Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Mayıs 2011 18 dk.

Türleri anlamak için ilk olarak, çeşitli tür tanımlarından bahsetmemiz gerekir. Çünkü doğa bilginleri ve biyologlar çok uzun yıllardır türleri tanımlamanın kolay bir yolunu aramışlardır. Ne yazık ki günümüzde hala türleri tanımlamak çok kolay bir iş değildir ve çok kapsamlı incelemeler gerektirmektedir.

Ancak aslında bu zorluk bize evrimin ne kadar güçlü bir doğa gerçeği olduğunu gösterir. Günümüzdeki bazı türler, akrabalarına veya atalarına o kadar benzerken, bazı diğer özellikleri bu canlıları aynı gruptan (türden) saymamıza engel olacak kadar farklıdır. Bu canlıları sınıflandırmak zorlayıcı ve hatta hararetli bilimsel tartışmalara sebep olabilir. Bu, evrimsel biyoloji açısından doğrulayıcı niteliktedir, çünkü zaten evrimsel biyoloji türler arasında kademeli ve yavaş bir değişimi öngörür. Doğada da tam buna uygun bir şekilde, birbirlerinden giderek farklılaşan nitelikleri barındıran, dolayısıyla birbirinden ayırmanın zor olduğu türler görmemiz mümkündür.

140
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arda Dalkıran
Arda Dalkıran
104.5K UP
Yazar 17 saat önce 7 dk.

21. yüzyılın en çığır açan iki teknolojik alanı olan biyoteknoloji ve yapay zeka, son yıllarda hızla birleşerek tıp, tarım, ilaç geliştirme ve temel bilimler alanında benzeri görülmemiş ilerlemelere yol açmıştır. Bu makalede bu iki disiplinin kesişim noktalarını, güncel uygulamalarını ve gelecek potansiyellerini bilimsel veriler ışığında inceleyeceğiz.

Biyoteknoloji; canlı organizmaları veya bunların sistemlerini, süreçlerini ya da ürünlerini teknolojik uygulamalarda kullanma bilimidir. DNA dizileme; gen düzenleme teknolojileri (CRISPR-Cas9 gibi), protein mühendisliği ve sentetik biyoloji gibi alanları kapsar.

4
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Şaziye Melek Akbulut
İnceleyen8 1 gün önce
Kitabi seviyorsaniz yeni cikan diziyi izlemenizi daha cok tavsiye ederim. 3 saatlik bir filme 1600 sayfalik bir kitabi tamamiyle aktarmak zaten zor, fakat bu filmde yerine koyulan hikayeyi pek begendigimi soyleyemem. Kesinlikle oyuncular cok iyi oynamis ve guzel bir film ortaya cikmis; tek sorun, filmin sahip olabilcegi fantastik hikayeden alikonulmamiz. Kitabi okumadiysaniz sorunsuzca izleyip seveceginizi dusunuyorum.
6.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tuğba Alara Tekiner
Çeviren 9 Mart 2024 10 dk.

Geçen her yılla beraber iki şeyin hizalanacağı düşünülür. Biri dünyadaki mevsimsel yıldır: Periyodik gündönümü ve ekinokslarla da denk gelen; kıştan bahara, bahardan yaza, yazdan güze geçişler. Öte yandaysa astronomik yıl bulunur: Dünya'nın Güneş etrafındaki bir turunu tamamlaması ve yörüngesinin başına dönmesi. Bir önceki takvimimizi şu an kullandığımız miladi takvimle değiştirmemizin sebebi, Dünya'nın yörüngesiyle örtüşen yıldız yılını değil de mevsimlerle örtüşen Güneş yılını kullanarak yılın geçişini ölçmeye yarayan bu iki farklı metodun aynı sonucu verdiğinden emin olmaktı.

Fakat Güneş yılını seçmemizle ve zamanı kaydetme hakkındaki modern bilgilerimizle dahi takvimimiz gerçek zamanla örtüşmez. Bunun sebebi Dünya'nın yörüngesel özelliklerinin zamanla değişmesidir. Yani yeterince zaman geçtiğinde, gerçek zamanı yakalamak için takvimimizi güncellememiz gerekecek. Peki bunun için ne kadar zamanımız var ve takvimimizi nasıl güncellememiz lazım? Bu Alisa Rothe'nin de aklını kurcalayan bir soru:

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tuğba Gürcan
Tuğba Gürcan
113.0K UP
Yazar 7 Haziran 2014 4 dk.

Kendinizi şöyle bir durumda hayal edin: Görsel algı hakkında olan bir psikoloji deneyine katılmayı kabul etmişsiniz. Geniş bir masa etrafında oturan son kişisiniz. Araştırmacı, size ve yanınızdaki altı kişiye şu soruyu soruyor: Aşağıdaki fotoğrafta, sol taraftaki çizgi, sağ taraftaki üç çizgiden hangisiyle eşit boydadır?

Oldukça basit, öyle değil mi? Katılımcılar sırasıyla doğru cevabı verir: Her biri, 2 numaralı çubuğu seçer. Siz de öyle! Daha sonra standart çizginin boyu bir diğeriyle aynı olacak şekilde değiştirilir ve katılımcılardan yine aynı şey istenir:

39
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
İlker Kara
İlker Kara
104.2K UP
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Seçme hakkına sahip olmayan kişi kişiliğini yitirmiş demektir.
Kaynak: Otomatik Portakal-Anthony Burgess
9.6/10
(31 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : A Clockwork Orange
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Haziran 2011 50 dk.

Elbette evrimsel biyoloji söz konusu olduğunda, soruların ucunun Tanrı inancına ve dinlere gelmemesi oldukça zor. Doğadaki evrim yasasının her ne kadar kütleçekimi yasasından veya kimyasal maddelerin tepkime dinamiklerini belirleyen yasalardan hiçbir farkı olmasa da ve her ne kadar Evrim Ağacı olarak biz, bugüne kadar bütün konuları bilimsel bir çerçeveden ele alıp, şahsi inançlara yönelik yorumlardan kaçınmış olsak da, ister istemez okurlarımız bizim halk arasında yaygın olarak Tanrı inancını bilimsel olarak nasıl izah edebileceğimizi, tanrıların, dinlerin ve bu inançların spesifik argümanlarının gerçeklik payı olup olmadığını ve Tanrı/din kavramını var oluşun neresine yerleştirmemiz gerektiğini soruyorlar.

Ne yazık ki bu soruların hepsinin cevabını veremeyiz; çünkü... Bilmiyoruz. Hatta halk arasında yoğun bir kamplaşma olsa da ve tutkuyla savunulan argümanlar/iddialar aksi yönde bir izlenim verse de, tarafların hiçbirinin yukarıdaki soruların nihai ve gerçek yanıtlarını bilmediğini de rahatlıkla iddia edebiliriz. Dolayısıyla biz, bu konuda bilimsel olarak sonlandırılmamış bir tartışmayı Evrim Ağacı olarak sonlandırma iddiasında olamayız - bugüne kadar hiç olmadık da. Ancak şunu yapabiliriz: İnsanı ve Evren'i tamamen doğal bir varlık olarak gören bilimin, "Eğer Evren bir süperbilinç tarafından var edilmediyse ve insan da dahil her şey doğal süreçlerle var olduysa, insanlar arasında görülen dini inançları ve Tanrı kavramlarını bilimsel ve doğal olarak nasıl izah edebiliriz?" sorusuna verdiği yanıtları size aktarabiliriz. Bu yazıda da yapacağımız bu olacak.

203
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
111.2K UP
ANTROPOLOJİ DE YÜKSEK LİSANS YAPIYORUM 2 gün önce Sen de Cevap Ver

Büyük Patlamanın sebebi nedir sorusu, modern kozmolojinin en temel fakat aynı zamanda en problemli sorularından biridir. Çünkü bu soru, yalnızca evrenin fiziksel başlangıcını değil, zaman, nedensellik ve varlık kavramlarının sınırlarını da sorgular. Günümüzde Büyük Patlama kuramı, evrenin geçmişte son derece sıcak ve yoğun bir hâlde bulunduğunu ve zamanla genişlediğini güçlü gözlemsel kanıtlarla ortaya koymaktadır. Ancak bu kuram, evrenin neden başladığı sorusuna doğrudan bir yanıt vermez. Büyük Patlama, yaygın kanının aksine, uzayın içinde gerçekleşmiş bir patlama değildir; uzayın kendisinin genişlemeye başlamasıdır. Bu nedenle “sebep” kavramı klasik anlamıyla sorunlu hâle gelir.

Genel görelilik kuramına dayanan kozmolojik modeller zaman geriye doğru izlendiğinde, evrenin başlangıcında tekillik olarak adlandırılan bir duruma ulaşılır. Bu noktada yoğunluk ve sıcaklık sonsuza yaklaşır, uzay ve zaman kavramları anlamını yitirir ve fizik yasaları matematiksel olarak tanımsız hâle gelir. Stephen Hawking ve Roger Penrose’un çalışmaları, böyle bir başlangıcın genel göreliliğin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu göstermiştir. Eğer zaman Büyük Patlama ile birlikte ortaya çıkmışsa, ondan önce ne olduğu ya da onu neyin tetiklediği sorusu fiziksel olarak anlamsızlaşır. Çünkü neden–sonuç ilişkisi zamana bağlıdır ve zamanın olmadığı bir durumda nedensellikten söz etmek mümkün değildir.

Bu noktada kuantum kozmoloji devreye girer. Kuantum fiziği, klasik fizikteki katı nedensellik anlayışını temelden sarsar. Atom altı düzeyde olaylar kesin nedenlere değil, olasılıklara dayanır. Alexander Vilenkin’in ortaya koyduğu bazı kuantum kozmoloji modellerinde evren, “hiçlikten” kuantum tünelleme yoluyla ortaya çıkabilir. Buradaki hiçlik, mutlak yokluk değil; klasik uzay ve zamanın olmadığı, ancak kuantum yasalarının geçerli olduğu bir durumdur. Bu yaklaşımda evrenin başlangıcının belirli bir nedeni olmak zorunda değildir. Nasıl ki bir radyoaktif atomun ne zaman bozunacağı önceden belirlenemiyorsa, evrenin ortaya çıkışı da nedensiz ama fizik yasalarına uygun bir kuantum olay olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Modern kozmolojide önemli bir yer tutan kozmik enflasyon kuramı ise Büyük Patlama’dan hemen sonra evrenin son derece kısa bir zaman diliminde aşırı hızla genişlediğini öne sürer. Alan Guth ve Andrei Linde tarafından geliştirilen bu kuram, evrenin neden büyük ölçeklerde homojen ve izotropik olduğunu, neden geometrik olarak neredeyse düz göründüğünü başarıyla açıklar. Ancak enflasyon kuramı, Büyük Patlama’nın nedenini değil, sonrasındaki fiziksel süreci açıklar. Enflasyonu başlatan koşulların kendisi de hâlâ açıklamaya muhtaçtır. Bu nedenle enflasyon, “neden başladı?” sorusunu ortadan kaldırmaz, yalnızca problemi daha erken bir aşamaya taşır.

Bu tartışma kaçınılmaz olarak bilimin felsefi sınırlarına dayanır. Eğer zaman ve mekân Büyük Patlama ile birlikte ortaya çıkmışsa, evrenin başlangıcı için klasik anlamda bir neden aramak mantıksal olarak geçerli olmayabilir. Eğer zaman öncesi bir evreden söz edilecekse, bu evreyi tanımlayabilecek ve test edebilecek deneysel ya da gözlemsel bir teori henüz mevcut değildir. Bu nedenle Büyük Patlama’nın sebebi sorusu, bugün için yanıtlanmış bir problem olmaktan çok, bilginin sınırlarını gösteren bir sorudur.

Sonuç olarak, Büyük Patlama’nın gerçekleştiğine dair güçlü bilimsel kanıtlar vardır; ancak bu olayın kesin ve test edilebilir bir nedeni henüz bilinmemektedir. Genel görelilik bu noktada yetersiz kalır, kuantum kozmoloji nedensiz bir başlangıcı mümkün görür, enflasyon kuramı ise yalnızca mekanizmayı açıklar. Bu nedenle günümüz biliminin sunduğu en tutarlı yaklaşım, Büyük Patlama’nın nedeninin bilinmediği ve hatta “neden” kavramının evrenin başlangıcı için anlamlı olmayabileceği yönündedir.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Güven Soner
Yazar 5 gün önce 4 dk.

Hastanede muayene olurken sağlık çalışanının iki dakika sessizce ekrana bakması size belki sıradan gelir. Peki ya görme engelli olsaydınız?

Seslerden başka hiçbir ipucunuz yokken o sessizlik sizde nasıl bir his yaratırdı?

15
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gölyazı, Uluabat Gölü üzerindeki tarihi dokusu, gün batımı manzarası ve balıkçılık kültürüyle ilgi çekici bir köy. Son yıllarda turizmin artmasıyla samimiyet yerini ticarileşmeye bırakmış olsa da ulaşımı kolay, doğası etkileyici. Çevre sorunları sürse de köy hâlâ görülmeye değer bir deneyim sunuyor.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 3 gün önce 12:17
Kuantum fiziği, genellikle baştan sona göz korkutucu bir saha olarak görülür. Her gün bunlarla uğraşan fizikçilere bile alandaki bazı konular hem ilginç...
5
İnceleme
Esat Kudret
Esat Kudret
726.9K UP
İnceleyen 1 gün önce
Direncin, zor koşullara göğüs germenin ve ırkçılık ile bunun üzerinden köleliğin hala egemen olduğu bir coğrafya da her tür baskıya rağmen bunu reddetmenin ve aksine (yerli çocuk üzerinden) bir tercihin olağanüstü kurgusu.
Muazzam bir oyunculuk ve cidden adına yaraşır şekilde bir dirilişin hikayesi. Vahşi batıya gerçek anlamda neden vahşi batı denildiğinin net fotoğrafı.
Uzun süre etkisinden çıkılmayacak bir yapıt.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
142.6K UP
Yazar 2 gün önce 13 dk.

İnsanoğlu, varoluşunun şafağından bu yana, doğanın kudreti karşısında hem hayranlık hem de derin bir korku duymuştur. Yıldızlarla dolu bir gökyüzünün altında, ayaklarımızın bastığı toprağın sarsılmaz olduğuna dair inancımız, jeolojik zamanın o acımasız tiktakları arasında zaman zaman yerle bir olur. Evren'in uçsuz bucaksız karanlığında sürüklenen bu toz zerresinin üzerinde yaşam, incecik bir kabuğun kararsız hareketlerine pamuk ipliğiyle bağlıdır. Özellikle Anadolu gibi tektonik plakaların sürekli bir itiş kakış halinde olduğu coğrafyalarda, deprem gerçeği sadece jeofiziksel bir olay değil, kültürel kodlarımıza işlemiş kolektif bir travmadır.

Marmara Denizi, bu travmanın merkez üssünde, tarihin ve jeolojinin kesiştiği noktada uyanmayı bekleyen bir dev gibidir. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın batıya doğru uzanan ve milyonlarca yıldır Avrasya ile Anadolu blokları arasındaki gerilimi düzenleyen bu devasa kırık sistemi, insanlık tarihi boyunca imparatorlukları sarsmış, surları yıkmış ve şehirleri yutmuştur. 1509 yılında, Osmanlı tarihçilerinin "Kıyamet-i Suğra" yani "Küçük Kıyamet" olarak adlandırdığı o günde, İstanbul’un surlarını yerle bir eden güç ile 17 Ağustos 1999’da Gölcük’te binlerce canımızı alan güç aynıdır. Bu güç ne mitolojik bir canavarın öfkesi ne de ilahi bir cezalandırma aracıdır; bu, gezegenimizin ısıl dinamiklerinin, çekirdekten yüzeye doğru akan enerjinin ve plaka tektoniğinin kaçınılmaz bir sonucudur.

7
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close