Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Meriç Öztürk
Seslendiren 5 gün önce 26:07
Yeni programımız Hasbihal'de bu bölümde size iki haberimiz var. Biri iyi, diğeri de iyi... İki de şarkımız var, dinlemenizi istediğimiz... CRISPR Hayat...
4
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Aktaran 25 Şubat 2023 4 dk.

İstanbul, deprem araştırmacıları için büyük ilgi odağıdır. 15 milyonluk metropol; Marmara Denizi'nin altında, şehir sınırlarının hemen dışında uzanan Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun çok yakınında bulunuyor. Burada, yeraltında, tektonik plakalar birbirine kenetlenmiş haldedir. Bu kenetlenme, plakaların hareket etmesine engel olur ve fay üzerinde sürekli bir enerji birikimine sebep olur. Bu kenetlenme kırıldığında, biriken enerji etrafa saçılacaktır ve büyük bir sarsıntı oluşacaktır. İşte deprem, budur. Bilim insanları önümüzdeki yıllarda bu bölgede 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem olacağını tahmin ediyor.

İstanbul'a yönelik bu sismik tehdidin boyutu, levhaların ne kadar güçlü bir şekilde birbirine takıldığına ve depremin tam olarak nerede başlayacağına ("çekirdeklenme noktasına") bağlıdır. GFZ Alman Yerbilimleri Araştırma Merkezi'nden Marco Bohnhoff liderliğindeki bir ekip, bir sonraki büyük depremin Marmara Denizi'nin doğusundan başlama olasılığının daha yüksek olduğunu gösteren bir çalışma sunuyor.[1] Bu, 15 milyondan fazla nüfusa sahip İstanbul için hem iyi hem de kötü haber demek. Bohnhoff, şöyle açıklıyor:

84
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 4 gün önce 9 dk.

Pygmalion, Roma şairi Ovidius’un Metamorphōsēs (Dönüşümler) adlı eserinin onuncu kitabında yer alan mitolojik bir karakterdir. Sanatla ideal güzelliği birleştiren bu anlatı yalnızca Antik Çağ edebiyatında değil modern psikoloji kuramlarında da etkisini sürdürmüştür.

Pygmalion etkisi, bireylerin kendilerine yönelik beklentilere uygun biçimde davranışlarını şekillendirdiğini ifade eden psikolojik bir fenomendir. Başka bir deyişle, bir kişi hakkında beslenen olumlu (ya da olumsuz) beklentiler, o kişinin performansını ve öz-yeterlik algısını doğrudan etkileyebilir. Bu yazımızda Pygmalion mitinin anlatı düzeyindeki detaylarına değinilecek ve ardından bu mitin çağdaş psikolojide nasıl kavramsallaştırıldığı incelenecektir.

20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Eylül 2021 16 dk.

Seyirci Etkisi, görgü tanıklarının suça müdahale etme sorumluluğunu bir başkasına atmaya meyilli olmasına verilen psikolojik bir isimdir. Yani Seyirci Etkisi Teorisi'ne göre bir tanık, bir olaya tek başına şahit olursa, o tanığın kurbana yardım etme ihtimali, birden fazla tanığın olaya tanık olduğu duruma göre daha yüksek olacaktır. Yani paradoksal bir şekilde, ortada ne kadar çok tanık varsa, kurbanın yardım görme ihtimali artmamakta, tam tersine tanıkların birbirine güvenerek kurbana yardım eli uzatmama ihtimali o kadar artmaktadır.

Örneğin otoyolda ölü bir hayvan ya da tehlike arz edebilecek bir çöp gördüğünüzde, durup sorunu çözmek yerine "Nasılsa bir başkası halleder." diyor olabilirsiniz. İşte bu, Seyirci Etkisi'nden kaynaklanmaktadır: Belki daha ıssız bir yolda karşılaşsanız, aynı unsur aslında daha az risk teşkil etmesine rağmen (çünkü daha az trafik vardır), durup da o riski ortadan kaldırma ihtimaliniz daha yüksek olabilir. Elbette insanlar "Aman canım benim sorumluluğum mu?" gibi yollarla bu davranışlarını rasyonalize etmeye çalışmaktadırlar - ki yazının ilerleyen kısımlarında buna da döneceğiz.

101
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Devrim Açıkalın
Seslendiren 1 Eylül 2020 52:30
Felsefe, hakkında en fazla yanlış anlaşılmanın olduğu alanlardan biridir. Özellikle günümüzde felsefenin prestiji gerek akademisyenlerin genel kitleye...
126
İnceleme
Adam Hussein
Adam Hussein
106K UP
İnceleyen 4 gün önce
ben bu kitabı 13 yaşımda okudum ilk 20 30 sayfasını sıkılarak okudum lakin raskolnikov suçu işledikten sonra gerilim başladı. ve psikolojiyi seven bir insan olarak kitabın anafikrinini şöyle söyleyebilirim
toplum mu suçu şekilendiriyor
yoksa
suç mu toplumu şekillendiriyor
bu kitab benim rus edebiyatımla girişim oldu ve girişi beğendım ,ondan önce hiç rus edebiyatı okumamışımdır ama su. ve cezadan sonra rus edebiyatına atıldım ve şuanda net 20 30 tane rus edebiyatı kitabım var ve onları okuyorum .
ben bu kitabın her yaştan bir okuyucu kitlesine sahip olduğunu düşünmüyorum ama kesinlikle şuanki toplumda yaşayan her bireyin bu kitabı okuması gerektiğini düşünüyorum
bu benim 2. kez okumaya karar verdiğim ilk kitab
Kitap
9.2/10
(12 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XLV (45) - Rusça Aslından Çeviren: Mazlum Beyhan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Simay Aladağ
Çeviren 4 gün önce 3 dk.

28 Nisan'da eBioMedicine'de yayınlanmış bir rapora göre, 2018 yılında dünya genelinde 55-64 yaşları arasında olan kişilerin 2,6 milyondan fazlası kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle öldü. Bu ölümlerin yüzde 13,5'i ftalat adı verilen ve evlerimizde sıklıkla kullandığımız plastiklerde yaygın olarak bulunan bir kimyasala maruz kalmayla ilişkili olabilir.[1]

Ftalatlar şampuanlarda, losyonlarda, gıda ambalajlarında, kan torbaları gibi tıbbi malzemelerde bulunan bir grup kimyasal maddedir.[2] Bu kimyasallar genellikle plastikleri daha yumuşak ve daha esnek hale getirmek için kullanılırlar.

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meriç Öztürk
Meriç Öztürk
317K UP
Çeviren 27 Mayıs 2013 1 dk.

İsrail Teknoloji Enstitüsü'nden bilim insanları, DNA ve enzimler gibi biyomoleküller kullanarak, genetik kod manipülasyonu yapabilen, önceki hesapların çıktılarını, yeni hesaplarda girdi olarak kullanabilen, böylece arka arkaya işlem yapabilen bir ileri biyolojik dönüştürücü geliştirdi. Bu buluş, biyoteknolojideki gen konu ve kişisel gen terapisi için yeni imkânlar sağlayabilir. Keşfin sonuçları 23 Mayıs 2013'te Chemistry & Biology dergisinde yayınlandı.

Bu tür biyomoleküler aletlere olan ilgi çok güçlüdür çünkü normal bilgisayarların aksine bu bilgisayarlar biyolojik sistemlerle ve hatta yaşayan organizmalarla etkileşime girebilirler. Bu bilgisayarlarda arayüze gerek yoktur çünkü donanım, yazılım, giriş ve çıkış dahil olmak üzere moleküler bilgisayarların tüm parçaları çözümlerini programlanabilir kimyasal olaylar zinciri boyunca yaparlar.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Göktuğ Kaya
Üye 1 gün önce 1 Cevap
Kendimi bildim bileli siyasi durumlardan hiç haberdar olmadım ama özellikle şuanki durumumuzdan sonra artık daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorum. Kendimi bu konularda nasıl bilgilendirebilirim?
142 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sevcan Aslan
Sevcan Aslan
172K UP
Yazar 2 Şubat 2021 3 dk.

İndiyum, atom numarası 49 olan ve sembolü "In" ile gösterilen kimyasal bir elementtir. İndiyum, alkali metal olmayan en yumuşak metaldir. Görünüş olarak kalay benzeri gümüşi beyaz bir metaldir. Yer kabuğunun milyonda 0.21 parçasını oluşturan bir geçiş metalidir. İndiyum, sodyum ve galyumdan daha yüksek, ancak lityum ve kalaydan daha düşük bir erime noktasına sahiptir. Kimyasal olarak indiyum galyum ve talyuma benzer ve özellikleri bakımından ikisinin ortasında yer alır.

İndiyum nispeten nadir bir elementtir. Yerkabuğundaki miktarı milyonda yaklaşık 0.1 parça olduğu tahmin edilmektedir. İndiyum genellikle çinko cevherlerinde bulunur. Kanada, Çin ve Rusya'dan ithal edilmektedir. 1996'da Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 45 ton metal kullanıldığı bildirilmiştir.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı İlçesi
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Sinan Ertaş
Sinan Ertaş
23K UP
Blog Yazarı 16 dk.

Bu yazıda, öğrenmenin imkansız olduğunu ‘sonsuzluk’ kavramıyla ispat edeceğim.

Tarihe baktığımız vakit birçok filozofun daha önce ‘öğrenmek’ üzerine felsefe yaptığını görürüz. Bu felsefe; öğrenmenin nasıl olması gerektiği, nelerin öğrenilip nelerin öğrenilmemesi veya öğrenimin nasıl olması gerektiği üzerine kurulu bir felsefe sistemi değildir. Bu felsefe sistemi doğrudan, ‘öğrenmenin’ mümkün olup olmadığı üzerine kurulu bir felsefe sistemidir. İlk bakışta, bu sorunun saçma olduğunu çünkü doğduğunuzdan beri sürekli bir şeyler öğrendiğinizi ve bu öğrendiğiniz şeylerin de sizi bugünkü siz yaptığını düşünebilirsiniz. Hatta şu anda bu yazıyı okurken bile sürekli bir şeyler öğrendiğinizi veya öğreneceğinizi düşünmeniz kuvvetle muhtemeldir. Öğrenmek, hayatımızın temeli iken bir şeyler öğrenmenin imkansız olduğu fikrine soğuk hatta alaycı yaklaşmanız gayet doğaldır. Ancak nitekim ben bu yazıda, bir şeyleri ‘bildiğimiz anlamda’ öğrenmenin imkansız olduğu görüşünü savunacağım.

8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Joseph Joestar
İnceleyen6 27 Temmuz
Parayla yapılacak her işte iyi geri kalan konularda kötü... Bir zaman sonra pahalı işlerde güzel senaryo göremeyeceğiz herhalde. Espriler zayıflamış, Deadpool biraz karakterinden çıkarılmış, her açıklama hep oldu bittiye getirilmiş olsa da eğlenceliydi. En kötü deadpool filmi ama gene de izlenilir. Üç boyutlu izlemenizi tavsiye ediyorum.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 31 Mayıs 2011 43 dk.

Mutasyon, kelime anlamıyla genetik materyalde meydana gelen rastlantısal değişim demektir. Bu değişim, genetik dizideki bir nükleotidin bir başkasına dönüşmesi kadar basit olabileceği gibi, bir kromozomun baştan sona fazladan kopyalanarak sayısının artması kadar devasa da olabilir. Birçok mutasyon ise genellikle spesifik bir geni veya birkaç geni etkileyen boyuttadır.

Mutasyonları anlamak için, öncelikle mutasyonlarda gördüğümüz rastgeleliği anlamamız gerekmektedir. Fakat sadece rastgelelik üzerinden yapılacak bir mutasyon analizi yetersizdir; fayda/zarar dengesi, mutasyonların çeşitlerine örnekler, belirli mutasyonların elenmesinin güçlüğü gibi birçok konuyu öğrenmek gerekmektedir. Bu yazımız, ihtiyacınız olan temeli size fazlasıyla kazandıracaktır.

136
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Gizem Çetin
Gizem Çetin
119K UP
İnceleyen9 26 Şubat
Oblomov, literatüre "Oblomovluk" kelimesini kazandırmış olan bir klasik. 619 sayfalık hacimli bir roman. İş Bank. Kül. Yay. çevirisi çok güzel. Roman başlamadan önceki kısa bilgilendirme yazısı da romanı daha iyi anlamayı sağlıyor.

İvan İlyiç Oblomov. Bir köy ağasının el bebek gül bebek büyütülmüş çocuğu. Her işi hizmetçileri görmüş, eli soğuk suya değmemiş... Rusya'da feodalizm son demlerini yaşarken, köydeki rahat hayatı ile şehir kültürü arasında sıkışmış. Çalışmayı sevememiş ve içindeki yaşam sevincini kaybetmiş bir adam. Bir de yakın arkadaşı var. Yarı Alman olan Ştolts, Oblomov'un aksine zorluklarla mücadeleyi seven birisi olarak yetiştirilmiş. Ştolts, Oblomov'u uyuşuk halinden kurtarmak için uğraşıyor ve romanımız böyle başlıyor.

Romanı çok sevdim, özellikle toplumsal gözlemlerini. Oblomov'un çevresinde sadece Ştolts yok tabii, onu dolandırmak, saflığından yararlanmak isteyenler de var. Onu ümitsizliğe düşürenler... Oblomovluk hastalığını daha da derinleştirenler...

Romanın incelemelerinden birinde Oblomov'un dönemin Rusya'sını, Ştolts'un ise Almanya'yı temsil ediyor olduğunu, yazarın böylece ülkesini eleştirdiğini okumuştum. Almanya sanayi hamleleriyle ileri giderken Rusya hâlâ o eski güçlü imparatorluk dönemlerinin özlemini çekiyor ama hiçbir atılım da yapmıyor.

Okuma deneyimime gelince... Romanın ilk sayfalarını daha hızlı okurken, giderek yavaşladım. Sanki okurlara da Oblomovluk bulaşıyor geçici olarak. :) Kitabın sonu gerçekçiydi ama üzücüydü. Bir karakterin iyiliğini sahiden istemiş ve belki de toz pembe bir gidişat beklemiştim. Ama öyle olsa bir klasik olmazdı.
Kitap
9.9/10
(35 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XXVI(26) - Çevirenler: Sabahattin Eyüboğlu, Erol Güney
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Sizden Gelenler
Bizlerle bu değerli içerikleri paylaştığınız için teşekkür ederim
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close