Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Atacan Zeybek
Atacan Zeybek
59K UP
Ekleyen 18 Mayıs 2020 17 dk.

Şizofreni, zihinsel süreçleri etkileyen, patofizyolojisi hala tam olarak aydınlatılamamış önemli bir hastalıktır. Her ne kadar isim olarak literatüre 100 sene önce girmiş olsa da ayrıntılı olarak incelenmesi, teknolojiye bağlı olduğundan yakın geçmiş diyebileceğimiz bir dönemde, son 20-30 senede gerçekleşmiştir. Bu açıdan araştırmaların yoğun olarak gerçekleştiği, hastalığın etiyolojisine ve prognozuna dair bilgilerin sürekli değişip geliştiği bir alandır. Hastalığın birçok risk faktörünün olması, beynin farklı bölgelerini etkilemesi de kapsamlı bir teori oluşturulmasını zorlaştırmıştır.

Hastalığın semptomlarının hastalarda farklılık göstermesi ve semptomların farklı baskınlıklarda bulunmaları gözetilerek hastalık farklı alt gruplara ayrılmıştır. Bu konuda farklı ekoller bulunsa da DSM-IV'e (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) göre hastalığın beş tane alt tipi vardır. Bunlar:

157
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Anıl Ağay
Anıl Ağay
103K UP
İnceleyen9 6 gün önce
Evet benim de şu an izlediğim 2000'li yılların fenomen dizisi, ilk üç sezon oldukça tatmin edici, dördüncü sezonu, dizinin gidişatına yön veren ama dizinin "Lost" konusundan az da olsa uzaklaştığı ve gerçeklerin ortaya çıkmaya başladığı sezon, sanırım ilk üç sezon olarak planlanmış ama genel yargıya, reytinglere karşı gelemediği için devam sezonları gelmiş gibi. Izlemeye değer, benim puanım 9/10.
Dizi
8.9/10
(19 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
508K UP
4 gün önce
Plymouth Üniversitesi ve Plymouth Deniz Laboratuvarı’nın yürüttüğü yeni bir araştırmaya göre, 2003-2022 yılları arasında okyanusların %21’inden fazlası önemli ölçüde karardı. Bu kararma, deniz yaşamının büyük kısmının bulunduğu ve fotosentez için güneş ışığının gerekli olduğu fotik bölgenin derinliğini azaltarak ekosistemleri tehdit ediyor.

NASA’nın uydu verileriyle yapılan analizler, bazı bölgelerde bu ışıklı katmanın 50 ila 100 metreye kadar sığlaştığını gösteriyor. Kararma, kıyı bölgelerinde tarım kaynaklı besin ve tortu akışıyla, açık denizlerde ise alg patlamaları ve deniz yüzeyi sıcaklıklarındaki değişimle ilişkilendiriliyor.

Araştırmacılar, fotik zonun daralmasının ışığa bağımlı canlıları yüzeye zorladığını, bunun da gıda ve yaşam alanı için rekabeti artırarak deniz ekosisteminde ciddi değişimlere yol açabileceğini belirtiyor. Okyanusların kararması, oksijen üretimi, gıda kaynakları ve iklim düzenlemesi gibi hayati fonksiyonları da riske atabilir.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deha Kaykı
Deha Kaykı
199K UP
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

ArXiv'de ön baskı olarak yayımlanan yeni bir çalışma, karanlık maddenin evrenin ilk yıldızlarında yalnızca kütle çekimsel değil, kimyasal evrimsel süreçlerde de etkili olabileceğini öne sürüyor. Lina Yıldız ve Deha Kaykı tarafından, GTIIT’te (Guangdong Technion – İsrail Teknoloji Enstitüsü) görev yapan fizikçi Prof. Dr. Marcelo F. Ciappina danışmanlığında yürütülen bu çalışma; yıldız içi termodinamik yapılar ve nükleer tepkimelerin karanlık madde kaynaklı enerji enjeksiyonu ve istatistiksel dağılım değişimleri ile nasıl dönüştürülebileceğini kapsamlı bir model üzerinden ele alıyor. Bu yaklaşım, karbon ve nitrojen gibi biyojenik elementlerin üretiminde artışa, oksijen sentezinde ise azalmaya yol açan bir nükleosentez senaryosunu simüle ederek özellikle karbon açısından zengin ve metal bakımından yoksul (CEMP) yıldızların gözlemsel spektrumlarıyla yüksek uyum gösteriyor.

Araştırma, klasik yıldız evrimi modellerinin açıklamakta yetersiz kaldığı CEMP-no yıldızlarının anomalik C/O oranlarını karanlık madde etkisi ile açıklamayı hedef almaktadır. Bu bağlamda, karanlık maddenin yalnızca kütleçekimsel etkilerle değil, aynı zamanda termodinamik yapılar üzerindeki etkileriyle de erken yıldızlarda nükleer tepkime dengelerini değiştirebileceği varsayımı öne çıkarılmıştır. Özellikle zayıf etkileşimli kütleli parçacıkların yıldız çekirdeklerinde termalleşerek çift yok oluş süreçleri aracılığıyla ısı enjekte edebileceği fikri, çalışmanın hesaplamalı temelini oluşturmaktadır.

11
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 17 Aralık 2014 1 dk.

Bazı şeylere o kadar aşinayız ve alışmışız ki, birilerinin onu bir yerlerde icat ettiğini unutuyoruz. Mesela eşittir (==) işareti, durmadan "eşittir" sözcüğünü denklemlerine yazmaktan bıkan İskoç matematikçi Robert Recorde tarafından 1557 yılında icat edilmiştir. Aynı kişi, toplama anlamındaki "+" işaretini de icat eden kişidir. 

"Eşittir" sözcüğünün İngilizcesi olan "equal(s)", Latincedeki "æqualis", yani "eş", "aynı" anlamındaki sözcükten geliyor. Recorde'un "==" işareti hemen kabul görmemiştir. Öncelikle "||" veya "æ" veya "œ" gibi semboller kullanılmıştır. Recorde ise, 1557 tarihli The Whetstone of Witte isimli kitabında şöyle diyor:

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Eylül 2014 5 dk.

Aralıklarla gazetelerde çıkan bazı haberler spermin (meni) kadınlar için faydalı olduğuna dair abartılı ve uzak ihtimalli bilgileri tekrar ediyor. Bu araştırmalar aslında 10 yılı aşkın bir süre önce yayınlanmış bir makaledeki verilere dayanıyor.

2002 yılında Archives of Sexual Behavior dergisinde yayımlanan bu makale, meninin kadınlar için antidepresan etkili olduğuna dair sıra dışı bir iddiada bulunuyor. Bu durum medyada oldukça yaygın bir şekilde yer bulsa da, araştırma bilim camiasında çok az etki yarattı ve bu iddianın bilimsel dayanaklarını tekrar ederek test eden neredeyse hiç araştırma yapılmadı. Makale, doğası gereği olgular arasında ilişki kuruyor olsa da, meninin gerçekten de antidepresan etkili olduğuna dair hiçbir biyolojik kanıt sunamıyor. 

55
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 30 Ocak 2016 12 dk.

Size bir soru: Zamanı geriye sarıp, tekrar başlatsaydık ve evrim, aynı atalardan yeniden başlatılmış olsaydı... Aradan aynı miktarda zaman geçtikten sonra ortaya çıkan sonuç, şu anki bildiğimiz Dünya yaşamına benzer miydi?

Bu soru ilk defa açık bir şekilde, 1989 yılında büyük evrimsel biyolog Stephen Jay Gould tarafından soruldu. O gün bugündür de teorik bir tartışma konusu olarak farklı görüşlere ev sahipliği yapmakta. 

135
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen10 4 gün önce
Bir önceki film bana biraz yorucu ve buruk gelince açıkçası herhalde durağanlık çizgisine geldi diye düşünüp beklentimi azaltmıştım. Bir de Ilsa'nın yerine Grace karakterini oturtamamış olmamın da etkisi var. Bu sefer temposu çok daha güzeldi ve yormadı. Biraz daha olsa izlettirirdi. Normalde nostaljik hatırlatma için kullanılan eski sahneleri direkt kesit olarak sunmayı hiç samimi bulmazdım ama aşırı olmamış ve göz ardı edebildim. Hikayenin bazı kısımlarına hiç gerçekçi değil ve sulandırılmış derdim ama çok göze batmıyor ve dramatizasyonda gerekli duruyor. Ve her şeyden önemlisi bu seri ve özellikle bu film için çok güzel bir şeye hizmet ediyor derim. Tam bir maskülenite şiiri olmuş. Derslerde okutulmalı.

Modernitede özellikle erkeklerin bu kadar kirlilik arasında rol model eksikliği yaşıyor olmasını da göz önünde tutarsak muazzam bir film olmuş. Ethan Hunt ve ekibi, tüm karakteristik özellikleri ve en önemlisi "seçimleriyle" bize doğru ve yararlı olmayı öğretiyor. Bir erkek davasına ve insanlığa sadık olmalı. Bir erkek içsel ve fiziksel tüm gücünü, tüm iradesini sevdikleri için kullanmalı ve fedakar olmalı. Bir erkek saygılı ama her şeyden önce tehlikeli olmalı. Bir erkek sevginin, dostluğun ve medeniyet inşa etmenin ne olduğunu bilir çünkü tam olarak kendi doğasını temsil eder. Bir erkek donanımlı, şartları sonuna kadar zorlayan ve aranılan adam olmalı. Aksi iddialar yaygınlaşan erkek düşmanlığı ve köleleştirmesi diskurudur. Ayrıca çok da entelektüel bir gerilim filmi olmuş. Füzelerin arasında yüzme sahnesini başka şekilde tarif edemem. Mission Impossible benim favori casus ve aksiyon serimdir. Utandırmadı.
8.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
508K UP
Eseri Ekleyen 3 gün önce Film
Puan Ver
Orjinal Adı : The Ritual
Yönetmen: David Midell
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Söz
Zenit Tercüme İzmir O. Kürşat Serttürk
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
Büyük Patlama aslında zaman ve mekandaki ufkumuzdur. Eğer onu tarihimizin başlangıç noktası olarak kabul ediyorsak, bu sadece kolaylık ve daha iyisi olmadığı içindir. Biz, bir okyanusun önünde duran kaşifler gibiyiz: Ufkun ötesinde bir şey olup olmadığını göremiyoruz. (Almanca'dan çeviri)
(Hubert Reeves)
Kaynak: Anfang und Zukunft des Universums, H. Zaun
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Meriç Öztürk
Seslendiren 4 gün önce 26:07
Yeni programımız Hasbihal'de bu bölümde size iki haberimiz var. Biri iyi, diğeri de iyi... İki de şarkımız var, dinlemenizi istediğimiz... CRISPR Hayat...
4
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 19 Ocak 2019
Sayısız yüce güçle donanmış insan, buna rağmen vücudunda düşük kökenlerinin silinmez izini bir damga gibi taşımaktadır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
23
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
1 gün önce
Binghamton Üniversitesi araştırmacıları, suda uzun süre kalan parmakların neden kırışıkladığını ve bu kırışıklıkların her seferinde aynı desende oluştuğunu keşfetti. Kan damarlarının suda kalma sonucu büzülmesiyle oluşan kırışıklıklar, 24 saat arayla yapılan denemelerde özdeş şekillerde tekrarlandı. Araştırmacılar ayrıca median sinir hasarı olan kişilerde kırışıklık oluşmadığını gözlemledi. Bu bulgular adli tıp alanında, özellikle parmak izi tespiti ve suda uzun süre kalmış cesetlerin kimliklendirilmesinde kullanılabilir.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Serdar Ölez
Serdar Ölez
109K UP
Türü Ekleyen 1 Ocak 2022
20-140 cm boylanabilen, yayılıcı, çok yıllık otsu bir bitkidir. Yapraklar 3 parçalı bileşik; 3-5 x 1.5-2.5 cm boyutlarda, şeritsi-mızraksı ile genişçe yumurtamsı arasında değişken formda; stipül şeritsi-mızraksı; havlıdır ve yapraklar ovuşturulduğunda katran kokar. Çiçeklenme Mayıs-Ağustos ayları arasında; çiçek durumu şemsiyemsi, 7-30 çiçekli; brakte 2-3 adet, dişli, dişler uzun strigoz, nadiren mızraksı, beyazımsı kaba tüylü; taç 15-20 mm, mavi veya menekşe renklidir. Meyve kaba tüylü, 6-10 x 5 mm (6-10 mm kılıçımsı ağız kısmı hariç) boyutlardadır.
0
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Gökdeniz Sağlam
Araştırmacı Yazar 19 Mayıs 2024 Sen de Cevap Ver

Yapay zeka zaman yolculuğu konusundaki bazı teorilerden yola çıkarak simülasyonları yaratmamla yardımcı olabilir. Simülasyonların yaratılması uygulanması ve verilerin analizinde normal insanlara göre daha başarılı olunabilir. Ama burada zaman yolculuğundan söz ederken yapay zekanın bir amaç değil bir araç olacağını söylemekte fayda var. Onu karmaşık işlemlerimizi hesaplamak ve düzene sokmak için zaman zamansa anlaşılmayan şeyleri daha anlaşılabilir kılmak için kullanabiliriz, ancak esasen zaman yolculuğunu somut bir kavrammış gibi yapay zekaya yükleyemeyiz.

Zaman yolculuğunu mümkün olup olmadığına dair bilimsel bir kanıt veya veri bulunmamakta. Daha önce üzerine bir video hazırladığım atom saatleriyle alakalı bir zaman yolculuğu deneyi var. O deneyden yola çıkarak zaman yolculuğu gerçekten yapılmıştır diyebiliriz, ancak bahsettiğimiz zaman hayal ettiğimizden çok çok daha ufak bir zaman. Öyle ki bu deneyde resmi olarak bir zaman yolculuğu gerçekleşmiş olsa bile, buna zaman yolculuğu demek imkansız.

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. Ü. F. Özyar. Zamanda Görelilik Farklı Yöntemle Test Edildi. (24 Eylül 2010). Alındığı Tarih: 19 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Astronomi Diyarı | Arşiv Bağlantısı
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Kimya ve Biyokimya konusunda geliştirebilirsin.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close