Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ece Müker
Ece Müker
510K UP
3 gün önce
Bilim insanları, Mars yüzeyinde görülen ve bir zamanlar sıvı suyun kanıtı olarak düşünülen karanlık çizgilerin (RSL – Recurring Slope Lineae) aslında suyla ilgili olmadığını keşfetti.
Yeni araştırmalar, bu izlerin büyük olasılıkla kayan yüzey malzemeleri — yani Mars’ın toz ve kum tabakalarının kurak koşullarda kayması — sonucu oluştuğunu gösteriyor.
Bu keşif, Mars’ta yakın yüzeyde sıvı halde su bulunduğu fikrini ciddi şekilde sorgulatıyor.
Ayrıca bu izlerin, suya bağlı yaşam olasılığıyla ilişkilendirilmesinin artık geçerli olmadığını ortaya koyarak, kızıl gezegendeki yaşanabilirlik tartışmalarını yeniden şekillendiriyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Utku Derin
Utku Derin
364K UP
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

PLOS ONE dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, evcil kedilerin sahiplerinin kokusu ile bir yabancının kokusu arasındaki farkı anlayabildiğini öne sürüyor.[1] Tokyo Tarım Üniversitesi tarafından yapılan çalışma, kedilerin tanımadıkları insanların kokularını içeren tüpleri, sahiplerinin kokusunu içeren tüplere kıyasla belirgin şekilde daha uzun süre kokladığını ortaya koydu.

Araştırmacılar, bu durumun kedilerin kokularına dayanarak tanıdık ve tanımadık insanları ayırt edebildiğini gösterdiğini, ancak kendi sahipleri gibi belirli kişileri bu yolla tanıyıp tanıyamadıklarının henüz net olmadığını belirtiyor.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 6 gün önce Sen de Cevap Ver

Maymunların zekasının, bir 5 yaşındaki çocukla karşılaştırılması aslında oldukça yerinde bir benzetme. Çünkü maymunlar gerçekten belirli bir düzeyde düşünebiliyorlar ve çevrelerindeki dünyayı anlamaya çalışıyorlar. Ancak bu düşünme, bizim insan olarak yaptığımız soyut ve karmaşık düşüncelerden biraz daha farklı. Örneğin, maymunlar problem çözme yeteneğine sahipler; alet kullanabilir, sosyal ilişkiler kurabilir ve hatta bazen empati gösterebilirler. Bu yetenekler, 5 yaşındaki bir çocuğun temel mantık yürütme, öğrenme ve iletişim becerilerine benzer.

Fakat insan çocukları, yaşları ilerledikçe dil becerileri, soyut kavramları anlama, geleceği planlama ve karmaşık duygusal durumları değerlendirme gibi çok daha gelişmiş düşünme biçimleri geliştirebiliyorlar. Maymunların düşünme biçimi ise daha çok anlık ve somut olaylara dayanıyor; örneğin yiyecek bulma, tehlikeden kaçma, grup içi hiyerarşi gibi.

Yani, maymunların zekası kesinlikle “düşünemezler” gibi basit bir yargıyla değerlendirilemez. Onlar, kendi dünyalarında mantıklı kararlar veren, öğrenen ve deneyimlerinden faydalanan canlılar. Ancak insan zekasının genişliği ve derinliğiyle kıyaslandığında, onlarınki daha sınırlı ve içgüdüsel olarak kalıyor. Fakat bu sınırlılık, onların düşünmediği anlamına gelmiyor; sadece bizimkinden farklı ve daha temel bir seviyede.

Tüm Reklamları Kapat

Kısaca, evet, maymunlar düşünebiliyorlar ve zekaları da birçok açıdan 5 yaşındaki bir çocuğun yeteneklerine benzetilebilir. Ama tabii ki insan zekası gibi karmaşık, çok katmanlı ve geleceğe yönelik plan yapabilen bir bilinçten çok farklı.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

Kuzey Kutbu'nda bahar gelince milyonlarca kuş yavrularını büyütmek için bir araya geliyor. Bu dönemde her yerde yavru kuşların cıvıltıları duyulur ve tüylerle kaplı minik yavruları her yerde görebilirsiniz. Bu durum, 73 milyon yıl önce de aynıydı. Bu hafta Science dergisinin kapağında yer alan bir makale, kuşların kutup bölgelerinde yuva yapmasına dair bilinen en eski örneği belgeliyor.[1] Makalenin baş yazarı ve Princeton Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Lauren Wilson, şöyle anlatıyor.

Wilson, bu makalenin Alaska Fairbanks Üniversitesi’ndeki yüksek lisans tez çalışması sonucunda ortaya çıktığını belirtiyor. Alaska'daki bir kazı alanından toplanan düzinelerce minik fosilleşmiş kemik ve dişi inceleyen Wilson ve ekibi, dinozorların da bu topraklarda dolaştığı dönemde Kuzey Kutbu'nda üreyen farklı kuş türlerini tespit etti. Bunlar arasında dalgıç kuşlar, martı ve ördek ve kaz gibi kuşlara benzeyen birkaç kuş türü vardı. Makalenin yazarlarından Alaska Üniversitesi Kuzey Müzesi direktörü ve Wilson'ın yüksek lisans tez danışmanı Pat Druckenmiller, çalışmayı şöyle özetliyor:

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Zenit Tercüme İzmir O. Kürşat Serttürk
Alıntıyı Ekleyen 13 saat önce
So wie etwa die Tragödie und die Komödie mit den gleichen Buchstaben niedergeschrieben werden können, so kann auch sehr verschiedenartiges Geschehen in der Welt durch die gleichen Atome verwirklicht werden, sofern sie nur verschiedene Stellungen einnehmen und verschiedene Bewegungen ausführen. Nur scheinbar hat ein Ding eine Farbe, nur scheinbar ist es süß oder bitter. In Wirklichkeit gibt es nur Atome und den leeren Raum.»

Tıpkı tragedya ve komedyanın aynı harflerle yazılabilmesi gibi, dünyadaki birbirinden tamamen farklı olaylar da -atomlar yalnızca farklı konumlar alıp farklı hareketler gerçekleştirdiği sürece- aynı atomlarla meydana gelebilir. Bir şeyin rengi varmış gibi görünür, tatlı ya da acı olduğu sanılır. Oysa gerçekte yalnızca atomlar ve boşluk vardır. (Almancadan Tercüme)
Kaynak: Harald Fritzsch, ELEMENTARTEILCHEN Bausteine der Materie
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Halime Samsa
Halime Samsa
34K UP
Yazar 19 Ekim 2020 16 dk.

Bir önceki yazımızda, insanların kendi kendilerine zarar verme davranışlarını incelemiş, bunu önlemek için neler yapabileceğimize bakmıştık. Bu yazıda ise intihar kavramına odaklanacağız. Çünkü insanın ruhsallığı yaşam dürtüsüne yaklaştıkça kurucu, uzaklaştıkça ise yıkıcı bir hal alabilir. Hangisine daha yakın olacağımızı ise erken çocukluk döneminde kurduğumuz ilişkiler, mizacımız, genetik yatkınlarımız ve travmatik deneyimlere verdiğimiz ruhsal tepkilerin tümü belirler. Akılda tutulmalıdır ki, yaşam ve ölüm dürtüsü sadece bir ucunda durabileceğimiz, katı ve değişmez ruh halleri değildir. Hayatımız bu iki dürtü arasında salınarak geçer. Ancak, intihar (özkıyım) kişinin benliğine yönelmiş olan ölüm dürtüsünün serbest kalarak, maskelerinden arınarak bütün şiddetiyle karşımızda durduğu zorlu bir ruh halidir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün yapmış olduğu açıklamalara göre, her yıl intihar nedeniyle 800 bin insan hayatını kaybediyor. Dünyada her 40 saniyede bir kişi hayatına son veriyor ve her 20 intihar teşebbüsünden biri ölümle sonuçlanıyor.

261
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berkay Kalaycık
Yazar 23 Ocak 2021 6 dk.

Ekolojik köprü, diğer adıyla "yaban hayatı geçidi", en kısa tanımıyla; hayvanların, insanların yapmış olduğu yol, vb. yerlerden, karşıdan karşıya güvenli bir şekilde geçebilmesini sağlayan yapılardır. Öyle ki, bu geçitlerin, sadece "geyik, kurt, tavşan" gibi hayvanlar için yapıldığını düşünecek olursak hata yapmış oluruz. Bu geçitler, insanlar tarafından yaşam alanı işgal edilen "tüm hayvanlar için" özel bir şekilde tasarlanıp yapılabilmektedir. Buna uygun bir örnek verecek olursak: Christmas Adası’nda göç eden kızıl yengeçler için göç yollarının üzerine bir "yaban hayatı üst geçidi" inşa edilmiş ve üstelik kolayca tırmanabilsinler diye de onlara uygun bir zemin tercih edilmiştir.

Fakat bu köprülerin veya geçitlerin, hayvanların sadece yoldan karşıdan karşıya “güvenli” bir şekilde geçebilsinler diye yapıldığını düşünmemeliyiz. Durum bundan çok daha karmaşık ve önemlidir.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasemin Akın
Çeviren 21 Aralık 2020 13 dk.

Daha önceden bulutların ne olduğundan, nasıl oluştuklarından ve onlara renklerini veren fiziksel ve kimyasal süreçlerin neler olduğundan buradaki yazımızda bahsetmiştik. Bu yazımızda ise yaygın olarak karşımıza çıkan bulutlardan, bunların özelliklerinden ve kategorizasyonundan söz etmek istiyoruz.

Bulutların türlerine göre sınıflandırılmaları ilk olarak 1802'de Luke Howard tarafından önerilmiştir ve bugün büyük ölçüde aynı sistem kullanılmaktadır. Bu sistemde bulutlar üç ana türe ayrılır:

61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan İnceleme
Furkan Arduç
İnceleyen8 5 Ekim 2023
"Rebels" çizgi dizisinden hemen sonrasını konu alan, isminin Ahsoka yerine Rebels 5. sezon olması gereken çok başarılı bir dizi. Gönül isterdi ki tamamen Ahsoka'ya odaklanılsın. Bunun yerine Rebels'taki öyküyü devam ettirmişler. Sadece Ahsoka bir tık daha ön planda. "Andor" ve "Mandalorian" ile kafa tutabilecek çok başarılı 1-2 bölümü var. Hiç beklemediğimiz olaylar yine bizleri karşılıyor. Dövüş koreografileri, atmosfer ve hikâye güzel işlenmiş. Oyunculuklarda başarılı, fakat canlı aksiyondaki Sabine karakterine alışmak biraz zor oldu. Oyuncunun değil, senaryonun suçlu olduğunu düşünüyorum. Başta Rebels gibi hissetirmedi. Sonrasında alışmaya başlıyorsunuz. Dizide 2 büyük ve ikonik sahne bulunuyor. Birisi uzun, diğeri de kısa metrajlı. Bunlardan alınan zevki artırmak için dizinin tamamı izlenilmeli. Tabii ki Star Wars serisi de.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Bu inceleme Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
13
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mert Tüzün
Mert Tüzün
25K UP
Çeviren 8 Ocak 2020 13 dk.

Başlangıçta; 2 protein, 3 tamponlama maddesi (İng: "buffering agent"), 2 çeşit yağ molekülü ve biraz kimyasal enerji olmak üzere, sekiz bileşen vardı. Fakat bu, bölünme için gerekli mekanizmaların bir kısmına sahip, ilkel, hücre benzeri yapılar oluşturabilmemiz için yeterliydi.

Biyofizikçi Petra Schwille'e göre, laboratuvarındaki hareketli küçük buluşlar, yeni baştan sentetik hücre üretimi için çok önemli bir adımı temsil ediyor. Schwille, bu amaç doğrultusunda son 10 yıldır çalışmalar yapıyor, bu çalışmalara günümüzde Max Planck Biyokimya Enstitüsü'nde devam ediyor. Schwille'e göre en uğraştırıcı şey ise, hangi bileşenlerin yaşayan bir sistem oluşturmak için gerekli olduğunu saptamak. Şöyle diyor:

43
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

Kuzey Amerika’nın devasa tatlı su kütleleri olan Büyük Göller, yüzyıllardır hem gemilere hem de insanlara mezar oldu. Sayıların tam olarak bilinmesi mümkün olmasa da ancak tarihçiler 17. yüzyıldan bu yana yaklaşık 6.000 geminin battığını ve 25.000 ila 30.000 kişinin boğularak can verdiğini tahmin ediyor. Uzmanlar, bu belirsizliğe rağmen 8 Eylül 1860 tarihinde, Chicago’nun kuzeyinde Michigan Gölü üzerinde seyreden Lady Elgin isimli buharlı yolcu gemisinin başka bir gemiyle çarpıştığı, belgelenmiş en ölümcül gemi kazasını inceliyor. Olay sonucunda 300'den fazla kişi hayatını kaybetti. Bu olay, dönemin kültürel hafızasına derinlemesine kazındı halk şarkılarına ilham oldu.

Lady Elgin'in çürümeye yüz tutmuş enkazı Michigan Gölü'nde dağılmış halde yatarken şaşırtıcı derecede iyi korunmuş bir eser yeniden gün yüzüne çıktı. Böylece yaklaşık 165 yıl sonra, som altından yapılmış bir cep saati, bu vapurun kurbanlarından birinin ailesine geri dönmüş oldu.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hilmi Uysal
Hilmi Uysal
4,357 UP
Yazar 8 Mayıs 2019 46 dk.

İnsanın iş faaliyeti “insan emeği” olur. İnsan emeği aslında zihinsel ve bedensel ikili bir faaliyettir, bir praksistir. Zihinsel bileşenini belirleyen ensefalizasyon katsayısıdır (EQ). Bedensel kısmını belirleyen ise BMR ile ölçebileceğimiz ve yaklaşık 3.5 milyon yıllık bir süreçte oluşan iki ayaklılığı, ellerini kullanışı ile tipik olan insan vücududur. Topluluk olarak yaşayan Homo Sapiens’in yaşamını sürdürebilmesi için gerekli besin bulma aktivitesi, beyinleşme oranının yükselmesi ile enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığını genişleterek, topluluğun yaşamını dolayısıyla da bireyin yaşamını güvence altına almaktadır. İnsan emeği bir praksis olarak, zekâsıyla enerji tüketerek kullanım değerleri/metalar üretir. Üretim sürecinde objeye eklenen bir “değer”dir. Zihinsel bileşeni ile insanın iş faaliyeti, “insan emeği” değer yaratan bir öze sahiptir. Üretim sürecindeki birey hem kendisini yenilemek için gerekli değeri hem de iş faaliyetinin sonucunda bu değerden fazlasını ürettiği objeye ekler. Dunbar sayısı ve enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığı arasında kurulabilecek bağıntı bize insan emeğinin çok önemli bir yönünü kavramımızı sağlamaktadır. Bu insan emeğinin en önemli özelliği olan “artı-değer” kavramıdır. Çağdaş insanda ortalama bir bireyin iş faaliyetinde üretebileceği enerji topluluktaki 2-3 kişinin enerji gereksinimini karşılayabilecek hale gelebilmektedir. İnsan emeği sadece toplumsal olarak kendisinin yaşamını sürdürmek için gerekli olanı üretmemektedir. Enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığı nedeniyle belirli bir oranda fazlasını üretmektedir. Dolayısıyla bir bireyin iş faaliyeti değer olarak kendisine gerekli olandan fazlasını üretme yeteneğini içermektedir.

İnsan emeğinin verimliliğindeki artıştan, enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığının genişlemesinden sorumlu olan bedensel değişimi ve daha belirleyici olarak ta zihinsel öğenin geçirdiği değişimdir. Homo Sapiens ile en yüksek EQ oranına ulaşan insan, insan emeğinin verimliliğini halen arttırmaya devam etmektedir. Bu insanın inovasyon, (yaratıcılık) yeteneği ile bağıntılıdır. İnsan emeğinin enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığının, insanın inovasyon yeteneği ile genişlemiş olması beklenir. İnsan emeğinin enerji üretim kapasitesi üzerinde sadece enselalizasyon katsayısı değil, inovasyon yeteneğinin de bir katkıda bulunması gerekir. Bu inovasyon katsayısı niteliksel olarak iş faaliyetinin değeri üzerinde de etkilidir.

73
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
510K UP
Eseri Ekleyen 3 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Berat Mutluhan Seferoğlu
Yazar 24 Ağustos 2019 1 sa.

Çağdaş felsefede ön planda olan iki felsefe geleneği olduğunu görüyoruz. Bu gelenekler analitik felsefe ve kıta felsefesi olarak adlandırılıyor. Bu yazıda iki gelenek hakkında bilgi vermek, bu gelenekleri karşılaştırmak ve analitik felsefe/kıta felsefesi ayrımına dair bazı noktaları açıklığa kavuşturmak istiyorum.

Başlamadan önce bir uyarı yapmam gerekiyor: Ben, analitik felsefe ve kıta felsefesi ekolleri arasından analitik felsefeye yakınım. Dolayısıyla söz konusu ekoller arasında yaptığım karşılaştırmanın ve yaptığım çıkarımların taraflı görünebileceğinin farkındayım. Bu ayrım, kişilerin felsefeye nasıl baktığıyla öyle yakından ilişkili ki, kamplardan herhangi birine yakınsanız, analitik felsefe ve kıta felsefesi karşılaştırmasını taraflardan birini ‘kayırmadan’ yapmanız pek mümkün değil. Bu nedenle konu hakkındaki taraflılığımla ilgili olarak okuyucuyu uyarma ihtiyacı hissediyorum.

165
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 9 saat önce 8:17
Demokrasi, modern ülkeler için fazlasıyla el üzerinde tutulan bir konudur. Demokrasinin anavatanı olan Antik Yunan da demokrasiyle adeta eş anlamlıdır....
0
Kaan Akgören
Kaan Akgören
50K UP
Yazar 16 Ocak 2022 1 sa.

Proteinler, içerisinde çok sayıda amino asit içeren bir veya birden fazla amino asit zincirinden oluşan büyük biyomoleküller ve makromoleküllerdir. Proteinler organizmada öylesine çoktur ki, proteinler, birçok hücrenin kuru ağırlığının yarısından daha fazlasını oluştururlar.

Canlıların neredeyse bütün yaşamsal faaliyeti (hareket, solunum vd.) proteinler sayesinde gerçekleştirilir: Proteinler, canlıların vücudunda metabolik reaksiyonları katalize etmek, DNA replikasyonu, uyaranlara tepki verme, hücrelere yapı kazandırma, molekülleri bir yerden bir diğer yere taşıma gibi çok sayıda göreve sahiptir. Buna ek olarak birtakım proteinler hücre içi kimyasal tepkimelerinin hızını arttırırken, diğer protein grupları savunma, depolama, taşıma, hücresel haberleşme, hareket ya da yapısal destek sağlamada görev alırlar. Örneğin çoğu zaman protein yapıda olan enzimler olmasaydı, canlılık da mümkün olmazdı.

121
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj
Teşekkürler, Mehmetcan Yaman!

Evrim Ağacı'na bugüne yaptığın tüm katkılar için çok teşekkürler! Evrim Ağacı'nda yayınladığın veya yayınlanmasına katkı sağladığın 3 içerik sayesinde Türkiye'de bilimsel bilgiye erişim bir o kadar kolay. Hep birlikte, daha da güzel işler başarmaya devam!

Devamını Göster
Teşekkürler, Mehmetcan Yaman!
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İzmir₺9.000,0015 Haziran
Sanat, Origami ve Matematik: Geometrik Bir Yolculuk
15 Haziran 2025 15:00 tarihinden 22 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Bu etkinlik, sanat, origami ve matematik arasındaki derin bağı keşfetmeyi amaçlamaktadır. Sanatın estetik ve yaratıcı yönü ile matematiğin analitik ve sistematik yapısını bir araya getirerek, katılımcılara farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemektedir. Altın oran, simetri, fraktallar ve mandala çizimi gibi konularla matematiğin sanattaki izlerini takip edeceğiz. Origami ile Platonik cisimleri katlayarak geometrik yapıları anlamlandıracağız. Düğüm teorisi ve yüzeyler üzerine çalışmalar yaparak matematiğin geometrik topoloji alanındaki konulara odaklanacağız.

Katılımcılarla birlikte, soyut matematiksel kavramları uygulamalı çalışmalarla deneyimleyerek teorik bilgileri sanatsal ve uygulamalı çalışmalarla pekiştireceğiz. Analitik ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmek isteyen herkes için ilham verici bir etkinlik!

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close