Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ögetay Kayalı
Çeviren 10 Temmuz 2020
3 Temmuz’da Güneş’e en yakın konumundan geçerek şu anda Güneş Sistemi dışına doğru ilerlemekte olan NEOWISE (C/2020 F3) kuyruklu yıldızı, yeryüzünde şafak sökmeden hemen önce, giderek daha da parlak bir şekilde kendini göstermeye devam ediyor. Alçak yörüngeden de, gün doğmadan hemen önce görünüyor. Bu görsel, Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) tarafından 5 Temmuz tarihinde, doğu ufkunda Güneş parlamadan hemen önce çekildi. Öte yandan görselin sağ tarafında, gün doğumunda kendini gösteren gökyüzündeki önemli işaretçilerden Venüs görülmekte. Onun hemen üzerindeyse kız kardeşler olarak da bilinen Pleiades yıldız kümesi görülüyor. Yeryüzünden bu kuyruklu yıldızın gözlemini yapmak isteyenler, çıplak gözle de rahatlıkla görebilirler fakat bir dürbün aracılığıyla bakılırsa, manzara çok daha şahane olacaktır.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Mart 2014 12 dk.

Evrim, halk arasında son derece sınırlı bir ölçekte bilinmektedir. Bunun birçok sebebi vardır. En temeli, bilindiği üzere biyolojinin sahalarından biri olarak doğan; ancak sonradan bilimin her bir köşesine ulaşacak kadar güçlenen evrimsel biyolojinin sadece şahsi inançlarla ilgili kısmında tartışmaların süregeliyor olmasıdır. Birçokları, evrimin detaylarını merak etmez; kendi düşünceleriyle ters düşmediğine kendini ikna edecek kadar diğerleriyle tartışmaya girmesi, bu kişiler için yeterlidir. Kısaca evrimle ilgileniyormuş gibi gözüken birçok kişi için evrim, bir masabaşı muhabbetinden, internette stres atmak için tartışma gruplarında kullanılan bir araçtan ibarettir. Ancak ortalama Evrim Ağacı okuyucusunun bu sığ düzeyden çok daha ötede olduğunu düşünüyor ve umuyoruz. Bu sebeple, bu yazı dizimizde ilk defa Türkçe ve detaylı olarak evrimin matematiğini anlatmaya çalışacağız.

İlk etapta bu satırları okuyan birinin aklına gelecek ilk soru, sanıyoruz ki "Evrimin matematikle ne alakası var ki?" sorusu olacaktır. Bu oldukça doğaldır ve sebebi yukarıda açıkladığımız gibidir: birçokları, evrimi sadece bir tartışma konusundan ibaret görmektedir. O tartışmalarda sıklıkla evrimin pratik geçmişinin 150 yılı, teorik geçmişinin ise 2000 yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğundan bahsedilir; ancak bu sayıların önemi ve uzunluğu üzerinde pek durulmaz. Haydi teorik geçmişini bir kenara bırakalım ve Darwin'in Türlerin Kökeni'ni yazmasından sonraki evrimsel biyolojinin gelişim dönemine odaklanalım. Bu 150 yıl bile, modern bilimin birçok dalı için oldukça fazla bir sayıdır. Bir diğer deyişle, bilimin yaygın sahaları haline gelmiş birçok alan, evrimsel biyolojiye kıyasla günümüze çok daha yakın zamanlarda keşfedilmiş, geliştirilmiştir. 

140
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Mart 2014 13 dk.

Bir önceki yazımızda mutasyonların sandığımızdan çok daha hızlı ve fazla miktarda popülasyonlara dahil olduğundan bahsetmiştik. Hatırlayacak olursanız, türümüzde bile en kötü ihtimalle her nesilde ortalama 2 yeni mutasyonun popülasyona dahil olduğunu açıklamıştık. Peki bu mutasyonların evrime etkisi nedir? Bu yazımızda buna göz atacağız. Evrim ve genel olarak bilim karşıtları mutasyonlardan söz ederken "Mutasyonların hepsi zararlıdır." gibi bir argüman kullanmaktadır. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu bir önceki yazımızda göstermiştik. Evrimsel biyologlar ise, bir doğa yasası olan evrimi ve bu yasanın mekanizmalarından biri olan mutasyonları anlatırken "Evrim mutasyonlarla olmaz. Mutasyonlar sadece çeşitlilik yaratabilir. Kendi başlarına evrime neden olamaz." derler. Biz de, Evrim Ağacı olarak bunu sıklıkla söyleriz. Peki bu ne demektir? Neden mutasyonlar evrime neden olamaz? Mutasyonların evrimdeki yeri nedir?

Mutasyonların evrimle ilişkisini görmek için öncelikle evrimin "ölçü birimi" olarak düşünebileceğimiz uyum başarısı (fitness) kavramını anlamamız gerekiyor. Bunun matematiğine sonradan, özellikle seçilimin matematiksel analizini yaparken gireceğiz. Ancak şu etapta bilmeniz gereken, bir türün bir popülasyonu içerisinde yaşayan bir bireyin hayatta kalma ve üreme başarısının 0 ile 1 arasındaki (ya da yüzdelik dilimdeki) ifadesine uyum başarısı adını veririz. Uyum başarısı, hayatta kalabilme oranı ile üreme miktarına bağlı olarak hesaplanmaktadır. Bunların detaylarına daha sonradan gireceğiz. En temel düzeyde uyum başarısının, tüm popülasyon için hesaplanabileceğini bilmenizde fayda vardır. Bu tür uyum başarısına ortalama uyum başarısı adını veririz. Bir türün ortalama uyum başarısı ve bunun değişim miktarı, yönü ve hızı; o türün ne yöne doğru evrimleştiğini, yok olup olmayacağını, nesiller sonra gen frekanslarının neye evrimleşeceğini belirlemektedir. Dolayısıyla evrimin en temel kavramlarından birisi uyum başarısıdır.

87
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Beste Zorlu
Beste Zorlu
150K UP
Uyarlayan 2 gün önce 3 dk.

Doğada canlı gruplarının avcılarına karşı geliştirdiği farklı savunma mekanizmaları mevcuttur; kamuflaj, mimikri, çeşitli özelleşmiş yapılar ve zehir bu savunma başında gelir. Bu mekanizmaların arasında doğası sebebiyle en çok çalışılan ve merak uyandıran başlık zehirdir.[1][2]

Özellikle bazı canlı grupları zehirleri nedeniyle "en çok korkulan", "en tehlikeli" gibi isimlerle anılır olmuştur. Bazı böcekler, örümcekler, kurbağalar, yılanlar, kaplumbağalar zehirlidir ve her biri yaşadığı habitatın coğrafyasına göre farklı kimyasal içerikli zehirlere sahiptir. Bu başlıklar içerisinde yılanların zehirleri en tehlikelilerden biri olarak kabul görür.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Rohat Alptekin
Rohat Alptekin
1,776 UP
Öğrenciyim 18 Nisan 2024 Sen de Cevap Ver

Bence küçükken cinsel tramvalar yaşayan insanlar büyüdüklerinde cinselliğe karşı daha uzak bir tavır sergilerler.Çünkü büyüdükleri zaman cinsel bir eylem gerçekleştirmek istediklerinde akıllarına küçükken yaşadığı travmalar ve olaylar geleceği için ve bu olaylar ve travmalar da bireyi üzeceği için cinsellik o fark etse de fark etmese de bilinçaltında kötü bir şekilde yer alacak. Bunu şöyle örneklendirebiliriz. Örneğin küçükken size gitar çalmanızı gerektiğini söylüyorlar ve siz her gitar çaldığınızda çok şiddetli rahatsız edici bir ses ortaya çıkartıyorlar. Bu bir yerden sonra sizin bilinçaltınızda gitarın sizin için kötü bir şey olduğunu ve sizi rahatsız ettiği anlamını ortaya çıkarır Bu yüzden büyüseniz bile gitar çalmaya karşı bir önyargınız oluşur ve bu küçüklükten büyüklüğe kadar tıpkı bir tohum gibi büyüyebileceği için bunu kırmak zordur.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Yazar 27 Şubat 2016 1 dk.

Endişelendiğimizde kalp çarpıntılarını veya avuç içlerimizin terlediğini hepimiz deneyimlemişizdir. Peki, tüm bu hislerimizin deri/kabuk değiştiren böceklerle de bir ilgisi olduğunu biliyor muydunuz? Öncelikle bu bağlantının kilit terimi olan “nöropeptit”leri ve onların evrimsel süreçteki yerini açıklayalım.

Nöropeptitler, bütün hayvanların beyninde ve sinir sisteminde nöronların (sinir hücrelerinin) birbirleriyle iletişimini sağlayan ve böylelikle metabolizmada pek çok fizyolojik (işlevsel) düzenleme ve davranışı gerçekleştiren proteinlerdir. İnsanda endişe durumlarını denetleyen nöropeptitler ile böceklerde deri/kabuk değişimini sağlayan nöropeptitlerin ortak bir evrimsel geçmişi vardır. 

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berkay Atalas
Uyarlayan 12 Mayıs 2019 2 dk.

Günümüzde uçabilen memeliler kollarından bacaklarına kadar uzanan patagium isimli bir deri tabakası sayesinde kendilerini yüksek bir noktadan bıraktıklarında havada kalabilirler. Yarasalar ise bu deri tabakasını vücutlarını yerden havalandırmak için kullanabilmektedir. Çin’de keşfedilen yeni bir dinozor fosili ise bu yapının dinozorlarda da ortaya çıkmış olduğunu, daha önce bulunmuş kuzeni ile birlikte ispatlıyor. Ambopteryx longibrachium adı verilen bu türün üyelerinin kollarının altında bir deri tabakası bulunmaktaydı. Günümüzdeki yarasa kanatlarına benzeyen bu yapılar canlının süzülmesini hatta belki de yarasalarda olduğu gibi uçabilmesini sağlıyordu. Yaklaşık 160 milyon yıl önce Geç Jura'da yaşamış olan bu non-avian theropod, yaklaşık 32 santimetre boyunda ve 306 gram ağırlığındaydı. Ayrıca vücudunun oldukça küçük ve hafif olması, uçabiliyor olduğu tezini de desteklemekte.

Fosil bundan iki yıl önce Çin’in Wubaiding köyünde yaşayan bir köylü tarafından bulundu. Bulunan örnekler palentolog Min Wang tarafından incelendi ve bir dinozor olduğu tespit edildi. Bu bölgede daha önce bulunan fosillerin yalnızca birkaç semender fosili olmasından dolayı Min Wang örneklerin bir dinozora ait olduğunu tespit ettiğinde sevinç çığlıkları attığını söylüyor.

68
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Krdln07 Krdln
Üye 17 saat önce Henüz cevap yok.
Keseye göre tahmin yapabilirmisiniz merak ediyorum 9 haftalığız?
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Ufuk Derin
Aktaran 6 gün önce 4 dk.

Probiyotikler hayatımızın her alanında kendilerine yer buluyor. Sindirimimize yardımcı oluyor, bağırsak floramızı düzenliyor ve bize daha pek çok fayda sağlıyorlar. Bunların yanı sıra, tehdit altındaki mercan resiflerini kurtarmak için kullanılabiliyorlar. Haziranda Frontiers in Marine Science dergisinde yayınlanan bir çalışmada bakteriyel bir probiyotik, Florida açıklarındaki doğal ortamda zaten taş mercan doku kaybı hastalığına yakalanmış mercan kolonilerindeki hastalığın yayılmasını yavaşlatmayı başardı.[1] Çalışma, yeni probiyotik tedavisinin mercan kolonilerine uygulanmasının daha fazla doku kaybını önlemeye yardımcı olduğunu gösteriyor.

Taş Mercan Doku Kaybı Hastalığı ilk olarak 2014 yılında Florida'da ortaya çıktı. Aradan geçen 11 yıl içinde bu hastalık Karayipler'e hızla yayıldı. Bu gizemli hastalığın, en az 20 diğer ülke ve bölgede de tespit edildiği bildiriliyor.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İşte Bilim
İşte Bilim
3,058 UP
6 gün önce
H
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce İzmir₺9.000,0015 Haziran
Mekanobiyoloji: Canlı Dokuların Mekanik Şifresi
15 Haziran 2025 15:00 tarihinden 22 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Mekanobiyolojinin temel kavramları; özellikle hücrelerin birbirleriyle ve çevreleriyle etkileşimlerinde, hücre bölünmesinden hücre farklılaşmasına ve ölümüne kadar farklı hücresel süreçlerin temellerinde mekanik etkilerin rolünü anlamak için disiplinler arası bir yaklaşım.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Şubat 30 dk.

Dünya, uzaydan gelen küçük taş parçacıklarından dev asteroidlere kadar farklı boyutlarda gök cisimlerinin sürekli bombardımanı altındadır. Neyse ki, gezegenimizin atmosferi küçük meteoroid ve toz parçalarını yakarak bizleri korur. Her gün tonlarca minik meteor Dünya atmosferine girer ve yanarak meteor (halk arasındaki tabirle "yıldız kayması") olarak görülür. Ancak çok daha büyük cisimler (asteroitler) nadiren de olsa Dünya'ya ulaşabilir ve ciddi hasarlar verebilir. Özellikle çapı birkaç metreyi aşan cisimler atmosfere girdiğinde tamamen yanmayıp patlayarak veya yüzeye ulaşarak tehlikeli olabilirler. Örneğin 2013 yılında Rusya'nın Çelyabinsk kenti üzerinde 20 metre çapındaki bir asteroidin atmosfere girmesiyle meydana gelen patlama, nükleer bir bomba gücünde enerji açığa çıkarmış ve bu olayın şok dalgası binden fazla kişinin yaralanmasına yol açmıştır. Bu tür olaylar, asteroid çarpması riskinin soyut bir bilimkurgu hikâyesi değil, gerçek bir tehdit olduğunu göstermektedir.

Asteroid çarpması riski, genellikle çarpması beklenen cisimleri boyutları ve çarpışma sıklığına (frekansa) bağlı olarak belirlenir. Küçük çaplı (birkaç metre boyunda) asteroidler Dünya atmosferinde genellikle parçalanır ve yere ulaşamazlar; ancak orta boyutlu bir asteroid (örneğin 50 metre çapında) bir şehri yok edecek enerjiye sahip olabilir. Daha da büyük olan (140 metre ve üzeri) asteroidlerse bölgesel felaketlere ve kilometrelerce çapta yıkıma neden olabilir. Örneğin bilim insanları yaklaşık 140 metre çapında bir asteroidin okyanusa düşmesi halinde kıyı bölgelerini vuran dev tsunamiler üretebileceğini belirtiyorlar.

94
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Pelin Yaşar
Pelin Yaşar
105K UP
Türü Ekleyen 2 gün önce
Melanargia larissa, Nymphalidae familyasına bağlı, genellikle kara ve beyaz desenli kanatlara sahip bir kelebek türüdür. "Dama kelebeği" olarak da bilinir. Türkiye'de yaygın olarak step ve dağlık bölgelerde, özellikle 1000 m üzeri rakımlarda görülür. Tırtılları buğdaygil familyasındaki bitkilerle beslenir. Kanatlarındaki göz benekleri ve dama desenleriyle kolayca tanınır.
3
İşte Bilim
İşte Bilim
3,058 UP
6 gün önce
Io, Jüpiter’in etkileyici bir uydusu:


3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
1
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close