Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ece Müker
Ece Müker
531K UP
21 saat önce
Tayland’da 4.000 yıl öncesine ait diş kalıntıları üzerinde yapılan yeni bir çalışma, Güneydoğu Asya’da betel fıstığı çiğneme geleneğinin şimdiye kadar sanılandan en az 1.000 yıl daha eskiye dayandığını ortaya koydu. Frontiers in Environmental Archaeology dergisinde yayımlanan araştırma, Nong Ratchawat adlı Neolitik bir alanda bulunan bireylerin diş plaklarındaki kimyasal kalıntılar aracılığıyla bu geleneği kanıtladı.

Betel fıstığı; enerji artırıcı, rahatlatıcı ve uyarıcı etkileriyle tanınan psikoaktif bileşikler içeriyor ve özellikle Asya-Pasifik bölgesinde yaygın kullanımıyla biliniyor. Ancak geçmişte bu kullanım sadece diş lekeleri ya da bitki kalıntılarıyla dolaylı olarak saptanabiliyordu.

Araştırmacılar, sıvı kromatografi-kütle spektrometresi (LC-MS) yöntemiyle “görünmez” kalıntıları analiz ederek arekolin ve arekaidin gibi betel fıstığına özgü alkaloidleri saptadı. Üstelik bu bulgular, diş lekesi olmayan bireylerde elde edildi — bu da eski alışkanlıkların her zaman gözle görülemeyeceğini gösteriyor.

Çalışma, yalnızca betel fıstığının tarihine değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bağlamına da ışık tutuyor. Betel çiğneme alışkanlığının toplumsal bağ kurmaya, geleneklere ve ritüellere nasıl hizmet ettiğini anlamak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Moonkham ve ekibi, bölgedeki diğer bireyleri de inceleyerek bu geleneğin ne kadar yaygın olduğunu araştırmaya devam edecek. Kullanılan analiz yöntemi ise arkeolojide bitki ve besin kalıntılarının izini sürmek için gelecekte daha da yaygınlaşabilir.

5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Ceren Devrim Karabulut
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce ÇevrimiçiÜcretsiz6 Ağustos
Etkili İyilik Giriş Programı
06 Ağustos 2025 18:00 tarihinden 11 Eylül 2025 12:49 tarihine kadar.


Etkili İyilik Giriş Programı 

Dünyanın en acil sorunlarını en etkili çözeriz sorusuna birlikte yanıt arayacağımız 5 haftalık ücretsiz okuma grubuna seni de bekliyoruz! 

Detaylar ve başvuru için WhatsApp duyuru grubumuza katılabilirsin!  

•⁠  ⁠WhatsApp Grubu: https://chat.whatsapp.com/EgqoVkhOMn512I2dleJkNS?mode=ac_t 

•⁠  Başvuru Formu: https://forms.gle/8HdCruhdJ38nMErM6 

Etkili İyilik Nedir?

Etkili İyilik (Effective Altruism), dünyaya en fazla faydayı sağlamayı amaçlayan felsefi bir yaklaşım ve sosyal harekettir. Temel amacı, en önemli küresel sorunları belirleyip bunlara etkili çözümler bularak en yüksek pozitif etkiyi yaratmaktır.

Devamını Göster
8
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yağız Yeşildal
Üye 4 gün önce Henüz cevap yok.
kendimi eksik ve aptal gibi görüyorum bir türlü kendimi bu döngüden kurtaramıyorum arkadaşlar edinmek istiyorum dışlanır ya da ayak uyduramam diye kaygılanıyorum, dikkat, akıl yürütme gerektiren işler olunca bazılarında kafamın çalışmadığını eksik yaptığımı söylüyorlar, bilişsel işlemleme hızım yavaş ondan dolayı da eksik hissediyorum..
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen3 5 gün önce
Yönetmen Gareth Edwards, Rogue One ile Saturn Award almış. 2014 Godzilla'yı çekmiş. 2 Oscar adaylıklı The Creator yine kendisinin. Jurassic Park serisi herhalde bu spesifik türde tek meşhur seri olduğu için bu kadar sündürülmüş bir seridir. Çok da iyi devam ettirilmediği için açıkçası beni çok etkiledi ve hatırımda kaldı diyemem seri için. Pek hatırlamıyorum. Hatta film de atladım muhtemelen. Scarlett Johansson'ı böyle askeri bir rolde yakıştırarak görünce bir izlemek istedim. Belki IMAX daha iyi olabilirdi. Çünkü görsel olarak da doyurucu bir şeyler göremedim. 3D olarak hedeflenmiş sahnelerin farkındaydım ama.

Mahershala Ali ise 2 farklı filmden 2 Oscar kazanmış ve iyi filmlerde oynamış bir oyuncu. Film de kısa uzunlukta bir film ama zaten çok aman aman olmadığı için bayabiliyor. Konu ise DNA örnekleri almak için bir ekibin spesifik dinozor türlerinin bulunduğu bir bölgeye operasyon gerçekleştirmesi. Dediğim gibi spesifik bir türde klişe bir yapım olduğu için çok bir şey vadedilemez. Vasat yapım.
5.0/10
(7 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Jurassic World Rebirth
Yönetmen: Gareth Edwards
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 3 Haziran 5 dk.

Üniversite eğitiminin özgür düşünce, yaratıcılık ve eleştirel analiz gibi temel nitelikleriyle bilgi üretim merkezi olmaktan uzaklaşmaya başladığını görüyoruz. Öğrenciler kalabalık amfilerde, hızla kendilerine aktarılan müfredat içinde sık sık kaybolurken, akademisyenler de üniversitelerin performans baskısı altında gerçek entelektüel üretimden, tartışma ortamından kopuyor, ofislerine, laboratuvarlarına sıkışıyor. 

Kampüsler heyecanlı tartışma mecraları olmaktan çıkıp adeta diploma fabrikalarına dönüşüyor. Bu süreçte yeni kolektif öğrenme, araştırma, tartışma alanlarına duyulan ihtiyaç büyüyor. 

36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taha Basmacı
Aktaran 20 Ocak 2 dk.

Pek çok insan, uykuya dalmakta zorlandığı için melatonin takviyesine başvurur. Melatonin reçetesiz satılan, güvenilir, etkili ve doğal bir takviye olarak görülmektedir. Hatta çocuklarda dahi uyku, stres giderme ve rahatlama için kullanımı oldukça yaygındır. Ancak Journal of the American Medical Association'da (JAMA) yayımlanan yeni bir rapora göre melatoninin bu olumlu etkileri gerçek olmayabilir.[1] Araştırmada, piyasadaki birçok melatonin takviyesinin etiketinde yazandan çok daha fazla melatonin içerdiği ortaya çıkmıştır.

Melatonin, genel olarak sirkadyen ritmimizi düzenlemekte rol oynar. Gün ışığı melatonin üretimini baskılarken, karanlık çökmesiyle birlikte melatonin seviyeleri yükselir ve bu da uyku saatinin geldiğini belirtir. Bu nedenle, yatmadan önce ekranlardan uzak durulması önerilir. Melatonin takviyesi almak da teorik olarak bu süreci destekler ve uykuya dalmayı kolaylaştırabilir.

22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Washington Üniversitesi araştırmacıları, dikkat ve uyanıklık durumlarındaki beyin bağlantılarının düzenlenmesinde şaşırtıcı bir keşif yaptı.

Norepinefrin gibi kimyasalların nöronlar üzerinde doğrudan etki ettiği düşünülürken, aslında astrositler adlı beyin hücrelerinin aracılık ettiği ortaya çıktı.

Astrositler norepinefrin sinyalini algılayarak ikinci bir kimyasal üretip sinapslar üzerinde etkili oluyor ve böylece beyin bağlantılarını yeniden şekillendiriyor.

Bu bulgu DEHB ve depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların etki mekanizmalarının yeniden incelenmesi gerektiğini gösteriyor.

💻 Yazar: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Gencay Kaan Polat
Yazar 8 Ocak 2021 10 dk.

Kanser hücreleri, yeni ve daha uzak dokulara yayılabilme özelliğine sahiptirler ve bu özellikleri onları daha da ölümcül hale getirir. Tümör hücreleri kan veya lenfatik yollarla vücuda dağılabilir ve ulaştıkları yerlerde çoğalabilirler; bu sürece metastaz denir. Kanserin metastaik yayılımı için damar ağı, çok önemli bir etmendir.

Yeni kan damarlarının oluşması sürecine anjiyogenez adı verilir. Aynı şekilde yeni lenfatik kanal ve damarların oluşumu sürecine de lenfogenez adı verilir. Her iki süreç de tümörlere oksijen ve besin sağlamakta ve atıkları hızlıca uzaklaştırmada oldukça önemlidir. Anjiyogenik faktörler, özellikle neoplastik damarlanmanın oldukça yoğun olduğu yerlerde yüksek konsantrasyonlarda bulunur.

87
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Hasan Hüseyin Kara
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Uşak
Evimin duvarında onu sinek gözetlerken yakaladım. Çok hızlı ve uzun mesafe zıplayışı yapabiliyor. Çok sevimli bir örümcek türü
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı
Yazar 1 gün önce 4 dk.

Bu yönerge, Evrim Ağacı ismini kullanarak açılmış ve açılacak hayran sayfaları için belirlenmiş kuralları içeren bir yönergedir. Hesap kapatılması gibi platforma özel ve telif davası gibi hukuki sorunlarla yüzleşmemek için, bu dökümanı dikkatlice okuduğunuzdan ve kurallara harfiyen uyduğunuzdan lütfen emin olunuz.

Öncelikle, Evrim Ağacı'na gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkürler. Yaptığımız işin sizde bu konuda bir hesap oluşturmaya itecek kadar etki yaratmış olması bizim için onur verici! Sizin bu çabanız, Evrim Ağacı'nın halka bilimi ulaştırma görevini güçlendirmek adına çok özel ve anlamlıdır, bunu lütfen bilin.

9
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Leo ve Medusa'nın Laneti Destansoy Ailesi'nin Efsaneler Koleksiyonu 4

Profesör Destansoy’un mahzenindeki hazineler arasında eski bir kitap koleksiyonu var. Beklenmedik kahramanlar ve karşılaştıkları büyüleyici yaratıkları anlatan, eşsiz hikâyelerle dolu. 

Destansoy Ailesi’nin Efsaneler Koleksiyonu’nun yeni macerasında Yunan mitolojisine, Ege’nin serin sularına, Leo’nun tehlikeli canavarlar ve çetin görevlerle dolu serüvenlerine dalıyoruz. 
Her şey, ailesinin Leo’yu efsaneleri öğreneceği okula başlaması için tehlikenin kol gezdiği Atina’ya göndermesiyle başlıyor. Kahramanlık hayalleri kuran Leo, şansının da yardımıyla şehrin koruyucu tanrıçası Athena’nın dikkatini çekiyor. Athena, Leo’nun sadakatini sınamak için ona reddedemeyeceği bir teklifle geliyor: Lanetli canavar Medusa’yı avlayıp, Atina’nın gelmiş geçmiş en büyük kahramanı olmak. Peki ama Leo, Atina’ya giderken efsanevi yaratıklara zarar vermeyeceğine dair ailesine söz vermemiş miydi? Hayallerine erişmek uğruna, verdiği sözü bozacak mı? 

Destansoy Ailesi’nin Efsaneler Koleksiyonu hakkında:
Destansoy Ailesi olarak binlerce yıldır efsanevi yaratıkların ve cisimlerin toplanması ve korunması görevini üstlenmiş durumdayız. Ve bendeniz Profesör Destansoy, bu görev sırasında yaşadığımız müthiş olayları bir araya getirmeye karar verdim. Bu sayfalarda ve gelecek diğer kitaplarımda ailemizin destansı maceralarının öykülerini bulacaksın.

Devamını Göster
₺205.00
Leo ve Medusa'nın Laneti Destansoy Ailesi'nin Efsaneler Koleksiyonu 4
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Söz
Yağız Kıymaz
Alıntıyı Ekleyen 11 saat önce
Tanrı kuşları sevdi ve ağaçları yarattı,
İnsan kuşları sevdi ve kafesleri yarattı.

Jacques Deval
Kaynak: Bu söz, Jacques Deval adlı Fransız oyun yazarı ve romancıya atfedilmektedir. Söylemin, doğrudan yazılı bir eserinde geçtiğine dair kesin bir kanıt olmamakla birlikte, pek çok özlü söz ve alıntı derlemesinde onun adına yer almaktadır. Bu nedenle, söz anonim olarak da değerlendirilebileceği gibi, çoğu kaynakta Deval'a ait olduğu belirtilmektedir. Özellikle insanın doğaya ve diğer canlılara karşı çelişkili tutumunu eleştiren bir anlam taşır: Tanrı kuşlara özgürlük verirken, insan sevgisi onları sınırlar. (1000kitap)
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Efe Uğurlu
Efe Uğurlu
1,818 UP
Üye 11 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Yusuf Asaf Güven tarafından sorulmuştur.
İnsanın sınırları nedir?
İnsanın sınırları nedir?

İnsanın Sınırları Nedir?

İnsanın sınırları, hem fiziksel hem de zihinsel olarak, doğuştan gelen yeteneklerimiz, çevresel koşullar ve kişisel çabalarımızla şekillenir. Bu sınırlar, bazen bir "daire" gibi algılanır; bize biçilmiş, kaçınılmaz bir alan gibi görünebilir. Evet, bu düşünce hayal kırıklığı yaratabilir. Ne kadar çabalasak da bir Newton, Farabi, Platon ya da Einstein olamayacağımız fikri, insan potansiyelinin ulaşılmaz zirveleriyle yüzleştiğimizde içimize bir ağırlık çökebilir. Ancak bu durum, bir son değil, aksine kendi yolculuğumuzu keşfetmek ve sınırlarımızı zorlamak için bir başlangıç noktası olabilir.

Bu sorular gerçekten de insanlığın en temel felsefi meselelerine değiniyor. "Sınır" kavramının kendisi paradoksal - bir yandan gerçekten var olan kısıtlamalar, öte yandan belki de aştığımızda fark ettiğimiz hayali duvarlar.

Tüm Reklamları Kapat

Zeka meselesine gelince, bence burada büyük bir kavram karmaşası var. IQ testleri veya akademik başarı gibi ölçümler zekanın çok dar bir kesitini yakalıyor - sanki bir orkestranın sadece flüt sesini dinleyip tüm müziği değerlendirmek gibi. Newton'un matematiksel zekası, Farabi'nin felsefi kavrayışı, Platon'un soyutlama yetisi, Einstein'ın düşünce deneylerindeki yaratıcılığı... Bunların hepsi farklı türde zeka manifestasyonları.

Zeka, toplumda sıklıkla bir "değer gösterisi" olarak ele alınır. Genellikle IQ testleri gibi araçlarla ölçülür ve bu, zekanın karmaşık doğasını basite indirgeyen bir yaklaşım gibi hissedilebilir. Peki, bu ölçümler gerçekten neyi ifade eder? IQ testleri, bilişsel yetenekleri (örneğin problem çözme, mantık yürütme) değerlendirse de, yaratıcılık, duygusal zeka, pratik beceriler gibi insan varoluşunun diğer önemli yönlerini göz ardı eder. Bu durumda, zekanın kolayca ölçülüp bir insanın sınırlarını belirlediği fikri yanıltıcıdır. Zeka, hayalleri yıkan ya da ufkumuzu daraltan bir engel değil, aksine onu nasıl kullandığımıza bağlı olarak sınırlarımızı genişletebileceğimiz bir araçtır.

Peki, zeka neden bu kadar kolay ölçülüyormuş gibi görünüyor? Bunun nedeni, toplumun zekayı standardize etme ve karşılaştırma ihtiyacıdır. Ancak bu ölçümler, bir insanın gerçek değerini ya da potansiyelini tam olarak yansıtmaz. Zeka, varoluşumuzun yalnızca bir parçasıdır ve tek başına bizi tanımlamaz.

Belki de asıl soru şu: Bu isimleri neden "aşılmaz" görüyoruz? Newton fizikte devrim yaptı ama bugün bir lise öğrencisi onun bilmediği şeyleri biliyor. Einstein bile "Ben özel bir yeteneğe sahip değilim, sadece tutkulu bir meraklıyım" diyordu.

Tüm Reklamları Kapat

Daireyi Genişletmek İçin Ne Yapmalıyız?

Kendi sınırlarımızı, yani bize biçilen "daireyi" genişletmek mümkün mü? Kesinlikle evet! Bu süreçte izlenebilecek bazı yollar:

  • Sürekli Öğrenme: Yeni bilgiler edinmek, farklı alanlarda kendimizi geliştirmek ve merak duygusunu canlı tutmak, zihinsel sınırlarımızı zorlar. Kitap okumak, yeni bir beceri öğrenmek ya da bilinmeyen bir konuyu araştırmak buna örnek olabilir.
  • Kendimizi Zorlamak: Rahat alanımızdan çıkıp zorlayıcı görevlerle karşılaşmak, potansiyelimizi keşfetmemize yardımcı olur. Başarısızlıklar bile birer öğrenme fırsatıdır.
  • Yaratıcılığı Teşvik Etmek: Sanatsal faaliyetler, problem çözme veya yenilikçi fikirler üretme gibi aktiviteler, zekamızı farklı bir boyutta kullanmamızı sağlar.
  • Kendi Yolculuğumuza Odaklanmak: Newton ya da Einstein gibi isimlerle kendimizi karşılaştırmak yerine, kendi güçlü yanlarımıza ve katkılarımıza değer vermek önemlidir. Her bireyin benzersiz bir potansiyeli vardır.

[1][2]

Kaynaklar

  1. D. Goleman. (1995). Emotional Intelligence: Why It Can Matter More Than Iq. ISBN: 9780553804911. Yayınevi: Bantam Books.
  2. C. S. Dweck. (2006). Mindset: The New Psychology Of Success. Yayınevi: Random House.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close