Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 24 Şubat 2019 3 dk.

Günümüzden 600 milyon yıl kadar önce tek hücreliliğin çok hücreliliğe evrimleştiğini birçoğumuz biliriz. Ancak bilmek bir şeydir; bu evrimin gözünüzün önünde yaşanması ise bambaşka bir şeydir. İşte Georgia Teknoloji Üniversitesi ve Montana Üniversitesi araştırmacılarının tanıklık ettiği tam da buydu. Hem de sadece tanıklık etmekle kalmadılar; bu evrimin nefes kesici, hızlandırılmış ("time-lapse") videolarını da kaydetmeyi başardılar.

Sözünü ettiğimiz evrimsel değişim sadece 50 hafta sürdü. Çok hücreliliğin evrimini tetikleyense basit bir avcının ortama dahil edilmesiydi.

326
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Yusuf Yurtdoğan
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Tekirdağ
Yetişkin insan tırnağı büyüklüğünde ve aşırı hareketli.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağan Yetkin Seyit
3 gün önce
"Soru & Cevap" kısmında bir sorunun altına yazılan cevaba yazılı olarak bir yorum yapabilmek iyi olurdu ya da o konu hakkında tartışmak. Bunun için cevapların altına bir yorum özelliği gelebilir. Evet alıntı yaparak da o cevap ile ilgili fikrimizi paylaşabiliriz ama herkesin bu yorumları görmesi ve herkesin bu yorumlardanyararlanması daha kolay hâle gelirdi. Umarım fikrim dikkate alınır. İyi akşamlar.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alp Kaan Baygöl
Alp Kaan Baygöl
2,632 UP
Çeviren 14 Temmuz 2020 4 dk.

Nature Medicine dergisinde yayımlanan uluslararası bir çalışma, tümör hücrelerinin tüm genom dizilemesinin (İng: "whole genome sequencing" veya kısaca WGS) hastaların kanserlerinin seyrinin öngörülmesine yardımcı olabileceği ve en etkili tedavi yönünde ipuçları sağlayabileceğini öne sürdü.

DNA’mız, insan genomu, nükleotid adı verilen molekül dizelerinden oluşur. Bu zincirler A, C, G ve T harfleri ile gösterilir. DNA’mızın “kodlamasında” bazen değişimler olabilir; örneğin A, G’ye dönüşebilir. Mutasyon olarak bilinen bu değişimlerin bazıları ani (spontan), bazıları ise çevresel olan (tütün dumanına ya da ultraviyole ışığa maruz kalmak gibi) birkaç faktör tarafından oluşabilir ve bütün bu değişimler genomda karakteristik izler bırakır.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Ekim 2013 5 dk.

Evrim, bir yıldırım gibidir.

Fotoğrafta gördüğünüz yıldırımın yere ulaşana kadar kat ettiği mesafede ve bulutların gökyüzünde kapladığı alanda, bir yıldırımın herhangi spesifik (belirli) bir yolu izleme ihtimali akıl almaz derecede küçüktür.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Temmuz 2015 17 dk.

İnsan, bilimsel açıdan oldukça muğlak bir terimdir. Bunun 2 temel nedeni var: İlki, "insan" sözcüğünün bilimsel bir terim olmaması. Bu, bir canlının halk arasındaki ismidir. Örneğin "çayır köpekleri" ismi, bir canlının halk arasındaki adıdır. Fakat canlı bir köpek türü değildir; Cynomys cinsi sincaplara halkın taktığı isimlerdir. Bunun birçok örneği vardır: dağ keçisi, keçi değildir. Yeleli kurt, kurt değildir. Kral kobra, gerçek bir kobra değildir. En fenası, "tavuskuşu mantis ıstakozu" ne bir tavuskuşudur, ne bir mantistir, ne de ıstakozdur. Bu sorun nedeniyle bilim camiasında türler, tür isimleriyle anılırlar. İnsan da farksızdır. İnsan sözcüğü halk arasında kullandığımız bir isimdir ve hepimiz "insan" derken ne kastettiğimizi biliriz. Ancak bilimsel terminolojide dikkatli olmak gerekir; zira terimler çok iyi tanımlanmazlarsa, iletişimde ve araştırmalarda büyük sorunlar çıkacaktır. Buna az sonra döneceğiz.

İnsan sözcüğünün bilimsel olarak pek anlamlı olmamasının ikinci nedeni ise evrimdir. Evrimsel süreçte canlılar çok yumuşak bir şekilde değişirler. Bir tür, yeni bir türe son derece ufak basamakların birikimiyle geçer. Dolayısıyla canlıları sınıflandırmak çok güçtür. Bu nedenle taksonomistler (ya da "taksonomlar"), paleontologlar, arkeologlar ve antropologlar sürekli birbirleriyle kavga ederler. Türler arası geçiş öylesine yumuşak, evrim öylesine narin bir süreçtir ki; türleri net çizgilerle birbirinden ayırmakta zorlanırız. Ne zaman ki araya yeterince zaman koyarız, o zaman iki tür arasındaki fark daha belirgin hale gelir. Fakat bu defa da eklediğimiz zamandan ötürü kimi zaman aradaki geçişte bulunan türleri atlayabiliriz. Bu nedenle bilim insanları son derece titiz bir şekilde çalışarak türleri isimlendirmeye ve birbirinden ayırmaya çalışırlar. Böylelikle evrimsel süreçte hangi türün hangisinin atası olduğu, kimin kimden evrimleştiği, hangi türlerin daha yakın, hangi türlerin daha uzak akraba oldukları anlaşılabilir. 

170
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağlayan Taybaş
Uyarlayan 1 Şubat 2015 2 dk.

Herhangi bir doğal afet yaşamış insanların neredeyse hepsi hiç şüphesiz büyük bir travma yaşamışlardır. Büyük bir depremin hayatta kalanlar üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmacılar bir kişinin travmadan iyileşme oranının kişinin özgüveniyle ilişkili olduğunu düşünüyorlar.

Araştırmacılar 2011 yılında meydana gelen büyük Doğu Japonya depremi öncesinde bazı üniversite öğrencilerinin beyin taramalarını yapmışlardı, depremden sonra da bu 37 kişi üzerinde tekrar bazı beyin taramaları yapıldı ve strese bağlı beyinde gerçekleşen değişiklikler aylarca incelendi.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Haziran 2011 40 dk.

İnsanların evriminin devam edip etmediği, evrimin mekanizmalarının insanlar üzerinde halen işleyip işlemediği, işliyorsa insanın ne çeşit bir evrimsel süreçten geçtiği, bu sürecin diğer hayvanlarla benzer mi yoksa farklı mı olduğu gibi sorular, evrimsel biyolojiye ilgi duyan insanların en sık sordukları sorular arasındadır. Bu makalemizde, konuya etraflıca bir bakış atacak ve insan evriminin günümüzdeki süreçlerine dair bilimin elindeki verileri sizlere aktarmaya çalışacağız.

İlk olarak, böyle bir sorunun neden akıllarımıza geldiğine dair temel bir gerçeği irdeleyerek başlayalım: Evrim tarihinde şimdiye kadar, bildiğimiz kadarıyla, evrimin kurallarını ve vahşi doğadaki normal işleyişini bozan veya en azından aksatan, ona çeşitli şekillerde bilinçli veya bilinçsiz olarak müdahale etmeyi başaran ve bunu yaparken kendi evrim hızına etki edebilen tek bir canlı evrimleşmiştir: İnsan (Homo sapiens). İnsanın bu sıradışı becerisinin temel kaynağında ise, yine evrimsel sürecin son derece kıymetli ve ilgi çekici ürünlerinden birisi olan beyin ve bir organ olarak beynin evrimleşmesi süreci sırasında birer yan ürün olarak ortaya çıkan algı, zeka, düşünce, bilinç, farkındalık gibi olgular yatmaktadır. Beynin evriminin detaylarını diğer makalelerimizde detaylıca işlemiştik; dolayısıyla burada tekrar değinmeyeceğiz. Lakin bilinmelidir ki, beynin yapısal özellikleri karmaşıklaşıp özelleştikçe, bizim genel olarak "zeka" diye tabir ettiğimiz üst düzey bilişsel fonksiyonların doğası da karmaşıklaşmakta ve özelleşmektedir. Bu bakımdan insanın (ve insan beyninin) evrimi son derece ilgi çekici olsa da, pek de "inanılmaz", "olağanüstü" ya da "akıl almaz" değildir.

120
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ahmet Ensar Artun
İnceleyen8 4 gün önce
Deniz altında ve gökyüzünde geçen sahnelerde empati yeteneğimi sonuna kadar kullandığım için içim daraldı 😅 Ancak gerek prodüksiyon gerek oyunculum gerek senaryo olsun benden 7-8 arasında bir puan aldı. İzlenmesini kesinlikle tavsiye ediyorum.
6.5/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Mayıs 2012 14 dk.

Sayfamız okurlarından olan, 6. sınıfa giden bir dost, bize şöyle bir soru yöneltti:

Evrim Ağacı olarak kendisine aşağıdaki gibi bir cevap verdik. Etrafındaki genç meraklılara evrimsel biyolojiyi anlatmakta zorlanan okurlarımız olabilir diye paylaşmak istedik. Soruyu, üreme düzeyinde değil (yani "İnsanlar, anne ve babanın cinsel birleşmesi sonucu oluşur." düzeyinde değil), evrimsel var oluş düzeyinde (yani türümüzün kökeni düzeyinde) ele aldık. Çocuklara cinsellikten bahsetmekle ilgili bir rehberimizi buradan bulabilirsiniz.

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ali Kaya
Ali Kaya
365K UP
Çeviren 10 Temmuz
Bu üç parlak bulutsu, Yay takımyıldızının ve Samanyolu'nun merkezindeki kalabalık yıldız tarlalarının teleskopik görüntülerinde sıklıkla yer alır. Aslında 18. yüzyıl kozmik turisti Charles Messier bunlardan ikisini kataloglamıştır. Messier, üsteki büyük bulutsuya M8, sol aşağıdakine ise M20 adını vermiştir. Üçüncü emisyon bölgesi, M8'in sağında yer alan ve daha büyük bulutsudan karanlık bir toz şeridiyle ayrılan NGC 6559'u içerir. Her üçü de yaklaşık beş bin ışık yılı uzaklıkta bulunan yıldız doğum bölgeleridir. Yüz ışık yılı genişliğindeki M8, aynı zamanda Lagün Bulutsusu olarak da bilinir. M20'nin popüler takma adı ise Trifid'dir. Parlayan hidrojen gazı, emisyon bulutsularının baskın kırmızı rengini oluşturur. Bulutsunun çarpıcı kontrastı Trifid'deki mavi tonlar tozdan yansıyan yıldız ışığından kaynaklanır. Bu geniş yıldızlararası manzara, gökyüzünde neredeyse 4 derecelik veya 8 dolunaylık bir alan kaplar.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Evet, kendine doktora gitmeden teşhis koyma alışkanlığı gerçekten vardır. Bu durumun adı “siberhondri”dir. Özellikle internetin yaygınlaşmasıyla birlikte birçok insan, küçük bir belirti hissettiğinde Google’a başvurarak ciddi hastalık isimlerine ulaşır. Ve orada gördüğü bilgiler, kişide farkında olmadan kaygıyı büyütür. Zamanla kişi, en ufak baş ağrısında tümörden şüphelenmeye, mide ağrısında kanser korkusu duymaya başlar.

Bu sadece “fazla merak” değildir. Bu durum, zihnin belirsizliğe dayanamayışıyla ilgilidir. Yani kişi aslında sadece hastalıktan değil, bilinmezlikten korkar. Ve o bilinmezliği kendi başına “tanımlamak” ister. Bu da kontrol hissi verir. Ancak bu kontrol yanılsaması zamanla gerçek tıbbi yardım alma davranışını geciktirir ya da tamamen bozar.

Bu alışkanlık kaygı bozuklukları (özellikle sağlık anksiyetesi), hipokondriyazis (halk arasında "hastalık hastalığı" diye bilinir), ve obsesif düşünce tarzları ile bağlantılı olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu kişiler genellikle doktora gitmeyi erteler çünkü ya “zaten ne olduğunu biliyorum” der ya da “ya çok kötü bir şey çıkar” korkusuyla kaçınır. Bu da onları içinden çıkılmaz bir zihinsel döngüye sokar: hem sürekli hasta hissederler, hem de asla emin olamazlar.

İlginç olansa şu: Zihin, inandığı bir hastalık varsa, bedende o hastalığa ait belirtileri bile taklit edebilir. Buna “psikosomatik belirti” denir. Yani kişi mide kanseri olmadığında bile mide bulantısı hissedebilir — çünkü zihin, o senaryoya göre çalışmaya başlamıştır.

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı
Çeviren 14 Aralık 2018 38 dk.

Egoizm tanımlayıcı veya normatif bir görüş olabilir. En bilinen tanımlayıcı görüş olan "psikolojik egoizm" her bireyin yalnızca bir nihai amacı olduğunu ve bunun kendi refahı olduğunu iddia eder. Egoizmin normatif formları, bireyin ne yaptığını tanımlamak yerine ne yapması gerektiği ile ilgili iddialarda bulunur. Etik egoizm bir eylemin ahlaki açıdan doğru olması için, rasyonel egoizm ise bir eylemin mantıklı olması için bireyin çıkarını en üst düzeye çıkarmasının gerekli ve yeterli olduğunu iddia eder.

Egoizmin bütün formları “çıkar” kelimesinin açıklanmasını gerektirir. Burada iki ana teori vardır: Tercih veya istek anlatımları, çıkarı bireyin kendi arzularının tatmini olarak tanımlar. Genelde ve en makul biçimiyle bu arzular bireyin kendisini ilgilendiren isteklerle sınırlıdır. Bir isteği bireyin kendisiyle ilgili yapan şey tartışmalıdır ama bazı net ve karşıt durumlar vardır. Bireyin kendi memnuniyeti için olan isteği bireyin kendisiyle ilgiliyken başkalarının refahı için olan isteği kendisiyle ilgili değildir. Objektif anlatımlar çıkarı arzu edilip edilmediğinden bağımsız olarak değerlendirilen durumla (örneğin erdem veya hakikatle) açıklar. Çıkarı bireyin memnuniyetiyle açıklayan hazcılık (hedonizm), bireyin isteklerinin haz olarak sayılıp sayılmayacağına bağlı olarak, ya bir tercih ya da objektif bir anlatımdır.

149
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arda Keskin
Arda Keskin
22K UP
Üye 8 Haziran 2020 1 Cevap
(0 kelvinde elektronlar durur mu)
764 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Meriç Öztürk
Seslendiren 2 gün önce 25:31
Uzaydan gelen mesaj "Free İmamoğlu" mu diyor? Bir garip sinyal deyip geçmeyeceğiz! Astrositlerin üstüne vazife mi hafıza oluşumuna yardımcı...
4
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Bilime Dair Her Şey konusunda geliştirebilirsin.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close