Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Seda Baykal Köse
Yazar 25 Ocak 2017 43 dk.

Antik Yunan’daki çok önemli bilimsel düşünce temelleri uzun bir süre unutulmaya yüz tutmuştur. Bu miras daha sonra Müslümanlar tarafından tekrar keşfedilmiştir ve Müslümanlar bu mirası belki de tamamen unutulmaktan kurtarmışlardır. Antik Yunan medeniyeti ile karşılaşan Müslüman medeniyeti özellikle 8. ve 13.yy.’larda çok önemli bilimsel çalışmalar yapmıştır. Tarihte, 8. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar (kimi kaynaklara göre 15. yüzyıla kadar) olan dönem, İslam coğrafyasının Altın Çağı olarak bilinir. Bu zaman diliminde İslam alimleri üzerinde, Antik Yunan çalışmalarının tesirini fazlasıyla görmek mümkündür. Sorgulayıcı ve araştırmacı bakış açısı ile birlikte devralınan miras, Müslüman medeniyetinin yükselmesine olanak sağlamıştır.

Bu dönemde Müslüman bilimciler, canlılığın ortaya çıkışı ve gelişimi ile ilgili kendilerinde mevcut olan görüşlerden farklı olan açıklamalarla da tanışmıştır. Doğaya karşı bu yeni pencereden bakmışlar ve bu fikri kendi bakış açılarıyla hem geliştirmiş hem de daha sonra Avrupa medeniyetine bırakmışlardır. Bunu yaparken Antik Yunan’daki çalışmaları kendi dillerine çevirmiş ve bu çalışmalar üzerine kendi yorumlarını yapmışlardır.

182
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl Matematik Çalıştayımızın 11. 'sini düzenliyoruz.

Etkinliğimiz; matematik bölümünden mezun olmuş, farklı alanlarda kendini geliştirmiş, kariyer hedeflerimize ilham verecek isimleri bir araya getirecek.

Konuşmacılarımızın bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
351K UP
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Birisinin sizin hakkınızda konuşması ile sizi görmezden gelmesi arasında bir seçim yapsanız hangisini daha makul bulacağınız, Shakespeare'den bir soru olmasa da Mississippi Üniversitesi'nden bir profesörün öncülük ettiği araştırma ekibinin cevaplamaya çalıştığı bir konuydu. Uzun yıllardır dışlanma üzerine yapılan araştırmalar, bir yabancının sizi kısa bir süreliğine bile görmezden gelmesi gibi küçük şeylerin, kendimizi kötü ve değersiz hissetmemize neden olabileceğini gösteriyor. Mississippi Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Andrew Hales şunları söylüyor:

İşin içine bir de dedikodu girince iş çok daha karmaşık bir psikolojik bilmeceye dönüşüyor. Hales şöyle devam ediyor:

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ömer Can Mutlu
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, İzmir
Yetişkin erkek.
Tarih: 18 Nisan 2025
Enlem: 38.4590959678
Boylam: 27.2058598565
Dış bağlantı: https://www.inaturalist.org/observations/272054020
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Asaf Güven
Üye 4 gün önce Henüz cevap yok.
Yaşamımız toplumun dayatması ile şekilleniyor. Sistemden hiçbir an, hiçbir zaman ayrılmayacağız. Sisteme karşı durduğumuzu düşündürebilirler yalnızca, peki ya bilinçli bir "varlık" mutlak (saf varlık) olabilir mi? Özgürlük kelimesinin varlığına dahi inanmıyorum bu kavram mutlak için geçerlidir. Peki ya biz mutlak mıyız? Bukavram yalnızca aldatma mı
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Ertuncay
Yazar 7 Nisan 2024 17 dk.

Türkiye, tektonik olarak aktif yani depremlerin sıklıkla meydana geldiği bir bölgede bulunuyor. Bunun hayatımıza etkisini 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde bir kez daha gördük. Bu yazıda kısaca bölgemizin depremselliğinden, sismik tehlike ve sismik risk parametrelerinden ve tektoniğinden bahsedip hepimizi derinden etkileyen Kahramanmaraş depremlerinin yer bilimleri açısından inceleyeceğiz.

Kahramanmaraş depremlerinin olduğu bölge, Arap levhasının Anadolu levhasıyla buluştuğu Doğu Anadolu Fay Zonunda meydana gelmiştir.

35
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Mücahid Köse
Çeviren 1 gün önce 4 dk.

Bilim insanları, iyi bir sınıflandırma sistemine sahip olmayı oldukça önemserler. Nesneleri kategorize etmek ve onları etiketlendirmek birçok bilimsel süreç için kritik bir adımdır; üstelik titizlikle hazırlanmış taksonomik tabloları bir bütün halinde gözden geçirmek de bilimsel sürecin en tatmin edici yanlarından biridir. Aristoteles'in ilk bilim insanlarından biri olarak kabul edildiği düşünüldüğünde dünyayı kategorilere ayırmaya bu kadar düşkün olması pek de şaşırtıcı değildir. Aristoteles, hayvanları "kanı olanlar" ve "kanı olmayanlar" diye ayırdı; bazılarını "karada yaşayanlar", diğerlerini "denizde yaşayanlar" olarak sınıflandırdı.[1] Ancak en ünlü Aristoteles kategorilerinden biri, Batı düşüncesinde tüm canlılar üzerine olan anlayışı şekillendiren bir ayrımdır. İşte bu ayrım, "ruhun (bilincin) bölünmesi" olarak bilinir.[2]

Aristoteles, her biri bir öncekinin üzerine inşa edilen üç tür ruh (bilinç) olduğunu savunmuştur.[3] Bunlar şu şekildedir:

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
5 gün önce
Teori ve Pratik!
Bir kapı her şeyden önce kapı olmalı ve bir yere açılmalıdır. Bu vasıflara sahip olmayan bir kapının şekli, rengi, estetiği,ebadı ve malzemesi onu kapı yapmaya muktedir değildir ve hükümsüzdür.

1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 8 Şubat 2024 2 dk.

Afişler, bir filmi izlemeden önce seyircilerin ilk gördüğü görseldir. Bu durum, onları filmlerin belki de en akılda kalıcı parçalarından biri yapar ve filmin konusu ve oyuncuların rolü hakkında izleyiciye birçok bilgi sunar.

Humanities and Social Sciences Communications dergisinde yayımlanan bir araştırma, diğer etnik gruplardan oyuncuların temsilinde son dönemde artış olmasına rağmen beyaz oyuncuların Amerikan yapımı filmlerin afişlerinde daha sık ve daha belirgin bir şekilde yer aldığını ortaya koydu.[1]

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Burak Albayrak
Ekleyen 5 Ekim 2022 16 dk.

Kaçıngan Kişilik Bozukluğu, yaygın bir sosyal inhibisyon (davranışsal ketlenme) modeli, yetersizlik duyguları ve olumsuz değerlendirilmeye karşı aşırı duyarlılık ile karakterizedir. Kaçıngan kişilik bozukluğu olan kişiler, kendilerini istenmeyen ve diğerlerinden izole olarak algılayarak, sosyal etkileşimlerden belirgin bir kaçınma gösterirler.

Zayıflatıcı doğasına rağmen, Kaçıngan Kişilik Bozukluğu nispeten az çalışılmıştır. Mevcut araştırmaların çoğu tanısal yönlere odaklanırken, farmakolojik tedavilerin etkileri büyük ölçüde bilinmemektedir ve psikoterapötik müdahaleler üzerine araştırma azdır.

80
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye İnceleyen10 14 Ocak 2024
Çok bilgili ve her söylediği bir bilginin kaynağını gösteren bir Youtube kanalı, kesinlikle izlemeli ve sözlerini dikkate almak gerekir.
Youtube Kanalı
9.1/10
(783 Kişi)
Puan Ver
@DiamondTema
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
13
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Enes Kocabey
Enes Kocabey
156K UP
Yazar 16 Ekim 2021 7 dk.

Hız sınırının aşılması, trafikte en çok yapılan ihlallerden biridir ve trafik kazalarının gerçekleşmesinde büyük bir etkisi vardır. ABD’de gerçekleşen ölümcül trafik kazalarının %30’una yüksek hızın sebep olduğu ve yalnızca 2012’de gerçekleşen 10 binin üzerindeki ölümün bununla ilişkili olduğu tahmin edilmektedir. Peki tüm bu tehlikenin farkında olmamıza rağmen hız yapmamızın arkasındaki sebepler neler? Neden hız yapmaktan haz duyuyoruz ve buna engel olamıyoruz?

Bu sorulara cevap bulabilmek için, belki de şu soruyu sormamızda yarar var: İnsanlık ne zaman hızdan haz duyar hale geldi? Birkaç yüz yıl önce atalarımızın ulaşabildiği en yüksek hız, bir atın hızıyla sınırlıydı. Otomobillerin hayatımıza girmesiyle birlikte herhangi bir yere ulaşmamız daha hızlı gerçekleşir oldu ve artık bu yeni normalimiz haline geldi. Bunun sonucu olarak algılarımız da hızla ilişkili olarak dönüştü diyebiliriz.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Meryem Alagöz
Meryem Alagöz
1,372 UP
İnceleyen 27 Mayıs
Diziyi bizzat sitesinden izledim ve genel olarak beğendim oyuncuların performansı oldukça iyi .Tek sorun asıl anlatılmak istenen anlatılmıyor.Vurgulanması gerekilen konu çok vurgulanamıyor Teşekürler
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
B Polat
B Polat
328K UP
Bilim Meraklısı 26 Ağustos 2022 Sen de Cevap Ver
Bu soru, Umut Özdemir tarafından sorulmuştur.
Neden bu gökyüzü burada her akşam kırmızı oluyor? 
Konum Almanya Juist İnsel?
Neden bu gökyüzü burada her akşam kırmızı oluyor? Konum Almanya Juist İnsel?

Sadece senin bulunduğun konumda değil dünyanın her yerinde güneş batarken gözlem yapılan konumda rengi kızıla döner. Güneşten gelen ışınların atmosferin içinde sana ulaşmak için en uzun katettikleri mesafe gün batımına ve gün doğumundadır. Güneş ışığı içinde her frekanstan (renkten) ışığın olduğu bir karışımdır. Atmosferde uzun mesafe boyunca yüksek frekanslı ışıklar daha çok dağılır ve soğurulur ve geriye daha güçsüz olan kızıla çalan ışın kalır. Biz bu yüzden kızıl olarak görürüz.[1]

Gün batımında güneş ısınları kızıl görünür
Gün batımında güneş ısınları kızıl görünür

Kaynaklar

  1. www.timeanddate.com. Why Does The Sky Turn Red At Sunrise And Sunset?. Alındığı Tarih: 26 Ağustos 2022. Alındığı Yer: www.timeanddate.com | Arşiv Bağlantısı
5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Sağlık sektöründe editörüm 1 gün önce Sen de Cevap Ver

DNA babalık testleri, Kısa Tandem Tekrarları (STR'ler) dediğimiz genetik kodumuzun belirli parçalarını karşılaştırmakla ilgilidir. DNA'nızın yarısını biyolojik annenizden, diğer yarısını da biyolojik babanızdan alırsınız. Bu testler, birden fazla genetik lokustaki bu STR'lere odaklanır.[1] Her STR'nin farklı versiyonları veya alelleri vardır ve bunlar uzunluk olarak değişiklik gösterir. Test, çocuğun anneyle eşleşmeyen alellerinin iddia edilen babada bulunup bulunmadığını kontrol eder. Eğer bu babalık alellerinden birçoğu eşleşirse, babalık olasılığı tavan yapar çünkü bu spesifik STR uzunluklarının kombinasyonu, yakın bir akraba değilseniz genel popülasyonda süper nadirdir. Şimdi, eğer çocuğun amcası (iddia edilen babanın tam kardeşi) testi yaptırırsa işler karışır. Tam kardeşler DNA'larının ortalama %50'sini paylaşır, bu yüzden amca da gerçek babayla önemli sayıda alel paylaşacaktır. Bu, amcanın da yüksek bir babalık olasılığı gösterebileceği anlamına gelir, ancak doğrudan karşılaştırma mümkünse genellikle gerçek babadan daha düşük bir olasılıkla. Gelişmiş testler daha fazla lokusu analiz eder veya hatta yakın akrabaları ayırt etmek için Tek Nükleotid Polimorfizmi (SNP) analizine başvurur, ancak bu standart bir babalık testinden çok daha karmaşıktır. Bu testler kalıtılan belirteçlerin benzersiz kombinasyonuna dayandıkları için genellikle %99,99'un üzerinde inanılmaz derecede doğrudur ve basit bir babalık onayı için kesinlikle o yakın, ideal olarak birinci derece genetik ilişkiye ihtiyaç duyarlar.

Hepimizin Adem ve Havva'dan geldiği ve bu yüzden aslında biraz karışık da olsa büyük bir aile olduğumuz iddiasına gelince, genetik açıdan bunun hiçbir dayanağı yok. Popülasyon genetiği ve sadece annenizden miras aldığınız mitokondriyal DNA (mtDNA) ile babadan oğula geçen Y-kromozomu DNA'sı (Y-DNA) çalışmaları bambaşka bir tablo çiziyor. "Mitokondriyal Havva" ve "Y-kromozomal Adem" kavramları, bu spesifik DNA segmentleri için yüz binlerce yıl önce yaşamış olan en son ortak atalarımıza (MRCA'lar) atıfta bulunur, kelimenin tam anlamıyla ilk çifte değil. Daha da önemlisi, bu MRCA'lar o zamanlar yaşayan tek insanlar değildi; sadece saf şans ve üreme başarısı sayesinde spesifik mtDNA veya Y-DNA soyları bugün herkeste hayatta kalan bireylerdi. Genomumuzun geri kalanı çok daha büyük, çeşitli bir ata popülasyonundan gelir. Genetik çeşitlilik çalışmaları, erken insanların etkin popülasyon büyüklüğünün iki değil, binlerle ifade edildiğini gösteriyor. Eğer hepimiz sadece iki bireylik bir darboğazdan geçmiş olsaydık, genetik çeşitliliğimiz gözlemlediğimizden çok daha düşük olurdu. Yani, yeterince geriye giderseniz hepimiz akrabayız evet, ama babalık testleri işe yarıyor çünkü türümüzün arka planındaki genetik uğultudan ziyade çok yeni, doğrudan miras kalıplarına bakıyorlar, antik, efsanevi bir başlangıç noktasına değil. Modern testlerdeki hata payı, birinci derece ilişkiler için son derece küçüktür çünkü benzersiz yakın ebeveyn-çocuk bağlantılarını ayırt etmek için yeterli sayıda değişken belirteci analiz ederler.

Belki de o zamanlar genetik kuralları biraz daha 'esnekti' ya da birileri sihirli değnekleriyle DNA kopyalayıp yapıştırıyordu kim bilir değil mi?

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. J. L. Almeida. Authentication Of Human And Mouse Cell Lines By Short Tandem Repeat (Str) Dna Genotype Analysis. Alındığı Tarih: 15 Mayıs 2025. Alındığı Yer: National Library of Medicine | Arşiv Bağlantısı
6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Ömer Can Mutlu
Türü Ekleyen 5 gün önce
Plexippus, Plexippina oymağından bir zıplayan örümcek cinsidir.
3
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'na katkı sağlamanın bir yolu, Agora Bilim Pazarı'na uğrayarak, burada bilimseverlerle buluşturduğumuz bilim kitapları, ders kitapları, hediyelik eşyalar ve diğer ürünlerden satın almak. Bir göz atın, hoşunuza giden bir şeyler bulacağınıza hiç kuşkumuz yok!

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Messier 101

Büyük, güzel sarmal galaksi M101, Charles Messier'in ünlü kataloğundaki son kayıtlardan biridir, ama en sonunculardan biri değildir. Yaklaşık 170.000 ışık yılı genişliğe sahip olan bu devasa galaksi, Samanyolu'nun nerdeyse 2 katı büyüklüktedir. M101 aynı zamanda Lord Rosse'un büyük teleskobu Parsontown'ın Leviathan'ı tarafından gözlemlenmiş ilk sarmal bulutsulardan biridir. Hubble Uzay Teleskobu tarafından 20. ve 21. yüzyıllarda kaydedilmiş 51 poz ve yeryüzünde bulunan teleskoplardan elde edilmiş ek verilerin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bu mozaik, şimdiye kadar Hubble'dan yayınlanmış en yüksek çözünürlüklü sarmal galaksi portrelerinden biridir ve M101'in merkezi boyunca yaklaşık 40.000 ışık yılını kapsamaktadır. Bu keskin görüntü, bazıları M101'in içinden de görülebilen arka plan galaksileriyle birlikte galaksinin yıldız ve toz diskinin çarpıcı özelliklerini gösteriyor. Fırıldak Galaksisi olarak da bilinen M101, kuzey takımyıldızı Büyük Ayı'nın sınırları içerisinde, yaklaşık 25 milyon ışık yılı uzaklıkta yer almaktadır.

16 Mayıs 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: NASA, ESA, CFHT, NOAO; Teşekkürler - K.Kuntz (GSFC), F.Bresolin (U.Hawaii), J.Trauger (JPL), J.Mould (NOAO), Y.-H.Chu (U. Illinois)
Çeviren: Simay Aladağ

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Discord
Mutlu Çatık
Mutlu Çatık
55K UP
Üye 6 Mart 2022 Henüz cevap yok.
Canlı türlerinin taksonomik olarak ağaç dalları şeklinde sınıflandırıldığı ve ek olarak bazı özelliklerinin (türün keşfedildiği yıl, insana genetik benzerlik yüzdesi gibi) yer aldığı güncel bir site var mıdır?
504 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close