Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 1 gün önce 8 dk.

Gecikmiş implantasyon olarak da bilinen embriyonik diyapoz (İng:"Embryonic diapause"), bazı memelilerde embriyonun henüz blastosist aşamasındayken gelişimini geçici olarak durdurmasıdır. Bu canlılarda yaşam, döllenme ile doğum arasındaki süreçte kısa bir “bekleme molası” verir.

İnsanlarda hamilelik süreci döllenmeden itibaren yaklaşık dokuz ay boyunca kesintisiz ilerler. Ancak bazı türlerde gelişim belirli bir noktada durabilir ve ancak çevresel ya da fizyolojik koşullar uygun hale geldiğinde yeniden başlar. Üstelik bu duraksama biyolojik bir aksaklık değil; aksine, kurgulanmış bir hayatta kalma taktiğidir.

8
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Mehmet Furkan Sağlam
Yazar 31 Ekim 2023 11 dk.

Fizik ve mühendislik gibi alanlarda kullanılan birçok matematiksel metot ve teorem vardır. Bu metotlar arasında türev ve integral gibi evreni iyi şekilde anlamamızı ve açıklamamızı sağlayan yöntemler de bulunur. Bu yazıda ise Green, Diverjans ve Stokes teoremlerinden ve bu teoremleri anlamak ve kullanmak için bilinmesi gereken eğrisel integral, yüzey ve hacim integrallerinden bahsedilecektir.

37
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Funda Başak
Seslendiren 21 Ocak 2020 10:08
Birçoklarına göre kediler, internet dediğimiz modern teknolojinin resmi maskotu konumunda. Modern dünyada en çok paylaşılan görsellerden birisi kediler....
27
Nevzat Keskin
Seslendiren 5 gün önce 17:53
Lucid dream (Tür: "berrak rüya", "kontrollü rüya" veya "bilinçli rüya"), rüyayı gören kişinin rüya gördüğünü bilinçli olarak fark etmesi durumudur. Bu...
16
İnceleme
Eren Gürleyük
Eren Gürleyük
51.5K UP
İnceleyen10 1 gün önce
Hayatımda okumaktan en çok zevk aldığım ve yeniden okuma zamanının geldiğini düşündüğüm Simyacı, mistik bir masal gibi görünse de özünde insanın dikkat ve niyet ilişkisini anlatır.
“Bir şeyi gerçekten istersen, onu gerçekleştirmen için bütün evren işbirliği yapar.”
Bu cümle romantik bir kader vaadi değil; hedefe odaklanan zihnin olasılıkları daha net fark etmesinin edebi bir ifadesidir. Değişen evren değil, bakış açısıdır.
Kitap
9.4/10
(93 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : O Alquimista
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Oğuz Ursus Bolgi
Yazar 17 Kasım 2011 17 dk.

Bilimin iletişim yollarından en önemlisi, akademik makalelerdir. Bilimsel cemiyetin kalbinde yer alan akademik makaleler, bilim insanlarının birbirleriyle ortak bir zeminde iletişim kurmasını ve fikirlerini kavga gürültü olmaksızın, sakin ve soğukkanlı bir şekilde, sistemli ve objektif bir biçimde birbirlerine aktarmalarını sağlar. Eğer bilimi tam olarak anlamak veya herhangi bir akademik çalışma yoluyla bilime katkı sağlamak istiyorsanız, akademik makale yazımını ve okunmasını öğrenmeniz bir tercih değil, bir zorunluluktur.

Akademik makaleler, bir bilim sahasındaki en güncel bilgileri içeren kaynaklardır. Dolayısıyla bir bilim sahasını öğrenmeyi, kendinizi o alanda geliştirmeyi, o alana katkı sağlamayı istiyorsanız; o bilim sahasındaki güncel durumu ve halen açıklanamamış konuları tespit etmek için akademik makaleleri didik didik etmeniz ve dikkatlice okumanız gerekir. Bu, bilimin en heyecan verici taraflarından biridir: Bir akademik makale, bir soruya cevap verirken, birçok yeni soruyu da doğurur; çünkü bilim, daha önce de izah ettiğimiz gibi, tamamlanmamış bir yolculuktur. Bu nedenle akademik bir makaleyi okuduğunuzda, sadece o makalede keşfedilenleri değil, aynı zamanda o sahada veya o çalışmada açık kalan noktaları da görmeniz mümkün olacaktır. Böylece o açıklara odaklanabilir, yeni keşifler yapabilir veya yapılan keşiflerin eksiklerini keşfederek bilimin gerçeğe bir adım daha yaklaşmasını sağlayabilirsiniz.

146
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Furkan Nar
Furkan Nar
21.5K UP
1 gün önce
Gradient Descent (Meyilli iniş) nedir?
Bir kase şeklinde bir vadiye sahip tepeli bir arazide durduğunuzu hayal edin. Amacınız, o vadinin dibini bulmak; yani arazinin en alçak noktası. Matematik ve makine öğreniminde, bu “dip” bazı fonksiyonların optimal değerine karşılık gelir (örneğin, modelinizin elde edebileceği en küçük hata).

Gradient Descent, sizi bu yokuştan adım adım indiren en basit algoritmadır.




1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Ali Döke
Mehmet Ali Döke
19.7K UP
Çeviren 29 Ağustos 2017 9 dk.

İnsanlar oldu olalı hayvan davranışına kafa yormuşlardır (Frison 1998). Hayvan davranışının kavranması, atalarımızın avlanma sırasında avı zekaları ile alt edebilmeleri veya diğer bir hayvanı dost edinebilmelerine olanak tanımıştır; ikincisi nihayetinde hayvanların evcilleştirilmesinin önünü açmıştır. Hayvan çiftleşme sistemlerine dair bilgi, insan toplumlarının büyümesine yardımcı olmuştur; zira evcil besi hayvanlarının çoğalması, güvenilir besin kaynaklarının varlığını sağlama almıştır (Zeder 2008).

Günümüzde de yabani veya evcil hayvanları gözlediğimizde, belli bir eylemi gerçekleştirmedeki istikrarlarına çoğu kez hayran kalırız; mesela saksağanlar bir yuva yapmak için çubukları tek tek düzenledikleri ya da bir evcil hayvan en sevdiği oyuncağını aradığında (Görsel 1). Ve hayvan davranışı hakkında temel sorular sormaya devam ederiz: Hayvanların güdü (motivasyon) ya da tercihleri var mıdır? Bilinçli seçimler yaparlar mı? Birden çok eş arasından ya da çeşitli besinlerden istediklerini seçebileceklerinde hayvanlar kendileri için iyi olan uyumlanımlı (adaptif) seçimler mi yaparlar? Bu sorular ve benzerleri, gözlemlenen bir davranış ile onun kuramsal etkenleri arasındaki bağlantıları ölçen ve sınayan kontrollü deney tasarımları ile irdelenir.

91
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Damla Şahin Uçar
Yazar 2 gün önce 7 dk.

Efes Antik Kenti kültürel bakımdan çok önemli eski bir Yunan şehri olup Efes'te yerleşimin izleri MÖ 7000'lere kadar dayanmaktadır. Antik kent, halihazırda İzmir'in Selçuk ilçesinde bulunmaktadır. Bölgede Çukuriçi Höyük gibi Neolitik yerleşimin izlerine rastlanmaktadır. Kaystros (Küçük Menderes) deltası ve kıyı çizgisi zamanla değiştiği için hem yerleşim yeri hem de liman alanlarının zaman içinde farklı konumlara kaymıştır.[1]

Efes, Helenistik ve Roma İmparatorluk dönemlerinde oldukça önemli bir liman kentiydi. Bu nedenle çağının önde gelen ticaret ve politika merkezleri arasında yer alıyordu. Ayrıca Anadolu'nun yerel ana tanrıça geleneklerinden etkiler taşıyan Artemis Ephesia kültürünün büyük tapınağı Artemis Tapınağı gibi yapılara sahip olması, Efes'in kültürel bağlamda da özel bir kent olmasını sağlamıştır.

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Serhan Mert
Serhan Mert
102.1K UP
Gözlemi Yapan 6 gün önce Türkiye, Balıkesir
Ayvalık Altınova (Saman Araştırma İstasyonu)
39.19°K 26.76°D
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağıl Benibol
Çağıl Benibol
58.5K UP
Yazar 2 Kasım 2016 16 dk.

Kütleçekim dalgaları, büyük kütlelerin ivmelenmesi sebebiyle uzay-zaman dokusunda meydana gelen bozulmalar ve bükülmelerdir. Kütleçekim dalgaları, tıpkı suya atılan bir taşın yarattığı dalgalar gibi, kaynaktan dışarı doğru dalgalar hâlinde yayılır. Ancak arada belirgin bir fark vardır: Kütleçekim dalgaları ışık hızında hareket eder; su dalgaları ise bunu yapamaz. Kütleçekim dalgaları, kütleçekimsel radyasyon yoluyla enerji taşır. Kütleçekimsel radyasyon, elektromanyetik radyasyon benzeri, kaynaktan dışa doğru yayılan bir radyasyon türüdür.

Einstein fiziği öncesi dönemde, yani ilk olarak Isaac Newton tarafından geliştirilen klasik fizik çerçevesinde, kütleçekim dalgalarının varlığına dair herhangi bir ipucu bulunmamaktaydı; çünkü bu dönemde kütleçekiminin bir noktadan diğerine anlık olarak etki eden bir kuvvet olduğu düşünülmekteydi. Dolayısıyla kütleçekimine yönelik teorilerin tarihi asırlar öncesine gitmesine rağmen, kütleçekim dalgalarının varlığı ilk olarak 1905 yılında Henri Poincaré tarafından ileri sürülmüştür; sonrasındaysa 1916 yılında Albert Einstein'ın geliştirdiği Genel Görelilik Teorisi çerçevesinde öngörülmüştür.

127
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Doğukan Özcan
Doğukan Özcan
103.0K UP
Ekleyen 2 gün önce 5 dk.

Aort, kalbin sol ventrikülünden çıkan oksijen bakımından zengin kanı vücuttaki dokulara taşıyan ana atardamardır. Kalbin sol ventrikülünden diyaframa kadar olan bölümü torasik aort, diyaframdan aortik bifurkasyona kadar olan bölümü abdominal aort olarak adlandırılır. Torasik aort, çıkan aorta (İng: "ascending aorta"), arkus aorta (İng: "aortic arch") ve inen aorta (İng: "descending aorta") olmak üzere üç bölümden oluşur. Arkus aorta üç dal verir. Bu dallar proksimalden distale doğru sırasıyla brakiosefalik (innominate) arter, sol common karotid arter ve sol subklavian arterdir. Brakiosefalik arter daha sonrasında sağ common karotid arter ve sağ subklavian arter olmak üzere iki dala ayrılır. Mikroanatomik olarak incelendiğinde aort duvarı üç tabakadan oluşur. Bu tabakalar içten dışa; tunica intima, tunica media ve tunica adventitia olarak isimlendirilir. Ayrıca tunica adventitia ve tunica mediayı besleyen vaso vasorum adında küçük damarlar vardır.

Aort diseksiyonu, aortun intima tabakasında bir yırtık meydana gelmesiyle birlikte kanın bu yırtıktan geçerek normalde izlediği yola ek olarak katmanların arasında yeni bir yol oluşturması anlamına gelir. Kanın normalde izlediği yol "gerçek lümen", yeni açılan yol "yalancı lümen" olarak adlandırılır. Yalancı lümenin izlediği yol boyunca yeni bir yırtık oluşursa kan, yalancı lümenden gerçek lümene geri girer ve bu yeni yırtığa "reentry yırtığı" adı verilir. Bazı olgularda re-entry, yalancı lümen basıncını azaltarak malperfüzyon riskini düşürebilir ancak prognoz diseksiyonun tipi ve komplikasyonlara bağlıdır. Ayrıca vakaların çoğunda kan, yalancı lümende proksimalden distale doğru bir yol izlese de kimi zaman tam tersi yönde bir yol izleyebilir. Bu duruma ise "retrograd diseksiyon" adı verilir.

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Karadulların dişilerinin çiftleşme sonrasında erkekleri yediğini duymuş olabilirsiniz. Bu doğru mu?
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim ve bilimseverler sıkıcı değildir! Evrim Ağacı Etkinlik Platformu'nu kullanarak bulunduğun şehirde veya internet üzerinde toplantılar, etkinlikler, buluşmalar düzenleyebilir, diğerlerinin düzenlediği etkinliklere katılabilirsin. Ayrıca eğer bilimle ilgili bir iş, staj, burs veya eğitim arıyorsan veya bu pozisyonları dolduracak bilimseverler, bilim insanları ve öğrenciler arıyorsan, Evrim Ağacı İlan Platformu'nu kullanarak Türkiye'deki ve Dünya'nın her yanındaki bilimseverlerin oluşturduğu ağa katılabilir, bu ağa güç katabilirsin!

Burak Albayrak
Burak Albayrak
355.8K UP
Ekleyen 8 Mart 2022 1 sa.

Astım, akciğer hava yollarının uzun süreli inflamatuar bir hastalığıdır.[1] Değişken ve tekrarlayan semptomlar, geri dönüşümlü hava akımı obstrüksiyonu ve kolayca tetiklenen bronkospazmlar ile karakterizedir. Semptomlar hırıltı, öksürük, göğüste sıkışma ve nefes darlığı ataklarını içerir. Bunlar günde veya haftada birkaç kez olabilir. Kişiye bağlı olarak astım semptomları geceleri veya egzersizle daha da kötüleşebilir.

Astımın genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Çevresel faktörler, hava kirliliğine ve alerjenlere maruz kalmayı içerir. Diğer potansiyel tetikleyiciler arasında aspirin ve beta blokerler gibi ilaçlar bulunur. Tanı genellikle semptomların paternine, tedaviye zaman içinde verilen yanıta ve spirometri testine dayanır. Astım; semptomların sıklığına, bir saniyedeki zorlu ekspiratuar hacim ve tepe ekspiratuar akım hızına göre sınıflandırılır.[2] Aynı zamanda atopik veya atopik olmayan olarak da sınıflandırılabilir; burada "atopi", tip 1 aşırı duyarlılık reaksiyonu geliştirmeye yönelik bir yatkınlığı ifade eder.[3][4]

86
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Ege Can Karanfil
133.8K UP
Çeviren 30 Mayıs 2021
Mimas’a her ne çarptıysa, onu neredeyse yok ediyordu. Geriye kalan şey, Satürn’ün en küçük küresel uydularından birinin üzerindeki, en büyük çarpma kraterlerinden birisidir. Yapılan analizler, biraz daha büyük bir çarpışmanın, Mimas’ı tamamen yok edeceğini gösteriyor. Yaklaşık 130 kilometrelik bir alana yayılan ve görselde de görülebilen Herschel isimli devasa krater, adını 1789 yılında Mimas’ı keşfeden Sir William Herschel’den alıyor. Mimas’ın düşük kütlesi, küresel bir şekle sahip olmaya ancak yetecek kadar güçlü, ancak nispeten büyük yüzey şekillerini mümkün kılacak kadar da zayıf bir kütleçekimi oluşturmaktadır. Mimas, çoğunlukla su buzundan ve bir miktar kaya parçasından oluşur. Bu sebeple, büyük ve kirli bir kartopu olarak tanımlanır. Bu görüntü, 2010 yılında, Satürn’ün yörüngesindeki robotik uzay aracı Cassini tarafından, Mimas’a şimdiye kadarki en yakın geçiş gerçekleştirirken yakalandı.
8
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ferhat Taşar
4 gün önce
Ben insanların en çok çocukken mutlu olduğuna inanıyorum bu sebepten bir insanın en saf halidir çocukluk fotoğrafları
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 21 Ocak 2019
Yasalar; yazıya dökülmüş olsalar bile, değişmez kurallar olarak kalmamalıdır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
29
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ali Berk Dede
Ali Berk Dede
100.6K UP
Alıntıyı Ekleyen 5 saat önce
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.”
Kaynak: İnternet Sitesi
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Koray Dündar
Koray Dündar
50.2K UP
Üye 3 gün önce 3 Cevap
Uzay boşluğunda bile herhangi bir kıyafet olmadan süzülebildiğiniz düşünsenize 🤩
163 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Zeynep Dal
Zeynep Dal
24.8K UP
Blog Yazarı 2 dk.

Öncelikle bu topların gerçek adı" Uçak İkaz Küresi". Elektik telleri üzerine, alçaktan uçan uçak ve helikopterleri engellere karşı uyarmak amacıyla yerleştirilmektedirler. Bununla birlikte, ikaz kürelerinin gün ışığındaki kullanımı yüksek iletim hattı ve nehir geçen iletim hattı kablolarını işaretlemektir. Genelde havaalanlarına yakın yerlere ve üzerinden kablo çekilen nehir, göl, fiyord, vadi, yol, demiryolu, inşaat alanı ve boru hatlarında kullanılmaktadırlar. Diğer kullanım mekanları ise şu şekilde sıralanabilir: askeri üslerin, polis istasyonlarının, helikopter rotalarının ve diğer alçak uçuş bölgelerinin yakınları. İki yarımküreden oluşan ikaz küreleri, havadan geçen iletken üzerine iki cıvatalı klemp ile bağlıdır. İkaz kürelerinin temel unsurları ise UV ve ozona dayanıklı materyalleridir. Özel kurulum mekanizma tek bir hat teknisyeninin kolaylıkla ikaz küresini iletken üzerine yerleştirmesine olanak tanımaktadır. Ayrıca, düzgün tasarlanmış klemp yapısı cıvataların sıkılmasından dolayı küre materyalinde oluşan deformasyonu engellemektedir. Paslanmaz çelik güvenlik plakası uygulaması sayesinde, klemp kaybı imkansızdır. Kürelerin sahip olduğu yüksek rijidite akustik gürültülerle birlikte iki küre arasındaki tıkırtıları ve titreşim yorulması problemlerini havadan geçen iletken üzerindeki tüm kullanım ömürleri boyunca önlemektedir.

Bununla birlikte, yüksek gerilim hatlarını görülebilir yapan (özellikle alçak uçuş yapan pilotlar için) ikaz kürelerinde renk seçimi oldukça önemli bir konudur. Kürelerin kurulumu sırasında beyaz, kırmızı, turuncu gibi renkler; kürenin kullanıldığı alanın arka plan renklerine göre seçilmelidir. Kürelerin görülebilirliğini sağlamak amacıyla, seçilen ikaz kürelerinin renkleri ile kürenin kullanıldığı çevre renklerinin arasında kontrast olmalıdır. İkaz küreleri hakkında diğer önemli bir bilgi de ikaz kürelerinin kullanımının Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (International Civil Aviation Organization/ICAO) koştuğu spesifikasyonlardan biri olmasıdır.İkaz küreleri, yukarıdan geçen kuleye ait yıldırımdan koruma toprağının asma halatına monte edilmektedir. Kurulum sırasında dikkat edilmesi gereken bir diğer unsurlardan biri kürelerin ağırlığının, en yüksekte yer alan işaretli hatın ağırlığında daha az olmasıdır. İkincisi ise hat çapının klemp tarafından ayarlanan aralığı geçmemesi şartıdır.

17
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Tüm Reklamları Kapat
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close