Birçok çalışma, genel zeka ve satranç yeteneği arasındaki ilişkiyi analiz etmiştir. Özellikle bazı çalışmalar vardır ki, bu iki değişken arasındaki ilişkiyi daha da ileri götürerek; satranç oynayan nüfusun, satranç oynamayanlara göre daha zeki olduğu kanısına varılmıştır.[1] Ancak bu çalışmalar bizleri, satrancın zekayı geliştirdiği sonucuna götürmez. Çünkü nedenselliğin yönü belirsizdir. Aslında bunun birkaç alternatif açıklaması vardır: Örneğin yüksek bir IQ, yüksek bir satranç yeteneğinin nedeni olabilir. Bir başka deyişle; zeki bir birey, satranç ileri derecede analitik düşünme becerisi gerektirdiği için, satranca daha çok ilgi duyabilir ve daha ileri düzey satranç yeteneği kazanabilir.[1] Tıpkı basketbolun boyu uzatmaması (veya halterin boyu kısaltmaması); ancak daha uzun boyluların basketbolda (ve daha kısa boyluların halterde) daha başarılı olması nedeniyle sanki oyunun boyun uzamasıyla ilgisi varmış gibi sanılması gibi...
Ancak yapılan bazı çalışmalar, satrancın en azından zekanın belli bileşenlerini geliştirdiğine dair ipuçları da sunuyor. Örneğin Michelene Chi'nin 1978 tarihli ve artık klasikleşmiş bir çalışmasında, satranç oyuncularının satranç pozisyonları için özel bir hafıza becerilerisinin geliştirdiği ortaya konmuştur.[2] 1933 yılında Chi'nin bu çalışmasını tekrarlayan Gruber ve ekibi, sonuçları yeniden doğrulamayı başarmışlardır.[3] Bu önemlidir; çünkü genel olarak bir beceri ne kadar spesifik olursa, o beceri, o kadar az farklı alanlara aktarılabilir. Ancak satranç becerisi her ne kadar ilk etapta spesifik görünse de, satranç ile geliştirilen dikkat odağının farklı alanlara da yöneltilebileceği, yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.[4] Bu nedenle satranç ile zeka arasındaki nedensellik ilişkisinin gösterilmesi, insan zekasının gelişimini anlamak açısından da önemlidir.