Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağlar Solak
Yazar 30 Ocak 2012 12 dk.

Evrim, türlerin sadece dış görünüşlerini belirleyen bir biyolojik süreç değildir. Bu doğa yasası, türlerin tercihlerini, eğilimlerini ve karar mekanizmalarını da belirleyen bir süreçtir. Elbette bir canlının her özelliği %100 genlere bağlı olarak belirlenmez. Özellikle sosyal yapısı olan canlılarda içerisine doğulan kültür, bu kültürün yapısı, ebeveynlerin yavrulara olan (olumlu veya olumsuz) katkıları, bireylerin kendi başlarından geçenler (yaşam hikayeleri) ve daha nice öngörülemez, evrim tarafından şekillendirilemez, kaotik bir biçimde etki eden unsurlar bir canlı soy hattının gidişatına etki eder. Ancak bireyler bazında değil de toplumun geneli bazında çalışılacak olursa ve bir tür için var olan ancak değişime de açık olan "normlar" incelenecek olursa, bazı tercihlerimizin o kadar da öznel olmadığı, türün belli seçeneklere diğerlerine göre daha yatkın olduğu görülür. Bu ortak tercihler elbette bir türün tüm bireylerini tanımlamaya yetmez; ancak yine de bize türün evrimsel geçmişi hakkında çok kıymetli bilgiler sunarlar. 

Unutulmaması gereken en kritik nokta, evrimsel psikolojinin ayıklamaya çalıştığı bu ortak tercih eğilimlerinin bizim biyolojik evrimimizle ilgili olduğudur. Ancak türümüz, artık sadece biyolojisiyle tanımlanamayacak bir türdür. Çünkü biyolojik evrim, kültürel evrimin hiçbir türde görülmediği kadar karmaşık ve güçlü bir şekilde insan organizmasını şekillendirmesini tetiklemiş ve mümkün kılmıştır. Dolayısıyla kültürümüz de tercihleri doğrudan etkilemekte, şekillendirmekte, hatta yeri geldiğinde biyolojik evrimimizle zıt düşecek noktalara taşıyabilmektedir. Bunlar da psikologlar, zoologlar, antropologlar ve etologlar tarafından incelenmektedir. Önemli olan bu iki sahanın verilerini birleştirerek varlığımızı ve nasıl evrimleştiğimizi, günümüzde nasıl kararlar aldığımızı ve bu kararlarımızda biyolojimiz ile kültürümüzün ne kadar rol oynadığını anlayabilmektir. Bu açıdan, iki tür evrimimizin de anlaşılmasının muazzam önemli olduğu kanaatindeyiz.

169
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0020 Temmuz
Atomlardan proteinlere: Yapısal Biyoloji ve Yapısal Taklit
20 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 27 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Amino asitler nasıl bir araya geliyor, 3 boyutlu yapı nasıl oluşuyor? Protein yapılarını çözmek, incelemek ve karmaşık protein etkileşimlerini anlamak için hangi teknikleri kullanıyoruz? Etkinlikte bu sorulara cevap ararken, teorik ve pratik oturumlar aracılığıyla protein yapılarını ve etkileşimlerini inceleyeceğiz. Pratik derslerle veritabanı kullanımı (NCBI BLAST, Expasy), protein görselleştirme (PDB, Chimera X), yapı modelleme (AlphaFold), protein etkileşimleri (PISA) ve moleküler kenetleme (HADDOCK, SWISSDOCK) konularını işleyeceğiz.

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 2 Ocak 2017 38 dk.

Dünya’mızın düz değil de geoit (kutuplardan basık, ekvatordan şişkin) şekilde olduğu yüzyıllar boyunca bilinmesine karşın, günümüzde “Düz Dünyacılar” (İng.: Flat Earthers) denen bir kesim hâlen görülmektedir. Bu kişilerin bazıları Dünya’nın düz olduğuna inanmadıkları hâlde insanlarla alay etmek için bu tarz iddiaları yayabilirler; ancak bunların haricinde uzun yazılar, hesaplamalar ve videolar hazırlayıp, ortada bir “NASA komplosu” olduğuna inanıp sanki her birimiz aktör Jim Carrey’nin başrolde oynadığı The Truman Show (1998) filmindeki karaktermişiz gibi iddialarında ciddi olan insanlar da bulunmaktadır. İddialarını desteklemek amacıyla komplo teorilerine dikkat çekmeleri haricinde, bazılarının dinî referanslara da dayandıkları görülebilir. Yani kutsal görülen kitapların (Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an-ı Kerim gibi) Dünya’nın düz olduğunu belirten ayetlere sahip olduklarını iddia ederler.

Daha rahat okunabilmesi için yazının devamında “Düz Dünya” için DD ve “Küresel Dünya” için KD kısaltmalarını kullanacağız. Öncelikle, DD iddialarını gündeme getiren ve güncel tutan çalışmalardan birine bakış atalım:

108
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ardil Yıldırım
1 gün önce
"Bir mağarayı gez" Keşif Maddesi Durum Güncellemesi!
mithradates tüneli gezdim özellikle giriş kapısındaki ve içerisindeki yazılar çok dikkat çekici tavsiye ederim.

İş birliği teklif et! Ardil Yıldırım'ın Keşif Listesi
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ebrar Özgen Arslan
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

Bilim insanları Mars'ın güney yarımküresinde 15 bin kilometreyi aşan uzunlukta antik nehir yatakları keşfetti. Bu izlerin Mars'taki diğer su kalıntılarından farklı olarak buzulların erimesi ile değil, doğrudan bir yağış sonucu oluşmuş olabileceği düşünülüyor. Bu bulgular kızıl gezegenin geçmişte nasıl bir su döngüsü olduğu hakkında merak uyandırmakla birlikte Mars iklimine dair yeni tartışmalar da ortaya çıkardı.

Bu araştırma, Open University doktora öğrencisi Adam Losekoot liderliğinde yürütüldü ve Birleşik Krallık Uzay Ajansı tarafından finanse edildi. Losekoot araştırmasının sonuçlarını Durham'da düzenlenen 2025 Kraliyet Astronomi Derneği Ulusal Astronomi Toplantısı'nda sundu.

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yaşam Ağacı Türü
Elif Beren
Elif Beren
20K UP
Türü Ekleyen 4 gün önce
Aşağı takım Mygalomorphae, yaşayan örümceklerin 3 büyük grubundan birini kapsar. Bu grup örümcekler çoğunlukla ağır bedenli ve kısa bacaklı örümcekleri kapsar (buna tarantulalar da dahildir). Zehirlidirler ama çoğunun insanlara zararı yoktur.
2
Görkem Bakırcı
Fen Bilimleri Öğretmeni 27 Şubat Sen de Cevap Ver

Statik sürtünme kuvveti, yüzeyler henüz hareket etmiyorken oluşan ve hareketi engelleyici maksimum kuvvettir. Yüzeyler henüz harekete başlamadıkları için, yüzeyin pürüzleri maksimum direnci sağlar. Ayrıca hareket olmadığı için yüzeyler arasında da maksimum yakınlık vardır.

Kinetik sürtünme kuvveti, yüzeylerin harekete başladıktan sonraki sürtünme kuvvetine verdiğimiz isimdir. Harekete başladıktan sonra yüzeyler birbiri üstünde kayar ve bu durum daha az sürtünme kuvveti yaratır çünkü yüzeyler arasında, statik sürtünme kuvvetinde olduğu kadar bir yakınlık yoktur.

Sonuç olarak birbiri üzerinde kayacak yüzeyler harekete başlamadan önce çok daha güçlü bir etkileşim içindedir. Bu durum, statik sürtünme kuvvetinin daha büyük olmasına sebebiyet verir.

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. Serway & Jewet. Genel Fizik.
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
9
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 20 Mart 2013 22 dk.

Sonu sırf “loji” ile bitiyor diye astroloji, frenoloji ve ufoloji gibi konuları bilimsel sanan nice insan bulunmaktadır, hatta astronomi ile astrolojinin aynı şey olduğunu düşünenler de olmaktadır. Gökbilimci Carl E. Sagan bu durumu şöyle özetlemektedir:

Astroloji’yi bir bilim olarak değerlendirmeyen astrologlar da bulunmaktadır. Ancak astroloji, nasıl yorumlanırsa yorumlansın, astronomi sahasına da giriş yaptığından dolayı, elbette fizikteki kuvvetler konusuna da değinmemiz gerekiyor. Detayları anlamakta zorlanan okurlarımız her bir kuvvetin altında yer alan “Neden bu kuvvet sorumlu olamaz?” paragraflarını okumakla yetinebilirler.

223
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Melissa Altın
Uyarlayan 26 Ağustos 2021 5 dk.

Bilinci anlamak, bilimin ve felsefenin kutsal kâsesidir ve yalnızca kişisel deneyiminizin değil, her bir sosyal girişimin temelini oluşturur. Biz, insanız ve bilinçliyiz. Fakat bilinç nedir ve nasıl ortaya çıkar?

Nörobilimci Dr. Anil Seth'in, bilinç dediğimiz şeyin nasıl olduğunu açıklamada ilginç bir yaklaşımı var. Dr. Seth, aşağıda izleyebileceğiniz bilgilendirici bir videosunda, beynimizin algıladığımız her şeyi ''halüsinasyon'' gördüğünü ve bilincin de buradan geldiğini öne sürüyor.

40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
63K UP
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı ilçe girişinde, tarla kenarında gözlemlenmiştir.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayb Balyimez
Ayb Balyimez
76K UP
4 gün önce
Bir Türk tarafından yapılan bu tarayıcıyı öneririm. Üst düzey güvenlik ve opera tarzı bir arayüzü var.
4
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Nursena Çetintaş Servi
İnceleyen 13 Temmuz 2022
Klişeleşmiş bilim kurgu konularının aksine geleceğe; yeni kültürler oluşturarak, medeniyetlerin mihenk taşı olan siyaseti kullanarak yazılmış bilim kurgu romanı. Yazıldığı tarihin çok ilerisinde olan bu romanda; okurken yeni kültürleri keşfediyor ve yazılanların bir insanın hayal dünyasından çıktığına hayret ediyorsunuz.
Kitap
9.8/10
(35 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Saygın Güleç
Çeviren 4 Şubat 2018 11 dk.

Evrimsel süreçler genomu nasıl etkiler? Popülasyon genomiği alanı, evrim ve genomla ilgili çıkarım yapmak için genomun popülasyon içi ve popülasyonlar arası yapısını inceler.

Popülasyonların birbirinden bağımsız olarak evrimleşmesi genetik ıraksamaya neden olur. Genomun çeşitli bölgelerinin birbirlerinden oldukça farklı düzeylerde genetik ıraksama göstermesi beklenir (Nosil ve ark. tarafından incelenmiştir, 2009). Bazı bölgelerde popülasyonlar arasında neredeyse hiç farklılaşma görülmezken, bazı bölgelerde genetik ıraksama son derece belirgindir (Şekil 1). Genomun bölgeleri boyunca gözlemlenen bu popülasyonlar arası ıraksama çeşitliliğine heterojen genomik ıraksama denir (Nosil ve ark. 2009). Popülasyonların farklılaşması ve tür oluşumu sırasında genomik ıraksamanın son derece heterojen olması beklenir, çünkü bu sırada bazı bölgelerde ıraksak doğal seçilim ile bağlantılı genetik farklılıklar birikirken, diğer bölgelerde gen akışının homojenize edici etkileri ve genetik sürüklenme tarafından rastgele farklılıkların ortaya çıkarılması için yeterli zaman olmaması ıraksamanın önüne geçer. Ekolojik sebeplerden veya genetik çatışmadan kaynaklanan seçilim, genetik sürüklenmenin stokastik etkileri, farklılık gösteren mutasyon sıklıkları, seçilim altındaki özelliklerin genetik temeli ve kromozomlardaki genler arasındaki genetik bağlantı dahil birçok unsur, heterojen genomik ıraksamaya katkıda bulunur. Popülasyonlardaki genomik farklılaşma şekilleri, bu çeşitli tarihi evrimsel ve genetik süreçler sonucunda oluşur ve birleşir. Böylece, biyologlara evrimsel ıraksamayı şekillendiren kuvvetleri yeniden oluşturma imkanı sunar.

46
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Erdem Eren
Üye
Bundan 10 yıl önce, ülkenin en iyilerinden kabul edilen bir üniversiteye yerleşmiştim. Ancak kendimi oraya ait hissetmiyordum. Bir şeyler yanlıştı. Sonra Evrim Ağacı ile tanıştım, o zamanlar Facebooktaydı. Makalelere gömüldükçe ufkum açıldı, sorgulamaya başladım. İlk yerleştiğim üniversitede ders dinlememişimdir Evrim Ağacı okuduğum kadar :). Tabi merak ettim kim bu Evrim Ağacı, tabu konuları rahatça konuşabildiklerine göre özgür düşünce ortamına sahip olmalılardı. Sonra ODTÜ'lü olduklarını öğrendim. Yanlış yerde geçirilen 1 senenin sonunda da ODTÜ'ye geçiş yaptım. Ve gerçekten de eskisi gibi olmadım. O günün koşullarına göre delice bir hareketti, en gurur duyduğum deliliğim oldu :). Ait hissetmediğiniz yerde, ufkunuzu kısıtlayan ortamlarda, sizi aşağı çeken insanların yanında olmayın. Zincirlerinizi kırın. Bana bu yolculukta ilham olduğun için teşekkürler Evrim Ağacı!
Tüm Reklamları Kapat
Su Erk
Seslendiren 17 Ekim 2019 6:58
Erkekler genellikle cinsel ilişkiye girdikleri karşı cinsten partnerlerinin sayısını abartarak söylerler, hatta kimi zaman bu sayı, kadınların verdikleri...
25
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, İlker Metin tarafından sorulmuştur.

Mesele Tanımda Gizli!

Bir şey ile ilgili yapacağımız her değerlendirme o şeyi nasıl tanımladığımızın sınırları ile sınırlıdır. Tanım değiştiğinde haliyle sınırlar da değişir.

Evet canlılığı bugünkü tanımı üzerinden ele aldığımızda onu var eden alt yapı, ister bir meteor yağmuru sonrası, ister elimiz ile bir nükleer savaş sonrası isterse güneşimizin “benden buraya kadar” deyişi ile sonlandırabiliriz fakat yanılabiliriz de.

Tüm Reklamları Kapat

Şayet devinim evrenin en temel yasası ise ve devinen “gaip” (her şeye gebe anlamında bilinmez) olarak sepetinde sürprizlerle gelebilen ise, canlılığa ve yaşama yönelik tanımlamamızın ve vesilesi ile kısıtımızın sıradanlaşıp önemsizleşmesi işten bile değil.

Hal böyle olunca da, hayatın sonu, tardigradlar dahil olmak üzere, son bulabilir mi sorusuna yönelik tek bilimsel ve objektif yanıtımız “bilmiyoruz” şeklinde olur.

Bu, bilmiyoruz yanıtı evet cevabını içerdiği gibi, devinen bir evrende çok daha karmaşık, çok daha çeşitli ve çok daha yaygın yaşamlara da potansiyel bir “evet”i içerebilir. Hatta bugünkü yaşam formlarının ortadan kalkışı çok daha hızlı ve çeşitli yaşam formlarının önünü açabilir.

Bilime muhakkak güvenmeliyiz. Değişen, gelişen, yanılan ve bundan ders çıkarıp yoluna devam eden bilime… İlk üç değişkeni yok sayıp güvendiğimiz bir bilimin üç vakte kadar bizleri yarı yolda bırakıp yanıltacağı kesin olarak aşikardır.

Su akar yolunu bulur. Su yok ise başka bir sıvı, velev ki metan gazı bile olsa yine akar ve yolunu bulur. Canlılık ve yaşam da bence öyle. Bir şartla: Tanımında katı olmamak koşulu ile … Sevgiyle…

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close