un etkisinden yola çıkarak, insanın ruhsuz bir makine gibi işlediğini ileri sürer. Bu iddialarını ise ampirik gözlemlerine dayandırır; çünkü kendisi her şeyden önce bir hekimdir. Makine İnsan’ın bazı bölümlerinde, insana yakın canlıların beyin yapılarından söz eder ve bunu oldukça anlaşılır, hatta yer yer dikkat çekici bir üslupla dile getirir. Bugün hâlâ önemini koruyan Makine İnsan, yalnızca 18. yüzyılın değil, günümüz düşünce dünyasının da etkili eserlerinden biridir. La Mettrie’nin insanı doğanın bir parçası olarak görmesi ve zihinsel süreçleri bedensel işlevlerle açıklaması; nörobilim, psikoloji ve evrimsel biyoloji gibi çağdaş bilim dallarının yaklaşımlarıyla örtüşmektedir. Günümüzde insan zihnini açıklamak için artık ruh kavramına ihtiyaç duyulmaması, La Mettrie’nin sezgisel olarak öne sürdüğü fikirleri doğrular niteliktedir. Her ne kadar döneminde dışlanmış olsa da, Makine İnsan fikri, insanı anlamamızda bilimsel düşüncenin önemine dikkat çeker.
Kitap
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Man a Machine
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ufuk Derin
5 gün önce
Binghamton Üniversitesi araştırmacıları, suda uzun süre kalan parmakların neden kırışıkladığını ve bu kırışıklıkların her seferinde aynı desende oluştuğunu keşfetti. Kan damarlarının suda kalma sonucu büzülmesiyle oluşan kırışıklıklar, 24 saat arayla yapılan denemelerde özdeş şekillerde tekrarlandı. Araştırmacılar ayrıca median sinir hasarı olan kişilerde kırışıklık oluşmadığını gözlemledi. Bu bulgular adli tıp alanında, özellikle parmak izi tespiti ve suda uzun süre kalmış cesetlerin kimliklendirilmesinde kullanılabilir.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 3 gün önce 4 dk.

Fareler kanalizasyonlarda dolaşmaya, hamamböcekleri mutfak köşelerinde saklanmaya başlamadan çok önce, istenmeyen başka bir misafir erken medeniyetleri rahatsız ediyordu. Biology Letters dergisinde yayımlanan yeni bir genetik çalışması, otel odalarınıza musallat olan ve kanla beslenen tahtakurularının şehirlerde dolaşan ilk haşereler olduğunu gösteriyor.[1] Ekip, tahtakurularının on binlerce yıldır insanları rahatsız eden tehdit olduğunu öne sürüyor. Araştırmada yer almayan Dresden Teknoloji Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Klaus Reinhardt, çalışma hakkında şunları söylüyor:

Yine de bazı araştırmacılar, tahtakurularının bu unvanı gerçekten hak edip etmediği konusunda kararsız olduklarını söylüyor. Pek çok tahtakurusu türü hayatta kalmak için insanlara ve kana ihtiyaç duyar. Ancak bilim insanları, çok uzun zaman önce tahtakurularının tercih ettiği asıl avların sadece yarasalar olduğunu düşünüyor. Genetik kanıtlar, yaklaşık 245.000 yıl önce bazı tahtakurularının ilk insanlara geçtiğini gösteriyor.

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baykal Köse
Çeviren 5 Ağustos 2016 11 dk.

Ekoloji, ayrılmaz bir şekilde organizmaların evrimsel tarihi ile iç içe geçmiştir. Nesillerin değişim süreci boyunca, organizmalar sürekli olarak bir nesilden diğerine kendinden sonraki nesillerin DNA’sına kaydedilecek genetik bilgi aktarırlar. Moleküler biyologların bu kayıtlara ulaşma becerileri, türlerin kökenlerini ve varoluşlarının ekolojik temellerini daha iyi anlamada modern ekoloji araştırmalarının temel taşı haline geldi. 

Bu makalede modern ekologların türlerin oluşumu, çeşitlenmesi ve sürekli değişken, karmaşık çevre şartlarına evrimsel adaptasyonundaki genetik temellerin en derin şekilde anlaşılması için kullandıkları moleküler araçlar ve metotların kısa bir özetini yapacağız. 

50
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Panama kıyılarındaki Jicarón Adası'nda ilginç ve bir o kadar da endişe verici bir olay yaşanıyor. Araştırmacıların 19 Mayıs'ta Current Biology'de yayınladıkları rapora göre, Jicarón Adası'nda yaşayan beş genç kapuçin maymunundan oluşan bir çete, uluyan maymunların yavrularını kaçırmaya başladı.[1] Bu olayın nedeni net olarak bilinmiyor olsa da kaçırılanlar için genellikle ölümcül oluyor. Almanya'nın Konstanz kentindeki Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü'nde evrimsel davranış ekolojisti olan Brendan Barrett şöyle diyor:

Primatlar arasında bebek kaçırma olayları nadir değildir. Bilim insanları daha önce de makakların birbirlerinden bebek çaldığını ve genç erkek kapuçinlerin bazen bebek bakıcılığı yapmak için gruplarındaki bebekleri kaçırdığını gözlemledi. Çalışmada yer almayan Kaliforniya Üniversitesi evrimsel antropoloğu Susan Perry şu sözleri söylüyor:

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Avcı'daki Uydular

Avcı’daki bu çizgiler de nedir? Bunlar, Dünya yörüngesinde dolanan çok sayıda uydudan yansıyan Güneş ışığıdır. Gözle görülebilen bir dizi ardışık nokta, alacakaranlıkta gökyüzünde ilerliyor. SpaceX Starlink uyduları da dahil olmak üzere, iletişim uydularının artan sayısı, astronomlar arasında endişeye neden oluyor. Olumlu tarafı, Starlink ve benzerlerinin gün battıktan sonra gökyüzünü daha hareketli bir hale getirerek, uydu tabanlı küresel iletişimi daha hızlı hale getirmesidir. Şu anda yetersiz hizmet alan kırsal bölgelere dijital hizmetlerin sağlanması konusunda yardımcı oluyor. Olumsuz tarafı ise, bunun gibi düşük Dünya yörüngesindeki uyduların, bazı derin astronomik görüntüleme programlarının yapılmasını zorlaştırmasıdır. Özellikle gün batımından hemen sonra ve şafak sökmeden hemen önce çekilmiş görüntülere ihtiyaç duyan gözlem programlarının yapılması daha zor hale geliyor. Daha yüksek yörüngelerde çalışacak olan gelecekteki planlanmış uydu dizileri, geceleyin herhangi bir zamanda büyük yer tabanlı teleskoplar için planlanan derin uzay araştırmalarını etkileyebilir. Avcı’daki çizgiler Starlink’ten değil fakat yüksek jeosenkron yörüngede bulunan uyduların izidir. 2019 Aralık ayında çekilen bu fotoğraf, 65’in üzerinde 3 dakikalık pozlamaların dijital bir birleşimidir. Bazı görüntüler arka plandaki Avcı Bulutsusu‘nu ortaya çıkartırken diğerleri de geçen uyduları gösteriyor.

1 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: Amir H. Abolfath
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Kasım 2014 11 dk.

Ülkemizi dünyada en fazla sağır kedinin olduğu ülke olarak rahatlıkla adlandırabiliriz. Bu durum son derece üzücüdür. Bunun en büyük sebebi ise, beyaz kıllara sahip kedilerin bir nevi milli kedi olarak, ayrı bir ırkmış gibi lanse edilmesi ve üretilmesidir. Fakat insanlarımız sağırlığı unutup, kedinin hayatını ve sağlığını görmezlikten gelmektedirler. Anadolu coğrafyası içindeki beyaz kedilerimiz, renkli olanlarıyla genetik olarak hiçbir farkı olmamasına karşın; ülkemizde sanki ayrı, özel bir ırkmış gibi gösterilmiştir.

Renkli kedilerde sağırlığa yaygın olarak rastlanmazken, bizler beyaz kedilerimizi, bilinçsizce bir arada çiftleştirerek bu soruna neden olmuşuzdur. Yetiştiriciler dışında, Ankara Hayvanat Bahçesi ve Van Üniversitesi sağırlığa rağmen, üretime senelerdir devam etmektedirler. Bu yazının yazıldığı sıralarda Ankara Hayvanat Bahçesi hiçbir önlem almamıştır ve yapılan araştırmada 9 kediden 7’sinde kısmi sağırlığa rastlanılmıştır (Tike, 2009). Van 100. Yıl Üniversitesi ise sağırlık üzerine, ciddi bir bilimsel test yapmadan üretimlerine onlarca yıldır devam etmişlerdir. Medyada kedilerinin sadece %2-3 oranında sağır olduğundan bahsetmişlerdir, fakat bu inandırıcı olmamakla beraber, genetik olarak imkansızdır.

135
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ecem Ocüşler
Çeviren 10 Eylül 2021 28 dk.

Hepimizin bildiği, bir yandan sevip bir yandan nefret ettiğimiz standart ders kitaplarının bazı eksikleri vardır. Bence bu kitaplar, bazı temel fizik konularını aşırı derecede basite indirgemeye çalışırken, ciddi kavram karmaşalarına yol açıyor ve inanması güç hikayeler anlatıyor. Bu görüşümü desteklemek için, bir batarya ve ampul ile örneklenen basit devreleri seçiyorum; bundan daha basit bir devre bulabilir miyiz ki? Bu örneği, tüm lise ve çoğu üniversite seviye ders kitaplarının iyice ortaya koyamadığı önemli fizik kurallarını keşfetmek için ve bu kitaplarla çalışmaktan kaynaklanan kavram karmaşalarını meydana çıkarmak için kullanacağım.

Bu makalede 4 ana kısım olacak: 1. Kısım: Problemi size tanıtma. 2. Kısım: Enerji transferiyle alakalı kavram karmaşasına göz atma ve daha iyi bir modelin hızlı özeti. 3. ve 4. kısımlarda ise basit fiziğin detayına ineceğiz ve alternatif modeli, ilkeleri daha detaylıca uygulayarak savunacağız. Probleme genel bir bakış ve sonuç için sadece 1. ve 2. kısımları okumanız yeterli.

111
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
510K UP
Eseri Ekleyen 1 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 24 Şubat 2019
Bilgiden kaçış yoktur.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
26
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Kaan K
Kaan K
2,031 UP
Üye 1 Mayıs 2022 Henüz cevap yok.
Bazı kaynaklara göre aynı kiloda sempanze ile insan kıyaslanırsa sempanze kilosuna göre %30 daha iyi performans sergiliyor ama bazı kaynaklar da "kat kat güçlü" gibi gerçekdısı gözüken örnekler veriyor
327 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 7 Temmuz 3 dk.

Genç ve toy sığırcıklar, kışın barınacakları alanları deneyimli türdeşlerinden bağımsız olarak arıyor. Sığırcıklar yıl boyunca oldukça sosyal kuşlar olsalar da bu durum göç rotaları konusunda birbirlerinden kopya çektikleri anlamına gelmiyor.

Hollanda Ekoloji Enstitüsü ve İsviçre Kuş Bilimi Enstitüsü'nden bir grup araştırmacı, Biology Letters dergisinde yayınladıkları makalede klasik bir "yer değiştirme" deneyini yeniden ele alıp yeni veriler ekleyerek uzun süredir devam eden bir tartışmayı sonuca bağladı.[1]

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İzmir₺9.000,0015 Haziran
Sanat, Origami ve Matematik: Geometrik Bir Yolculuk
15 Haziran 2025 15:00 tarihinden 22 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Bu etkinlik, sanat, origami ve matematik arasındaki derin bağı keşfetmeyi amaçlamaktadır. Sanatın estetik ve yaratıcı yönü ile matematiğin analitik ve sistematik yapısını bir araya getirerek, katılımcılara farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemektedir. Altın oran, simetri, fraktallar ve mandala çizimi gibi konularla matematiğin sanattaki izlerini takip edeceğiz. Origami ile Platonik cisimleri katlayarak geometrik yapıları anlamlandıracağız. Düğüm teorisi ve yüzeyler üzerine çalışmalar yaparak matematiğin geometrik topoloji alanındaki konulara odaklanacağız.

Katılımcılarla birlikte, soyut matematiksel kavramları uygulamalı çalışmalarla deneyimleyerek teorik bilgileri sanatsal ve uygulamalı çalışmalarla pekiştireceğiz. Analitik ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmek isteyen herkes için ilham verici bir etkinlik!

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tolga Sazak
Tolga Sazak
3,315 UP
Çeviren 13 Ağustos 2017 12 dk.

Hayvan göçü, binlerce yıldır insanların ilgisini çekmektedir. Kıyı çamur çulluğunun Pasifik Okyanusu boyunca 9 günlük kesintisiz uçuşu gibi dayanıklılığın en şaşırtıcı girişimlerinden bazılarının uzak mesafe göçmenleri tarafından gerçekleştirilmesi bu ilginin geçerli bir sebebidir. 

Çoğu insan, göçü bir kuş sürüsünün üreme ve konaklama bölgeleri arasındaki mevsimsel hareketi olarak düşünür. Aslında, kuş göçü muhtemelen halk arasında en çok ilgi çeken biyolojik fenomendir ve ayrıca biyolojideki yerleşik bilimsel araştırma yöntemleri arasında en eski geçmişe sahip dallardan biridir (Berthold 2001). Fakat hayvan göçünün doğu batı arasındaki yolculuklar, kara ve okyanus içeren karmaşık gidiş dönüşler, okyanus ve göllerin su kolonları boyunca gerçekleştirilen düşey hareketler ve inişli çıkışlı yüksek dağ yolculukları gibi daha başka birçok şekli vardır (Hoare 2009). Göçü diğer hareket biçimlerinden ayıran şey, göçün tipik olarak bir tür yaşam alanından diğerine geçişi içermesidir (Aidley 1981).

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Nisan 2014 2 dk.

Çitaların yavruları gerek sevimlilikleri, gerekse de özellikleriyle uzun zamandır insanların dikkatini çekmektedir. Burada onlara dair birkaç ufak bilgi vermek istiyoruz.

İlk olarak, çitaların taksonomik cins adı olan Acinonyx, "pençesiz hareket" anlamına gelir. Belirleyici isimleri olan jubatus ise çita yavrularının sırtlarında bulunan yeleye benzer yapıya ithafen "yeleli", "çıkıntılı" anlamına gelir.

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Batuhan Aslan
Batuhan Aslan
20K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
(...)en çok zamanı kaybettiren başlanmış ve bitirilmemiş işlerdir.
Kaynak: İrade Eğitimi, Sayfa 125 (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
9.6/10
(24 Kişi)
Puan Ver
"Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim." -Cemil Meriç
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Göktuğ Kaya
Üye 5 gün önce 1 Cevap
Kendimi bildim bileli siyasi durumlardan hiç haberdar olmadım ama özellikle şuanki durumumuzdan sonra artık daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorum. Kendimi bu konularda nasıl bilgilendirebilirim?
189 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Emir Akbaş tarafından sorulmuştur.
Televizyonda ki haber kanallarında neden ilk önce siyaset haberleri yerine bilim ve kültür haberleri verilmiyor?
Televizyonda ki haber kanallarında neden ilk önce siyaset haberleri yerine bilim ve kültür haberleri verilmiyor?

Maslow büyük adam!

Bütün mesele ihtiyaçlar hiyerarşisinde. Ve ne yazık ki ülkemiz üzre üçüncü dünya, gelişmekte olan yahut geri bıraktırılmış şeklinde hangi tanımlamayı uygun görürseniz görün, ülkelerde ve hala en ilkel hali ile hayatta kalma ve soyun devamı garanti altına alınmadığından başattır.

Bunun siyaset terminolojisindeki karşılığı alt yapıdır ve ekonomi olarak ifade edilir. Yani insanın sınırsız ihtiyaçlarına yönelik dönemine göre sınırlı her tür üretim, dağıtım ve tüketim süreci.

Tüm Reklamları Kapat

Bunun ikinci aşaması ise buna tabi olan ve yine alt yapının bir ara aşaması olan siyaset gelir. Yani neyin, kim için, ne kadar ve ne şekilde üretileceğinin; nasıl bölüşüleceğinin karar süreçleridir.

İşte gerek evrimsel biyolojide ve karikatürize edilmiş hali ile “aç ayı oynamaz” ifadesinde kendini bulan şekli ile, gerekse sosyo-poitikada türümüzü bugüne taşıyan ekonomik altyapı argümanları gereği ve alt yapı olmadan üst yapının aşamaları olan kültür, bilim, sanat, edebiyat ve düşünce alanının inşa edilemeyeceği gerçeği bunun temel sebebidir.

Bu, tıpkı bir bina için temel ve zemin kat olmadan diğer katların çıkılamayacağı gerçeği kadar bilimsel, somut ve çarpıcıdır. Zira Maslow da “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” nde bunu anlatmaya çalışır.

Yani bütün mesele öncelik meselesi. Ya da daha açık bir ifade ile daha oraya çok yolumuz var…

Tüm Reklamları Kapat

Bu, bunun kimilerince ve güç üzerinden bilerek ve isteyerek ötelenmediği, görmezden gelinmediği, engellenmediği anlamına gelmez.

İşte burada da karşımıza çıkan şey, bir zamanlar Kıta Avrupasındaki Engisizyondan çok da farklı değil. Ve evet dört yüz yıl sürmüştür. Adı ortaçağdır, karanlıktır ve fakat aydınlığa yenilmiştir. Her karanlığın aydınlığa mutlak surette yenilgisinin kaçınılmazlığı gibi.

Kanıt mı: Evrimimiz…

Bu olsaydı ne mi olurdu?

“Mahlukat” sınavında en çetin “mülakatı” ve aydınlığa yol alacak şekilde geçmiş olurduk. Gerisi üretim deryası, hem de her alanda. Bu coğrafyada bu potansiyel hep vardı ve hala var. Sevgiyle…

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close