Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Şule Ölez
Şule Ölez
1.3M UP
Uyarlayan 22 Ekim 2020 20 dk.

Fosiller, evrim tarihini keşfetmenin en heyecan verici yöntemlerinden birisidir. Bugüne kadar keşfedilen on binlerce fosil, evrim tarihindeki birçok detayı aydınlatmakla birlikte, istisnasız olarak her biri, evrimsel biyolojinin öngörülerini doğrulayacak kanıtlar olarak kayda geçmiştir. Bu açıdan evrimsel biyoloji ile, fosilleri gün yüzüne çıkan paleontoloji ve antropoloji arasında çok yakın bir ilişki olduğu söylenebilir. Evrimsel biyoloji, türlerin tarihini aydınlatma konusunda bakmamız gereken detaylar açısından yön gösterir, paleontoloji ve antropolojinin çıkardığı fosiller, evrimsel öngörüleri sınamak adına bu potansiyel fosilleri arar ve bulur. Tabii ki fosil araştırmalarının tek amacı evrimsel geçmişi aydınlatmak değildir; türlerin biyolojisine, fizyolojisine, anatomisine yönelik birçok detayı keşfetmemizi ve bir yerde "kendimizi daha yakından tanımamızı" da sağlar.

Dünya’nın yüzeyi sabit gibi görünse de geçen 4,6 milyar yıl içerisinde ciddi ölçüde değişmiştir. Dağlar oluşmuş ya da aşınmış, kıtalar ve okyanuslar kaymış ve Dünya kimi zaman çok soğuk ve tamamen buzlarla kaplı kimi zaman da daha sıcak ve buzların yok olduğu dönemler geçirmiştir. Bu değişiklikler o kadar yavaş gerçekleşir ki bir insanın yaşamı boyunca fark edilemezler, ancak şu anda bile Dünya’nın yüzeyi hareket etmekte ve değişmektedir. Bu değişiklikler olurken, organizmalar evrim geçirmiş ve bazılarının kalıntıları fosil olarak korunmuştur.

145
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
87.1K UP
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

Bugüne kadar, güneş sistemimizin dışında 5.000’den fazla öte gezegen keşfedildi; bu da bilim insanlarına gezegen evrimini inceleme ve dünya dışı yaşam olasılığını gözden geçirme imkânı veriyor. Physical Review D dergisinde yayımlanan yeni bir UC Riverside araştırması, öte gezegenlerin karanlık madde araştırmalarında işimize yarayabileceğini öne sürüyor.

Evrendeki tüm maddenin %85’ini oluşturduğu düşünülen karanlık madde parçacıkları, uzun süreler boyunca Jüpiter büyüklüğündeki ötegezegenlerin çekirdeklerinde birikebilir. Hesaplamalar bu parçacıkların yavaşça gezegen çekirdeklerine doğru kaydığını ve burada bir kara delik oluşturma potansiyeli taşıdığını gösteriyor. Danışmanı Hai-Bo Yu’yla birlikte bu sonuçları elde eden çalışmanın ilk yazarı, Fizik ve Astronomi bölümünde lisansüstü öğrenci Mehrdad Phoroutan-Mehr şunları söylüyor:

20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Çeviren 18 Ocak 2018 15 dk.

Sadece 72 saat içinde görme yeteneğimi tamamen kaybettim, ellerim ve ayaklarım sanki bir buzla kaplanmış gibiydi. Karanlığın içine hapsolmadan önce, bilinmeyen bir virüsün sebep olduğu ciddi baş ağrıları ve terlemeyle yatağa düştüm. Bağışıklık sistemim virüse karşı koymaya çalışırken, kendi sinirlerime saldırarak görüş ve hareket kaybıma sebep oldu ve kontrolden çıktı - yani biyolojik savunma sistemim tarafından alaşağı edildiğim söylenebilir.

Kör oluş sürecim yıkıcıydı. Sadece duyularımı değil, geçim kaynağımı da kaybetmiştim. Televizyon yapımcısı olarak, görme yetim benim işimdi, bu yüzden yeniden görmeyi umutsuzca istiyordum. Birkaç hafta sonra, bacağımdaki ve ayağımdaki bazı hareket kabiliyetlerini ve normal duyuları yeniden kazanmıştım ama görüşüm hala başlı başına bir problemdi.

86
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nazmi Efe Armutcu
22 saat önce
Büyük resme bakacak olursanız, son on asırda birkaç tane gerçekleşmiş ve harbiden "kaçırılmaması gereken" haberler olduğunu görürsünüz. Ayrıca geçtiğimiz bir yılda sosyal medyadan aldığınız kaç tane haber, gerçekten müdahale edebileceğiniz şeylerdi ki? Oysa siz bu haberleri almasanız, bunalıma girmeyecektiniz, daha kaygısız olacaktınız, zihninizde açık olan pencere sayısı daha az olacaktı ve en iyisi, siyasi memelerden bir haber olacaktınız. Eğer pozisyonunuz veya niceliğiniz ümit vadedecek mertebede değilse sizce bu mertebeyi yukarıya taşımak mı mantıklı olan, yoksa imkansızı deneyip kendi yetersiz mertebenizde büyük işlere kalkışmak mı?
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahmet Özkaya
Ahmet Özkaya
165.2K UP
Yazar 1 Şubat 2020 35 dk.

Emile Durkheim

Sık sık karşılaştığımız ancak bir türlü ne olduğunu tam olarak belirleyemediğimiz postmodernizmin bu yazıda belirli söylemlerden yola çıkarak ve açık bir anlatımla anlatmaya çalışacağız. Amacımız postmodernizmi eleştirmek ya da olumsuzlaştırmak değil, onun ne olduğunu daha anlaşılır bir perspektiften anlatarak, internette ne olduğuyla ilgili karmaşanın bir ölçüde giderilmesi olacaktır. Bu yapılırken, postmodernizme getirilen eleştirilere ve postmodernizmin getirdiği eleştirilere yer verilecektir. Postmodernizmin çok geniş kapsamlı bir teori anlayışı olduğu için bu kısa yazıda onu tüm yönleriyle anlatmak mümkün olmayacaktır. Sadece temel söylemler ve küçük bir kısmı örnekler verilerek anlatılacaktır. Burada anlatılacak olan postmodernizm, sanat ve edebiyat ile ilgili olmayıp daha çok felsefi bir yönden ele alınacaktır.

148
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnceleme
Nisa Nur
Nisa Nur
50.9K UP
İnceleyen8 1 gün önce
Benim tekrar tekrar izlemek istediğim bir filmdi gerçekten çok güzel. Başrole başta sinirleniyorsunuz aslında tüm film boyunca fakat sonrasında onun durumunu düşündüğümüzde onun adına üzülebileceğimiz bir film çünkü kendisini kimseye ait hissedemiyor, ne istediğinin farkında değil ve bir bakıma kendisini ömür boyu mutlak mutsuzluğa maruz bırakmış birisi. Çevresinde gerek ailesi ve gerek Ada tarafından çok sevilse de ya o sevgiyi hak etmediğini düşünüyor veya sevgi ile karıştırdığı kavramların hangisini yaşadığından emin olamıyor. Ve tabi ki Ada için çok üzülüyoruz özellikle filmin son sahnesinde asla kendinizi tutamıyorsunuz. Atmosfer, mekan, kostüm ve diğer tüm ögeler bence ustalıkla hazırlanmış. Bence filmi iki insanın ayrılık hikayesinden daha fazlası olarak düşünüp ruhsal analizle izleyebiliriz. Her izlediğinizde farklı detayları fark edebilirsiniz. ''Havuçlu keki yapıp yedik afiyetle seninki gibi olmadı tabi'' diyor Ada son sahnede aslında birçok anlamı da barındırıyor, filmi izleyince bu cümlenin filmin özeti gibi olduğunu da biraz düşünerek anlayabiliriz. Ben bayılarak izlemiştim zaten akıcı ve kısa bir film izlemenizi tavsiye ederim.
7.5/10
(13 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
95.5K UP
Gözlemi Yapan 9 saat önce Türkiye, Çankırı
Eldivan İlçesi'nde kaydedilmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Damla Eken
Damla Eken
143.2K UP
Etkinliği Ekleyen 1 gün önce DiyarbakırÜcretsiz7 Eylül
Evrim Ağacı Diyarbakır Topluluğu Film İzleme Etkinliği
07 Eylül 2025 15:00 tarihinden 07 Eylül 2025 20:00 tarihine kadar.

Evrim Ağacı Diyarbakır Topluluğu olarak bilim ve sinemayı bir araya getirdiğimiz özel bir etkinlik düzenliyoruz!

Bu etkinlikte Christopher Nolan’ın kült filmi Interstellar’ı birlikte izleyecek, ardından filmde işlenen bilimsel temaları, felsefi soruları ve evrene bakış açımızı hep beraber tartışacağız.
📅 Tarih: 7 Eylül Pazar
📍 Yer: Edebiyat Evi
⏰ Saat: 15.00 – 20.00
Katılım tamamen ücretsizdir ve herkes davetlidir.
Bilime, sinemaya ya da sadece keyifli bir sohbet ortamına ilgi duyan herkes bizimle olabilir.

Görsel: NGC 4565: Kenardan Görülen Bir Galaksi (APOD)

Görsel Kaynağı & Copyright: Jose Rodrigues ( IA, OFXB)

Çeviren: Sabri Küsüroğlu

Devamını Göster
3
3 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye Çeviren 4 Temmuz 2023
Gökyüzü sanki patlamış gibi görünüyordu. Asıl fikir, bir şelalenin üzerinde bir aurora fotoğraflamaktı. Opak bulutların altında saatlerce bekledikten sonra umut tükeniyordu. Diğerleri gitti. Sonra beklenmedik bir şekilde bulutlar uzaklaştı. Aniden, büyük bir Güneş manyetik fırtınasından gelen parçacıklar, Dünya'nın üst atmosferine tam etkisiyle çarptığında görünür hale geldi. Gece gökyüzü, heyecan verici bir aurora görüntüsünde renkler ve hareketle doldu. Kamerayı şiddetli dünyevi rüzgarlardan sabitlemeye çalışırken, öne çıkan görüntüyü oluşturan 34 poz çekildi. Ortaya çıkan kompozit görüntü, Kuzey İzlanda'daki fotojenik Godafoss (Goðafoss) şelalesini Şubat ayı sonlarında çok aktif bir auroranın önünde gösteriyor. Enerjik parçacıkların yayıldığı güneş yüzeyindeki patlama birkaç gün önce meydana geldi. Güneşimiz, solar maksimuma yaklaşırken etkileyici miktarda yüzey aktivitesi gösteriyor, bu da önümüzdeki birkaç yıl içinde Dünya'nın kuzey ve güney gökyüzünde muhtemelen daha etkileyici auroralar görüneceğine işaret ediyor.
9
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ömer Bodakçı
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Körler çarşısında ayna satmamalı, sağırlar çarşısında nutuk atmamalı.
Kaynak: İnsanın huzur arayışı
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tolunay Dündar
Uyarlayan 2 gün önce 4 dk.

Aşırı yüksek sıcaklıktaki maddelerin sıcaklıklarını net olarak ölçmek oldukça zordur. Güneş'in plazma dalgaları, gezegenlerin çekirdekleri veya füzyon reaktörlerinin içerisindeki ezici kuvvetler gibi, bilim insanları tarafından "sıcak yoğun madde" (İng: "warm dense matter") olarak adlandırılan maddeler yüz binlerce Kelvin'lik bir sıcaklığa erişebilirler.

Bu maddelerin tam sıcaklık değerlerini bilmek her ne kadar araştırmacıların bu türden karmaşık sistemleri anlaması için son derece önemli olsa da bugüne dek bu denli yüksek sıcaklıklarda hassas ölçümler yapmak pratikte imkânsızdı. ABD Enerji Bakanlığı'nın SLAC Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı'nda (İng: "SLAC National Accelerator Laboratory") görevli bilim insanı Bob Nagler, bu durumu şu sözlerle özetliyor:

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Eric Rose
Eric Rose
209.1K UP
Yazar 28 Temmuz 2017 24 dk.

Galileo ile ilgili en yaygın yanılgılardan birisi, engizisyon tarafından ölüm cezasına çarptırıldığı iddiasıdır. Galileo, 1610 yılında Sidereus Nuncius (Yıldız Habercisi) isimli kitabını yayınlamış ve içerisinde, yeni teleskobu ile yaptığı şaşırtıcı gözlemlerden bahsetmiştir. Venüs'ün evreleri ve Jüpiter'in uydularına dair bu gözlemler, Kopernik'in "Güneş Merkezli Galaksi" teorisini doğrulamaktaydı. Yani kilise tarafından kabul edilen "Dünya Evren'in merkezidir." algısını yıkmaktaydı. Bu bulgular, Katolik Kilisesi'ni telaşlandırdı ve 1616 yılında bu teorinin kabulünü yasakladı.

Bu yasaklar Galileo'yu durdurmadı. Aynı yıl, gelgitlerin varlığının Dünya'nın hareket ettiğinin bir kanıtı olduğunu ileri sürdü. 1619 yılında ise kuyrukluyıldızlarla ilgili gözlemlerde bulundu. 1632 yılında, iyice yaşlı bir adam olduğunda, yasağa rağmen üstü kapalı bir şekilde Güneş'in merkezde olduğunu savunduğu "İki Merkezi Dünya Sistemi Üzerine Diyaloglar" isimli kitabını yayınladı. Kitap, büyük ses getirdi. Kitap içerisinde teoloji, astronomi ve felsefe üzerine birçok fikir ve görüş de bulunuyordu.

114
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ali Gazi Kavak
Ali Gazi Kavak
58.1K UP
4 gün önce
Hayatınızda öğrendiğiniz en çılgın şey neydi?
2
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Eylül 2011 11 dk.

Bitkiler Alemi, sanılanın aksine oldukça heyecan verici bir alemdir. Bitkiler ve özellikleri üzerine araştırmalar yapmaya başlayan birinin, gezegenimizin bu sessiz sakin nöbetçilerine hayran kalmaması mümkün değildir. Bitkiler, özellikle de ağaçlar, her ne kadar etliye sütlüye karışmayan, sabit ve hareketsiz "direkler" gibi gözükseler de, evrimsel süreçte özellikle yer değiştirme konusundaki kısıtlarından ötürü son derece dahiyane adaptasyonlar geçirmek zorunda kalmışlardır. Evrimin gücünü görmek için insan zekasına bakabileceğiniz gibi, bitkilerin hayatta kalma stratejilerine de rahatlıkla bakabilirsiniz. Örneğin fındık üreten bazı ağaçlar, her sene fındık üreterek üremek yerine bunu 2 senede bir yaparlar. 1 sene hiçbir tohum üretmezler, ertesi sene inanılmaz fazla sayıda üretirler; öyle ki ağacın altı yürünmez hale gelir. Bunun sebeplerini inceleyen bilim insanları, şaşırtıcı bir gerçekle karşılaşmışlardır: tohumların bol üretildiği senelerde, bu tohumlardan beslenen hayvan sayısında hızlı bir artış yaşanırken, üretilmeyen senelerde söz konusu kemirgenler ve onlarla beslenen diğer canlıların sayısında ve üreme becerisinde kritik bir düşüş yaşanmaktadır. Bir diğer deyişle bitkiler, çevrelerindeki ekosistemin dengelerini tohum üretim yıllarını belirleyerek kontrol altında tutmaktadır! 

Anlayacağınız bitkilerde, hayvanlar kadar aktif olmasalar da, sabit bulundukları noktadan en etkili şekilde işlev görebilmek için akıl almaz yöntemler evrimleşmiştir. Lisede umursamazca gördüğümüz iletim demetlerini incelemek bile insanı şaşkına çevirebilir. Çünkü örneğin yaklaşık 120 metre uzunluğunda olan Kaliforniya sekoyası (Sequoia sempervirens), kökten en yüksekteki bölgelere bile su ve mineral taşıyabilmektedir. Bizler, en fazla 2 metre olsak bile ayakta 10 dakika tamamen hareketsiz dursak kanın iletiminde zorlanırız ve ayaklarımız karıncalanmaya başlar. Bahsettiğimiz sekoya ise 1200 ile 1800 yıl boyunca yaşayabilir ve bu sürede sürekli olarak iletim yapabilir. 

31
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Altay Kenger
Seslendiren 21 Aralık 2020 8:22
İzleyenlerin bileceği üzere, yapacağınız her türlü işin ve eylemin, ayıplama, cezalandırma gibi dışsal etkilerden azade olduğu, meşhur televizyon dizisi...
41
Tüm Reklamları Kapat
Pedram Türkoğlu
Yazar 19 Ağustos 2018 10 dk.

Süha Derbent'in Evrim Ağacı'nda Yaşam Ağacı projesine katkı sağladığı nefes kesici Sibirya kaplanı (Panthera tigris tigris) gözlemlerinden birkaç tanesine tanıklık ediyorsunuz! Gözlemler ABD Montana'daki koruma altında olan birey üzerinde yapıldı.

Kuzenleri arasındaki en büyük kedi ve apeks avcıdır. Sibirya kaplanı dışındaki diğer bir adı ise Amur kaplanıdır. Kendileri yaşayan en iri kedilerdir. Fakat aslan (Panthera leo) baba ve kaplan (Panthera tigris) anneden meydana gelen liger isimli hibrit (melez) birey bazen Sibirya kaplanlarından büyük oldukları rapor edilmiştir. Bunun tam tersi durumda doğan tigon ise liger kadar büyük olmayabiliyor. Zaten anne aslanın bir erkek kaplanı kabul etmesi son derece nadir görülür. Günümüzde yaşayan kaplanlar, soyu tükenmiş dev kediler kadar büyüktürler ve 3.3 metreye kadar uzayan, 300 kg ağırlığa erişen bireyler görülebilir. Kayıtlara geçen en büyük bireylerden biri yaklaşık 3.5 metre ve en ağır birey ise 465 kg ağırlığındadır. Köpek dişleri (canine) yaklaşık 10 cm uzunluğundadır. Gücü ve saldırganlığı yanısıra, vücudundaki kırmızı/turuncu renk üzerindeki sivri siyah çizgilerle tanınır. Genel olarak Panthera cinsinin en meşhur ortak özelliği, anatomilerinin güçlü kükreme sesi çıkarmaya uygun olmasıdır. Bunun olabilmesinin temel sebebi hyoid kemiğinin tamamlanmamış kemikleşmesidir. Ayrıca yeni çalışmalar, ses kutusunun da kükremek üzere özelleştiğini morfolojik olarak ortaya çıkarmıştır. Vahşi doğada 10-15 sene, koruma altında 20 sene kadar yaşayabilir. Genellikle vücutlarında 100 kadar çizgi bulunur. Alt tür varyasyonlarına göre ölçüler değişebilse de, genellikle 70-120 cm omuz yüksekliğine erişebilirler.

66
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close