Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.2M UP
Aktaran 1 saat önce 4 dk.

Yaklaşık 400 milyon yıl önce omurgalılar denizlere hâlâ mahkumken balıkların karaya çıkmasını sağlayacak uzuvlar henüz evrimleşmemişti. da daha karaya çıkmamıştı. Scientific Reports dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, işte tam da bu zaman aralığında balıkların suyun ötesindeki hayatı merak edip karada yaşamayı test ettiklerine dair bilinen en eski fosil kanıtını keşfetti.[1] Bilgiler doğruysa bu keşif, balıkların sudan karaya geçişi ilk kez denemesini en az 10 milyon yıl daha geriye çekebilir. Zürih Üniversitesi'nden paleontolog Christian Klug, sahayı ziyaret edip yeni verileri inceledikten sonraki düşüncelerini şöyle anlatıyor:

Yeni fosiller, 2021 yılında Polonya'daki Świętokrzyskie Dağları’nda, Varşova'nın yaklaşık 190 kilometre güneyinde yapılan kazılar sırasında bulundu. Uzmanlar, dağların 410 milyon ila 393 milyon yıl önce sahil veya kıyı şeridi olduğunu belirtiyor. Araştırmacılar, bir zamanlar denizin olduğu alanda 240'tan fazla fosilleşmiş çukur, oyuk ve iz buldu. Ekip, bunların antik sürüngen balıklara ait olduğunu düşünüyor.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Savaş Yücel
Savaş Yücel
24.5K UP
Yazar 12 Ocak 2021 30 dk.

Bir anlığına durup düşünün: Yaşadığınız kısacık ömür içerisinde bilim ve teknoloji ne kadar gelişti? 1980'lerde doğan birinin günümüzdeki yetişkinlik hayatına erişene dek IBM tarafından üretilen bilgisayarlar, Apple'ın Macintosh cihazları, dijital cep telefonları, dijital yanıtlama makinaları, web üzerinden televizyon izleyebilmemizi sağlayan teknolojiler, "segway" isimli ulaşım araçları, akıllı telefonlar, flash bellekler, Skype gibi görüntülü iletişim teknolojileri, Google gibi arama motorları, Google Maps gibi dijital haritalar, insan genomundaki 3.2 milyar baz çiftini tek tek tespit etmemizi sağlayan gen dizileme teknolojileri, YouTube gibi dijital video koleksiyonları, grafen gibi eşsiz özelliklere sahip malzemeler, Bluetooth iletişim cihazları, Facebook gibi sosyal medya teknolojileri, Curiosity gibi Mars araçları, Tesla gibi elektrikle çalışan ve hatta sürücüsüz giden arabalar, atom altı dünyasını aydınlatan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı gibi cihazlar, yapay kalpler, 3 boyutlu yazıcılar, Amazon Kindle gibi dijital okuma araçları, kök hücre teknolojileri, SpaceX tarafından üretilen Falcon roketleri gibi tekrar kullanılabilir roket teknolojileri ve CRISPR gibi gen düzenleme teknolojileri girdi. Sadece 40 yıl içerisinde tüm bunlar ve burada sayamayacağımız kadar fazla gelişme yaşandı!

Böylesine büyük teknolojik atılımların, ülke politikalarına ve kamu yönetimine ne kadar köklü bir şekilde etki ettiği aşikardır. Bir sosyal medya aracının kısıtlanması, diğer ülkelerin yeni teknolojiler sayesinde öne geçmesi, yeni bilimsel atılımlar dolayısıyla bizim erişemediğimiz sağlık teknolojileriyle başkalarının ömürlerini uzatması son derece rahatsız edici, hatta kimi durumda kabul edilemez olabilir. Bu nedenle, iyi liderlerin ülkelerini bilim ve teknoloji alanında modern medeniyetlerle aynı seviyede tutabilecek politikalar takip etmesi büyük öneme sahiptir.

96
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Kasım 2015 1 dk.

Aşağıda gördüğünüz, 1860-1939 yılları arasında yaşamış İngiliz ressam Louis Wain'in yıldan yıla şizofreniyle mücadelesine bağlı olarak kedi çizimlerinin nasıl değiştiğidir. Sağlıklı zamanlarında da insanlaştırılmış (antropomorfize edilmiş) ve iri gözlerle resmedilen kedi çizimleriyle bilinen sanatçı, hastalığa yenik düştüğü zamanlarda giderek gerçeklerden uzaklaşmıştır.

Açıkçası sanatçının gerçekten zihinsel bir hastalığı olup olmadığı konusu tartışmalıdır; fakat gerçekten de 1924 yılında kız kardeşleri tarafından Springfield Zihin Hastalıkları Hastanesi'ne yatırılmıştır. Hastane psikiyatristlerinden Dr. Michael Fitzgerald, Wain'in hastalığının şizofreni değil, Asperger Sendromu olduğunu iddia etmiştir.

36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alican Anlayan
Alican Anlayan
111.5K UP
Yazar 10 Şubat 2021 7 dk.

Alüminyum, sembolü "Al" olan, 13 atom numarasına sahip, 2,70 g/cm³ yoğunluğa sahip, gri renkli hafif metaldir. Alüminyum, yerkabuğunda en yaygın olarak bulunan üçüncü element olmasının yanı sıra demirden sonra en fazla kullanılan metaldir. Oksijen (%47) ve silikondan (%47) sonra yer kabuğunun en yaygın üçüncü bileşenidir (%28; ancak kütlece sadece %8'i oluşturur). Alüminyum, kimyasal olarak aktif bir malzeme olmasına rağmen, hava ortamında yüzeyinde oluşan sert ve güçlü oksit tabaka alüminyumun daha ileri safhada oksitlenmesini engelleyerek, korozyona karşı yüksek dayanıklı bir malzeme olmasını sağlamaktadır.

Hem rengi hem de ışığı yansıtma özelliği bakımından gümüşü andıran alüminyum; yumuşaktır, manyetik değildir ve sünektir. 27Al, tek kararlı izotopudur ve bu özelliği izotop alüminyumu evrendeki en yaygın on ikinci element yapar.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Fatih Birinci
400.1K UP
Çeviren 8 Ağustos 2019 31 dk.

Doğu Asyalılar ve Batılılar dünyayı çok farklı şekilde algılar ve onunla ilgili farklı şekilde düşünürler. Batılılar dikkatlerini odaktaki bir nesneye verme eğiliminde olurlar. Nesnenin niteliklerini analiz eder, onun davranışlarına yön veren kuralları bulma çabasıyla kategorize ederler. Bu kurallar formel mantığı içerir (Ç.N. Formel mantık; düşünmenin içeriğinden çok biçimiyle ve kurallarıyla ilgilenen mantık türüdür). Nedensel atıflar sadece nesneye odaklanma eğilimindedir, bu yüzden genellikle yanlıştır (Ç.N. Metin boyunca “atıf”, bir şeyin kaynağı olarak gösterilen etken anlamında kullanılmaktadır).

Doğu Asyalılar ise çoğunlukla geniş bir algısal ve kavramsal alana dikkat ederler. Nesnelerle ilgili olarak, nesnenin hangi kategoriye ait olduğundan çok, hangi aileye üye olduğunu önemserler. Bunlara dayanarak nesneleri sahip oldukları ilişkiler, değişiklikler ve ait oldukları grupla ilgili olarak ele alırlar. Nedensel atıfları, bağlama vurgu yapar. Dikkatlerini yönlendiren önemli bir husus sosyal faktörlerdir. Doğu Asyalılar, kendileri için önceden biçilmiş rol ilişkileri içinde, karmaşık sosyal ağlar içinde yaşar. Etkili bir biçimde işlev görmek için bağlama dikkat etmek önemlidir.

133
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
86.0K UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Sakarya
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
208.3K UP
5 gün önce
İşte sarsıcı ve şok bilgi!!!

Işık hızının mutlak referans çerçevesinde zaman durduğuna ve akmadığına göre Evren 'donuk' tekilliğe dönüşür.

Einstein de sanırım bu yüzden evreni 'donuk nehir' olarak hayal etmişti.

Kısacası zaman izafi olarak akıyor gerçekte evrende zamanın akması bu gerekçe ile mümkün değil.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
📦 Gıdalarla temas eden plastik ambalajlarda kullanılan ftalatlar, esneklik sağlayan kimyasallardır. 2018 yılında 55–64 yaş arası 2,6 milyon kişinin kardiyovasküler hastalık nedeniyle ölümünde, %13,5’ine bu kimyasallarla maruz kalmanın etkisi olabilir.

🧬 Özellikle sıkça kullanılan DEHP (di-2-etilhekzilftalat) üzerine odaklanan yeni bir çalışma, 2008’deki global maruziyetle 2018’deki kalp hastalığı kaynaklı 350.000’den fazla aşırı ölüm arasında ilişki tespit etti .

🌍 Bu ölümlerin yaklaşık %75’i, Orta Doğu, Güney Asya, Doğu Asya ve Pasifik gibi plastik üretiminin hızla arttığı bölgelerde gerçekleşti.

⚠️ Önemli: Çalışma doğrudan neden sonuç göstermiyor; ancak ftalat maruziyeti ile kalp hastalıkları arasında güçlü bir ilişki saptandı. Uzmanlar, özellikle gelişen ülkelerde kapsamlı veriler toplanması gerektiğini vurguluyor.

Yazar: Skyler Ware

Çeviren: Simay Aladağ

Editör: Eda Alparslan

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Yaşam Ağacı Türü
Bahar Yüksel Çakmak
Türü Ekleyen 10 saat önce
Maltese terrier tüyleri yoğun, parlak, ipeksi ve ışıltılıdır, vücut boyunca kıvrımlar veya alt tüyler olmadan ağır bir şekilde düşer . Renk saf beyazdır, ancak soluk fildişi rengi veya açık kahverengi lekelere izin verilir.
0
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Aytürk Hamdi Zafer
Yazar 25 Eylül 2019 5 dk.

İlk kez Karl Schwarzschild tarafından, Einstein'ın genel görelilik teorisinin bir yorumlaması olarak ortaya atılan ve John Wheeler tarafından adlandırılan kara delik fikri günümüze kadar büyük bir ilgiyle takip edildi. Pek çok kuramsal fizikçinin üzerine kafa yorduğu, teoriler geliştirdiği ve gizeminin çözülmesiyle kuantum kütle çekimi kuramının da önünü açması öngörülen kara delikler, yakın zamanda bir tanesinin fotoğrafının çekilmesiyle hem Einstein'ın genel göreliliğini bir kez daha doğruladı hem de üzerine çalışan bilim insanlarının çalışma isteğini arttırdı. Kara deliklerle ilgili detaylı bilgiyi buradan, söz konusu kara delik fotoğrafıyla ilgili bilgileri buradan alabilirsiniz.

Hepimiz bilim kurgu filmlerinde ve romanlarında kara deliklerden ışığın dahi kaçamayacağını görmüşüzdür. Klasik fiziğe göre; ışığı kovalayan bir uzay aracından ölçülen ışık hızı, araç ve ışığın hızlarının farklarının mutlak değeri iken, Einstein'a göre bu durum böyle değildir. Einstein'a göre ışık, herhangi bir kaynağın hızına veya gözlemciye göre değişken bir hızda hareket etmez. Gözlemci hangi hızla hareket ediyor olursa olsun ışık gözlemciden hep aynı ve sınırlı bir hız ile uzaklaşacaktır. Einstein'ın teorilerinden önce Michelson-Morley bunu deneysel olarak kanıtlamış ve Newton uzayının içerdiği ve ışığın içinde hareket ettiği öngörülen ortamın (eter) var olmadığını göstermişlerdir. Peki evrenimizin en hızlı parçacıkları olan fotonlar dahi bir kara deliğin tekilliğine çekilmekten kaçamıyorsa, tekilliği bu kadar özel kılan nedir?

135
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ozan Karakaş
Ozan Karakaş
29.7K UP
Yazar 22 Aralık 2018 10 dk.

An itibariyle farkında bile olmadan olağanüstü bir iş başarıyorsunuz: Bu sayfanın arkaplanıyla renksel karşıtlık içinde bulunan birtakım simgelerin izleri retinanıza düşüyor; sinirler bu görsel veriyi retinadan alıp temporal lobda bulunan ve verinin “ne”liğine karar veren ventral yol üzerinden beynin arka kısmındaki görsel kortekse taşıyor; görsel kortekste tanınan ve tanımlanan veri, bu kez de “nerede” olduğunun tespit edileceği dorsal yoldan geçerek paryetal loba ve oradan da tümüyle (görsellik, farklı katmanlarıyla anlam, sesletim ve hatta belki etimoloji yönünden) kavranacağı, neredeyse eşzamanlı olarak da deneyimlerinizin ve düşüncelerinizin geri kalanıyla ilişkilendirileceği prefrontal kortekse iletiliyor. Neredeyse bir paragrafta açıklamaya çalıştığımız tüm bu süreç çeyrek saniyeden dahi kısa bir sürede meydana geliyor ve ortaya çıkan sonuç hepimiz için çok tanıdık: okuma.

Okumanın Tarihi isimli kitabında Alberto Manguel 1984 yılında Bağdat Arkeoloji Müzesi’nde gördüğü, üzerinde hayvanları ve “on” sayısını simgeleyen çeşitli oyuklar ve izler bulunan, insanın yazıya dair ilk üretimlerinden biri olan ve tarihte önemli bir noktayı imleyen yaklaşık altı bin yıllık iki kil tabletten bahseder ve şöyle der:

131
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Altay Kenger
Seslendiren 26 Aralık 2019 13:33
Evrim Ağacı olarak sitemizde özgür irade tartışmalarına yönelik çok sayıda makale ve çeviri yazısı bulunuyor; çünkü beynin (özellikle de insan beyninin)...
34
Utku Derin
Utku Derin
403.5K UP
Aktaran 2 dakika önce 3 dk.

Krumlov Ormanı'ndaki çört madenciliği alanı, yaklaşık 30 yıl önce keşfedildi. O zamandan beri burada gerçekleşen madencilik faaliyetleri hakkında pek çok şey yazıldı. Her ne kadar burada çört madenciliği Holosen'in başlangıcından Erken Demir Çağı'na kadar yapılmış olsa da bu pek yaygın bir faaliyet değildi.

Çoğunlukla bu faaliyetler Funnelbeaker, Michelsbergs, Globular Amphorae ve Mierzanowice Kültürleri gibi sadece birkaç seçili arkeolojik kültüre özgüydü. Ancak bu madencilik faaliyetlerinin yapıldığı alanlar arasında, Avusturya'nın Viyana kentindeki Mauer mezarı gibi, içinde gömülü insanların bulunduğu yerler de vardı. Dr. Vaníčková durumu şöyle açıklıyor:

0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Metin Haktan Vural
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Devlet adamıyla devlet, kral ve ona bağlı olanlar, aile reisi ve diğer ev halkı ya da efendi ve köle arasındaki ilişkinin aynı olduğunu sanmak yanlışhr. Aralarında sadece büyüklük değil aynı zamanda nicelik farkı da vardır.
Kaynak: Politika (Birinci Kitap).
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Ersals Krononot
Ersals Krononot
313.5K UP
Krononot⁸ 10 Kasım 2020 Sen de Cevap Ver
Bu soru, Orijin Paradox tarafından sorulmuştur.

Öncelikle fizik evrenin yaklaşık %5inden haberimiz var.

Işığın nesneden yansımasıyla görüyoruz, ancak ışığın ne kadarını görüyoruz... Evet ışık tayfının 10 milyarda birini algılayabilecek yapıdayız. Görebildiğimiz ışık tayfının o kadar küçük bir kısmı ki, görebiliyoruz demek çok iyimser olur. (Burada evrimsel olarak yaşamda kalmak merkezde olduğu için daha yüksek algı düzeyi değil, ışık tayfının yaşama adapte olunabilecek kısmı temeldir.) Bunun yanında bir de beynin görüntüyü abartılı bir şekilde işlemesi, artık görme olayının sorgulanmasını gerektirecek son durak olmakta. Görüntünün sadece milimetrik olarak sürekli değişen odak noktası nettir. Diğer yerler flu dur aslında ama biz bunu anlayamayız. Merkeze yakın kısım renki, kenarlara doğru renksizleşmektedir. Ama bunu anlayamayız. İki ayrı görüntü işlenerek tek bir görüntü haline getirilir. Anlayamayız. Görüntünün ortasında siyah bir boşluk (kör nokta) bulunmaktadır. Ancak görüntü ultra işlendiği için farketmeyiz. Görüntüye etkisi olan damar yapılarının yine işlenmesi temizlenmesi vs vs vs diye gidersek, görme olayı son derece yapay ve sorgulanır hale gelir. (Bizim görmeyle ilgili hiçbir sorunumuz yokmuş gibi rahat olmamızın nedeniyse, elde ettiğimiz görüntünün yaşamımızı sürdürmeye yetmesidir. Daha üst nitelikte bir görmeyi bilmediğimiz için, bunun yeterli olduğunu düşünüyoruz.)

Ve sonuç olarak bu soruyu sormak oldukça yerinde.

Tüm Reklamları Kapat

Biz aslında görüyor muyuz....

118 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close