Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Ağustos 2020 33 dk.

Diyelim ki hayatınızla ilgili veriler toplamayı seven birisiniz ve içtiğiniz kahve miktarını gün gün takip ediyor, notlar alıyorsunuz. Ayrıca, işe gitmek için harcadığınız süreyi de her gün ölçüyor ve not alıyorsunuz (veya akıllı telefonunuz bunu sizin için yapıyor). Aradan 3 ay geçtikten sonra, hayatınızla ilgili topladığınız verilere dönüp baktığınızda, ilginç bir gerçekle karşılaşıyorsunuz: Kahve içme miktarınız arttıkça, trafikte geçirdiğiniz süre de artıyor! Hmm, demek ki kahve içmenizi azaltarak, trafikte kaldığınız süreyi azaltmanız mümkün!

Yukarıdaki paragrafta sondan ikinci cümlede ("Kahve içme miktarınız arttıkça, trafikte geçirdiğiniz süre de artıyor!"), bir korelasyon (ilişki) ifadesi mevcut. Eğer ki veri toplama yönteminizde bir hata yoksa, yani yanlış ölçümler yapıp, yanlış notlar almadıysanız, tartışmasız bir gerçekten söz ediyorsunuz demektir: Kahve miktarınız ile trafikte geçirdiğiniz süre koreledir (ilişkilidir). Bu ölçüm, başlı başına bir gerçektir ve ek bir kanıtı gerektirmez (tabii daha fazla veri toplayarak, bu ilişkinin ne kadar güçlü olduğunu daha iyi tespit edebilirsiniz).

103
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 25 Ocak 2019
Başkalarını hareketlerine göre, kendimizi niyetimize göre yargılarız.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
37
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Serhan Mert
Serhan Mert
102.1K UP
Türü Ekleyen 4 gün önce
Utetheisa pulchelloides, Erebidae familyasına ait renkli ve dikkat çekici bir gece kelebeği (güve) türüdür. Kanatları beyaz zemin üzerine karakteristik kırmızı ve siyah beneklerle bezelidir, bu renkler avcılara karşı zehirli olduğu uyarısını verir. Genellikle gündüzleri aktif olan bu tür, özellikle Heliotropium bitkileriyle beslenir ve geniş bir coğrafi yayılıma sahiptir.
2
🔬 Yeni araştırmalar, glioblastoma olarak bilinen agresif beyin kanserinin yalnızca beyin dokusuna değil; kafatası kemiklerine de zarar verebileceğini gösteriyor. Özellikle kafatasındaki kemik plakalarının birleşim yerlerinde kemik yoğunluğu belirgin biçimde azalabiliyor.
📉 Farelerde yapılan üç boyutlu görüntüleme çalışmaları; tümörlü bireylerde kafatası kemiklerinde “aşınma / incelme” olduğunu ortaya koydu. Aynı değişim, bazı hastaların BT taramalarında da gözlemlendi; kemik kalınlığında ortalama %20’ye yakın azalma bildirilmiş.
🧬 Araştırmacılar, bu kemik aşınmasının kemik yenilenmesinde görevli hücrelerin dengesinin bozulması ve kafatası ilik dokusundaki bağışıklık hücreleri profilinin değişmesiyle bağlantılı olabileceğini öne sürüyor. Böylece tümör, hem beyin hem de kafatası yapısını etkileyerek bedenin savunma ve yapısal bütünlüğünü sarsıyor.
⚠️ Bu bulgular, glioblastomanın salt beyin tümörü değil vücudun daha geniş bir parçasını etkileyebilen karmaşık bir hastalık olduğuna dair görüşü güçlendiriyor. Bu nedenle tedavi stratejileri de yalnızca tümöre değil; kemik ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerine göre yeniden düşünülmeli.
Aktaran: Ecem İşler
Editör: Damla Şahin Uçar
ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Kasım 2020 37 dk.

Özellikle 2020 İzmir Depremi olmak üzere birçok deprem sonrasında yaygın olarak paylaşılan bazı sosyal medya içerikleri; deprem sırasında yere çöküp, cenin pozisyonunda vücudu küçük bir şekilde kapatıp, masa gibi bir cismin ayağına tutunmayı öneren Çök Kapan Tutun Tekniği yerine, ev içinde yatak veya dışarıda araba gibi bir cismin yanına yatıp, üzerinize düşen cisimlerin bu cisme çarparak çapraz bir şekilde devrilmesiyle oluşan boşluğa sığınmanızı tavsiye eden Hayat Üçgeni Tekniği'nin uygulanmasını savunmaktadır.

Bu paylaşımlar, sadece Hayat Üçgeni Tekniği'ni önermekle kalmamakta, ülkemizden AFAD ve AKUT da dahil olmak üzere, Dünya'nın en önde gelen arama-kurtarma ekiplerinin önerdiği Çök Kapan Tutun Tekniği'nin uygulanmasının ölümcül bir hata olduğunu ileri sürmektedir.

125
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat
Discord
Tayfun Özgür Yurdadön
Çeviren 28 Temmuz 2016 15 dk.

Evrimsel biyolojide çok sık sorulan bir soru vardır: Doğal seçilim en uyumlu olanın hayatta kalmasıysa, o halde neden doğadaki her şey rekabetten ibaret değildir? İşbirliği ve rekabet nasıl evrimleşir? İşte oyun teorisi çerçevesinde işbirliği ile rekabet, evrimsel uyum temelinde karşı karşıya gelirler. Bu makalemizde işleyeceğimiz konu da, fedakarlık ve işbirliği gibi "özgeci" davranışların, dişe diş yaşanan hayatta kalma mücadelesi dahilinde nasıl evrimleştiğidir.

Evrimsel ekologlar organizmalar arasındaki, kaynakları elde etmek için girdikleri etkileşimler sırasında açığa çıkan, karmaşık davranışsal ilişkileri anlamayı amaçlamaktadırlar. Bu etkileşimler genel olarak, düşmanca olmaktan tutun da işbirlikçi olmaya doğru bir çeşitlilik göstermekle beraber aynı zamanda, kötüye kullanmacılık (sömürücülük) ve özgecilik örnekleri de görülmektedir. Etkileşimler maliyetlidir: Çatışma ve işbirliğini kaynak elde etmenin aracı olarak gören her bir organizma için enerji bir yatırımdır. Enerji harcanmasına rağmen kaynak elde edilememişse, etkileşimden kaçınmanın ayrıca bir maliyeti olabilir. Organizmalar için kaynaklar fayda, enerji tüketimi ise bir maliyettir. Etkileşim sonrası elde edilen fayda ile nispi maliyetlerin karşılaştırılması ise organizma tarafından elde edilen net kazanç veya kaybı ifade eder, bu “değer getiri” olarak adlandırılır. Etkileşimin doğası gereği işbirliği ve rekabet gibi farklı etkileşim stratejileri farklı getirilere sahiptir. Evrimsel ekologlar bu stratejileri fenotipler olarak değerlendirirler. En başarılı organizmalar getirilerini ençoklaştırır (maksimize eder) ve onları yeniden üretme becerilerini geliştirir. Kısacası en iyi etkileşim stratejisini benimseyen organizma en yüksek uyum becerisine sahiptir. Etkileşim stratejisi uyum ile doğrudan bağlantılı olduğu sürece optimum strateji her zaman doğal seçilimin ayrıcalığı altında olacaktır. 

77
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 2 Haziran 2021 22 dk.

2015 yılında yayınladığımız bir açık mektupta, Dünya'nın dört bir yanından akademisyenlerin, yapay zeka ile ilgili en büyük tehlikelerden birinin otonom silahların insan müdahalesi olmaksızın hedef tespiti yapıp, bunları vurabileceği ve dolayısıyla bunun engellenmesi gerektiğine yönelik çağrılarını Evrim Ağacı okurlarıyla paylaşmıştık. Çok ilginç ve öngöremediğimiz bir şekilde, bu endişe 2020 yılında Türkiye tarafından üretilen bir drone ile, gerçek bir savaş sahasında hayata geçirilmiş ve önü alınamayacak bir otonom silahlanma yarışını tetiklemiş olabilir. Mektupta uzmanlar, şöyle yazıyorlardı:[1]

Otonom silahların lehine ve aleyhine pek çok argüman geliştirilmiştir. Örneğin insan askerlerin yerine makine kullanma, makineye sahip olan ülkeler için insan zayiatını azaltması bakımından iyi, fakat bu sebeple savaşa girme ihtimalini yükseltmesi bakımından ise kötü bir fikirdir. Bugün insanlık için en kilit soru, küresel bir "Yapay Zekaya Sahip Silahlanma yarışını" başlatmak ya da bunu önlemektir. Şayet herhangi büyük askeri bir güç Yapay Zekaya Sahip silahları geliştirmede öne geçerse, küresel bir silahlanma yarışı fiilen kaçınılmaz olur. Bu teknolojik gidişatın nereye varacağı ise şimdiden görülebilir: Otonom silahlar, geleceğin Kalaşnikofları olacaktır. Nükleer silahların aksine, bu silahların üretimi için pahalı ve elde etmesi zor ham maddeye gerek yoktur, bu yüzden de bütün önemli askeri güçler için seri üretim bakımından kolay bulunur ve ucuz olacaklardır. Karaborsada görülmeleri, teröristlerin, halkını daha iyi kontrol etmek isteyen diktatörlerin ya da soykırım başlatmak isteyen savaş baronlarının ve benzerlerinin ellerinde görülmeleri sadece zaman meselesi olacaktır. Otonom silahlar; suikast düzenleme, devletleri istikrarsızlaştırma, halkları boyunduruk altına alma ve belli bir etnik grubun hedef alınarak öldürülmesi gibi eylemler için kusursuzdur. Bu sebeple, inanıyoruz ki, (askeri türden) Yapay Zekaya Sahip silahlanma yarışı, insanlık için faydalı olmayacaktır.

74
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Tayfun Erden
Tayfun Erden
102.6K UP
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Tüm modeller yanlıştır. Ama bazıları kullanışlıdır.
Kaynak: Cem Sefa Sütçü ve Çiğdem Aytekin'in 'Veri Bilimi' adlı eserinde geçmektedir.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 3 gün önce 17:53
Lucid dream (Tür: "berrak rüya", "kontrollü rüya" veya "bilinçli rüya"), rüyayı gören kişinin rüya gördüğünü bilinçli olarak fark etmesi durumudur. Bu...
16
Yaşam Ağacı Gözlemi
Serhan Mert
Serhan Mert
102.1K UP
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Balıkesir
Kırlangıçkuyruğu Larvası
Ayvalık Altınova (Saman Araştırma İstasyonu)
39.19°K 26.76°D
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
584.5K UP
2 saat önce
Journal of High Energy Physics’te yayımlanan kuramsal bir çalışmaya göre, füzyon reaktörleri enerji üretirken farkında olmadan karanlık maddenin güçlü adaylarından biri olan axion parçacıklarını üretebilir. Mekanizma, reaktörün sıcak plazmasında değil; yüksek enerjili nötronların lityum ve çelikten yapılmış reaktör duvarlarıyla etkileşime girmesi sırasında gerçekleşiyor.

Cincinnati Üniversitesi’nden Jure Zupan’ın ekibine göre bu çarpışmalar, atom çekirdeklerini uyararak axion salımına yol açabilir. Axion’lar maddeyle çok zayıf etkileştiği için zırhlamayı aşabilir ve reaktör dışına yerleştirilecek dedektörlerle tespit edilebilir. Araştırma, ITER gibi büyük füzyon tesislerinin ek bir altyapı gerektirmeden karanlık madde araştırmalarında deneysel bir platforma dönüşebileceğini öne sürüyor. Bu yaklaşım henüz doğrulanmış değil; ancak füzyon reaktörlerini parçacık fiziği için yeni bir test alanı haline getirme potansiyeli taşıyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Murat Kılıç
Seslendiren 28 Mayıs 2021 8:49
Albert Einstein hiç şüphesiz bilim tarihinin en önemli figürlerinden biridir. Geliştirmiş olduğu Görelilik Teorisi, bugün Kuantum Mekaniği ile birlikte...
37
İnceleme
Sonya Demirboğa
Sonya Demirboğa
72.9K UP
İnceleyen9 3 gün önce
Beyaz Gemi Cengiz Aytmatov'un kaleminden çıkan bir şaheser... Gayet anlaşılır ve akıcı bir dille yazılan bu eserde Cengiz Aytmotov'un alıştığımız üslubu bizi karşılıyor ve tabi ki vazgeçilmez destansı ögeleri bizi kitabın içinde bambaşka atmosferlere taşıyor. Kitabı okurken gerçek hayattan bir soyutlama değil de daha çok bulunduğumuz hayatın içine giriyormuş gibi bir hisse kapılıyoruz. Kitabın içindeki destansı ögeler,gelenekler ve görenekler bize toplumun yansımalarını ve gerçek hayatı aktarıyor.
Roman adı hiçbir zaman zikredilmeyen bir çocuğun trajedik hikayesini anlatıyor. Romanın başkahramanı olan bu çocuk, dedesi ve ninesiyle birlikte teyzesinin kocasının evinde adeta bir sığıntı muamelesi görerek yaşamaktadır. Çocuğun annesi, onu bırakıp başkasıyla evlenmiş; babası ise, dedesinin ve ninesinin tutumu nedeniyle, çocuğunu görmemeye mahkûm edilmiştir. Çocuk ise bir gün babasının gelip kendisi alacağını düşünerek her gün evlerinin yanından geçen beyaz gemiye bakarak hayaller kurur. Romanın içindeki dede geçmişi çocuk ise geleceği temsil etmektedir. Romanın sonu ise fazlasıyla dramatik ve hayal kırıklığıyla biter. Ama bunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu kitabı anlamlı kılan zaten böylesine dramatik bir sonla bitmesiydi.
Romanın dramatik bir şekilde bitmesi yazıldığı dönem fazlasıyla tepki ile karşılanmış, tartışma konusu olmuş ve eleştrilmiştir. Bazı eleştirmenler tarafından “Kötülüğün Kazanması” şeklinde yorumlanmış ve bundan ötürü Aytmatov eleştiri yağmuruna tutulmuştur. Bunun üzerine yazar, “Beyaz Gemi Üzerine Gerekli Açıklamalar” başlıklı bir yazı kaleme almış (sonrasında bu yazı kitabın diğer basımlarının sonuna eklenmiştir.) ve “Söze başlarken kendimi savunmaktan uzaktan olduğumu belirtmek isterim.” diyerek böyle bir amacının olmadığını belirtmiş; “Sanırım bütün mesele, bu eleştirmenlerin bazı şeyleri tam anlayamadıkları ya da ters anladıklarıdır.” da diyerek edebiyat eleştirisinde bulunan yazarların çok sığ davrandığını eklemiştir.
Kitap
9.8/10
(28 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Eser
Alperen Karaçor
Alperen Karaçor
63.7K UP
Eseri Ekleyen 1 ay önce Kitap
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Blog Yazısı
Qushchi Team
Qushchi Team
23.0K UP
Blog Yazarı 3 dk.

Biz, Sabancı 50. Yıl Anadolu Lisesi’nden bir grup öğrenciyiz. Bu yazıda katıldığımız bir yarışmadan ve bunun sonucunda geliştirdiğimiz projemizden bahsedeceğiz.

Okul rehber öğretmenimiz CERN’ün düzenlediği Liseler Arası Demet Hattı (Beamline for Schools - BL4S) yarışması hakkındaki bir iletiyi okuldaki tüm sınıf gruplarında paylaştı. Bu ileti sayesinde farklı sınıflardan birbiriyle hiç alakası olmayan öğrenciler olarak bir araya geldik ve ekibi kurmuş olduk. En başından beri çalışmamız “motivasyonumuzu asla düşürmemek” üzerine kuruluydu. Çünkü işe başlarken dezavantajlar maalesef çok daha fazlaydı. Bu sebeple her durumda bardağın dolu tarafını görmenin bizi ilerleteceğinin farkındaydık. İşlerin yürümediği zamanlarda düştüğümüz yerden birbirimizi kaldırarak yolumuza devam ettik.

19
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close