Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Kadir Akyüz
Kadir Akyüz
10K UP
Ekleyen 24 Ocak 2023 4 dk.

Streptokok Enfeksiyonu İle İlişkili Pediatrik Otoimmün Nöropsikiyatrik Bozukluklar (veya kısaca PANDAS Sendromu) Streptococcus cinsi bakterilerin ("Streptokokların") neden olduğu nöropsikiyatrik bir bozukluktur.

Araştırmaların gösterdiği kadarıyla Streptokok bakterisinin hücre duvarındaki antijenler, kalp kapakçığındaki, eklemlerdeki ve beyindeki proteinler ile benzerlik göstermektedir. Streptokok bakterilerinin hücre duvarındaki moleküller sonunda vücuda yabancı olarak tanınır ve bireyin bağışıklık sistemi, antikorlar üreterek moleküllere tepki verir. Vücudumuzun ürettiği antikorlar, Streptokok bakterisinin moleküler taklit yöntemi sayesinde antikorlar taklit edilen bu dokulara da saldırır. Hem strep bakterisinin hücre duvarındaki moleküllere hem de vücudun diğer bölgelerindeki benzer moleküllere tepki gösteren bu antikorlar, "çapraz reaktif" antikorlara birer örnektir. Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nde (NIMH) ve başka yerlerde yapılan araştırmalar, bazı çapraz reaktif antikorların beyni hedef almasıyla OKB ve PANDAS'ın diğer nöropsikiyatrik semptomlarına sebep olduğunu ortaya çıkarmıştır.

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Ufuk Derin
Aktaran 18 Mayıs 2024 3 dk.

Pirene Dağları'nın ortasındaki harabe bir bina, orada yaşayan insanlar için bir gizli bir altın küpeye kadar her yok eden yıkıcı bir yangının trajedisini gözler önüne seriyor. Şimdi arkeologların Tossal de Baltarga'nın Demir Çağı bölgesinde bulunan G Binası'nda yaptıkları kazı, Kartaca ve Roma arasındaki savaşın unutulmuş bir bölümünü ve şiddet yüzünden raydan çıkan yaşamları ortaya çıkarıyor. Barselona Özerk Üniversitesi'nden Dr. Oriol Olesti Vila şöyle anlatıyor:

Tossal de Baltarga, yakınlardaki Castellot de Bolvir'de büyük bir yeri olan Cerretani topluluğunun tepe kalesiydi. Görünüşe göre savunma duvarları yoktu ancak nehir ve kritik seyahat yolları üzerinde mükemmel görüş açısına sahipti. Yaşanan ani yıkım, organik kalıntıları korumuş bu sayede sakinlerin yaşadığı hayatın ayrıntılı bir resmi çizilebilmişti.

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 4 Haziran 2022 20 dk.

Martin-Bell Sendromu olarak da bilinen Frajil X Sendromu, öğrenme güçlükleri ve bilişsel bozulma dahil olmak üzere bir dizi gelişimsel soruna neden olan genetik bir durumdur. Genellikle bu rahatsızlıktan erkekler, kadınlardan daha şiddetli etkilenir.

Frajil X Sendromuna sahip bireylerin yaklaşık üçte biri, iletişimi ve sosyal etkileşimi etkileyen otizm spektrum bozukluğu özelliklerine sahiptir. Erkeklerin çoğunda hafif ila orta düzeyde zihinsel engel bulunurken etkilenen kadınların yaklaşık üçte biri zihinsel engellidir. Sendromdan etkilenen çocuklar genellikle 2 yaşına kadar konuşma ve dil gelişimini geciktirir. Ayrıca, yerinde duramama veya dürtüsel eylemler gibi hiperaktif davranışlara sahip olabilir.

54
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ay Tozu ve Koli Bandı

Ay neden bu kadar tozlu? Dünya‘daki kayalar, rüzgar ve su tarafından yıpratılır, böylece toprak ve kum oluşur. Ay’da, sürekli bir şekilde devam eden mikrometeorit bombardımanı, tozlu bir Ay toprağı veya regolit katmanı oluşturarak kayalık yüzeyi törpüledi. Apollo astronotları ve ekipmanları için her yere yayılmış ince kumlu tozlar büyük bir problemdi. Aralık 1972’de Ay yüzeyindeki Apollo 17 astronotlarından Harrison Schmitt ve Eugene Cernan, tozdan kendilerini ve teçhizatlarını korumak için gezicilerinin çamurluklarından birini onarmaları gerekti. Bu resim, tozla kaplı gezicinin tekerleğini ve çamurluğunu gösterirken yedek haritalar, kelepçeler ve gri bir “koli bandı” ile nasıl ustaca tamir edildiğini de gösteriyor.

29 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: Apollo 17, NASA
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Yaşam Ağacı Türü
Emir Can Özer
Türü Ekleyen 25 Nisan 2024
Euryarchaeota'nın bir alt sınıfını temsil ederler ve bu gruptaki arkeaların önemli bir bölümünü oluştururlar. Methanogens, metan gazı üreten mikroorganizmalar olarak bilinirler ve genellikle oksijensiz ortamlarda yaşarlar. Bu grup, özellikle bataklıklar, çamur volkanları ve hayvan bağırsakları gibi metan gazının üretildiği habitatlarda bulunur.
2
Yunus Sahin
Seslendiren 5 gün önce 11:40
Albert Einstein, gelmiş geçmiş en büyük bilimsel dehalardan birisidir. Dolayısıyla Einstein'ın din ve tanrı hakkındaki görüşleri de, birçoklarının merak...
8
Tüm Reklamları Kapat
Ufuk Derin
5 gün önce
Biology Letters dergisindeki genetik çalışma, tahtakurularının 245.000 yıl önce yarasalardan insanlara geçtiğini gösteriyor. Virginia Teknoloji Enstitüsü araştırmacıları 19 böceğin genomunu analiz ederek, insanla beslenen grubun 13.000 ve 7.000 yıl önce yerleşik yaşam ve şehirleşmeyle hızla çoğaldığını tespit etti. Bu bulgular tahtakurularını fare ve hamamböceğinden daha eski "ilk kentsel haşere" adayı yapıyor. Çalışma şehirleşmenin böcek evrimine etkisini anlamamız açısından önemli katkılar sunuyor.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Simay Aladağ
Çeviren 24 Mayıs 2023
Bazen Ay'ın Güneş Sistemimizdeki gezegenlerden birinin tam önüne doğru hareket ettiğine (buna "örtülme" de denmektedir) tanık oluruz. Bu ayın başlarında Ay tarafından gizlenen gezegen Jüpiter'di. Bu fotoğraf, Jüpiter'in Ay'ın ardından çıkarak yeniden göründüğü anı gösteriyor. Bu tarihte Ay'ın Son Dördün evresinden Yeni Ay evresine girmesine 2 gün kalmıştı. Ay, Güneş tarafından sürekli olarak yarı yarıya aydınlanıyor fakat bu evredeyken aydınlatılan kısmının çok daha az bir kısmı Dünya'dan görülebiliyor. Bu fotoğrafta Ay, Amerika'nın California eyaletinde bulunan Hamilton Dağı'nın zirvesine kurulmuş ünlü Lick Gözlemevi'nin arkasında hizalanmış olarak gözüküyor. Lick Gözlemevi, Galileo'nun gözlemlerinden sonra Jüpiter'in gözle görülebilen son uydusu olan Amalthea'nın tesadüfen keşfedilmesini sağlamıştı.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 2 gün önce 4 dk.

Probiyotikler hayatımızın her alanında kendilerine yer buluyor. Sindirimimize yardımcı oluyor, bağırsak floramızı düzenliyor ve bize daha pek çok fayda sağlıyorlar. Bunların yanı sıra, tehdit altındaki mercan resiflerini kurtarmak için kullanılabiliyorlar. Haziranda Frontiers in Marine Science dergisinde yayınlanan bir çalışmada bakteriyel bir probiyotik, Florida açıklarındaki doğal ortamda zaten taş mercan doku kaybı hastalığına yakalanmış mercan kolonilerindeki hastalığın yayılmasını yavaşlatmayı başardı.[1] Çalışma, yeni probiyotik tedavisinin mercan kolonilerine uygulanmasının daha fazla doku kaybını önlemeye yardımcı olduğunu gösteriyor.

Taş Mercan Doku Kaybı Hastalığı ilk olarak 2014 yılında Florida'da ortaya çıktı. Aradan geçen 11 yıl içinde bu hastalık Karayipler'e hızla yayıldı. Bu gizemli hastalığın, en az 20 diğer ülke ve bölgede de tespit edildiği bildiriliyor.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Çeviren 10 Ekim 2016 13 dk.

Yeni bir evrim teorisi sentezine tanıklık mı ediyoruz? Eğer öyleyse bu ne zaman başladı? 

Bunlar tartışılan sorular, ancak kesin olarak bildiğimiz bir şey var: Genişletilmiş Evrim Teorisi (Extended Evolutionary Synthesis - EES) terimi ilk kez filozof/evrimbilimci Massimo Pigliucci tarafından, 2007 yılında, Dünyaca ünlü hakemli dergi Evolution'da yayınlanan bir makalede ve daha sonra 2008’de Pigliucci ve teorik biyolog Gerd B. Muller tarafından düzenlenen ve aynı adı taşıyan bir konferansta kullanılmıştır. Eğer ki Modern (Evrimsel) Sentez'in ne demek olduğundan emin değilseniz, buradaki yazımızı okuyabilir veya "Evrim Kuramı ve Mekanizmaları" isimli kitabımızı edinebilirsiniz.

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Zehra Zehra
Zehra Zehra
1,487 UP
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye
Kedinin burnuna doğru ve burnundan şeffaf bi şeyin geldiğini farkettim sümüğe benziyor Sizce kedinin bu burnundan gelen şeffaf şey nedir?
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Nisan 2011 17 dk.

İnternette kimi zaman "İnsanlarla sineklerin de genlerinin %60'ı benzer, demek ki sinekten geliyoruz." ya da "Patateslerin de 48 kromozomu var, şempanzelerin de; belki de patatesten geldik." gibi düşük seviyeli ama halkın kafasını karıştırabilecek argümanlar görmek mümkündür. Bu yazımızda, bu argümanların hatalarını izah edeceğiz.

Genetik benzerlik, ele alınan iki türün ya da tür grubunun genomlarının (var olan bütün genlerinin toplamının) birbirlerine olan benzerlik oranı olabileceği gibi, bu tür veya tür gruplarının sadece belli başlı gen bölgelerinin birbirine benzerliği anlamına da gelebilmektedir. 

110
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Dr. Zeynep Tüfekçi
Yazar 1 Ekim 2020 28 dk.

Bu koronavirüs pandemisiyle ilgili bir tuhaflık var. Aylar geçip de bilim cemiyeti tarafından çok kapsamlı araştırmalar yürütülmesi sonrasında bile, açık kalan birçok soru mevcut.

Örneğin neden, kuzey İtalya'da bu kadar devasa bir ölü sayısı oldu da, ülkenin geri kalanında bu düzeyde ölümler görülmedi? Kuzey İtalya'nın bitişik halde bulunan sadece 3 bölgesi, ülkedeki 36.000 civarındaki ölümün 25.000'ine sahip. Bunlardan bir tanesi olan Lombardy'de, yaklaşık 17.000 ölüm görüldü. Bu ölümlerin neredeyse tamamı, salgının ilk birkaç ayında yaşandı. Nisan ayında binlerce kişi hızla ölüp de, sokaklarda ve kaldırımlarda ölü bedenler bırakılmak zorunda kalındığında, Quitu, Ekvator'da tam olarak ne yaşanmıştı?[1] Birçok diğer ülkede de benzer yoğunluk, hava durumu, yaş dağılımı, seyahat örüntüleri olmasına rağmen, neden 2020'nin bahar aylarında çok az sayıda ülkedeki ölümler, küresel ölümlerin çok büyük bir kısmını oluşturuyordu? Avrupa'nın geri kalanı ikinci dalgayı yaşarken, onlara nazaran düşük vaka ve ölü sayıları nedeniyle bazılarınca övülen; ancak ülkeyi kapatmadığı ve pandemi başında çok sayıda ölü verdiği için bazılarınca yerilen İsveç'in salgına yaklaşımından ne öğrendik? Japonya'da çok büyük bir kıyım yaşanacağını öngören tahminler neden tutmadı? Baş döndürücü örnekler vermeye devam edilebilir.

51
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anıl Kocabaldır
Yazar 5 Mart 2020 13 dk.

Kelebek etkisi, en basit tanımla, bir sistemin başlangıç verilerinde küçük değişiklikler yapıldığında öngörülemez ve büyük sonuçların doğabilmesidir.

Kelebek etkisi denince herkesin aklına matematikçi, meteorolog ve aynı zamanda kaos teorisine çok büyük katkıları olan Amerikalı Edward Norton Lorenz'in (23 Mayıs 1917 - 16 Nisan 2008) verdiği analoji örneği gelir: Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD'de bir fırtınanın kopmasına neden olabilir. Daha sonra bu örneğin başka birçok farklı versiyonu karşımıza çıkmıştır.

97
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Eray Şeyhan
Alıntıyı Ekleyen 15 saat önce
iyice yaygınlaşmış ve büyük ihtimalle kökünün kazınması imkansız önyargılarımız, her şeyi insan perspektifinden algılama alışkanlığımız, hayvanların iç dünyasına giden yolu kavramayı kesmektedir. Bu insan-merkezci yanılsamaların aşılması hayvanlarla yepyeni bir tarz ilişki kurma, hatta köpek, maymun gibi kimi hayvanlarla arkadaşlık düzeyinde beraberlikler oluşturma imkanını getirebilir ki, böyle bir birliktelik, her iki tür arasındaki farklı gerçekliğin açtığı derin uçurumu kısmen de olsa aşmaya elverişli bir akrabalığın ifadesi olarak bile anlaşılabilir.
Kaynak: Bilinç Gökten Düşmedi Sayfa 222-223
10.0/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Bilincimizin Evrimi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alahattin Uzun
Grafik tasarımcıyım 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, anonim bir üye tarafından sorulmuştur.

Evet, kapitalizmin kötü bir sistem olduğunu düşünüyorum. Bunu şöyle açıklayabilirim. Evinizde ailenizle birlikte yaşıyor olduğunuzu ve kaynaklarınızın yenilenemeyecek şekilde sınırlı olduğunuzu düşünün. Ne yaparsınız? Evet, faydalı ve faydasız şeyleri belirler, kaynaklarınızı olabilecek en uzun sürede tükenecek ve sizi en uzun süre idare edecek şekilde bir düzen belirlersiniz. İnsanlık olarak, sınırlı kaynakları olan bir dünyadayız ve eğer sürdürülebilir bir yaşam biçimini meydana getiremezsek, gelecekte daha kötü ve daha kötü şartlar olacak. 150 milyon sene içinde dinazorlar kendilerini yok edecek göktaşını izleyip engelleyebilecek bir şey üretemediler. Biz insanlar da kaynakları sınırlı bir gezegende ve tamamen güçlü'nün sömürünün başında olduğu, bu şartların devam etmesi için savaş ve kitlesel ölümler dahil olmak üzere her şeyi sınırsızca kullandığı bir sistem kapitalizm. Üstelik insanları sadece bu düzene eklemlendirecek bir eğitim sistemi, hukuk sistemi, ekonomi sistemi var. Karşı olanları en kötü ihtimalle savaş ile yok ediyorlar. Bütün bu çekişmeler içinde zaten sınırlı olan ve asimetrik bir şekilde yok oluşa doğru ilerleyen dünyamızda insanlığın varlığından söz edilemez. Doğru olan tüm insanların yatkınlıklarına göre eğitilme, bilimsel gelişmelere katkıda bulunabilme, tüm insanların hür ve insani koşullarda yaşayabilme ve geleceğimizi bu halde otomatik olarak 'kurtarabilme' ihtimaline destek vermeye yönelik bir sistem. Suyu gerektiğinde gerektiği kadar kullanmak, daha fazla para kazanmak için daha çok tüketmeyi engellemek mesela.

Biraz fazla dağıttım evet, fakat kapitalizm de kendinden önceki sistemlerin zamanın şartları ve insanların geldiği noktaya göre güçlü olanın güçsüz kitleleri güçsüz konumda bırakacak şekilde sömürmesinden ibarettir. Ve her zaman olduğu gibi belli süreler içerisinde bu kitleler bu sistemi değiştirecek bir ayaklanma, devrim yahut iç savaş şeklinde bir çatışma ile bir sonraki sömürü sistemine geçilecektir. Krallık, hanlık, ağalık, derebeylik sistemlerinin yıkılıp başka bir üstün kitle dönüşümüne varması gibi.

Şimdi kral, ağa, derebeyi olanlar yani 'soylular' burjuva, aristokrat, asker, bürokrat, siyasi v.b dönüşümüne uğradığı gibi. Fakat en nihayetinde yine kitlelerin sömürü hali ve kendi üstünlüğünü garanti altında tutacak şekilde dizayn edilmesi devam ediyor. Kapitalizm de bu. Ne zaman bu noktaya gelir bilemiyorum, fakat nihayetinde bu noktaya gelinecek. Aklın yolu bir.

Tüm Reklamları Kapat

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close