Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Markarian Zinciri

Başak Galaksi Kümesi‘nin kalbine yakın bir yerde, Markarian Zinciri olarak bilinen galaksi dizisi, bu derin teleskop görüntüsünde uzanıyor. Merceksi galaksiler M84 (altta) ve M86, alt merkezdeki kareye demirlenmiş. Zinciri yukarı ve sağa doğru izleyebilirsiniz. Merkeze yakın yerde, NGC 4438 ve NGC 4435 olarak isimlendirilmiş etkileşim halindeki galaksileri görebilirsiniz. Bunlar bazıları tarafından Markarian’ın Gözleri olarak bilinir. Merkezi, tahmini olarak 50 milyon ışık yılı uzaklıkta olan Başak Kümesi, en yakın galaksi kümesidir. Yaklaşık 2000 üye galaksiye sahip olduğundan, kendi Yerel Galaksi Grubu‘muz üzerinde önemli bir kütle çekim etkisine sahiptir. Başak Kümesi içinde, Markarian Zinciri’ndeki en az yedi galaksi tutarlı bir şekilde hareket ediyor gibi görünüyor. Ancak diğerleri zincirin şans eseri bir parçası olmuş gibi durmakta.

22 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Ginge Anvik
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat
Ufuk Derin
Aktaran 5 gün önce 3 dk.

Balıklar cilt bakımı yaptırmak istediklerinde nereye giderler dersiniz? Mercan resifleri, balıklar için doğal "güzellik salonları" gibidir. Bu güzellik salonları, küçük "temizlikçi" balıkların kendilerine hizmet etmesini bekleyen balık "müşteriler" ile dolu, hareketli sosyal aktivite alanlarıdır.

Tıpkı bir araba yıkama ekibinin Buick marka bir arabanın her köşesini temizlemesi gibi bu küçük balıklar da müşterilerinin etrafında ve bazen ağzının içinde özenle çalışıp müşterilerinin pullarındaki bakterileri ve parazitleri özenle temizliyor. Hatta bazen bu minik temizlikçiler, müşterilerine sürtünerek rahatlatıcı bir masaj bile yapıyor. Peki acaba bu güzellik salonlarını temizlik dışında resif boyunca mikropların ve bakterilerin yayılmasında da iyi veya kötü bir rol oynuyor olabilir mi? Örneğin tıpkı yoğun sağlık klinikleri gibi hastalık taşıyan mikropların yayılmasına neden oluyorlar? Yoksa faydalı mikroorganizmaların resif sakinleri arasında paylaşılmasını mı sağlıyorlar? Bu soruların cevabı, mercan resiflerini koruma ve yeniden canlandırma çabaları açısından büyük önem taşıyor.

4
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Şubat 2019 15 dk.

Çoğu akademisyen ve bilim insanı, bilimin popülerleştirilmesinin önemini çok iyi bilir. Bu kişiler genellikle bilimin sadece bilim için değil; aynı zamanda halk için de olduğu nosyonunu şiar edinirler. Bu nedenle çocuk kitapları, popüler bilim kitapları, çizgi filmler, belgeseller, halka açık seminerler gibi faaliyetleri sürdüren popüler bilimcileri alttan alta veya açık bir şekilde desteklerler.

Ancak bilim insanları arasında "kariyer bilimcisi" olarak adlandırılan bir diğer grup bilim insanı, bilimin halk için değil; bilim için olduğu nosyonunu şiar edinerek; popüler bilimin sadece medyatik ve şova dönük bir uğraş olduğunu; popüler bilimle uğraşan akademisyenlerin "gerçek bilim insanı" olmadığını, dolayısıyla bu kişilerin akademik sıfatlarının geçersiz olduğu, profesyonel bilim organizasyonlarında yer almamaları gerektiğini; bilim insanlarının tek değer ölçüsünün yayınladıkları akademik makaleler olduğunu savunmaktadırlar.

197
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
395K UP
Yazar 27 Mayıs 2019 1 sa.

Bir disiplini tanımlamak, onun konusunu, yöntemini, amacını ve diğer disiplinlerle olan benzerliği ve farklılığını ortaya koymayı da içermelidir. Bunlar yapılmadıkça disiplini tanımlama girişimi kendi içinde birçok potansiyel sorun ortaya çıkarabilir. Din felsefesini tanımlama girişimleri çoğu zaman bu potansiyel sorunları gözden kaçırabilmektedir.

Din felsefesinin konusunu din, yöntemini ise felsefe oluşturmaktadır. Dine dair tüm kavram ve çalışma alanlarını felsefi yöntem ve perspektifle ele alan bu disiplin; bilişsel bilimlerin inancı (İng: faith) ele alan çalışma alanlarıyla beraber din psikolojisi, din antropolojisi ve din sosyolojisi de dahil olmak üzere son yılların en hızlı gelişen alanlarından biridir. 60 yıl öncesine kadar din felsefesinde uzmanlaşmış profesyonel felsefeci sayısı görece az iken, bugün birçok alanda aynı anda hatırı sayılır çalışma yapan felsefeciler mevcuttur. (Graham Oppy, Paul Draper, Micheal Martin, William Lane Craig, Richard Swinburne, Alvin Plantinga vb.) Öyle ki din felsefesi, felsefenin en geniş kapsamlı alanlarından biri gibi görünmektedir. Din felsefesinin zihin felsefesi, bilim felsefesi, epistemoloji, etik ya da metafizik gibi diğer felsefi alanlarla doğrudan olarak; fizik, nöroloji gibi felsefe dışı disiplinlerle de dolaylı olarak ilişki içinde olmaması neredeyse imkansızdır. Bu nedenle din felsefecileri asgari düzeyde bahsedilen diğer alanlara dair de bilgi sahibi olmak konusunda dikkatli davranmışlardır. 

314
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Osman Akman
Çeviren 5 Mayıs 2023
Shackleton krateri, Ay'ın güney kutbunda yer alıyor. 21 kilometre çapındaki kraterin kenarlarını oluşturan zirveler güneş ışığı altında, ancak zemini daima bu zirvelerin gölgelerinin karanlığında kalıyor. Yine de Shackleton kraterinin gölgeli dış duvarı ve zemininin bu görüntüsü, Ağustos 2022'de fırlatılan Kore Ay Keşif Uydusu (Korea Pathfinder Lunar Orbiter-KPLO) üzerinde bulunan NASA'nın ShadowCam aygıtı ile yakalandı. Ay Keşif Uydusu'nun (Lunar Reconnaissance Orbiter) Dar Açı Kamera'sından yaklaşık 200 kat daha hassas olan ShadowCam, Ay yüzeyinin daimi gölgede kalan bölgelerini fotoğraflamak için tasarlandı. Direkt güneş ışığından korunan bu bölgeler, gelecekteki Ay görevleri için kullanışlı olabilecek su buzu ve diğer değişken maddelerin antik kuyruklu yıldız çarpmaları sonucu birikmesi öngörülen yerler olarak görülüyor. Tabi ki bu daimi gölgede kalan bölgeler etraflarındaki Ay yüzeyinden yansıyan güneş ışığıyla bir miktar aydınlanıyorlar. Bu büyüleyici ShadowCam fotoğrafında, Shackleton kraterinin kenarından aşağı yuvarlanan bir kayanın izleri ok işaretiyle gösteriliyor. Görüntü ölçeği fotoğrafın alt kısmında belirtilmiş durumda.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnceleme
Habil Temiz
İnceleyen6 3 gün önce
Başlangıcı gerçekten bir John Wick Spin-Off'u gibi başlasada,ilerleyen vakitlerde aksiyonun yerini neredeyse bilim kurgu alan,birçok yapımda önemli işler barındıran yıldızları gereksiz harcayan,izlediğimiz 'gerçek' aksiyonun ve dikkat çekici anların neredeyse çoğunu sadece John Wick tarafından izlediğimiz, artık aşina olduğumuz 'intikam' senaryolu bir yapım olmuş.Yerinde aksiyonlar ve sahnelerin yanı sıra dikkat çekici atmosfere ve bunun bir sadece spin-off olduğunu hatırlatsada,Ana de Armas'ın ciddi bir rolü kaldırabilip kaldıramamasını sorgulattı.Yine de oyuncuların ve yapım ekibinin bir spin-off olması için elinden geldiğince uğraşları belli oluyor.
Film
6.5/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Muhammed Emin Çoban
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, Hatay
Bir çay kenarında kavun kabuğuna konmuş haldeydi ne olduğunu merak edip fotoğrafladım.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ruhiye Erulaş
Çeviren 13 Kasım 2019 20 dk.

Michael Lässig, 19 Ocak 2030 gecesi (hala yaşadığını ve gökyüzünün pırıl pırıl olacağını varsayarsak), Almanya'nın Cologne şehrindeki evinden dışarı adımını attığında dolunayı göreceğinden emin olabiliyor.

Lässig'in bunun gerçekleşeceğine dair bu güveni, gelecekten psişik mesajlar almasından kaynaklanmaz. Ay'ın dolunay halinde olacağını bilir; çünkü bunu ona söyleyen fizik bilimidir. Cologne Üniversitesi'nde fizikçi olan Lässig şöyle diyor:

76
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 31 Ocak 2023 Sen de Cevap Ver

Genel Coğrafya, Prof.Dr. İbrahim Atalay

Coğrafya bir derya. Bir çok alt alanı olan bir bilim. Hem hangi alanla ilgili olduğunu belirtmediğiniz için hem de akademik mi, üniversiteye hazırlık mı şeklinde bir bilgim olmadığı için , hemen hemen hepsine değinen bir kitap önerebilirim. Kapsayıcı ve dili anlaşılır bir kitap.

Prof. Dr. İbrahim Atalay / Genel Coğrafya

Tüm Reklamları Kapat

Tercih ederseniz coğrafyanın diğer alt dalları ile ilgi de üniversite düzeyinde kitapları mevcut. Liselere yönelik kitaplarının yanı sıra, bulabilir iseniz, eskiden ortaokullar için hazırlanmış coğrafya kitapları en yalın ve anlaşılır şekilde yazılmış olanlarıdır. Umarım yararı dokunur.

Kaynaklar

  1. İbrahim Atalay. (2011). Genel Coğrafya. Yayınevi: Kişisel yayınlar. sf: 464.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ahmet Alper Yüksel
İnceleyen10 31 Mart
Toplum Sözleşmesi’nin yazarı Rousseau, bu eseri için “Epeyi önce gücümü tatmaksızın yazmaya kalkıştığım ama o gün bugün bir yana bıraktığım daha geniş bir yapıttan alınmıştır” demiştir. Rousseau’nun bu sözünde bahsettiği yapıt “Politik Kurumlar”dır.

Toplum Sözleşmesi, taslak halindeki bu yapıtın bir bölümünden ibarettir.

Kitap dört ana bölümden oluşur.

Birinci bölümde yazar okuyucuya mülkiyet ve kölelik hakkındaki görüşlerini aktarır. “Toplum Sözleşmesi”nden de ilk bu bölümde bahseder:

“Üyelerinden her birinin canını, malını, bütün ortak güçle savunup koruyan öyle bir toplum biçimi bulmalı ki, orada her insan, hem herkesle birleştiği halde yine kendi buyruğunda kalsın, hem de eskisi kadar özgür olsun. İşte toplum sözleşmesinin çözüm yolunu bulduğu ana sorun budur.”

Rousseau kölelik hakkındaki düşüncelerini şu şekilde ifade eder:

“Bir insan kendini karşılıksız olarak bağlar demek, saçma, akıl almaz bir şeydir. Böyle bir davranış yolsuz olduğu kadar gereksizdir de. Çünkü böyle davranan bir kimsenin aklı başında değildir.”

İkinci bölümde Rousseau, egemenliğin bölünmezliğinden ve çeşitli yasama sistemlerinden bahseder. “Yasa” ve “yasacı” hakkındaki görüşlerini ifade eder.

Yazara göre:

“Genel istem yasalarla dile gelir. Toplum içinde bir birleşmenin koşulu olan yasalara uyan halk, yasaları koyan halkın kendisi olmalıdır.”

Yazar, halkın her zaman kendisi için iyi olanı istediğini ancak yeterince donanımlı olmadığı için iyi ile kötüyü her zaman ayıramayacağını ifade eder:

“Halkın kendisi hep iyilik ister ama kendi başına iyiliğin nerede olduğunu göremez her zaman.”

Rousseau’ya göre iyi bir yasacı oldukça nadir bir değerdir:

“Büyük bir krala binde bir rastlandığı doğruysa, büyük bir yasacıya ne kadar az rastlanılacağını varın kıyaslayın!”

Yasacı, kraldan çok daha önemlidir.

“Yasacı makineyi bulan mühendistir, kralsa onu kurup işleten bir işçiden başka bir şey değildir.”

Üçüncü bölümde Rousseau, hükümet hakkındaki görüşlerinden ve yönetim biçimlerinden bahseder.

“Hükümet, yersiz olarak, egemen varlıkla karıştırılır. Oysa hükümet, egemen varlığın sadece bir aracıdır.”

“Tek ve mutlak bir hükümet biçimi yoktur; belki büyüklük bakımından birbirinden ayrı ne kadar devlet varsa, öz bakımından da o kadar ayrı hükümet vardır.”

Yazar kitapta üç farklı yönetim biçiminden bahseder: Demokrasi aristokrasi ve monarşi.

Roussseau’ya göre demokrasi ile yönetilmek “tanrıların harcı”dır.

“Bir Tanrılar ulusu olsaydı, demokrasi ile yönetilirdi. Böylesi olgun bir yönetim insanları harcı değil.”

Aristokrasinin üç çeşidi vardır: Doğal, seçime bağlı ve soydan geçme aristokrasi.

“Seçime bağlı aristokrasinin, iki gücün birbirinden ayrı olması dışında, üyelerinin seçkin olması gibi bir üstünlüğü vardır.”

Monarşi, Rousseau’ya göre üç yönetim biçimi arasındaki en kötü yönetim biçimidir

“Halk, adamlarının seçmekte hükümdarlardan daha az yanılır. Cumhuriyet yönetiminin başında bir budalanın bulunması kadar kralın bakanları arasında gerçek değerde bir kimsenin bulunması da binde bir rastlanır bir şeydir.”

Rousseau, milletvekili/temsilcilere sıcak bakmaz:

Egemenlik hangi nedenlerden ötürü başkasına aktarılamazsa, yine aynı nedenlerden temsil de edilemez.”

“Milletvekilleri milletin temsilcileri değildirler ve olamazlar. Olsa olsa geçici işlerinin görevlileri olabilirler; hiçbir kesin karara da varamazlar.

Kitabın dördüncü bölümünde oy, seçim gibi konulardan ve dinin toplumdaki yerinden bahsedilir.

“Halk toplantılarda ne kadar birlik olursa, yani oylar birliğe ne kadar yaklaşırsa, genel istem de o kadar baskın çıkar; uzun tartışmalar, ayrılıklar, gürültü patırtılarsa, özel istemlerin ağır bastığını ve devletin sonunun geldiğini haber verirler.”

Toplum Sözleşmesi, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün felsefesinin oluşmasında katkısı olan kitaplardan biridir. Kitap, “Aydınlanma Düşüncesi”nin yapı taşlarından biri niteliğindedir.
10.0/10
(12 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XLIX (49) - Fransızca Aslından Çeviren: Vedat Günyol
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 12 Haziran 2016 5 dk.

Diyalekt (ya da lehçe, çeşit), bir dili konuşan kişilerden oluşan grupların sözcükleri ifade ediş biçimlerinin birbirinden farklı olması durumudur. Farklı lehçelerde farklı kelimeler, dil bilgisi yapıları ve ifade ediş biçimlerine rastlamak mümkündür. Ancak çoğu durumda aynı dilin farklı lehçelerini kullanan kişiler birbirlerini anlayabilirler. Diyalektlerin aksan, bireysel dil, ağız gibi diğer dilbilimsel kavramlardan farkını anlamak için, dil evrimine kısa bir bakış atmamız gerekmektedir.

Kültürel birer eleman (yani bir "mem") olan diller de canlılar gibi evrimleşebilir yapıdadır; en azından biyolojik evrimin canlı organizmalar üzerindeki etkilerine çok benzer süreçleri dillerin evriminde de görmek mümkündür: Örneğin tıpkı canlı popülasyonlarında olduğu gibi, lehçelerde de genellikle kademeli bir geçiş görülür; dolayısıyla birbirlerine daha yakın coğrafyalarda yaşayanlar, birbirlerinin lehçesini daha da iyi anlayabilirler. Benzer şekilde, tüm dillerin içinde belirli bir çeşitlilik (varyasyon) vardır ve bu varyasyonları çok çeşitli biçimlerde kategorize etmek mümkündür.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
3 gün önce
Amerikalı matematikçi David Bryant Mumford 11 Haziran 1937'de doğdu. Cebirsel geometri alanındaki çalışmalarıyla 1974 Fields Madalyası'nı kazandı. 1980'lerde araştırma odağını görsel algılama ve örüntü teorisine kaydırdı. Bu alanda matematiksel modelleme teknikleri geliştirdi. MacArthur Bursu'nu aldI. 2010'da Ulusal Bilim Madalyası'na layık görüldü.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 10 Temmuz 2021
Geçmişteki şeyleri hatırlamak, o şeyleri geçmişte olduğu şekilde hatırladığınızı garanti etmez.
Kaynak: In Search Of Lost Time: Swann's Way (TED-Ed)
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
51
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close