Gökyüzünde birden beliren bir ışık neden dikkatimizi çeker de, bir kapının kulbu dikkatimizi çekmez, hiç düşündünüz mü? Ya da yoldan geçen bir Ferrari'ye neden daha yoğun dikkat veririz de, sıradan bir diğer arabaya (örneğin bir Ford Focus'a) ekstra dikkat harcamayız? Soru ilk etapta şaşırtıcı gelebilecektir: "E Ferrari ilginç bir şey de ondan!" Bu bir argümandır, evet. Ancak dikkatli bakacak olursanız, soruya cevap vermemektedir. Çünkü soru zaten onu sormaktadır: İyi de, yoldan geçen bir Ferrari'yi ilginç kılan nedir ki? Seyrekliği mi? Estetik tasarımının çekiciliği mi? Maddi fiyatının yüksekliği mi? İyi ama, yoldan binlerce kırmızı ve gözümüze güzel gözükebilecek araba geçerken, neden Ferrari'ye dikkate değer miktarda dikkatimizi odaklarız, dönüp tekrar bakarız? İlk etapta beynimizi ve odağımızı ona çeken yapısal özellik, temel neden nedir?
İşte bu soruya cevap verebilmek için, konuya tersten yaklaşmamız gerekir: Neden her kapıyı açışımızda kapının koluna (kulbuna) ekstra önem vermeyiz? Neden onun kapıya nasıl bağlı olduğuna, çivi ve vidaların nereye yerleştiğine, kolun kendi etrafında kaç derece dönebileceğine, hangi malzemeden yapıldığına, rengine, vb. özelliklerine dikkat etmeyiz? Buna karşılık, bir Rubik Kübü'nü elimize aldığımızda, onun nasıl birleştiğini, ne yöne doğru ne kadar hareket edebildiğini, üzerindeki renkleri pür dikkat inceleriz? Rubik Kübü'nü ancak bunu anlayarak çözebiliriz diye mi? İyi ama, kapıyı da ancak nasıl çalıştığını anlayarak açabiliriz. Kapının çalışma mekanizmasını bir kere çözdükten sonra, dikkatimiz neden ona tekrar odaklanmıyor?