Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
EtkinlikKültürel Etkinlik
Okan Nurettin Okur
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce ÇevrimiçiÜcretsiz30 Kasım
Alman İdealistlerinde Yeni Platoncu İzler
30 Kasım 2025 09:00 tarihinden 30 Kasım 2025 11:00 tarihine kadar.

Bu yayın, Ankara Felsefe Radyosu tarafından düzenlenecek olup belirtilen tarih ve saatte aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.

https://www.youtube.com/@AnkaraFelsefeRadyosu

Devamını Göster
3
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Damla Şahin Uçar
Aktaran 5 gün önce 2 dk.

University of California San Diego’da mühendisler, insanların yalnızca el-kol hareketlerini kullanarak makineleri kontrol etmesini sağlayan yeni nesil bir giyilebilir sistem geliştirdi. Kullanıcılar koşu esnasında, arabada seyahat ederken veya dalgalı bir denizde yüzerken bile makineleri kontrol edebiliyorlar.

Nature Sensors’da 17 Kasım 2025’de yayımlanan sistem, giyilebilir teknolojide uzun süredir devam eden, gerçek dünya koşullarında hareket sinyallerinin güvenilir bir şekilde tanınması sorununu çözmek adına esnek elektroniği yapay zekâ ile birleştiriyor.

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İbrahim Kaya
İbrahim Kaya
58.5K UP
Yazar 20 Haziran 2019 23 dk.

Darwin zamanında, teorisine getirilen en önemli itirazlardan birisi, kendisinin de, Türlerin Kökeni isimli eserinde bahsettiği sorunlardan birisidir: Kambriyen jeolojik devri. Bu dönem, jeolojik devirlerden Paleozoik Çağ’ın ilk periyodunu kapsar ve yaklaşık 541 ile 485 milyon yıl önceki bir zaman aralığına tekabül eder. Bu dönemde oluşan jeolojik katmanlar, daha önceki dönemlere nazaran çok daha fazla fosil içerir.

Kambriyen jeolojik devri, ilk olarak, Darwin'in de öğretmenleri arasında bulunan İngiliz jeolog Adam Sedgwick tarafından keşfedilmiş ve isimlendirilmiştir. Bu döneme ait kayaçların en belirgin olarak görüldüğü yer, İngiltere'deki Galler bölgesi olduğu için, bu jeolojik dönem Sedgwick tarafından, Galler’in Latince ismi olan Cambria'ya gönderme olarak Kambriyen olarak adlandırılmıştır. Günümüzdeki canlı şubelerinin çoğunun ilk olarak bu dönemde evrimleştiği düşünülmektedir.

155
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Beril Dursunkaya
Yazar 26 Temmuz 2015 2 dk.

İnsan yapımı seslere karşı birbirlerini duyabilmek için yunuslar ve balinalar seslerinin frekansı, yüksekliği ve uzunluğunu değiştiriyorlar ya da çağrılarını sıklaştırıyorlar. Seslerinde meydana getirdikleri bu değişiklik, ne yazık ki onların sağlıklarını da etkiliyor. 

Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nde biyolog olarak çalışan Marla M. Holt ve iş arkadaşları bunu nasıl yaptıklarını anlamak için bir çift şişe burunlu yunusu Santa Cruz, Kaliforniya da bulunan Joseph M. Long Deniz Laboratuvarı’na getirdiler. Yunuslar komut ile birlikte kısık ve yine komut ile ondan 10 desibel daha yüksek ses çıkarmayı öğrendiler. Araştırmacılar her iki sesi oluştururken yunusların kullandıkları oksijen miktarına baktıklarında, desibel arttıkça yunusların tükettikleri oksijenin de arttığını gördüler. Araştırmacılar bu verileri daha sonra vahşi hayattaki yunusların oksijen kullanımları ile karşılaştırdılar. Bu veriler ışığında yunusların daha yüksek ses çıkarabilmek için ne kadar daha fazla kalori almaları gerektiği hesaplandı. 

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Esat Kudret
709.1K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Doğadan…

En Muazzam Sanatçı Doğadır!

Teklifsizdir, kaygısızdır ve doğaldır aynı zamanda.

Tüm Reklamları Kapat

Doğadan öğrenilen sanatın ilk direktifi ritimdir. Ritim ise uyumdur ki ona biyolojik terminolojide evrim adını veriyoruz.

Dolayısı ile sanat aynı zamanda yaratımdır, işe yaralılıktır ve bir koltuğu önce rahat oturulur yapan, bir kapıyı önce açılır kapanır yapan, yani önce bir kapı yapan sihirdir. Ve dolayısı ile de gerek türümüz için gerekse doğamız için sorun çözendir.

Bu nedenledir ki sanat önce doğadan sonra da doğanın yasalarından ve bu yasaları adlandırıp anlamlandıran her tür ( Fizik, kimya, biyoloji, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, politika ve nice ) disiplinden öğrenilir. Hem de iç içe ve bir bütün olarak.

Zira sanat adına üreten, değiştirip dönüştüren, geliştiren ve kalıcı olan ne varsa dünden bu güne, hep bu diyalektiği içselleştiren yaratımların ürünüdür. Ötesi ise bir anlık sevda, iç buhranların kabından taşmış halinin ötesi olmayan. Sevgiyle …

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
3 gün önce
1 milyonda bir gibi düşük olasılıklı bir olayı 1 milyon kişi tahmin etmeye çalışıyorsa, o 1 milyon kişiden birinin "haklı çıkması" tamamen anlamsızdır. Keza bir kişi, o olaya dair 1 milyon tahminde bulunuyorsa da onlardan birinin "haklı çıkması" tamamen anlamsızdır. Önemli olan, o 1 kişinin, o milyonda birlik olayı 1 kerecik tahmin etmekte kullandığı metot ile aynı tahmini 1 milyon kez daha yapıp yapamadığıdır. Sahtebilimle bilim arasındaki fark işte bu ayrımı bilmekten (ve görebilmekten) geliyor. O nedenle belli iddialarda bulunacaksanız, mutlaka ama mutlaka çetele tutun. Eğer her tahmininizi ve sonucu dürüstçe not alırsanız, anlamlı bir örüntü yakalayıp yakalamadığınızı anlayabilirsiniz. Unutmayın: Çetele yalan söylemez.
37
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Rüveyda Ayvaz
Rüveyda Ayvaz
56.1K UP
Üye 4 gün önce 2 Cevap
Çok merak ediyorum acaba detaylı anlatabilir misiniz?
218 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
İlayda Okut
İlayda Okut
31.0K UP
Yazar 29 Aralık 2021 10 dk.

Omega 3 yağ asitleri, 3. karbon atomunda bir çift bağ bulunduran, doymamış yağ asitleridir. Bunun ne demek olduğunu daha iyi anlayabilmek için, öncelikle çoklu doymamış yağların ne olduğunu öğrenmemiz gerekmektedir. Doymamış yağlar, temelde ikiye ayrılır:

Çoklu doymamış yağlar olarak adlandırılan bu tür içerisinde birden fazla çift bağ yapmış karbon atomu içeren yağ asitlerine verilen genel bir ismidir ve omega 3 molekülü de bu yağ asitlerinden biridir. Aynı zamanda adını sık sık duyduğumuz omega 6 yağ asitleri de bu aileye dahildir. Bu yazımızda omega 3 yağ asitlerinin etkisine biraz yakından bakacağız.

40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Atanel Sarlı
2 gün önce
Sahiden var mı hatırlayanınız en son ne zaman güneşin doğuşuna tanık olarak bir horoz sesi ile uyanmayı? Bugün uzun zamandır şahit olmadığım bir olayın ta kendisine tanık oldum horozun o huzur veren sesi ile mutlu bir sabaha uyandım.Bu bambaşka bir duygu.Kaldı Mı böyle sabahlar?
 Nerde o ses ile erken kalkma! Artık doğaya yüz çevirmiş birer cansız varlıklara döndük....

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 15 Mayıs 2021 22 dk.

Adaptasyon, Doğal Seçilim yoluyla evrimleşen özelliklerin tamamına verilen isimdir. Dolayısıyla adaptif bir özellik, canlının bulunduğu ortamda hayatta kalma başarısını (uyum başarısını) artırır. Bu özellikler, popülasyon içinde çeşitlilik mekanizmalarıyla rastgele ve sürekli yaratılırlar, ancak yalnızca uygun çevre şartları oluştuğunda seçilirler. Bu özelliklerin evrimleşmesi sonucu, canlının ortamına "adapte olduğunu" söyleriz.

Daha önceden de izah ettiğimiz gibi, adaptasyon olgusu, evrimi harici bir bağlamda anlamsızdır; yani adaptasyonların evrimsel değişim olmadığını iddia etmek, tanım gereği oksimorondur: Adaptasyon, Doğal Seçilim yoluyla evrimleşen özelliklere verilen isimdir. Bir şey adaptasyon olup da evrimleşmemiş olamaz. Ancak evrimleşmiş her özellik adaptasyon değildir: Örneğin Cinsel Seçilim yoluyla evrimleşen özellikler her zaman "adaptasyon" kapsamında görülmez (bu, tartışmalı bir yaklaşım olsa da). Daha yaygın kabul edilen şekilde, Genetik Sürüklenme nedeniyle evrimleşen özellikler adaptasyon değildir.

228
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 1 gün önce 16:12
Çift Yarık Deneyi olarak da bilinen Young Deneyi, fotonlar gibi parçacıkların hem dalga, hem parçacık olarak davrandığını ortaya çıkarması bakımından...
1
Ela Kursak
Seslendiren 17 Kasım 2022 10:27
Ela ile Eddie, Bu Bölümde Takvimdeki Ayların İsimlerinin Nereden Geldiğini Öğrenmeye Devam Ediyorlar!
59
Gencay Kaan Polat
Yazar 17 Ocak 2021 23 dk.

Apoptosis (veya apoptoz), "programlı" hücre ölümü demektir; yani hücrenin ölmesi beklenen bir zamanda, kontrollü olarak ölmesidir. Ancak her hücre ölümü kontrollü veya programlı değildir, dolayısıyla bu farklı ölüm türlerinin arasındaki farkı bilmek önemlidir.

Ölüm ile ilgili yazımızda detaylıca anlattığımız gibi, canlılığın temel niteliklerinden biri olarak organizmalar bir noktada ölürler. Yani hücre ölümü, çoğalma ve farklılaşma gibi, hücrenin temel yaşam süreçlerinden biridir. Hücre ölümü, hem embriyonik gelişimde hem de zararlı hücrelerden kurtulma konusunda büyük rol oynar ve vücut homeostazını korumamızı sağladığı için son derece önemlidir.

104
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Ağustos 2020 31 dk.

Çok az film, izleyicilere V for Vendetta’dan daha "isyankar" bir hava aşılamıştır. Bir 16. yüzyıl devrimcisi olan Guy Fawkes'a atıfla başlayan film, ölçüsüz hükümet kontrolü ve vatandaşların toplum içinde sahip olması gereken güç miktarına yönelik sorunlara odaklanıyor. Film, hayatını baskıcı bir hükümeti devirmeye ve İngiltere liderlerinin yanlışlarını ortaya çıkarmaya adamış bir karakter olan V üzerine yoğunlaşıyor.

Tabii ki de filmde hoş gözüken aktörler ve hayran bırakan aksiyon sahneleri mevcut; fakat filmin asıl başarısı, izleyicilere yaşadıkları toplumda kendilerinin ve hükumetin rolünü düşündürmeyi becerebilmesinden geliyor. Büyük çoğunlukta insana yararı dokunsa bile, hükumeti sınırlanması gereken bir nokta var mıdır? Peki ya bu yarar, azınlık bir grubun hakları pahasına sağlanıyor ise? Gelin hep birlikte V for Vendetta'nın geçmişine, bugününe ve yarınına bir bakış atalım.

190
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Hazır mısın Bakü? 😍 Bilgi ve biletler için: @sosium.az
Evrim Ağacı'ndan Mesaj
Teşekkürler, Metin Tan!

Evrim Ağacı'na bugüne yaptığın tüm katkılar için çok teşekkürler! Evrim Ağacı'nda yayınladığın veya yayınlanmasına katkı sağladığın 1 içerik sayesinde Türkiye'de bilimsel bilgiye erişim bir o kadar kolay. Hep birlikte, daha da güzel işler başarmaya devam!

Devamını Göster
Teşekkürler, Metin Tan!
Tüm Reklamları Kapat
Joseph Joestar
Joseph Joestar
55.1K UP
Tarih Sever Üye 2 Nisan Sen de Cevap Ver
Bu soru, daghan duru tarafından sorulmuştur.

Biyolojik açıdan kimin dünyaya hükmettiğini söylemek zor. Dinozorlar zamanında da bugün de bitkiler, bakteriler, eklembacaklılar daha baskın görünüyor.

İnsanlar olarak kritik bir farkımız var. Uyum sağlamak için mutasyonlara ihtiyaç duymuyoruz. Evet belli başlı adaptasyon süreçleri yaşandı kuzeydekiler beyaz tenli küçük burunlu oldu bir yerlede ciğerleri bir yerlerde damarları farklı gelişenler oldu ancak gene de hem genetik hem fenotip açıdan tum kıtalara dağılmış olan insanlar arasında pek fark yoktur. Genlerin halletmesi gereken işleri kültür, teknoloji daha doğrusu beyinlerimizdeki bilgi ile halledebiliyoruz. Böyle başka bir canlı bilmiyoruz. Ancak bu noktaya gelirken mesafenin çoğunluğunu yaklaşık on bin yılda kat ettik. Canlılık 4 milyar yıldan uzun süredir dunyada var ve bugün geçmişte bizim gibi teknoloji uretebilen canlılar yaşamış olsa bunu anlayıp anlayamayacağımız tartışmalıdır. 10 bin yıl jeolojik süreçte hiçbirşey değil. Eger bin yıla yok olsak 100 milyon yıl sonra belki yeni zeki canlılar var olduğumuzu asla anlayamazdı.

Sonuç olarak dinozorların veya insanların dünyaya hükmettiğine evrimsel(biyolojik) açıdan karar vermek zor. İnsanlığın esprisi ortak bilgi havuzu oluşturup bunu gelistirebilmesi ve bundan faydalanması. Bildiğimiz böyle başka bir canlı yok ve neden olmadığı konusu epey tartışmalı. Ancak yer gök bakteri dolu ve onlarsız canlılığın var olması(biz de dahil) imkansızlen bizim böyle bir bağlayıcılığımız yok. Yeni bir göktaşı bizi de götürebilir ama dünyada yasam olduğu sürece bakteriler de var olacaktır. Ben hükümranlık payesini bakterilere veriyorum.

Tüm Reklamları Kapat

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close