Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 17 Eylül 2011 10 dk.

Günümüzde halen evrimin bilim insanları tarafından "şüpheyle yaklaşılan" ve "kabul edilmemiş", sadece bir "teori" olan, dolayısıyla "ispatlanamamış" bir "düşünce" olduğuna dair söylentiler halk arasında dolaşıyor, dolaştırılıyor. Bu işteki ilk tuhaf taraf, biyoloji ve ilgili dallarda çalışmalar yapan tüm bilim insanlarının %95'inden fazlası (kimi kaynağa göre %99 civarı) evrimi kabul etmektedir (buradan, buradan, buradan, buradan, buradan, buradan, buradan, buradan, buradan ve benzerlerinden bilgi alabilirsiniz). Diğer gülünç taraf, bir doğa yasasını, bir bilim insanının bilimsel bir temelde reddedebileceğini iddia etmekten kaynaklanıyor. Tabii şu anda bilimin içinde olmayan toplumlarda evrimin neden yasa olduğu bilinmediği, Evrim Teorisi'nin ne olduğunun anlaşılmadığı ve "evrim" ile "Evrim Teorisi"nin birbirinden farklı şeyler olduğu algılanamadığı için, bu tür sanrılar da kısmen anlayışla karşılanabilmektedir. Ancak sözü edilen bu konularda bir miktar bilgi edinen kişiler, evrimin bilimsel düzlemde reddedilebilir bir kavram olmadığını kolayca göreceklerdir. Yani birilerinin evrimi reddetmesi, kütleçekimini reddetmesi kadar absürttür. İkisi de benzer şekillerde gözlenmiş, test edilmiş, algılanmıştır. İki konuyla ilgili de teoriler bulunmaktadır; ancak bir doğa yasası ile, o yasaya yönelik bilimsel teori birbirine karıştırılmamalıdır. Evrimin doğada gerçekleştiği tartışılabilir bir konu değildir. Tıpkı bıraktığımız topların yere düşüp düşmediği gibi... Ancak bu yasaların neden ve nasıl işlediği elbette tartışılabilir; zaten gözlem ile bilim arasındaki fark da buradadır diyebiliriz. Herkes gözlem yapar; ancak sadece "neden" ve "nasıl" diye sorabilenler bilim üretebilirler. Teoriler de, bu sorulara aranan cevaplardan doğarlar. Tüm bunları öğrenmek için, 3 yazıdan oluşan Bilimsel Yöntem yazı dizimiz okunabilir.

Bu makalemizde ise halk arasında evrimle ilgili yanlış anlaşılmalardan ziyade, bilim düşmanlarının kendilerini haklı çıkarmak için bilimsel cemiyeti de sahtekar bir şekilde yanlarına çekme çabalarına değinmek istiyoruz. Halk üzerinde, sanki evrim bilim camiasında kabul edilmiyormuş, büyük bir ret varmış, bilim insanları evrimi umursamıyormuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu elbette saçmalıktır. Ancak kimi zaman, bu tür iddiaların saçmalıklarını görmek için, çarpıcı verilerden söz etmek faydalı olmaktadır. Biz de burada, tüm Dünya'daki bilim insanlarını çatısı altında toplayan bir bildiriyi ve bu bildiriye imza atan kurumları inceleyeceğiz.

111
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen7 2 gün önce
Yönetmen Jack Schreier daha çok klip ve dizi yönetmeni ama ikinci filmi uzun metraj Robot & Frank diye bir film ve fena da gözükmüyor. Beef diye bir diziyle Emmy kazanmış. Muhtemelen genç bir yönetmen ve bu filmin de altından kalkabilmiş. Film 2 saatlik ilgi çekici bir MCU filmi ve filmin içinden geçmemişler. Bu sevindirici. Öyle muazzam bir film de diyemem ama. Bence, yüzyıllardır o değişmeyen epik bir konu ve temaya rağmen, hikayenin günümüze uygun şekilde farklı olmasından kaynaklanıyor. Çağdaş medeniyette bireyin hayatıyla ne yapacağını bilememe varoluşsal sancısını konu alıyor. Ben kendime çok yakın buldum ve hissettim. O yüzden izletti. Böyle bir tema beklememiştim.

Ve, şu ana kadar MCU evreninde arka planda ilerleyen yeni bazı anti karakterlerin oluşturduğu bir takımın ilginç ve eğlenceli dünyasına çekiyor ama bu noktada tabii ki böyle karakterlerin sulandırılmasından hiç hoşlanmıyorum. Alexei zaten bunun için var zorlamanın anlamı yok. Alexei tabii ki daha çok izlemek istediğim tek karakterdi. Filmde en çok konuşulacak karakter ise Sentry ki hikaye de aslında onun hikayesi. Kendisini bir çizgi romanda okumuş ve çok sevmiştim. Hafifletmediklerine sevindim. Karakter de film de biraz bipolarizasyon üzerinde ilerliyor. Tüm potansiyellerine rağmen boşluğa düşen insanlar... Final doğal olarak biraz peh duruyor ama böyle bir konuya ancak bu final olur ve içine çekiyor. Çekimler IMAX'e yakışır şekilde çok genişten ve güzel. Müzikler de kayda değer.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eda Alparslan
Çeviren 4 gün önce 3 dk.

Uganda'da uzun süredir devam eden bir çalışma, insan medeniyetinin tıp alanındaki gelişiminin evrimsel kökenlerine ışık tutuyor. Yaralanan şempanzeler, bazen diğer şempanzelerin yardımıyla iyileşiyorlar!

Oxford Üniversitesi'nden primatolog Elodie Freymann ve meslektaşlarına göre Uganda'da bulunan Budongo Ormanı'nda 30 yıldır süregelen araştırma, şempanelerin hem kendilerine hem de başka şempanzelere "tıbbi yardım" uyguladığını gösteriyor. Freymann, bu ormanın dışındaki bölgelerde de ara sıra gözlenen bu davranışların şempanzeler arasında oldukça yaygın olduğunu düşünüyor.

12
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Çınar Civan
İnceleyen10 22 Şubat
Tek kelime ile bir "şaheser". Sabahattin Ali'nin duyguyu işleyiş yolları, betimlemelerinin muazzam derecedeki gücü ve okuyucuyu tesiri altına alışı çok başarılı. Belki Türkiye'de klasikleşmiş bir eser olabilir ama eminim ki okumayan, okumayı erteleyen ve/veya okumaktan çekinenler olabilir. Mutlaka okuyunuz, hatta ilk fırsatta okuyunuz. Türkiye'de böyle muvaffak yazarların olduğunu görünüz, daha yakından tanıyınız.

Kitabın İngilizceye tercümesi beni çok sevindirdi çünkü sadece ulusal düzeyde etkiye neden olacak bir eser değil, tam anlamıyla evrenselliği kazanacak bir yapıt. Bunun sebebi eserin, doğrudan insanı ele alması. Çevremizde gördüğümüz, belki de sadece yüzüne bakarak pek çok peşin hüküm verdiğimiz, hakkında genel yargılara varmaktan çekinmediğimiz insanlar... Her bir insanın içinde ne kadar dolu şeyler yaşadığını, karmaşık düşünceleri olduğunu, nasıl hayat tecrübeleri geçirdiğini ise düşünmüyoruz genelde. İşte bu eser, bu hatayı çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor. En sıradan gözüken insanın bile içinde nasıl şeyler yaşadığını muhtemelen hiçbir zaman doğru hayal edemeyiz. Kitaptan zımnen işlenen ve çıkarılması gereken sonuçlardan birisinin bu olduğunu düşünüyorum.

Kitabın anlatımı oldukça sade bir üslupla yazılmış, herkesin rahatlıkla anlayabileceği seviyede. Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna'da buna özellikle dikkat etmiş ve herkesin rahatça okuyabilmesi için yazmış. Eseri okurken mütehassis olmamak elde değil. Konusu ve anlatımı, okurken sizi tesiri altına alacak.
9.7/10
(160 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
9
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Halime Samsa
Halime Samsa
34K UP
Yazar 18 Ekim 2020 15 dk.

Dünyaya gözlerimizi iki temel dürtünün ışığında açarız, tüm insanlık olarak içimizde yaşamın ve ölümün varlığını taşırız. Freud’a göre, yaşam dürtüsü; libidodan kuvvet alarak üretmeye, insanlarla duygusal bağ kurmaya, çoğalmaya ve canlılığı sürdürmeye çalışırken madalyonun diğer yüzünde bulunan ölüm dürtüsü ise saldırganlıktan kuvvet alarak parçalamaya, kurulan bağları koparmaya ve kendini yok ederek inorganik bir hale dönmeye çalışır.[1] Yani, aşkın tanrısı Eros ile ölümün tanrısı Thanatos sırt sırta eşlik ederler insana hayat boyunca. Hangisinin öne geçeceği ise, biraz genetik yatkınlıklarımıza ve mizacımıza biraz da benliğimizin oluştuğu erken dönem ilişkilerimize bağlıdır.

Doğumla birlikte, güvenli alanından dünyaya gözlerini açan bir bebek için yaşam ve ölüm arasındaki bu mücadele oldukça yoğun bir kaygı yaratır. Doğumla birlikte anne ile kurduğu güvenli birlik halini kaybederek ilk kaybını yaşayan bebeği, dünyaya uyumlanma gibi zorlu bir yolculuk da beklemektedir. Klein'a göre, bebek bu zorlu yolculukta açlık, libidinal arzular ve bu mücadelenin yarattığı yoğun kaygı ile onu besleyen bir memeye yönelir.[2] Bebek, önce memenin, sonra da annenin kendisindeki yıkıcı ölüm dürtüsünü yatıştırmasını arzulayarak, yaşam dürtüsüne yatırım yapar. Anne ve bebek arasında kurulan bu ilişkide hangi dürtünün baskın olacağı, tabii ki doğum deneyiminin travmatik geçip geçmemesine, annenin bebeğe bakmak isteyip istememesine, bebeğin mizacına ve sütü zevkle kabul etme yeteneğine de bağlıdır.

167
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 16 saat önce 5:04
2013 sayımlarına göre Çin'in nüfusu 1.357 milyar, Hindistan'ın nüfusu 1.252 milyardır. İkisinin toplam nüfusu, tüm Dünya'nın %35'inden fazlasına denk...
1
Ege Can Karanfil
Çeviren 3 Mayıs 2021
Modern zamanların en meşhur yolculuğundan sonra, eve dönme vakti gelmişti. İnsanlık, Dünya’nın sınırlarının ötesine geçme kabiliyetini kanıtladıktan sonra, başka bir dünyada yürüyen ilk insanlar (Neil Armstrong ve Buzz Aldrin), Ay’ın yörüngesindeki Komuta ve Hizmet modülüne geri dönmek ve Micheal Collins ile buluşmak için geri uçtular. 21 Temmuz 1969’da çekilen ve yakın zamanda dijital olarak restore edilen bu görsel, uzay aracı modüle yaklaşırken kadraja giren altında Ay ve uzaklarda Dünya ile birlikte, Collins tarafından yakalandı. Ay yüzeyindeki pürüzsüz ve karanlık bölge, Mare Smythii olarak adlandırılmaktadır ve Ay’ın yakın tarafının en doğu ucunda, ekvatorun hemen altında yer almaktadır. Bu ikonik görünik görüntüde, mürettebattan bir kişi hariç herkes kamera önündedir.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Hacer Aslan
Hacer Aslan
132K UP
Yazar 17 Kasım 2023 7 dk.

Karbon nanotüpler hibritleşmiş karbon atomlarının altıgen düzenlenmesinden oluşan karbon allotroplarıdır.[1][2] Silindirik tüplerle birleştirilirler ve tek bir grafen tabakası veya Van der Waals kovalent olmayan kuvvetler aracılığıyla bağlanan birden fazla grafen tabakasıyla oluşturulabilirler.[3] Tek duvarlı karbon nanotüpler, 1-2 nm çapında yuvarlanmış bir grafen tabakasından oluşurken çok duvarlı karbon nanotüpler çapı 100 nm'ye kadar olan ikiden fazla yuvarlanmış grafen tabakasından oluşmaktadır.[4]

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ümit Solmaz
3 gün önce
çocukluğunu yitirmeyen, hayallerini gerçekleştiremeyen büyük çocuklar gibiyiz..
yaşı kaç olursa,olsun çocukluğunu yitirmeyenlere.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Sahtebilim ve Şüphecilik konusunda geliştirebilirsin.

Sahtebilim
Sahtebilim
98 Makale
19 saat 9 dakika
Öğrenmeye Başla
Komplo Teorileri
Komplo Teorileri
14 Makale
3 saat 50 dakika
Öğrenmeye Başla
Astroloji
Astroloji
4 Makale
1 saat 5 dakika
2 Soru
Öğrenmeye Başla
UFO ve Uzaylılar
UFO ve Uzaylılar
17 Makale
2 saat 44 dakika
Öğrenmeye Başla
Çağrı Mert Bakırcı
Analist 8 Ekim 2011 4 dk.

Vücudumuzdaki hiçbir kılın uzama hızı veya gürlük miktarı, kılların kesilmesiyle alakalı değildir. Bugüne kadar bu iddiayı ele alan hiçbir araştırma kılların kesilmesini uzama hızı veya kıl gürlüğü ile ilişkilendirmediği gibi, yapılan tüm araştırmalar arada hiçbir bağlantı bulunmadığını göstermektedir. Bu durum, hem erkekler hem de dişiler için geçerlidir.

Kesilen saçların ve sakalların daha gürmüş gibi gözükmesi, bu iddianın yayılmasına neden olmuştur. Daha önemlisi, tıraş olmaya heves etme ve başlama yaşıyla ergenliğe girişin kabaca örtüşmesi dolayısıyla, ergenlik nedeniyle gürleşen sakalların aslında tıraş olunduğu için sertleştiği inancı oluşmuştur.

68
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Libre Texts
Libre Texts
128K UP
Yazar 2 Nisan 2023 12 dk.

Eşeyli üreme, iki ayrı organizmadan gelen iki hücrenin birleşmesi olan döllenme ile gerçekleşir. Bu iki hücrenin her biri bir set kromozom içeriyorsa, ortaya çıkan hücre iki set kromozom içerir. Bir hücredeki kromozom setlerinin sayısına "ploidi seviyesi" denir. Haploid hücreler bir set kromozom içerir. İki set kromozom içeren hücrelerse diploid olarak adlandırılır. Üreme döngüsü devam edecekse diploid hücre; döllenme tekrar gerçekleşmeden önce kromozom setlerinin sayısını bir şekilde azaltmalıdır, aksi takdirde her nesilde kromozom setlerinin sayısı sürekli bir ikiye katlanacaktır. Dolayısıyla eşeyli üreme, döllenmenin yanı sıra kromozom setlerinin sayısını yarıya indiren Mayoz bölünme olarak bilinen bir çekirdek bölünmesini içerir.

Çoğu hayvan ve bitki diploiddir, yani iki set kromozom içerir. Her somatik hücrede (çok hücreli bir organizmanın üremeyen hücreleri) çekirdek, homolog kromozomlar olarak adlandırılan her bir kromozomun iki kopyasını barındırır. Somatik hücreler bazen "vücut hücreleri" olarak da adlandırılır. Homolog kromozomlar, aynı yerlerinde aynı özelliklerin genleri bulunan eşleşmiş çiftlerdir. Diploid organizmalar her ebeveynden her homolog kromozomun bir kopyasını miras alır; bunların birleşmesiyle tam bir kromozom seti ortaya çıkar. Hayvanlarda, her bir homolog kromozomun tek bir kopyasını içeren haploid hücreler yalnızca gametlerde bulunur. Gametler, diploid bir hücre üretmek için başka bir haploid gametle birleşir.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Sena Küçükkıvanç
İnceleyen10 4 gün önce
Önemsiz Biri filminde, Hutch Mansell karakterinin o bildik sıkıcı banliyö hayatından kopup kendini bir anda şiddetin göbeğinde bulması, aslında uzun süredir biriken kronik stresin altında yatan bastırılmış agresyonun adeta ders kitaplarındaki gibi bir patlaması. Evdeki o meşhur soygun vakasıyla birlikte, adamcağızın amigdala-hipokampus devresine kazınmış eski travma kayıtları bir anda depreşiyor ve hipotalamus-hipofiz-adrenal (HHA) ekseni resmen alarma geçiyor; bu da haliyle sempatik sinir sisteminin köklenmesine, noradrenerjik ve adrenerjik sistemlerin tavan yapmasına neden oluyor. 😂Kısacası, o gördüğümüz sakin, efendi adam maskesinin altında, meğer yılların birikimiyle, muhtemelen eski "işlerinden" yadigar, travma kökenli bir disosiyatif eşik düşüklüğü ve içten içe kabullenilmiş bir çaresizlik yatıyormuş ki, bu da katartik bir şiddetle aniden fışkırıyor. Sanki uzun süre kortizol banyosu yapmış vücudun aniden adrenalin ve noradrenalin şokuna girmesiyle "savaş ya da kaç" mekanizmasının direkt "savaş" modunda takılı kalması olayı bu. Hele bir de ailesini koruyamadığı düşüncesi var ya, işte o son damla oluyor ve bu nörobiyolojik kasırga, içindeki "önemsiz" adamı silip süpürüyor, yerine karşımıza turp gibi, özel eğitimli ve tehlikeli bir "uzman" çıkıyor.
7.7/10
(3 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
11
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Hatice Yetişkin
Alıntıyı Ekleyen 13 Aralık 2023
İnanç şiddeti diye de bir şey var. Fiziksel şiddetten farklı bir şiddet.
Kaynak: 995 km
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Söz
Ömer Bodakçı
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
Ama Tanrı'nın yarattığı(!) vahşi bir mizahla süslenmiş bu hayatta tesadüflerden başka hiçbir şey yok.
Kaynak: Son Oyun
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Çınar Ege Bakırcı
Yazar 5 Ekim 2022 17 dk.

Klasik koşullanma (veya tepkisel koşullanma), bilinçsiz veya otomatik olarak gerçekleşen bir öğrenme türüdür. Klasik koşullanma, doğal uyarıcılara verilen doğal bir tepkinin, yapay bir uyarıcı tarafından da uyarılır hale getirilmesini ifade eder. Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından keşfedildiği için Pavlovyen koşullanma olarak da bilinir. Davranışsal psikolojinin temelini oluşturduğu için genellikle psikoloji tarihindeki en önemli keşiflerden biri olarak kabul edilir.

Klasik koşullanmanın günümüzdeki en basit örneklerini reklamcılıkta görebiliriz. Örneğin, güzellik ürünleri satan firmalar, reklamlarında temiz ve pürüzsüz bir cilde sahip oyuncuları kullanır. Böylece reklamı izleyenler, ürünü "sağlıklı bir cilt" ile ilişkilendirir. Günlük hayatta klasik koşullanmanın bunun gibi birçok örneğini görmek mümkündür.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
143
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Selçuk Kandemir
Seslendiren 27 Ekim 11:49
Dünya'nın yüzeyindeki bütün karaların okullarda yaygın olarak kullanılan, Avrupa-merkezli, 2 boyutlu bir haritasını alıp, onları ufak karelere bölüp,...
22
İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl 11. ‘sini düzenlediğimiz Matematik Çalıştayımızda, birbirinden değerli konuşmacılarımız ve panelistlerimiz sizlerle.

Konuşmacılarımızın ve panelistlerimizin bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hasan Muhammet Bayram
İnceleyen 18 Nisan 2023
Kominizme sert bir eleştiri güzel bir kurgu kaliteli bir dil mutlaka okumalısınız
Kitap
9.6/10
(423 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
NGC 6888: Hilal Bulutsusu

Hilal Bulutsusu olarak da bilinen NGC 6888 parlak ve yüksek kütleli merkezi yıldızından rüzgarlarla saçılan yaklaşık 25 ışık yılı genişliğe sahiptir. Üçlü astro-görüntücülerden oluşan bir ekip (Joe, Glenn, Russell) kozmik balonun bu keskin portresini yarattı. Üçlünün teleskobik işbirliği, hidrojen ve oksijen atomlarının ışığını izole eden 30 saatten fazla dar bant görüntü verisi topladı. Oksijen atomları, ayrıntılı kıvrımları ve filamentleri kaplıyor gibi görünen mavi-yeşil tonu üretmektedir. NGC 6888’in bulutsunun içerisinde görülebilen merkezi yıldızı, Worf-Rayet yıldızı (WR 136) olarak sınıflandırılmıştır. Yıldız, dış kabuğunu her 10.000 yılda bir Güneş’in kütlesine eşdeğer miktarda saçan kuvvetli bır yıldız rüzgarıyla atmaktadır. Bulutsunun karmaşık yapıları, muhtemelen bu kuvvetli rüzgarın daha erken bir aşamada atılan malzeme ile etkileşiminin sonucudur. Yakıtını müthiş bir hızda yakan ve ömrünün sonuna doğru ilerleyen bu yıldız, sonunda muhteşem bir süpernova olarak patlamalıdır. Bulutsu bakımından zengin takımyıldız Kuğu’da bulunan NGC 6888, yaklaşık 5.000 ışık yılı uzaktadır.

17 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Joe Navara, Glenn Clouder, Russell Discombe
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close