Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Canberk Çolak
Canberk Çolak
297.2K UP
Yazar 8 Kasım 2019 4 dk.

Katherine Johnson ya da evlenmeden önceki soyadı ile Katherine Goble, 1918 yılında Amerika'nın Batı Virginia eyaletine bağlı White Sulphur Springs şehrinde doğmuştur. 4 kardeşin en küçüğü olan Katherine'nin babası bir çiftçi ve keresteci idi. Annesi ise eski bir öğretmendi.

Katherine, matematiğe olan yeteneğini henüz çok küçük yaşlardayken göstermeye başlamıştı. Yaşadığı Greenbrier ilçesinde Afrikalı-Amerikan öğrencilerle beyaz öğrencilerin 8. sınıftan önce karma eğitim almasına izin verilmediği için, Katherine'nin ebeveynleri çocuklarını Batı Virginia'daki enstitüye kaydettirmeye karar verdi. Katherine bu enstitüye kabul edildiğinde henüz 10 yaşındaydı. Bu enstitü Batı Virginia Devlet Yüksekokulu'nun kampüsü içerisinde bulunuyordu.

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 25 Ocak 2019
Biyolojiyle savaşamazsınız. Ancak orasından burasından kurallarını çekiştirebilirsiniz.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
22
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tuğrul Aslan
Tıp fakültesi öğrencisiyim 1 Temmuz 2021 Sen de Cevap Ver
Orijinal Soru: Beynin cinsiyeti olur mu?

Sorunuzu kısa şekilde açıklamaya çalışacağım.

Okuduğum makalede ''Kadın Beyni'' ve ''Erkek Beyni'' karşılaştırmalarında bazı anatomik ve fizyolojik işleyiş farkları olduğundan bahsedilmekte.Örnek olarak anatomik yönden incelediğimizde kadın beyni erkek beynine oranla 10 kat daha fazla beyaz madde içermekte iken erkek beyni kadın beynine oranla 6,5 kat daha fazla gri madde içermektedir.Tıbbi bilgilere dayanarak beyin yapısında gri madde beyin loblarının(Frontal,Parietal,Oksipital,Temporal) korteks kısmını oluştururken(Korteks loblardaki sinir sisteminin genel hiyerarşik düzenleniminde en tepe nokta olarak kabul edilmektedir.Örnek olarak düşünme,karar verme ve karakterimizin büyük kısmını belirlemede etkili olan kısım Frontal lobumuzda bulunan Frontal Kortekstir.) beyaz madde dediğimiz kısım ise nöranlarımızın miyelinli aksonlarının oluşturduğu ve Korteks yapıları arasında iletişimi sağlayan nöral yollara verilen addır.Anatomik olarak baktığımızda beyaz maddenin kadın beyninde 2 hemisfer arasında karşılıklı olarak çok yoğun yerleştiğini görürüz.Bu durum erkek beyninde ise hemisferlerin herbirinin kendi içinde yoğun olarak yerleşimlidir.

Kadın beyni ve erkek beyni arasındaki ''Fizyolojik İşleyiş'' farkları ise kadın beyni daha çok ''Sezgi ve Empati'' odaklı çalışırken;erkek beyni daha çok ''Sebep ve Sonuç Etkisi'' odaklı çalışmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Makalede de bahsedildiği üzere toplumlarım ''Sosyokültürel Özelliklerinin'' cinsiyetler üzerine yüklediği roller sonucu oluşan etkiler göz ardı edilebilir olarak değerlendirilebilir.Çünkü bu durum toplumdan topluma farklılık gösteren ve çocukluktan itibaren yetiştirmeye bağlı oluşan etkilerdir.

Her ne kadar bu kadar farklılıktan söz etsek de sonuç olarak baktığımızda bu sorunun cevabını çok güzel özetleyen bir cümle bulunmaktadır.

''Beyin,karaciğerden,kalpten veya böbreklerden daha fazla cinsiyete sahip değildir.''

276 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Lise Eliot. (2019). Neurosexism: The Myth That Men And Women Have Different Brains. Nature, sf: 1. doi: 10.articles/d41586-019-00677-x. | Arşiv Bağlantısı
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Övgü Kayadelen
Övgü Kayadelen
163.7K UP
Çeviren 29 Ağustos 2019 49 dk.

Zarar vermek ile zarar verilmesine izin vermek arasında ahlaki açıdan bir fark var mıdır? Eğer yoksa, pasif ötenazinin izin verilebilir olduğu şartlarda aktif ötenaziye ahlaki bir itirazın da olmaması; bir savaşta toplam ölüm sayısını en aza indirebilmek için masum sivillerin bombalanmasına itiraz edilmemesi gerekir. Bunun yanında, üçüncü dünya ülkelerinde yetersiz beslenmeden, susuzluktan, kızamıktan ölen milyonlarca çocuğun ölümünü engellemekteki başarısızlığımıza bir itiraz, daha doğrusu feryat edilmelidir. Bu soru, sonuççuluğun (İng: "consequentalism) doğru olup olmamasıyla ilgili gibi görünüyor; zira sonuççular zarar vermenin; basitçe zarar verilmesine izin vermekten daha kötü olmadığına inanırlarken, sonuççuluğa karşı çıkanların neredeyse tamamı aksi fikirdedir.

Peki zarar vermekle sadece zarara izin vermek arasında ahlaki bir fark var mı? Bu soruya ait yaklaşımları iki geniş türe bölebiliriz: İlki, örnek kullanarak (zıtlık stratejisi) ya da farklılığın kesin tabiatından bağımsız olduğu söylenen varsayımlar yolu ile farklılığın tabiatıyla ilgili hiçbir şeyden bahsetmeden soruya cevap vermeyi deneyenler. İkinci olarak, farklılığı derinlemesine analiz eden ve bu ahlaki soruya kendi temel tabiatının bir cevap gerektirdiğini göstermeye çalışanlar.

105
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Koralp Erin
Koralp Erin
206.5K UP
Astrofizik meraklısı... 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Hayır bulunamaz.

Einstein, Özel Görelilik Kuramında ışık hızının her gözlemci için sabit olduğunu buldu. Bu durum, Newton fiziğindeki uzay ve zaman kavramını baltaladı. Çünkü Newton'a göre uzay zaman ayrı şeylerdi. Einstein, hareket eden gözlemciler için zamanın farklı akabileceğini hatta uzunlukların farklı ölçülebileceğini ortaya koydu.

Bunların üstüne, Genel Görelilik Teorisi ile zamanın da tıpkı uzay gibi bükülebileceğini gösterince, yani yerçekimin de (kütle ve enerji) zamanı etkilediği ortaya çıkınca, uzay-zamanın aynı davranmasından ötürü ikisi bir bütün olarak ele alındı. Ortaya koyduğu formül de çok iyi çalıştı ve uzay-zaman kavramı ortaya çıktı.

Tüm Reklamları Kapat

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Kitaplardan sonra en büyük kütüphanemsiniz. Sizinle tanışmam geç oldu ancak arayı kapatmaya gayret ediyorum. Siteniz bir okul ben de öğrenciniz âdeta. Nice yıllara...
Nevzat Keskin
Seslendiren 3 gün önce 9:38
Elementlerin birbirleri ile nasıl etkileştiği; elektronlarının nasıl sıralandığına ve atomlarda elektronların yerleştiği en dış bölgede kaç elektron için...
5
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 21 Ocak 2024 6 dk.

Eğer geriye dönüp NASA'nın Apollo Ay görevlerinin halk arasında gördüğü desteğin zaman içinde değişimini düşünecek olursanız, sanki halkın bu görevleri her zaman can-ı gönülden desteklediği yanılgısına düşebilirsiniz. Halbuki NASA Ay'a gidene kadar (hatta gittikten sonra bile) halkın bu görevlere desteği inanılmaz düşük seviyelerdeydi: 1961 yılında Gallup tarafından yapılan bir ankete göre, John F. Kennedy bu projeyi gümbür gümbür bir konuşma ilan ettiğinde Amerikan halkının sadece %33'ü Ay görevlerini destekliyordu.[1] Kıyas olması bakımından, ABD Başkanı Kennedy'nin halk arasındaki destek oranları 1961 boyunca %75 civarındaydı.[2]

Evet, Amerikan halkının 3'te 2'si, Amerika'nın Ay'a gitme çabasının boş bir uğraş olduğunu düşünüyordu.[3] Bunun en büyük nedeni, Amerika'nın Apollo görevlerinin ilk 5 yılında her bir vatandaşın cebinden yılda 225 dolar (veya bugünün parasıyla 2300 küsür dolar) çıkmasını gerektirmesiydi. Her bir yıl! Sokaktaki vatandaş, "Niye Ay'a gidiyoruz ki? Böyle bir şey yapmak için tek bir neden bile göremiyorum!" diyordu.

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnceleme
Alperen Karaçor
Alperen Karaçor
62.1K UP
İnceleyen8 2 gün önce
Dr. Jekyll, saygın bir doktor ve bilim insanıdır. Toplumda saygın bir konuma sahip olsa da içinde bastırılmış, karanlık ve şehvetli yönler vardır. Jekyll, bu karanlık tarafı ayrıştırmak ve toplumdan gizlemek için deneyler yapar. Sonunda kendisi için özel bir iksir geliştirir ve bu iksir onu Bay Edward Hyde adlı kötü bir kişiye dönüştürür.
İnsanın iyi ve kötü yanlarını çarpıcı bir şekilde anlatan bu kitap benim de kitap okumaya başladığım zamanlar okuduğum için hayran olduğum, her ne kadar daha sonradan okuduğum diğer kitaplardan dolayı başyapıt diyemesem de güzel olduğunu düşündüğüm bir romandır.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Mart 2015 2 dk.

Son birkaç on yıldır Afrika konusunda birçok farklı kurum ve kuruluşun çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Dünya'nın adeta "öksüz bırakılmış" ve "sömürülmüş" kıtası olan Afrika, tüm Dünya genelini etkileyebilecek kadar yüksek bir nüfusa sahip. Toplamda yaklaşık 31 milyon kilometre kare alan kaplayarak Dünya'nın tüm karalarının %20.3'üne denk gelen bu kıtada an itibariyle Afrika'da yaşayan insanların sayısı 1.11 milyar civarında!

Ancak ne yazık ki sayısız hastalık, felaket, bela da bu kıtanın başına üşüşmüş halde. İşte bu nedenle uluslararası yardım vakıflarının çalışmaları çok büyük önem arz ediyor. Biz insanlar, birlikte varız. Bu nedenle kaynaklarımızı düzgün bir şekilde dağıtarak bir tür bazında ilerleyişimizi sürdürmeliyiz.

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Uyarlayan 22 Ağustos 2017 20 dk.

Yaşlanma, ya da bazen söylendiği şekliyle ihtiyarlık, ilerleyen yaşla beraber fizyolojik işlevin kaçınılmaz olarak bozulmasıdır. Yaşlılık, nüfus istatistikleri çerçevesince, yaşa bağlı olarak ölüm oranında bir artış ve doğurganlıkta bir düşüşle tanımlanmaktadır (Görsel 1'e bakınız).[1][2] Bu durum, evrimsel bir çelişki barındırır: Doğal seçilim, organizmaları en uygun şekilde sağkalım ve üreme başarısına (Darwinci uyum başarısına) sahip olacak tarzda tasarlıyorsa, o halde evrim, neden ilk iş olarak yaşlanmayı önlemez?

Aristo'dan başlayarak bilim insanları ve düşünürler yüzyıllar boyunca bu bilmeceyi çözmeye çabaladılar. Örneğin Romalı şair ve düşünür Lucretius, De Rerum Natura (Nesnelerin Doğası Üzerine) adlı eserinde, gelecek kuşaklara yer açtığı için yaşlanmanın ve ölümün faydalı olduğu fikrini savunmuştur. Bu görüş, biyologlar arasında 20. yüzyıla kadar tutunmuştur.

94
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı Ankara Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce Ankara₺310,00 - ₺450,006 Aralık
Estetiğin Biyolojik Kökenleri
06 Aralık 2025 13:30 tarihinden 06 Aralık 2025 17:00 tarihine kadar.

Estetiğin Biyolojik Kökenleri, 6 Aralık 2025 tarihinde saat 13.30’da başlayacaktır.

Seminer İçeriği:
Estetik algısı; sadece kültürel değil, aynı zamanda biyolojik temellere sahip karmaşık bir kavramdır. Sanatta biyolojik unsurlardan kaynaklanan duygusal etkiler, izleyici üzerinde derin etkiler bırakarak, sanat eserlerinin gücünü artırabilmektedir. Estetik algının yalnızca sanata içkin bir unsur olarak değil, aynı zamanda evrimleşmiş ve işlevsel bir özellik olarak düşünülebileceği bu etkinliğimizde ortaya koyulacaktır.

Konuşmacı: Dr. Babür Erdem, Evrim Ağacı Ortak Kurucusu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyolojik Bilimler Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları davranış biyolojisi, hesaplamalı biyoloji ve evrimsel biyolojidir ve bu konularda yayımlanan çeşitli makaleleri vardır. Ayrıca TÜBİTAK destekli projelerde yürütücülük yapmış ve birçok projede yer almıştır. Şu anda ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Merkezi’nde arılar ve davranışları üzerine araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Dersler, 40 kişilik kontenjan ile sınırlıdır. 40 kişiye ulaşılması durumunda kayıtlar kapanacaktır. Kontenjan dolduktan sonra yatırılan ücretler iade edilecektir.

Fiyatlandırma Bilgisi
Dersler, öğrenci ve tam olmak üzere iki fiyatlandırmaya tabi olacaktır. Aktif olarak bir eğitim kurumunda öğrenim gören kişiler “öğrenci” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır. Diğer kişiler ise “tam” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır.
Ayrıca bankanıza bağlı olarak İYİZİCO üzerinden eğitimlerimize taksit imkanı bulunmaktadır.

Devamını Göster
12
0 Yorum
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
213.5K UP
5 gün önce
O 'ayrılık' yok deme! 
Cinsel uzuvları 'ayrı, ayırarak' görürsün. (Bilinç sana gördürür). Bu ayrılığı mekaniklik içinde senden bağımsız ve ayrı 'zombi organlar olarak' görme biçimini tetikleyen herşey daha fazla cinsel etkileyicilik taşır. Cinsel uzuvlar 'ayrı bir yaratık' ve 'çirkin yüz imgesi' olarak zihinlerde kodludur. 

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Zor işleri son dakikaya bırakmak çoğu zaman “disiplin eksikliği” gibi görünür; ama bilim bunun çok daha derin, biyolojik bir nedeni olabileceğini söylüyor. 🧠✨
🔬 Evrimsel biyolojiye göre, atalarımız tehlikeyle karşılaştıklarında beynin tehdit algılayan bölümleri hızla devreye girerdi. Bu ani uyarılma, karar verme hızını artırır, dikkati keskinleştirir ve hayatta kalma şansını yükseltirdi.
⏱️ Modern dünyada ise vahşi bir avcı yok ama beynimiz hâlâ aynı mekanizmayı kullanıyor. Son teslim tarihine yaklaşınca stres artıyor, bu da beynin “acil durum modunu” aktive ederek performansı geçici olarak yükseltiyor.
🔥 Yani “yumurta kapıya gelince” gelen o ani enerji patlaması bir alışkanlık değil, evrimsel bir refleks.
Kötü değil, sadece beynimizin hâlâ milyonlarca yıl önceki hayatta kalma yöntemleriyle çalıştığını hatırlatıyor.
Yazar: Kerem Girgin
Editör: Damla Şahin Uçar
ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
İnceleme
Mehmet Gurer
İnceleyen10 5 gün önce
Dr.Jekyll ve Bay Hyde severek okuduğum bir kitaptır.Hem içeriği hem de içerdiği mesajlar bakımından modern klasiklerde bir demirbaştır diyebiliriz.Ana karakterimiz Dr.Jekyll'ın iki farklı kişiliğe sahip olup ikisinde birbirinden farklı hayatlar yaşaması ve sonuç olarak kendisine çok büyük bir hezimete uğratması kitabın sonundan başına süren kadar içeriğin ana konusudur.Sabahları tanınmış,ününe ün katmış bir doktor;akşamları ise kimsenin tanımadığı Soho'nun sokaklarında dolaşan bir canavar tiplemesi.Yazar Robert L.S. ,burada aslında sıradan bir kişinin kendisi içindeki iki farklı kişiden bahseder.Bu tahminmce her insanda hayli hazırda bulunur ama kitaptaki kadar birbirinden uzaklaşmış yahut soyutlaşmış değildir.Yine insan bu iki farklı( ya da ikiden fazla da diyebiliriz)kişiliği arasında bir denge kurmaya çalışır.Bu dengeyi ise yaşadığı yer ve kendini hissedebildiği yerde bulur.Dr.Jekyll ise bu dengeyi sağlayamamış biri olarak bir doktor olarak değil de kokuşmuş bir serseri tipli Bay Hyde olrak can verir.Son olarak benim bu kitaptan çıkardığım öğüt(yahut hayat felsefesi)insan kendiniyaşadığı yere göre şekillendirip ona göre hayata devam etmelidir.İki farklı kişiliğini de yaşamak isterse kendisine hakim olmalıdır eğer olmazsa sonu Dr.Jekyll dan farksızdır.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Eser
Ece Müker
Ece Müker
577.7K UP
Eseri Ekleyen 1 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Elif Yaren Işık
Üye 7 Eylül 2 Cevap
Yatay zeminde duran bir cisime sürtünme kuvveti etki eder mi?
318 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close