Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Özgür Çoban
Nörokimya ile ilgili blog yazıyorum 2 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, anonim bir üye tarafından sorulmuştur.

Renormalizasyon, özellikle kuantum alan kuramı ve istatistiksel fizikte karşılaşılan sonsuzluk problemlerini çözmek için geliştirilen matematiksel bir yöntemdir. Temel amacı, teorik hesaplamalarda ortaya çıkan sonsuzlukları fiziksel, ölçülebilir büyüklüklerle değiştirmektir.

🔬 Temel problem: Sonsuzluklar nereden geliyor?

Kuantum düzeyinde parçacıkların etkileşimlerini (örneğin elektronun kendi elektromanyetik alanıyla etkileşimi) hesaplarken bazı integraller sonsuz çıkıyor. Bu da fiziği anlamsız kılıyor çünkü:

Tüm Reklamları Kapat

Elektronun yükü sonsuz,

Kütlesi sonsuz,

Alan enerjisi sonsuz gibi sonuçlar çıkıyor.

Bu noktada devreye renormalizasyon giriyor.

Tüm Reklamları Kapat

⚙️ Nasıl çalışır?

Çıplak (bare) büyüklükler tanımlanır: Yani teoride başlangıçta yer alan kütle, yük gibi parametreler. Bunlar ölçülen değerlerle birebir örtüşmez.

Divergent (yani sonsuz çıkan) ifadeler belirlenir.

Bu sonsuzluklar sistematik olarak yok edilir: Sonsuz terimler, çıplak parametrelere dahil edilir ve geriye kalan ifadeler ölçülebilir, sonlu olur.

Fiziksel parametreler yeniden tanımlanır (re-normalize edilir): Bu yüzden adı renormalizasyon.

📌 Bir örnek: QED (Kuantum Elektrodinamiği)

Elektronun kendi kendine etkileşimi hesaba katıldığında, elektronun kütlesi sonsuz çıkıyor.

Bu sonsuzluk, çıplak elektron kütlesinden “temizleniyor” ve geriye deneysel olarak ölçülen kütle kalıyor.

Benzer şekilde, yük de “yeniden tanımlanıyor”.

🔄 Modern bakış açısı

Tüm Reklamları Kapat

Renormalizasyon artık sadece sonsuzluk temizleme yöntemi değil. Aynı zamanda sistemlerin ölçek değişimi altında nasıl davrandığını incelemek için güçlü bir araç:

🔁 “Bir teorinin büyük ölçekteki davranışı ile küçük ölçekteki davranışı nasıl ilişkilidir?”

Bu yaklaşım, özellikle:

Tüm Reklamları Kapat

Kritik fenomenler

Faz geçişleri

Alan kuramlarının yapısı

gibi konularda çok önemlidir.

Tüm Reklamları Kapat

🚩 Renormalize edilebilen ve edilemeyen teoriler

QED, QCD gibi bazı teoriler renormalize edilebilir (yani sonsuzluklar kontrol altına alınabilir).

Bazı teoriler ise renormalize edilemez, bu da onların fiziksel olarak tutarsız olduğu anlamına gelebilir.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0029 Haziran
Kuantum Açık Sistemlere Sezgisel Bir Bakış
29 Haziran 2025 15:00 tarihinden 06 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Kuantum açık sistemleri, bir kuantum sisteminin çevreyle etkileşimini göz ününe alır. Genel olarak çevre, sisteme kuantum özelliklerini veren eşevrelilik ve dolaşıklık gibi kuantum etkilerin yitirilmesine sebep olur ancak çevreyi, sistemi ve aralarındaki ilişkiyi istediğimiz şekilde modelleyerek bunu tersine çevirmek mümkündür. Böylece sistemler kuantumluklarını (quantumness) koruyabilir, hatta yeni ilintiler üreterek geliştirebilirler. Açık sistemleri incelemekte kullanılan farklı yöntemleri karşılaştırdığımızda hesapsal ve kuramsal avantajlarıyla kuantum çarpışma modeli öne çıkar. Etkinlikte, kuantum çarpışma modeli kullanarak, kuantum nitelikler bağlamında sistemin düşmanı olarak gördüğümüz çevreyi sıkı bir dost haline nasıl getirebileceğimiz üzerine çalışacağız. Bu etkileşmeyi anlayabilmek için gerekli olan tüm bilgiler adım adım sunularak, hem sayısal hem analitik örneklerle pekiştirilecektir.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Mart 2019 11 dk.

Evrim dendiği zaman akla ilk gelen, canlılar arasındaki benzerlik kıyaslamalarıdır. Hemen aklımız şempanzelerle insanlar arasındaki genetik benzerliğe gider. Ya da fosiller ile yaşayan türler arasındaki yapısal benzerliklere... İyi ama, bu benzerlikler neden evrime işaret ediyor olsun? Her biri ayrı ayrı, aynı tasarımcı tarafından tasarlandığı için benzer olamazlar mı? Sonuçta bizler de arabalar yaratıyoruz ve hepsi kabaca birbirine benziyor. Bu durum, arabaların evrimleşerek bugüne geldiği ya da ortak atalardan türleştiği anlamına mı gelir?

Türler arası benzerlik, evrimin kanıtı olmaktan ziyade bir sonucudur. Bir nevi "ipucu" olarak düşünülebilir. Türler arası biyolojik, morfolojik, genetik, anatomik, fizyolojik, davranışsal benzerlikler ve bu benzerliklerin türden türe kademeli olarak değişiyor olması, bu canlıların ortak atalardan türleştiği fikrini akla getirir. Ancak bu demek değildir ki evrimsel biyologlar, "Evrim doğruysa türler arası benzerlik olmalı. Türler arası benzerlik var. Dolayısıyla evrim var." gibi bir mantık hatası yapmaktadırlar. Benzerlik işin ilk adımıdır. Sadece bir parçasıdır. Sonraki adım, bu benzerliğin neden var olduğunu açıklamaktır. 

210
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cansu Erdem
Cansu Erdem
173K UP
Yazar 7 Temmuz 2020 5 dk.

Amfetamin türü uyarıcılar (ATS) grubuna ait olan metamfetamin, günümüzde en çok kullanılan uyuşturucu kimyasallar arasındadır. Çok küçük miktarlarda ve kısa süreli kullanımlarda bile bağımlılık oluşturabilme özelliğindedir ve tekrarlayan kullanımlarda birey, uyuşturucu kullanımına bağlı olarak gerçekleşen farmakolojik mekanizmalar ile daha yüksek dozlara ihtiyaç duyacaktır.

Metamfetamin ve üyesi olduğu ilaç grubu, neden olduğu güçlü yan etkiler nedeniyle çoğu ülkede kontrollü olarak kullanılmakta ve suistimali durumunda cezalar uygulanmaktadır.

94
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Övgü Kayadelen
Çeviren 29 Ağustos 2019 49 dk.

Zarar vermek ile zarar verilmesine izin vermek arasında ahlaki açıdan bir fark var mıdır? Eğer yoksa, pasif ötenazinin izin verilebilir olduğu şartlarda aktif ötenaziye ahlaki bir itirazın da olmaması; bir savaşta toplam ölüm sayısını en aza indirebilmek için masum sivillerin bombalanmasına itiraz edilmemesi gerekir. Bunun yanında, üçüncü dünya ülkelerinde yetersiz beslenmeden, susuzluktan, kızamıktan ölen milyonlarca çocuğun ölümünü engellemekteki başarısızlığımıza bir itiraz, daha doğrusu feryat edilmelidir. Bu soru, sonuççuluğun (İng: "consequentalism) doğru olup olmamasıyla ilgili gibi görünüyor; zira sonuççular zarar vermenin; basitçe zarar verilmesine izin vermekten daha kötü olmadığına inanırlarken, sonuççuluğa karşı çıkanların neredeyse tamamı aksi fikirdedir.

Peki zarar vermekle sadece zarara izin vermek arasında ahlaki bir fark var mı? Bu soruya ait yaklaşımları iki geniş türe bölebiliriz: İlki, örnek kullanarak (zıtlık stratejisi) ya da farklılığın kesin tabiatından bağımsız olduğu söylenen varsayımlar yolu ile farklılığın tabiatıyla ilgili hiçbir şeyden bahsetmeden soruya cevap vermeyi deneyenler. İkinci olarak, farklılığı derinlemesine analiz eden ve bu ahlaki soruya kendi temel tabiatının bir cevap gerektirdiğini göstermeye çalışanlar.

103
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Orhan Aydın
Orhan Aydın
1,095 UP
İnceleyen10 5 gün önce
Yedi edebiyat tutkununun bu güzel yolculuğunu içtenlikle kutluyorum. Zincir öykü tekniği, her birimizin hayata farklı açılardan bakmasına rağmen bir araya geldiğimizde nasıl bir uyum yakalayabildiğimizi gösteriyor. Bu birliktelik, farklılıklar içinde nasıl bir bütün oluşturabileceğimizi ve edebiyatın birleştirici gücünü ortaya koyuyor. Yolunuz açık olsun...
Kitap
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye 2 gün önce
Öncelikle merhaba."Seçim güçlüler ve güçsüzler arasında oluşturulmuş bir illüzyondur."(The Matrix)
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Yazar 5 gün önce 9 dk.

Bebeklerin ağlaması, doğumdan itibaren hayata attıkları ilk adımlardan biri olarak kabul edilebilir. Doğal olan bu refleks bir bebek için ilk iletişim biçimi olmanın ötesinde, hayatta kalmayı destekleyen bir savunma mekanizmasıdır. Kelimelerle kendilerini ifade edemeyen bebekler, fiziksel ve duygusal rahatsızlıklarını ağlayarak dışa vururlar. Bu süreç biyolojik açıdan beyin, sinir sistemi ve solunum sistemi arasında karmaşık bir etkileşimin sonucudur. Psikolojik boyutuyla bakıldığında ise ağlama bebeklerin çevresel uyarıcılara verdiği tepki, şefkat ihtiyacı ya da yaşadıkları strese karşı geliştirdikleri bir reaksiyon olarak değerlendirilebilir.

Bebeklerin ağlamasının sağlık üzerindeki etkilerini incelemek, onların gelişim süreçlerini daha iyi anlamak adına büyük önem taşır. Özellikle uzun süren ve sebebi anlaşılmayan ağlama nöbetleri, kolik gibi durumlara işaret edebilir ve hem bebeğin hem de ebeveynlerin sağlığını etkileyebilir. Kolik bebeklerde uzun süreli ağlamaların ebeveynler üzerinde duygusal bir yük yarattığı bilinmektedir. Bu tür durumların önüne geçmek ya da olası sağlık sorunlarını erken tespit edebilmek için ağlamanın fizyolojik ve psikolojik temellerini derinlemesine anlamak gereklidir.

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Haziran 2011 50 dk.

Elbette evrimsel biyoloji söz konusu olduğunda, soruların ucunun Tanrı inancına ve dinlere gelmemesi oldukça zor. Doğadaki evrim yasasının her ne kadar kütleçekimi yasasından veya kimyasal maddelerin tepkime dinamiklerini belirleyen yasalardan hiçbir farkı olmasa da ve her ne kadar Evrim Ağacı olarak biz, bugüne kadar bütün konuları bilimsel bir çerçeveden ele alıp, şahsi inançlara yönelik yorumlardan kaçınmış olsak da, ister istemez okurlarımız bizim halk arasında yaygın olarak Tanrı inancını bilimsel olarak nasıl izah edebileceğimizi, tanrıların, dinlerin ve bu inançların spesifik argümanlarının gerçeklik payı olup olmadığını ve Tanrı/din kavramını var oluşun neresine yerleştirmemiz gerektiğini soruyorlar.

Ne yazık ki bu soruların hepsinin cevabını veremeyiz; çünkü... Bilmiyoruz. Hatta halk arasında yoğun bir kamplaşma olsa da ve tutkuyla savunulan argümanlar/iddialar aksi yönde bir izlenim verse de, tarafların hiçbirinin yukarıdaki soruların nihai ve gerçek yanıtlarını bilmediğini de rahatlıkla iddia edebiliriz. Dolayısıyla biz, bu konuda bilimsel olarak sonlandırılmamış bir tartışmayı Evrim Ağacı olarak sonlandırma iddiasında olamayız - bugüne kadar hiç olmadık da. Ancak şunu yapabiliriz: İnsanı ve Evren'i tamamen doğal bir varlık olarak gören bilimin, "Eğer Evren bir süperbilinç tarafından var edilmediyse ve insan da dahil her şey doğal süreçlerle var olduysa, insanlar arasında görülen dini inançları ve Tanrı kavramlarını bilimsel ve doğal olarak nasıl izah edebiliriz?" sorusuna verdiği yanıtları size aktarabiliriz. Bu yazıda da yapacağımız bu olacak.

191
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nilüfer Tek
Nilüfer Tek
83K UP
Uyarlayan 6 Aralık 2020 5 dk.

Primatlar önlerindeki görsel bilgiyi, tıpkı dijital kameraların pikselleri gibi, beyinlerinin görsel korteksinde bulunan küçük işlem birimlerini kullanarak işlerler. Cenevre Üniversitesinden bilim insanları, Current Biology dergisinde yayımlanan çalışmalarında Max Planck Enstitüsü ve Paris Milli Doğa Tarihi Müzesinin de işbirliği ile görsel becerilerimizin kaynağını anlamak için bu işlem birimlerinin primatlar arasında oldukça farklılık gösteren boyutlara göre ölçeklenmiş olup olmadığını araştırdılar.[1]

Madagaskar’da yaşayan gri fare lemuru (Microcebus murinus), yalnızca 60 gramlık kütlesiyle yeryüzündeki en küçük primatlardandır. 55 milyon yıl önce evrimleşmiş ilk primatların pek çok özelliğini taşıması bakımından çok özel bir tür olan fare lemurlarını inceleyen bu çalışma, görsel sistemimizin bugüne dek olağanüstü bir şekilde korunagelmiş olduğunu ve hem uzak geçmişteki atalarımızın hayatında hem de şimdiki günlük yaşamımızda görsel sistemin önemini vurguluyor.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
NGC 4565: Sınırdaki Galaksi

Samanyolu galaksimiz bu kadar ince mi? Nefes kesici sarmal galaksi NGC4565, Dünya gezegeninden bakıldığında yandan görünüyor. Dar görüntüsü nedeniyle İğne galaksisi olarak da bilinen parlak NGC 4565, kuzey gökyüzünde yapılan gözlemler sırasında soluk ama derli toplu Coma Berenices takımyıldızına bakan birçok teleskobun durağıdır. Bu keskin ve renkli görüntü, sarmal galaksi NGC 4565’in ince galaktik düzlemini süsleyen toz şeritleri tarafından kapatılan şişkin merkezi çekirdeğini gözler önüne seriyor. Bu güzel görüntüde, başka arkaplan galaksileri de karşımıza çıkıyor. Samanyolu galaksimize benzer bir şekle sahip olduğu düşünülen NGC 4565, yaklaşık 40 milyon ışıkyılı uzaktadır ve 100.000 ışıkyılı genişliğe sahiptir. Gökyüzü meraklıları, küçük teleskoplarla bile kolayca fark edilebilen NGC 4565’in, Messier’in gözden kaçırdığı önemli bir göksel şaheser olduğu düşünülüyor.

17 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: CFHT, Coelum, MegaCam, J.-C. Cuillandre (CFHT) & G. A. Anselmi (Coelum)
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen6 2 gün önce
The Dreamers çok hoşuma gidince 2 Oscar ödüllü Bernardo Bertolucci'nin sanırım en çok ödüllü olan filmini de izleyeyim dedim. 2 ödül de bu filmden geliyor zaten. Adam da İtalyan ama her kültürle çalışmış gibi. Film normalde 2.40 saat falan ama orijinal halini bulamadım çünkü LotR uzunluğunda durağan bir şeye daha fazla katlanamadım. Film 88 senesinin 9 Oscar kazananı. Filmde 8 Oscar adaylığı olan Peter O'Toole da oynuyor. Lawrence ve Priam gibi kritik rollerden tanıdık.

Film ise Çin'in Qing Hanedanlığı'nın 11. ve son, çocuk imparatoru Pu Yi'nin dört duvar arasında geçen hayatını anlatıyor. Asla özgür olamamış bir hükümdarın öyküsü olduğu için dramatik olarak zaten vurucu bir yapısı var. Tabii bu öykü dünyanın ve Çin'in çağdaş medeniyete geçtiği bir dönemi anlattığı için sosyolojik ve politik olarak da çarpıcı bir film oluyor. Minimum üç farklı dönem görüyoruz diyebilirim. Bütün bunları bu kadar kompakt anlatabilmek ciddi beceri. Bir Batılı anlatımı olduğu için illa ki problemler vardır ama gücü, kimlik krizini, özgürlüğü, yetişkin olamayan bir bireyi hem de belki de tarihten en az şekilde uzaklatarak anlatabildiği için ciddi bir film derim. Ama beni sıktı açıkçası. Teknik detayları da özel bir film belli.
6.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Last Emperor
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Fatih Oğulcan Kaya
İnceleyen10 24 Haziran 2023
Halkın arasında gezen gerçek hikayelerin karikafilm haline getirilip içerik haline geldiği efsane bir YouTube kanalı. Anadolu insanının samimi hikayelerini kendi ağızlarından dinleyerek eğlenebileceğiniz çok güzel hikayeler bulunmakta. Çalışma yapıyorsunuz, canınız sıkkın, dertlisiniz kesinlikle ilk açmanız gereken kanallardan birisi. Biraz ilginç bir tabir olacak ama gülerek böbrek taşı düşürmek istersenizde etkili olur. :D o derece samimi ve gülmekten karnınızı ve yanaklarınızı ağrıtacak hikayeler bulunmakta. Kesinlikle bir bakmanızı tavsiye ediyorum, pişman olmazsınız. Özetle halktan hikayelerle baş başa dakikalar.
Youtube Kanalı
9.2/10
(11 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Uyarlayan 22 Ağustos 2017 20 dk.

Yaşlanma, ya da bazen söylendiği şekliyle ihtiyarlık, ilerleyen yaşla beraber fizyolojik işlevin kaçınılmaz olarak bozulmasıdır. Yaşlılık, nüfus istatistikleri çerçevesince, yaşa bağlı olarak ölüm oranında bir artış ve doğurganlıkta bir düşüşle tanımlanmaktadır (Görsel 1'e bakınız).[1][2] Bu durum, evrimsel bir çelişki barındırır: Doğal seçilim, organizmaları en uygun şekilde sağkalım ve üreme başarısına (Darwinci uyum başarısına) sahip olacak tarzda tasarlıyorsa, o halde evrim, neden ilk iş olarak yaşlanmayı önlemez?

Aristo'dan başlayarak bilim insanları ve düşünürler yüzyıllar boyunca bu bilmeceyi çözmeye çabaladılar. Örneğin Romalı şair ve düşünür Lucretius, De Rerum Natura (Nesnelerin Doğası Üzerine) adlı eserinde, gelecek kuşaklara yer açtığı için yaşlanmanın ve ölümün faydalı olduğu fikrini savunmuştur. Bu görüş, biyologlar arasında 20. yüzyıla kadar tutunmuştur.

89
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Guatemala Finca Kalibus La Sierra Yöresel Kahve 1000 gr.

The Coffee Belt – Guatemala Finca Kalibus La Sierra Yöresel Kahve 1000 gr.UYARI: Bu ürün, müşterilerimizin tercihine göre özel olarak öğütülerek (veya hiç öğütülmeden) temin edilmektedir; yani müşteri talebine özel olarak hazırlanmaktadır. Bu nedenle lütfen sipariş notlarına talep ettiğiniz öğütme türünü ekleyiniz:

  1. Çekirdek (Öğütme İstemiyorum)
  2. Filtre Kahve Makinesi,
  3. Espresso (Öğütülmüş),
  4. French Press,
  5. Moka Pot,
  6. Hario V60,
  7. Aeropress,
  8. Metal Filtre,
  9. Chemex – Pour Over.

Tercih belirtilmemesi halinde öğütülmemiş çekirdekler gönderilecektir ve tarafınızdan öğütülmesi veya değirmen olan bir yerde öğüttürülmesi gerekecektir.

Devamını Göster
₺1,750.00
Guatemala Finca Kalibus La Sierra Yöresel Kahve 1000 gr.
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

2021, vücut geliştirme dünyası için trajik bir yıl oldu. Sadece 12 ayda iki düzineden fazla profesyonel sporcu aniden öldü. Bu olaylar, dünya çapında manşetlere de yansıdı. Hayatını kaybedenlerden en genci ise 27 yaşındaydı.

Günümüzde çok sayıda araştırma, elit sporcuların hepimizden daha uzun yaşama eğiliminde olduğunu gösterse de son yıllarda birçok vücut geliştiricisinin erken yaşta ölmesi, bu spor dalının güvenliğine ilişkin soruları gündeme getirdi.

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
4 gün önce
Uluslararası fizikçi ekibi, karanlık madde araştırmalarından ilham alarak tanımlanamayan hava olaylarını (UAP) bilimsel yöntemlerle incelemeye yönelik yeni bir metodoloji geliştirdi. Özel Hedef Analiz Protokolü adlı yapay zeka yazılımı, kızılötesi kamera görüntülerini piksel piksel analiz ederek gerçek UAP gözlemlerini dijital gürültüden ayırıyor. 2021'de Kaliforniya'da yapılan saha çalışmasında bu yöntem test edildi ve çoğu gözlem için makul açıklamalar bulunurken sadece bir durum açıklanamadan kaldı. Araştırmacılar bu metodolojinin dünya çapında UAP gözlemlerinin bilimsel ve tarafsız incelenmesine katkı sağlamasını hedefliyor.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Eğer sıfırdan bir elma yaratmak isterseniz, Evren'i baştan yaratmanız gerekir!
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
49
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close