Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Ağustos 2011 18 dk.

Hiç düşündünüz mü fantastik hikayelerin olmazsa olmazı ejderhalar gerçek olsalardı, ateş püskürtme mekanizmaları nasıl çalışırdı? Örneğin Game of Thrones'tan şu sahneleri bir hatırlayalım:

Ejderhanın boğazından gelen ateşi oluşturan mekanizma sizce ne dersiniz?

88
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Furkan Nar
Furkan Nar
21K UP
Öğrenci 16 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Poyraz Özpoyraz tarafından sorulmuştur.

Hayvanların düşünebildiğini söylemek oldukça zordur. Zeki hayvan davranışları düşünmeyen yönelimsellik örnekleri olarak betimlenebilir. Bazen insanlar da düşünmeden eyleme geçer; lakin, hayvanlardan farklı olarak insanlar bu otomatikleşmiş davranışların yerleşmesinden önce uzun ve bilinçli bir öğrenme sürecinden geçer. Lakin şu anki elimizdeki veriler ile düşünüp düşünemedikleri hakkında kesin bir karar yoktur.[1]

Kaynaklar

  1. Gökel, et al. Hayvanlar Düşünebilir Mi?. (5 Ocak 2025). Alındığı Tarih: 29 Haziran 2025. Alındığı Yer: Bursa Uludağ Üniversitesi | Arşiv Bağlantısı
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Emircan Direbol
İnceleyen8 2 gün önce
Türkiye'de değer verilmesi gereken nadide kitaplardan biri benim için. Genç bir okur olarak iddia ediyorum okuyacak olanlar içinde listenin yüksek sıralarına yerleşebilir olan bir kitaptır. Şöyle ki Anadolu'da yani Ülkemizde görmezden gelinen oldukça ciddi problemler var. Eğitimden başlayarak her alana her konuya her şeye sıçrayan bir cehalet, liyakatsizlik, verimsiz eğitim, üretken olmayan bir nesil ve nesiller var, var olmaya da devam ediyor. Bu ilahiyat fakültesi okumuş ilim sahibi, üretken, milli bilincini ve en önemlisi "işini ibadet aşkıyla yapan bir öğretmen (Mehmet Yazıcı)" olarak akademisyenlerin hatta eğitimin içinde yer alan kişilerlerin bile göremediği, gözünden kaçırdığı noktaları kendi deneyimleri ve yaşanmışlıklarından yola çıkarak kendi görüşleri ile yerinde tespitler yapmış. Özelikle eğitim sisteminin gelişimi için bu kitap bugün her yerde abartısız okunmalı. Tavsiyemdir. Yeni öğretmen adayları da okumalılar bence. Gününüz üretkenlik ile geçmesi dileğiyle... Not: kitap gözükmüyorsa kitabın ismi "Silinmeyen İzler" yayınevide "Tılsım Yayınevi"
8.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 16 Ekim 2021
Bu yaratıcı görsel sunumda, Ay’ın Dünya semalarındaki doğal renkleri görünüyor. Farklı zamanlarda fotoğraflanan Ay diskleri, çerçeveli bir görüntüde pikseller halinde düzenlendi. Farklı tonlar, değişen atmosferik koşullardan ve Ay, Dünya ile Güneş’in hizalanma geometrisinden etkilenen, yansıyan Güneş ışığından kaynaklanmaktadır. En karanlık Ay diskleri, Dünya parlamasının (İng: "Earthshine") renkleridir. Ay’ın karanlık yüzeyini aydınlatan Dünya‘nın okyanuslarından yansıyan Güneş ışığı, Dünya parlamasının tanımıdır ve 500 yıl önce Leonardo da Vinci tarafından yazılmıştır. Monitörünüzden uzaklaşıp bakışınızı görselin daha küçük versiyonlarına kaydırın. Da Vinci’nin en ünlü sanat eserlerinden birini de görebilirsiniz.
9
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eda Alparslan
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Günümüzün küresel sorunlarından biri olan iklim değişikliği, ineklerin diyetlerini etkilemesi nedeniyle yediğimiz peynirlerin besin değerlerinin yanı sıra dokusu, tadı ve rengini de değiştirebilir. Journal of Dairy Science dergisinde yayınlanan bir çalışma, Fransa'da pastörize edilmemiş peynir üretimi yapan Cantal adındaki şirkette tam da bunu gözlemledi![1]

Fransa'nın bu bölgesinde inekler genellikle bölgenin çimenlik alanlarında otlatılıyor. Ancak iklim değişikliğinin gittikçe daha da kötüleşen kuraklıklara yol açması nedeniyle bazı hayvancılar yem olarak mısır gibi alternatifler kullanmaya başladı. Elbette üreticiler, bu değişikliğin hayvanlarını nasıl etkileyeceğini merak ediyordu. Matthieu Bouchon, durumu şöyle özetliyor:

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 21 Aralık 2013 17 dk.

2010 senesinde Türkiye'deki evrimsel biyolojiye dair bilgi düzeyini arttırmak amacıyla Evrim Ağacı'nın kurulmasından bu yana, yazar kadrosuna birbirinden donanımlı araştırmacıların alınmasıyla birlikte adeta bir "Bilim Ağacı" haline dönüştüğümüzü söylemek yerinde olurdu. Bu süreçte bilim camiasının karşısında duran ve popülerliği yüksek olan sahtebilimsel iddiaları da ele almamak bir hata olurdu. Karşımıza her gün çıkan onlarca bilgiyle bombardımana uğruyoruz ve nelerin gerçek olup olmadığını sorgulamakta zorlanıyoruz. İşte bu sebeple devreye bir filtre sistemi görevi gören Bilimsel Şüphecilik (İng: Scientific Skepticism) adını verdiğimiz bir yöntem giriyor.

Sadece site üzerindeki paylaşımlarla da yetinmedik, 2017 senesinde kolları sıvayıp sizler için bir kitap çalışmasına başladık ve 2019'da baskısını tamamlamakla önemli bir katkıda bulunacağımızı umut ediyoruz. Buradaki makale bu kitabın bir özeti sayılabilir, ancak bu kadarıyla da asla yetinmeyin. Araştırın, sorgulayın ve daha fazlasını merak edin...

94
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Leyla Nil Geçkin
Seslendiren 29 Nisan 2024 9:44
Beynimiz düşündüğümüz kadar basit çalışmıyor. Geçtiğimiz birkaç yıl, tuhaf şeylere inanmanın oldukça yaygın olduğunu henüz fark etmeyen insanlar için...
34
Söz
Nurgül Karataş
Alıntıyı Ekleyen 13 saat önce
Bu sükut çiğnenen bir muhabbetin yasıdır.
Bu suküt bir kömürün içerde yanmasıdır.
Bu sükut beynimdeki cinnetin potasıdır;
Görüp aldanmayınız sessizce durduğumu...
Kaynak: Bütün şiirleri
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ömer Ekmel Kara
Yazar 1 Haziran 2023 10 dk.

Onkolitik virüsler (OV) kanser tedavisi için kullanılan doğal ya da mutasyona uğratılmış virüslerdir. Bu virüsler tümör hücrelerini hedefler ve bu hücrelerde çoğalıp hücre zarlarını parçalayarak onları öldürür. OV'ler viral parçalanmaya ek olarak ökaryotik transgenleri tümör hücrelerine yöneltebilir, anti-tümör immün tepkiyi tetikleyebilir ve immünojenik hücre ölümünü destekleyerek tümör hücrelerinin ölümüne yol açabilir.

Genetik manipülasyonlar sayesinde OV'lerin tümör hücrelerine olan duyarlılıkları artırılabilir ve sağlıklı hücreleri hedefleme mekanizmaları zayıflatılarak toksisiteleri azaltılabilir. Çoğu erken faz OV terapisi çalışması, OV'lerin hastalarda tolere edilebilir seviyede toksisiteye sebep olduğunu göstermiştir.[1] Bugüne kadar 4 farklı OV terapisi, farklı kanser türleri için çeşitli ülkelerin sağlık kurumları tarafından onaylanmıştır.

30
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ebru Gelekçi
Ebru Gelekçi
55K UP
Alıntıyı Ekleyen 19 Eylül
İnsanların birbirine güven duymadığı toplumlarda, kişilerarası ilişkilerde stres fazladır; ana baba çocuğa, çocuk ana babaya, yönetici çalışana, çalışan yöneticiye, işveren sendikacıya, sendikacı işverene, devlet vatandaşına ve vatandaş da devletine güven duyamaz. Birbirlerine güven duyamadıkları için de, ilişkilere, dürüstlük ve açık sözlülük yerine, yalan ve hile yön verir. Ama, birbirlerinin yüzlerine sürekli dürüst olduklarını söylerler.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

2025 yılında Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma polimer bazlı plastik atıkların, mikrobiyal sistemler kullanılarak tıbbi açıdan önemli kimyasallara (özellikle ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan parasetamole) dönüştürülebileceği gösterdi.[1] Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Stephen Wallace’ın ekibi, Escherichia coli bakterisini genetik ve metabolik olarak yeniden düzenleyerek genellikle sadece laboratuvar ortamında gerçekleştirilebilen Lossen yeniden düzenleme reaksiyonu (İng: "Lossen rearrangement") adlı kimyasal reaksiyonu ilk kez canlı bir hücre içinde gerçekleştirmeyi başardı.[1]

Çalışmanın ilk aşamasında, yaygın olarak içecek ambalajlarında kullanılan PET (polietilen tereftalat) türevi plastik atıklar, kimyasal veya enzimatik hidroliz yoluyla temel monomer bileşenlerine (başlıca tereftalik asit ve etilen glikol) ayrıştırılmıştır. Bu monomer yapıtaşları, bakterinin yeniden programlanan metabolik yolları sayesinde çeşitli biyotransformasyon basamaklarından geçirilmiş ve ara ürün olarak p-aminobenzoik asit gibi farmasötik öncü moleküllere dönüştürülmüştür.

40
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Cihat Emre Karataş
14 saat önce
Yapay zeka tamamen veri ile beslenen bir vampire benzetilebilir. Şu anki çalışmalar genellikle bu modellerin hızlanması ve daha iyi cevaplar üretmesine yönelik. Ancak veri bulamayan bir yapay zeka sıkışacaktır. Çağrı beyin dediği gibi, özgün içerik daha değerli olacaktır, olmalıdır da... Bakalım neler göreceğiz.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 6 Ekim 2020 23 dk.

Yaşam, 4 milyar yıl kadar önce, okyanus tabanlarında başladı. Milyarlarca yıl boyunca gezegenimizdeki yaşam, sadece denizlere ve okyanuslara hükmetti; mikrobik yaşam haricinde karalara adapte olabilen hiçbir makroskobik canlı yoktu. Sonrasında mantarlar, bitkiler ve nihayetinde böcekler karalara çıkmaya ve bu yaşam alanlarına da adapte olmaya başladılar. Karasal canlılara katılan son grup, omurgalı hayvanlar oldu. Balıklar içerisinden ayrılan bir grup, bugün kurbağa ve semender gibi hayvanlarla temsil edilen amfibilerin atalarına evrimleştiler. Amfibiler, hem suda hem karada yaşayabilen hayvanlardır ve bunlar, tamamen karasal yaşama adapte olmuş sürüngenlerin atalarıdır. Sürüngenler içerisinden bir dal memelilere evrimleşmiş, dinozorların yok oluşunu takiben yükselişe geçen memeliler içerisinde bir dal, primatlara gidecek soy hatlarının atası olmuş, bunlar içerisinden bir grup da bugün Homo sapiens olarak da bilinen biz modern insana evrimleşecek türlerin yolağı olmuştur.

Bu açıdan bakılacak olursa, "Hepimiz balığız." demek mümkündür. Kimi zaman bu argüman, sanki abartılı veya anormalmiş gibi algılanabiliyor. "Daha maymunu hazmedemedik, ne balığı?" gibi tepkiler alabiliyor. Ancak bilimsel gerçekler, bizlerin onları hazmedebilme hızından ve becerisinden bağımsız gerçeklerdir. Dahası, bu gerçekte hazmedilemeyecek pek bir şey yoktur; nihayetinde evrimsel biyoloji sayesinde biliyoruz ki yaşam tek hücreli organizmalardan başlayarak günümüzdeki çeşitliliğine erişmiştir (ve bu yolda, birçok tür yok olmuştur), dolayısıyla insanın ataları elbette sadece maymunlar veya primatlar olamaz; sonuçta maymunların ve primatların da ataları olmalıdır - ve elbette, vardır. Kemirgenler, ilkin memeliler, sürüngenler, amfibiler, balıklar, ilkel çok hücreli canlılar ve tek hücreli canlılar, insan evriminin daha erken basamaklarındaki atalarının sadece birkaçıdır. "Hepimiz balığız." derken, bunlardan sadece bir tanesi öne çıkarılmaktadır; tıpkı "maymun meselesinde" insanın atalarından bir grubun abartılı bir şekilde vurgulanması gibi...

163
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zeynep Süter Görgüler
Yazar 6 Mayıs 2019 23 dk.

İnternet temelli yeni medya uygulamaları, bireylerin ve kurumların iletişim kurma pratiklerini ve aynı zamanda bilginin üretim ve tüketim süreçlerini, çevrimiçi ortama taşıyarak ağ tipi yeni bir toplum modeli inşa etmektedir. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından oluşturulan İnternet Kullanıcıları İçin İnsan Hakları [Human rights for internet users] (2014) başlıklı kılavuzda, kültürel/bilimsel üretim pratiklerine yön veren düşünce ve ifade özgürlüğü, bilgiyi (yeniden)- yaratma/paylaşma araştırma ve kültür eserlerine erişim özgürlüğü, açık veri kaynağı oluşturma ve serbest lisanslama gibi demokratik değerler öne çıkmaktadır. Araştırma kapsamında, çeviri ve yeniden çeviri hareketi, bilginin yeniden üretim eylemine dönüşmektedir.

Bu çalışmanın amacı, Evrim Ağacı adlı açık bilim topluluğu tarafından Darwin teorisine ve uygulama alanlarına ilişkin yürütülen yeniden çeviri hareketlerine yönelik netnografik bir çözümleme gerçekleştirmektir. Araştırmanın birincil dayanağını oluşturan Çeviri Sosyolojisi yaklaşımı bağlamında John Heilbron ve Gisèle Sapiro, çeviriyi toplumsal bir pratik ve uluslararası düzlemde gerçekleşen kültürel değiş-tokuşların itici gücü olarak ele almak gerektiğine dikkat çekerek, çeviri pratiğine katılan birey ve kurumlardan oluşan tüm eyleyicilerin çeviri çözümlemelerine dahil edilmesinin zorunluluğuna vurgu yapmaktadırlar (2008: 43). Çeviri Sosyolojisi, çeviri ürünün nasıl ortaya çıktığı ve arkasında görünmeyen yapıların nasıl işlediği ile eyleyicilerin neyi/nasıl deneyimledikleri üzerine yoğunlaşmaktadır (Demirel Bogenç, 2014: 408-409). Çevirinin, farklı gerçeklik düzlemlerinde üretilen ve çoklu mekanizmaların bir arada işlediği bir eylem şekli olduğunu kabul eden Çeviri Sosyolojisi, bu sürecin oluşmasında iş başında olan toplumsal değişkenleri teşhis etme görevini üstlenmektedir. Ağ temelli yeni toplumsallıkların (Castells, 2010, 2015; Gerbaudo, 2012), çeviri alanı üzerinde yarattığı karşı konulamaz etkilerine yakından bakıldığında, çeviri alanında yaşanan toplumsal dönemeçle birlikte ortaya çıkan dijital açılımın önemi giderek artmaktadır. Bununla birlikte, dijital ortam (yeniden)- çeviri pratikleri kapsamında öne çıkan kavramsallaştırmalar, bu doğrultuda çalışmanın ikincil düzlemdeki kavramsal altyapısını oluşturmaktadır. 

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Ömür
Sena Ömür
100K UP
Ekleyen 4 Ekim 2022 24 dk.

Yeme bozuklukları, anormal yeme veya kilo kontrol davranışları ile karakterize, ciddi psikiyatrik bozukluklardır. Tüm yeme bozuklukları kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığını olumsuz yönde etkiler.

Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabının 5. baskısı (DSM-5) ve Uluslararası Hastalık Sınıflandırması (ICD-11), altı ana beslenme ve yeme bozukluğu konusunu kapsamaktadır:

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Turkan Huseynova
6 gün önce
Salam Azərbaycandan izləyirəm araliqli orucla ilgili video yayinlarsaniz çok sevinirim
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
38K UP
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Çankırı
"Colias crocea", namıdiğer "Sarı Azamet", Yapraklı ilçe merkezinde, dere kenarında gözlemlenmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Mert Arslan
Mert Arslan
55K UP
İnceleyen4 19 saat önce
John Wick Serisinin devamı olan bu film açıkçası John Wick tarzı bir etki veriyor.Ben bu filmin incelemesini daha önce Doguqn Studios adlı kanaldan seyrettim.Ve John Wick Film serisinin devamını getirecek bir spinoff film olacak dedi.Ve Öyle bir spinoff filmi olarak çıktı.Ben şahsen seyretmedim.Seyredersem düşüncem bu filme karşı değişebilir.Ama Arada olan bir spinoff yapımı seyretmek John Wick serisini daha kolay bir şekilde anlamamı sağlayacak teşekkürler
Film
6.0/10
(5 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Erkin Alp Güney
Türü Ekleyen 1 gün önce
Bütün kararlarını rasyonel, ekonomik ve bilimsel ilkelere göre alan bir insan çeşidi.
2
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Eser
Ece Müker
Ece Müker
517K UP
Eseri Ekleyen 3 gün önce Film
1.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close