Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Yaşam Ağacı Türü
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
160.5K UP
Türü Ekleyen 20 saat önce
Psathyrella microrrhiza, Tiny Psathyrella olarak da bilinen, higrofan şapkalı küçük, narin bir agarik mantardır. Başlangıçta, şapkanın dış kısmında dağınık beyaz fibriller veya fibrilloza pullar bulunur ve bunlar kenarlarda kalıcıdır. Bu mantar, ormanlardaki yol kenarlarında veya ruderal alanlarda, genellikle odun kalıntıları veya yaprak örtüsü üzerinde yetişir.

Şapka başlangıçta küt konik olup, olgunlaştıkça çan şeklinde veya dışbükey-umbonat hale gelir. Şapka başlangıçta dış kısmında dağınık beyaz lifler veya fibrillo pullarla süslenmiştir ve bunlar kenarlarda kalır. Kururken, şapka kenarlarında pembemsi bir renk alabilir ve bazen solungaç kenarları pembemsi ve flokülöz görünebilir. Higrofan, orta kahverengi, soluk bej kahverengiye dönüşür. Lameller ekli, orta genişlikte, sıkışık, soluk kirli bej, yaşlandıkça kahverengimsi griye dönüşür. Sap ince, narin, kırılgan, olgunlaştığında dolgunlaşır, aşağı yukarı eşit uzunluktadır ve sapın alt kısmında peçe kalıntıları bulunabilir. Spor izi koyu kahverengi ila mor kahverenginde olur.

Şapka (cap) çapı: Genellikle 1 – 3 cm arası. Kimi kaynaklar “yaklaşık 1 ila 3 cm” diyor.

Sap (stipe) + dip özelliği: Sap — oldukça ince — ve bazen dipte küçük, kökümsü bir uzantı (rootlet / micro-rhiza) olduğu bilinir.

Görünüş ve hygrophanous özellik: Şapka ıslakken nemli, koyu kahverengi/ kızıl kahverengimsi; kuruyunca açıla-solar (farklı tonlara geçer). Bu “nemle renk değişimi (hygrophany)” bu tür için bildirilmiştir.

Çıkış biçimi: Genelde “tek tek veya çok küçük gruplar (ikili, üçlü vb.)” hâlindedir

Sporları 11-14 x 6-7 μm boyutlarında ve pürüzsüz şekillidir, bir germ gözenekleri vardır.

Türün ilk tanımlandığı ve yaygın olarak gözlemlendiği yer Avrupa'dır.

Psathyrella türlerinin çoğunu yenmez, düşük değerli veya riskli olarak sınıflandırır.
0
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
160.5K UP
Gözlemi Yapan 20 saat önce Türkiye, İzmir
📍 Yer bilgisi: İzmir
📅 Tarih ve saat: 7 Aralık 2025
🌡️ Hava durumu: Parçalı bulutlu / hafif yağışlı
🌡️ Sıcaklık: 12 °C
💧 Nem ve yağış durumu: Orta–yüksek nem
🌿 Habitat tipi: Maki+odunsu bitki örtüsü
🪨 Zemin özellikleri: Humuslu, organik maddece zengin toprak
🧭 Yön / konum: Kuzey
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Yazar 19 Ekim 2019 7 dk.

Bir cenazede olduğunuzu hayal edin. Sosyal normlar gereği, Dünya'nın neredeyse her yerinde cenazelerde uygun davranış biçimi üzgün olmaktır, öyle değil mi? Sonuçta biri aramızdan ayrılmıştır ve onları bir daha hiçbir zaman göremeyeceğiz. Bu, eğer ki kişiyle özel bir derdiniz yoksa, genellikle acı ve üzüntü vericidir. Birkaç gün önce var olan biri, artık yoktur.

Ancak diyelim ki böyle bir cenazede, kontrolsüz bir şekilde gülmeye başlıyorsunuz. Bu, öncelikle kıkırdama şeklinde başlıyor, sonra bildiğiniz kahkahaya dönüşüyor. Hayır, ortada komik bir şey yok. Aklınıza komik bir şey falan da gelmedi. Hatta tanıdığınız bu kişinin ölümü sizi gerçekten üzüyor. Yani üzgün hissediyorsunuz. Ama bu hissinizin dışavurumu, dudaklarınızın aşağı doğru kıvrılması, göz kapaklarınızın hafifçe kapanması ve kaşlarınızın iç köşelerinin yukarı doğru kıvrılması şeklinde yaşanmıyor. Yani üzüntüyle ilişkilendirilen yüz ifadelerini yansıtmıyorsunuz. Tam tersine... Bildiğiniz kahkaha atıyorsunuz! Kontrolsüzce, katıla katıla!

228
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499.8K UP
Yazar 7 Temmuz 2021 12 dk.

Benjamin Franklin Etkisi, insanların özellikle önceden sevmedikleri veya nötr hissettikleri kişilere iyilik yaptıklarında, bu kişilerden hoşlanmaya başlamalarına sebep olan bir bilişsel önyargıdır. Örneğin, Benjamin Franklin Etkisi, sizden pek hoşlanmayan birinin size bir kitap uzattıktan veya bir işinize yardım ettikten sonra sizden hoşlanmasını sağlayabilir.

Kısaca "Ben Franklin Etkisi" olarak da bilinen bu etki, insanlarla iletişim kurarken kullanabileceğiniz veya üstünüzde kullanılabileceğinden farkında olmanızın size yarar sağlayacağı bir kavramdır. Bu nedenle bu makalede Benjamin Franklin etkisiyle ilgili bilgi edinecek ve nasıl kullanabileceğinizi, diğer insanların kullandığını nasıl anlayabileceğinizi öğreneceksiniz.

54
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Ege Bakırcı
Yazar 20 Ocak 2015 6 dk.

Hepimiz Güneş Sistemi'ndeki 8 gezegenin ismini Güneş'e olan sırasıyla sayabiliriz. En azından öyle umuyoruz; eğer emin değilseniz, sırası şöyle: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve son olarak, Neptün. Ancak bu gezegenlere neden bu isimlerin verildiğini çoğu insan tam olarak bilmiyor. Biz de bu sorunu çözerek, gezegenlerin isimlerinden kısaca bahsetmek istedik. 

Öncelikle genel bir kuraldan bahsedelim: teleskop tam olarak icat edilene kadar bilinen 5 gezegene (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn) Romalılar hep kendi tanrılarının isimlerini vermişlerdir. Sonradan keşfedilen gezegenlerden olan Neptün'e de Roma Tanrısı'nın adı verilmiştir. Tabii günümüzde bu tanrılara artık inanan pek kimse kalmadığı için, onlara "mitolojik tanrılar" adı verilmektedir. Bunun haricinde bu tür isimlendirmenin yalnızca 2 adet istisnası vardır: Dünya ve Uranüs. Bunların hepsini sırasıyla izah edeceğiz. Şimdi isimlerin nereden geldiğine, baş döndürücü fotoğraflarıyla birlikte, tek tek bakalım:

172
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasemin Akın
Yasemin Akın
207.0K UP
Çeviren 13 Aralık 2020 28 dk.

Gaia ilkesi olarak da bilinen Gaia hipotezi, Dünya'daki tüm organizmaların ve inorganik çevrelerin, gezegendeki yaşam koşullarını koruyan, tek ve kendi kendini düzenleyen karmaşık bir sistem oluşturmak için yakın bir şekilde entegre olduğunu öne sürer. Yani gezegenin başlı başına canlı bir organizma olduğunu savunan görüştür. İsmi, Yunan mitolojisinde "Gaia" adı verilen, yeryüzünü simgeleyen ve yeryüzünün vücut bulmuş hali ("toprak ana") olan Tanrıçadan gelmektedir.

Gaia hipotezinin araştıran bilim insanları, tercih edilmiş bir homeostazda (iç korunum) biyosferin ve yaşam formlarının evriminin küresel sıcaklık, okyanus tuzluluğu, atmosferdeki oksijen ve diğer yaşanabilirlik faktörlerinin dengesine nasıl katkıda bulunduğunu gözlemlemeye odaklanır. Gaia hipotezi kimyager James Lovelock tarafından formüle edildi ve 1970'lerde mikrobiyolog Lynn Margulis tarafından Lovelock ile birlikte geliştirildi. Başlangıçta bilim camiası tarafından düşmanlıkla karşılansa da, şimdilerde jeofizyoloji ve yerküre sistem bilimi disiplinlerinde inceleniyor; ayrıca biyojeokimya ve sistem ekolojisi gibi alanlarda bazı ilkeleri benimsendi. Bu ekolojik hipotez, belirsiz bir felsefe ve hareket altında, sosyal bilimler, siyaset ve din alanlarında analojilere ve çeşitli yorumlara da ilham vermiştir.

123
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
160.5K UP
Yazar 11 saat önce 7 dk.

Zeka ve mantık oyunları, bireylerin bilişsel gelişimini desteklemede önemli bir araç olarak görülmektedir. Bu oyunlar sadece eğlence amacı taşımakla kalmayıp aynı zamanda problem çözme, analitik düşünme ve dikkat toplama gibi zihinsel becerilerin gelişimine katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda öne çıkan oyunlardan biri de “Kendoku”dur. İlk olarak 2004 yılında Japon matematik öğretmeni Tetsuya Miyamoto tarafından geliştirilen Kendoku, temel aritmetik işlemler ile mantıksal çıkarımı birleştiren özgün bir sayı bulmacasıdır. Oyunculardan belirli matematiksel kurallara uygun şekilde sayıları yerleştirmelerini isterken aynı zamanda oyuncuların satır ve sütunlarda tekrar etmeyen çözümler üretmelerini zorunlu kılar. Bu yönüyle hem klasik sudokuya benzer hem de ondan farklı olarak işlem odaklı düşünmeyi teşvik eder. Gerek sınıf içi eğitimde gerekse bireysel gelişimde kullanılabilen bu oyun, özellikle çocuklar ve gençler için matematiği eğlenceli hale getiren alternatif bir öğrenme yöntemi sunmaktadır.

Bu makalede Kendokunun tanımını ve tarihçesini, oynanış biçimini ve eğitsel faydaları detaylı şekilde incelenerek bu oyunun zihinsel gelişim ve akademik başarı üzerindeki etkileri değerlendirilecektir.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Yasin Erkmen
Eseri Ekleyen 6 gün önce Kitap
Tol
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
İnceleme
Melıke Bal
Melıke Bal
53.9K UP
İnceleyen10 3 Aralık 2021
Çernobil olayını her ayrıntisiyla ele almış.Ìzlerken çok bilgilendim ve üzüldüm.
Dizi
9.9/10
(76 Kişi)
Puan Ver
Yalanların Bedeli Nedir?
Yönetmen: Johan Renck
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tuğçe Barut
Tuğçe Barut
128.3K UP
Yazar 18 Aralık 2021 21 dk.

Canlı yaşamının devamı, canlının kendisini oluşturan bir veya birden çok hücrenin bütünlüğüne doğrudan bağlıdır. Hücre bütünlüğü ise, entropi yasası gereği, zamanla bozulma eğilimi göstermektedir; fakat canlılık, bu bozulmayı çeşitli metabolik aktiviteler ile geciktirmeye, bir diğer tabir ile hayatta kalmaya çalışır. Hayatta kalmaya yönelik gerçekleştirdiği metabolik aktiviteler, yapım ve yıkım tepkimelerinin toplamına karşılık gelir.

Tahmin edebileceğiniz üzere her iki tepkime türünde de yoğun miktarda enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat tek başına enerji yeterli değildir. Tepkimelerin gerçekleşmesi ve canlılığın devamlılığını sağlayabilmesi için, belli başlı diğer maddelere de ihtiyaç duyulur. Bu maddelerin önemli bir kısmını vücudumuzda birçok görevi üstlenen mineraller ve tuzlar oluşturur.

89
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
578.0K UP
2 gün önce
NASA öncülüğünde yapılan ve Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, Dünya yörüngesindeki uydu sayısındaki hızlı artışın uzay teleskoplarının gözlemlerini ciddi biçimde tehdit ettiğini ortaya koyuyor. Çalışmaya göre, uydulardan yansıyan güneş ışığı teleskop görüntülerinde “uydu izleri” adı verilen parlak çizgilere yol açıyor ve önümüzdeki on yıl içinde bazı uzay teleskoplarının çektiği görüntülerin %95’ten fazlası bu nedenle kullanılamaz hâle gelebilir.

Sorunun şimdiden Hubble Uzay Teleskobu verilerinde görülmeye başlandığı belirtiliyor. 2018–2021 yılları arasında Hubble görüntülerinin yaklaşık %4’ünde uydu izleri tespit edilirken, bu oranın yakında her üç görüntüden birine çıkabileceği öngörülüyor. NASA’nın bu yıl fırlattığı SPHEREx teleskobu ile Avrupa Uzay Ajansı’nın ARRAKIHS ve Çin’in henüz fırlatılmamış Xuntian teleskopları için durumun daha da ağır olacağı; bu teleskopların görüntülerinin yaklaşık %96’sının bir şekilde kirleneceği hesaplanıyor.

Araştırmanın başyazarı NASA bilim insanı Alejandro S. Borlaff’a göre, kısa süreli ve tekrarlanması mümkün olmayan kozmik olaylar — örneğin uzak bir galaksede gerçekleşen ani bir süpernova patlaması — bir uydu geçişiyle tamamen kaçırılabilir. Son dört yılda, önceki 70 yıllık uzay uçuşları boyunca fırlatılanlardan daha fazla uydunun yörüngeye yerleştirilmesi, sorunun temel nedeni olarak gösteriliyor. Aralık 2025 itibarıyla yörüngede 10 binden fazla aktif uydu bulunuyor; bunların büyük kısmı SpaceX’in Starlink ağına ait.

Bilim insanları, uydu izlerinin yalnızca uzay teleskoplarını değil, yer teleskoplarının gözlemlerini de olumsuz etkilediğini vurguluyor. Amerikan Astronomi Derneği ve Uluslararası Telekomünikasyon Birliği, uydu çarpışmaları, uzay çöpleri ve astronomik gözlemler üzerindeki etkiler nedeniyle daha sıkı uluslararası düzenlemeler çağrısında bulunuyor. Bulgular, uzayın giderek daha yoğun kullanılan bir alan hâline gelmesinin bilimsel gözlemler üzerinde uzun vadeli sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Salih Başak
Salih Başak
38.5K UP
Üye 1 gün önce 1 Cevap
Tarih dersini hep sevmişimdir. Bazen hocalarım sınıf dersi kaynatmaya başladığında "Masal mı anlatıyoruz burada!?" derdi, bunu siz de duymuşsunuzdur. Peki tarih dersleri gerçekten masal veya daha iyisi destan anlatır gibi anlatılamaz mı? Bu, öğrencilerin derse olan ilgisini ve katılımını artırmaz mı?
214 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Nisan 2021 34 dk.

Eğer Schrödinger'in Kedisi gibi düşünce deneylerini veya Çift Yarık Deneyi gibi gerçek deneyleri daha önceden duyduysanız, kuantum fiziğinin gerçek dünya deneyimlerimizden ne kadar farklı olduğunun haberdarsınızdır. Schrödinger'in Kedisi isimli düşünce deneyinde, kutunun içinde olduğu hayal edilen bir kedi, kutu açılana kadar hem ölü hem diridir ve kutuyu açtığımız anda bu birden fazla olasılıktan sadece bir tanesi gerçekliğe dönüşür. Çift Yarık Deneyi'nde ise iki ufak yarığa doğru tek tek fırlatılan elektronlar, gözlenmediklerinde bir dalga gibi davranarak girişim deseni oluştururlar, gözlendiklerindeyse bir parçacık gibi davranarak iki basit çizgi oluştururlar. Her iki deneyde de sorun, yapılan gözlem veya ölçüm ile gözlenen/ölçülen şeyin davranışları arasında bir ilişki olduğu fikridir. Schrödinger'in Kedisi örneğinde, farklı olasılıklara sahip iki durumdan biri, ölçüm anında %100 ihtimale dönüşüvermektedir. Çift Yarık Deneyi'nde ise elektron ve foton gibi parçacıklar, gözlenip gözlenmemelerine bağlı olarak davranışlarını değiştirmektedirler.

Klasik ve geleneksel fizik bilgilerimiz ışığında, gözlemci veya bilinç gibi kavramların Evren fiziği üzerinde özel bir yere sahip olmasını beklemeyiz. Benzer şekilde, ölçüm araçları elbette ölçülen unsurun davranışlarını değiştirebilecek olsa da, bilinçli bir gözlemin veya kuantum düzeyde yapılacak bir ölçümün, deney sonuçlarını bu kadar köklü bir biçimde değiştirmesi, izahı ve ek sorgulamayı hak eden bir soru işareti yaratmaktadır. İşte Ölçüm Problemi adı verilen bu problemi izah edebilmek için, bugüne kadar çok sayıda açıklama geliştirilmiştir. Bu açıklamaların araştırıldığı sahaya Kuantum Mekaniğinin Yorumları denmektedir. Bu yazımızda, bunlardan bir tanesi olan Paralel Evrenler (İng: "many-worlds") yorumuna bir bakış atacağız.

167
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Meltem Çetin Sever
Yazar 30 Ocak 2019 3 dk.

Vücut sıcaklığının yükselmesi sonucu oluşan yüksek ateş hepimizin korkulu rüyasıdır. Yüksek ateş genellikle bağışıklık sisteminin bir enfeksiyonla savaşmaya çalıştığını gösterir ve ateş yüksekliği çoğu insanda halsizlik, keyifsizlik, iştah kaybı ve eklemlerde ağrı gibi etkiler yaratır. Özellikle çocuklardaki etkileri çok daha ağır olabilir. Fakat bazı çocuklardaki etkisi ise tamamen farklı! Evet yanlış duymadınız; bazı otistik çocuklarda (genellikle bilişsel becerileri az olan ve tekrarlayan davranışları gösteren otistik çocuklarda) ateş yükselmesi onların bir süreliğine de olsa normal kabul edilen davranışları sergilemesini sağlıyor ('Çocuklar' diyoruz çünkü şimdiye kadar yapılan çalışmalardaki gözlemler çocuklar üzerinden yapılmıştır).

1980'de viral bir enfeksiyon New York'taki Bellevue Psikiyatri Hastanesi’nde otizmli çocukların tedavi gördüğü bölümde baş gösterip de çocuklardaki yüksek ateş kaynaklı değişimler hastane personeli tarafından fark edildiğinden beri araştırmacılar yüksek ateş etkisine (İngilizce’de fever effect) kafa yormaktalar. Yüksek ateş esnasında bazı çocukların daha sosyal ve konuşkan oldukları; ateşleri düştüğünde ise eski davranışlarını sergilemeye başladıkları görülmüştür. İşte bu etki 1980’den beri bilim insanlarının ilgi alanında çünkü bu durumun otizmi anlamaya ve olası bir tedavi geliştirmeye yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

94
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Hatice Kutbay
İnceleyen 1 gün önce
Anton Çehov’un Hebecta adlı eseri, yazarın insan ruhunun kırılganlığını ve taşra yaşamının boğuculuğunu en sade ama en etkili biçimde yansıttığı metinlerden biri olarak okunabilir. Çehov burada büyük trajedilerden ya da dramatik olay örgülerinden çok, gündelik hayatın içinde sessizce biriken çaresizliği ve anlam kaybını merkeze alır.

Eserin temel meselesi, bireyin kendi yaşamı üzerinde söz söyleyemeyişidir. Karakterler, toplumsal roller, ekonomik sınırlılıklar ve alışkanlıklar arasında sıkışmış hâlde, hayatın akışına edilgen bir şekilde kapılmıştır. Çehov’un ustalığı, bu edilgenliği abartılı çatışmalarla değil; sıradan konuşmalar, yarım kalan cümleler ve görünürde önemsiz detaylar aracılığıyla göstermesinde yatar. Tam da bu nedenle metin, okurda derin bir iç sıkıntısı ve tanıdıklık duygusu uyandırır.

Hebecta’da taşra yalnızca bir mekân değil, aynı zamanda bir bilinç hâlidir. Umut, sürekli ertelenir; değişim fikri dile getirilse bile gerçek bir eyleme dönüşemez. Çehov, karakterlerini yargılamaz; ahlaki dersler vermekten özellikle kaçınır. Bunun yerine, insanın zayıflığını ve kararsızlığını olduğu gibi sergiler. Bu tarafsızlık, eseri didaktik olmaktan çıkarıp insani bir derinliğe kavuşturur.

Metnin en çarpıcı yönlerinden biri, dramatik olanın sessizlikte saklı olmasıdır. Okur, olayların değil, olaylar yaşanmadıkça oluşan boşluğun ağırlığını hisseder. Bu yönüyle Hebecta, modern varoluşsal edebiyatın öncüllerinden biri olarak da değerlendirilebilir. Çehov, insanın mutsuzluğunu kaderle ya da dışsal kötülüklerle değil; çoğu zaman eylemsizlik, korku ve alışkanlıklarla açıklayarak zamana direnmeyen hayatların evrensel bir portresini çizer.

Sonuç olarak Hebecta, Çehov’un edebiyatındaki temel gerilimi yaşanabilecek hayat ile yaşanan hayat arasındaki mesafe kristalize eden bir metindir. Sessiz, ağır ve sarsıcıdır; okuru büyük duygusal patlamalarla değil, içten içe büyüyen bir huzursuzlukla etkiler. Bu da eseri, kısa ama uzun süre zihinde kalan bir Çehov anlatısı hâline getirir.
Kitap
Puan Ver
Orjinal Adı : Hebecta
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ömer Meteroğlu
5 gün önce
Uygulamanın otomatik döndürmesi kapatılmalı. Telefonda kapalı olmasına rağmen otomatik olarak ekran dönüyor Android'de . Ben yatarak okumak istiyorum. @cagrimertbakirci 
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

📡 Astrofotoğrafçı Andrew McCarthy, "The Fall of Icarus" adı verilen kare ile gök bilimin sınırlarını zorladı. Paraşütçünün silueti, Güneş diskiyle üst üste gelerek bir bakıma “düşen” gibi görünüyor.
🔍 Bu görüntüyü yakalamak için zamanlama, konumlama ve lens hizalaması son derece kritikti; Güneş diskiyle birkaç kilometre yükseklikteki insan figürünün görüş hattının bu kadar ustaca uyumlanması olağanüstü bir teknik başarı.
🌌 Fotoğraf, yalnızca bir estetik çekim değil aynı zamanda astrofotoğrafçılıkta “perspektif hizalanması”, “ışık çözünürlüğü” ve “uzam-zamanda eşleşme” gibi kavramların ileri bir örneği olarak değerlendiriliyor.
🌍 Bu tür çalışmalar, uzayın yalnızca keşif için değil, aynı zamanda görsel bir bilimsel iletişim aracı olarak da ne denli etkili olabileceğini gösteriyor.
Yazar: Ece Müker
ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Söz
Fazilet Toros
Fazilet Toros
112.6K UP
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
TEK FABRİKA VE YENİ DÜNYA

işleyen tek fabrika varsa budur cihanda:
Doldurulur kovanlar... Parlatılır çelikler...
Köylü, işçi bağrına taş basarken o yanda,
Çıkar günü gününe burada gündelikler.
/
Milyonlar işletiyor bu geniş fabrikayı...
Senin milyonların hep böyle ölüm dokuyan,
Ey yabanın elinden alarak okla yayı
Göğsüne kurşun sıkan, toprağına göz koyan!
/
Çıkası gözlerini koyduğun diyarların
Üstü de bir mezardır bugün, altından beter!
Bir karış toprak için saçılan milyarların
Yarısından yepyeni bir cihan kursan... yeter.
/
Bu yepyeni cihanı görmeksizin zamanlar
Kanlı bir sel hızıyla önünden aktı, durdu.
Kırk asırdır dövüşen sayısız kahramanlar
Bu cihanı, istersen, kırk yılda doldururdu!
/
Seçse de cenk toprağın en dinç oğullarını,
Günde yirmi dört saat ölüm dökse fabrikan,
Her ocak senin için kül ederken varını
Yine bulunmasa da temelinden bir yıkan;
/
Bugünkü düşünceler hazırlıyor yarını.
Kaynak: Han Duvarları/ Toplu Şiirler
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close