Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Haziran 2011 12 dk.

Evrimsel biyolojinin gelişmesi ve interdisipliner olarak hemen her bilim dalında kullanılmaya başlanmasıyla birlikte artık kesin olarak biliyoruz ki insan da sıradan bir hayvan türüdür. Her canlı gibi, insan da diğer tüm canlılarla evrimsel bir geçmişi paylaşmaktadır.

Benzer şekilde kesin olarak bildiğimiz bir diğer nokta, insanın bu akıl almaz sayıdaki canlıların her biriyle akraba olduğu, ancak en yakın akrabasının Pan cinsi, yani şempanzeler ve bonobolar olduğudur. Ondan sonra sırasıyla goriller ve orangutanlar gelir.

143
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 3 Şubat 2019
Dünya'yı atalarımızdan miras değil; çocuklarımızdan ödünç alırız.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
20
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Selçuk Kandemir
Seslendiren 24 Ocak 2024 7:48
Birçok insan (özellikle de gençler ve öğrenciler) ilaç kullanırken alkol tüketmenin etkilerinden bihaberdir. Bazı çok net gerçekler vardır: örneğin anti-depresanlar...
42
Tüm Reklamları Kapat
EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı Ankara Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce Ankara₺310,00 - ₺450,006 Aralık
Estetiğin Biyolojik Kökenleri
06 Aralık 2025 13:30 tarihinden 06 Aralık 2025 17:00 tarihine kadar.

Estetiğin Biyolojik Kökenleri, 6 Aralık 2025 tarihinde saat 13.30’da başlayacaktır.

Seminer İçeriği:
Estetik algısı; sadece kültürel değil, aynı zamanda biyolojik temellere sahip karmaşık bir kavramdır. Sanatta biyolojik unsurlardan kaynaklanan duygusal etkiler, izleyici üzerinde derin etkiler bırakarak, sanat eserlerinin gücünü artırabilmektedir. Estetik algının yalnızca sanata içkin bir unsur olarak değil, aynı zamanda evrimleşmiş ve işlevsel bir özellik olarak düşünülebileceği bu etkinliğimizde ortaya koyulacaktır.

Konuşmacı: Dr. Babür Erdem, Evrim Ağacı Ortak Kurucusu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyolojik Bilimler Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları davranış biyolojisi, hesaplamalı biyoloji ve evrimsel biyolojidir ve bu konularda yayımlanan çeşitli makaleleri vardır. Ayrıca TÜBİTAK destekli projelerde yürütücülük yapmış ve birçok projede yer almıştır. Şu anda ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Merkezi’nde arılar ve davranışları üzerine araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Dersler, 40 kişilik kontenjan ile sınırlıdır. 40 kişiye ulaşılması durumunda kayıtlar kapanacaktır. Kontenjan dolduktan sonra yatırılan ücretler iade edilecektir.

Fiyatlandırma Bilgisi
Dersler, öğrenci ve tam olmak üzere iki fiyatlandırmaya tabi olacaktır. Aktif olarak bir eğitim kurumunda öğrenim gören kişiler “öğrenci” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır. Diğer kişiler ise “tam” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır.
Ayrıca bankanıza bağlı olarak İYİZİCO üzerinden eğitimlerimize taksit imkanı bulunmaktadır.

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Burak Albayrak
355.6K UP
Ekleyen 4 Haziran 2022 20 dk.

Martin-Bell Sendromu olarak da bilinen Frajil X Sendromu, öğrenme güçlükleri ve bilişsel bozulma dahil olmak üzere bir dizi gelişimsel soruna neden olan genetik bir durumdur. Genellikle bu rahatsızlıktan erkekler, kadınlardan daha şiddetli etkilenir.

Frajil X Sendromuna sahip bireylerin yaklaşık üçte biri, iletişimi ve sosyal etkileşimi etkileyen otizm spektrum bozukluğu özelliklerine sahiptir. Erkeklerin çoğunda hafif ila orta düzeyde zihinsel engel bulunurken etkilenen kadınların yaklaşık üçte biri zihinsel engellidir. Sendromdan etkilenen çocuklar genellikle 2 yaşına kadar konuşma ve dil gelişimini geciktirir. Ayrıca, yerinde duramama veya dürtüsel eylemler gibi hiperaktif davranışlara sahip olabilir.

55
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
🔍 Optik illüzyonlar, gözlerin ve beynin nasıl çalıştığını bir anda ortaya koyan büyüleyici deneylerdir.

🧠 Örneğin, görsel bilgi beyne ulaştığında işlenmesi birkaç milimetrelik gecikmeyle gerçekleşir; bu boşlukta beynimiz geleceği tahmin eder, verileri “tamamlar”. Bu mekanizma, illüzyonların oluşmasına yol açar.

👀 Fizyolojik yanılsamalar parlaklık, renk veya hareket gibi etkenlere bağlıyken bilişsel illüzyonlar beynimizin bildik şablonlara dayalı tahmin yapma eğiliminden kaynaklanır.

🌿 Evrimsel bakış açısıyla bakarsak atalarımızın hızlı karar vermesi gerekiyordu ama bu hız bazen görsel işleme hatalarıyla sonuçlandı, günümüzde bu hatalar “sanat” veya “oyun” olarak karşımıza çıkıyor.

🔧 Sonuç: Gördüğümüz şey, dünyadaki nesnelerin doğrudan görüntüsü değil, beynimizin “enkode edip yeniden ürettiği” bir algıdır.
Yazar: Çağrı Mert Bakırcı
2. Yazar : Meltem Çetin Sever

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Sahnedeki Portreler
3 gün önce
☀️✨️
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Kasım 2019 7 dk.

Bugün dondurma yiyebiliyorsanız, bunun için evrime teşekkür edebilirsiniz. Çünkü sadece 20.000 yıl önce, bebekler haricinde neredeyse hiçbir insan bireyi "süt şekeri" olarak da bilinen laktozu sindiremiyordu. Yani laktoz intoleransı (süt şekeri hassasiyeti), yetişkinler arasında evrensel bir durumdu.

Bunun ana nedeni, bebeklikten sonra enzimatik faaliyetin değişmesidir: Süt şekerini parçalayan enzim olan laktaz, bebeklikte üretilmektedir; ancak ilerleyen yaşlarda bu proteini üreten genler faaliyetini durdurur. Böylece laktoz intoleransı, süt şekeri hassasiyeti veya laktaz noksanlığı adını verdiğimiz durum oluşur.

76
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Mehmet Akif
Mehmet Akif
22.3K UP
İnceleyen 1 Nisan 2024
Bolşevik Devrimi sırasında Rusya'da doktorluk okumuş ve okulundan sonra kırsal bir yerleşim yerine görevlendirilmiş bir doktorun anılarını anlatan kısa öykülerden oluşmuş roman. Kitap tefrikalardan toplanmış yani kitap olarak değil de bölüm bölüm zamanın tıp dergisinde (Meditsinskii Rabotnik) yayımlanmış. Yazarın bizzat o dönemde doktor olması hikaye içinde kendinden esintilerin fazlaca bulunmasını mümkün kılıyor.
Genel olarak beni etkileyen kısmı ise o dönemde pek öğretim görmemiş Rus halkının bir doktor tarafından gözlemi. Nedense anlatılanlar bana Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Anadolu'ya giden öğretmenlerin halkla olan ilişkisini ve halkın bunlara karşı tavrını hatırlatıyor. Sorun aslında genel, yani eğitim görmemiş halkın eğitim görmüş kesimle -belki de ilk kez- buluşması ve etkileşime geçmesi. Şimdilerde internet çokça yaygınlaştığından fark etmek biraz daha zor ama yine de ülkenin sosyolojik dağılım haritasına bakarsak hâlâ izlerini görmek mümkün ve bu kitap o izlerin savaş sonrası dönemdeki hallerini anlatıyor.
10.0/10
(43 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Zapiski Yunogo Vracha
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nihal Günay
Nihal Günay
24.4K UP
Çeviren 6 gün önce 11 dk.

Soru dilenmesi (petitio prensibi ya da hatalı döngüsel nedensellik), bir argümanın önermesi, sonuca bağlı ya da sonucun dengi olduğunda ortaya çıkan safsatadır. Başka bir deyişle, eğer önermelerin bir tanesi bile tartışmanın sonucunu zorunlu olarak doğru varsayıyorsa bu önerme sonucuna muhtaçtır.

Örnek vermek gerekirse “Küçük çocukların argo içeren kitaplar okuması yanlıştır, demek ki çocukların argo içeren kitaplar okumasına izin vermek etik değildir!” argümanı, Soru dilenmesi safsatasına düşmektedir çünkü yapılan önerme (küçük çocukların argo içeren kitaplar okuması yanlıştır) aslında sonucun (çocukların argo içeren kitaplar okumasına izin vermek etik değildir) başka şekilde ifade edilmiş halidir.

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Esat Kudret
714.6K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 20 saat önce Sen de Cevap Ver

Sadece Kendine Dostum!

Yani sağlığına, iç barışına ve yaşamdan zevk alma uğraşına. Başka da bir şeye dikkat etmen gerekmiyor.

Muhtemeldir ki birçok insan, yakının ve hatta öğretmenin, sana sınava hazırlık ile ilgili akıl verecek ve muhtemeldir ki seni tıpkı bir yarış atı gibi görüp bu yoz eğitim sisteminin değirmenine su taşırcasına diğer, dayanışman gereken arkadaşlarınla rekabet etmeni ve rekabetin olmazsa olmazlarını öğütleyecek. Ben öyle düşünenlerden değilim…

Tüm Reklamları Kapat

Evet ne yazık ki ülkemizde sınav bir gerçeklik ve evet ne yazık ki sistem birlikte yol almaya değil elemeye programlı. Yani senin başarabilmen için en yakın arkadaşının dahi başarısız olması gerekiyor. İşte buna ve olağanlaştırırcasına rekabet adını veriyorlar.

Yani mahkum olduğumuz ve rekabeti tek ve geçerli değer sayan yoz bir ekonomik sistemin (kapitalizmin), yüreği kıpır kıpır olan ve geleceğe tasasız yol alma koşulları bizler yani büyükler tarafından hazır edilmesi gereken 12-13 yaşındaki canlarımıza kadar sirayet edişidir.

Buna izin vermemek lazım.

Bu, sınava hazırlanmayalım veya boş verelim anlamında değil sadece sınavı hayatımızın merkezine koymayalım anlamında bir çağrıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Zira hayatımızda yer alacak değerler bizi geliştiren, dayanışmayı arttıran, iç barışımıza hizmet eden ve bize huzur veren değerler olduğunda, hele ki öğrenmeyi ihtiyaç temelli ele alıp önce öğrenmeyi öğrenmek ile başladığımızda (örneğin düzenli olarak kitap okuduğumuzda, duygu ve düşüncelerimizi yazılı veya sözlü ifade ettiğimizde, meraktan, ihtiyaçtan yahut zevk için bir şeyleri araştırdığımızda, zihinsel egzersiz amaçlı matematik problemi çözdüğümüzde ve sırf sınavda başarılı olalım diye değil gerçekten öğrenmek için dersimizi derste dinlediğimizde) iddiam odur ki (bunu doğrulayan sayısız öğrencim olmuştur) LGS veya hangi sınav olursa olsun bize sadece çerez gibi gelir.

Hele ki bir de türümüzün ortaklaşmacı doğasına uygun olarak, kendimizi içimize kapatmayıp yaşamda da aktif rol alıp, etrafımızda olup biteni analiz edebilecek denli toplumsal ilişkilerin içine girdiğimizde (Yani bir çevre derneğinin gönüllüsü, bir spor kulübünün üyesi, bir okul gazetesinin köşe yazarı vb. gibi), insanların içine karışıp bir işe yaramanın o muazzam hazzını bir defalığına bile tattığımızda, söylemeye çalıştığım şeyin en net resmi gözlerinizin önüne gelecektir.

Çünkü sınav bir sonraki aşamaya hazırlamakla sınırlı iken, söylediklerim hayata hazırlanmanın anahtarıdır ve sınanmıştır. Her türlü sınav da bunun kapsamı içindedir.

Yine de tercih sizin canlarım. Sevgiyle…

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Handan Yortanlı
İnceleyen 5 gün önce
Yaklaşık yüzyıl önce, kadınların toplumda yok sayılmasını ve yaşadığı sıkıntıları dile getirebilen ve bunu cesurca yazıya dökebilen birisinin, bugün hala aynı sıkıntıları yaşadığımızı gördüğünde hissettikleri neler olurdu acaba diye düşünmeden edemedim. Bugüne baktığımızda çok ta değişen bir şey olmamış sanki.

Aslında kitabı beğendim. Erkeksiz bir toplum nasıl olur sorusunu, hem erkeklerin hem kadınların olduğu sosyal çevremde çokça konuştuk ve hala ortak bir noktada buluşamadık.

Hemcinslerim tarafından tepki almak adına;
- Kadınların bakış açısından güzel ama kitabın açıklamasında okuduğumdan ziyade Ütopyadan çok Distopya hissi verdi bana.
- Kitabı bitirince bende uyandırdığı hissi sanırım “Dışlayıcı” olarak tarif edeceğim. Gerçi bugüne kadar erkek bakış açısı ile yazılmış ve küçümseyen çok yazı ve kitap okumuşluğum var. Belki yaşadığımız topluma göre kadın ve erkeğin birlikte yaşamadığı bir düzen hayal etmekte güçlük çekiyorum ama yine de sadece kadınların tüm becerileri, dışlayıcı bir üslup kullanılarak yükseltilmiş gibi geldi. İçinde yaşadığım dönemin bu duruma çok etkisi var tabi ki. Kitabın yazıldığı dönem yaşamış olsaydım muhtemelen daha farklı düşünecektim.
- Nasıl ki erkeklerin gücü elinde tuttuğu toplumlarda tüm bu olumlu yönlerin erkeklere atfedilmesi rahatsız ediyorsa, kadınlar tarafından da yapılması, bir kadın olarak beni rahatsız etti. Özellikle annelik ve anneliğin kutsallığı üzerinden medeniyetin ve gelişimin kurgulanması tarafını kafamda pek oturtamadım.

Kitaptan kendi adıma aldığım ders; kadın ya da erkek fark etmeksizin, gücü kimin eline geçirip toplumu şekillendireceğinden ziyade, toplum düzenini her iki bakış açısını da aynı eşitlikte kullanarak inşa edebilirsek bu sorunların hiç birinin yaşanmayacağı.
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Medeni bir ülkeye benziyordu açıkçası burası, bilindik herhangi bir ülkeden hiçbir farkı yoktu.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Nisan 2011 17 dk.

İnternette kimi zaman "İnsanlarla sineklerin de genlerinin %60'ı benzer, demek ki sinekten geliyoruz." ya da "Patateslerin de 48 kromozomu var, şempanzelerin de; belki de patatesten geldik." gibi düşük seviyeli ama halkın kafasını karıştırabilecek argümanlar görmek mümkündür. Bu yazımızda, bu argümanların hatalarını izah edeceğiz.

Genetik benzerlik, ele alınan iki türün ya da tür grubunun genomlarının (var olan bütün genlerinin toplamının) birbirlerine olan benzerlik oranı olabileceği gibi, bu tür veya tür gruplarının sadece belli başlı gen bölgelerinin birbirine benzerliği anlamına da gelebilmektedir. 

114
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Taner Beyter
Taner Beyter
399.9K UP
Yazar 4 gün önce 13 dk.

Her yıl en az 60 milyar hissedebilen canlıyı (yüz tanıyan, rüya gören, sosyalleşen, bir dereceye kadar akıl yürütebilen, acı kaynağından kaçan ve çığlık atan, iletişim kuran, sosyalleşen, favori oyun ve yemeği olan) yemek için öldürüyoruz. Bunların çok büyük bir kısmının fiziksel ve psikolojik acı çektiği açıkça görünüyor. Yalnızca tabağımızda yemek olarak değil; kıyafet, kozmetik, yarışlar ve sirkler, deneyler vb. birçok alandaki hayvan kullanımı modern toplumların temel mekanizmasının çekirdeğinde yer alıyor gibi duruyor. Bu ahlaken tartışmaya değer bir mesele ki bundan ötürü felsefecilerin uygulamalı etik başlığında en çok tartıştığı konu başlıklarından biri hayvan hakları olmaya devam ediyor.

Hayvan hakları meselesi; ahlak felsefesi, hukuk, bilişsel bilimler, psikoloji, dinler tarihi, antropoloji ve daha birçok entelektüel alanla temas eden ve ilk bakışta görüldüğünden çok daha kapsayıcı, belirleyici ve mühim olan bir konuma sahip. Bu nedenle hayvan hakları ve etiğine yönelik kitapları okuyarak bu konuda daha fazla bilgilenmek son derece önemli.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 6 gün önce 16:12
Çift Yarık Deneyi olarak da bilinen Young Deneyi, fotonlar gibi parçacıkların hem dalga, hem parçacık olarak davrandığını ortaya çıkarması bakımından...
7
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 18 Aralık 2019 30 dk.

Evren'deki her şeyin, ama her şeyin nereden geldiği sorusu, binlerce yıldır insanların sormakta olduğu ve halen tam olarak yanıtlanamamış bir sorudur. Antik Yunan'dan, hatta öncesinden beri birçok düşünür, bu soruya çeşitli yanıtlar aramıştır.

Bu yanıtların en meşhuru, kuşkusuz ki yaratıcı bir süpergücün her şeyi belli bir plana veya isteğe göre yaratmış olmasıdır. Eğer her şey, o "her şey"den üstün ve onların var olmasını arzu eden bir yaratıcı gücün eseri ise, her şeyin var olması son derece beklendiktir. Bu durumda insanlara düşen, her şeyin nasıl var olduğu sorusuna değil, neden var olduğu sorusuna kafa yormak olacaktır. Yani var oluşun süreçleri ve mekanizmaları üzerine kafa yormak (bilimin yaptığı) bir "hobi" olarak keyifli olabilir; ancak aslolan, bizim bu çerçevede/resimde var oluş sebebimizdir.

401
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anonim
Anonim Üye 11 Kasım 2023 1 Cevap
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Kiraflugh Eurlineia
Üye 2 gün önce 1 Cevap
sırf acı veriyor diye mi? kendi karanlıklarını kabul edemedikleri için mutlak bir adalet ve ahlak sistemine inanmak istiyorlar ve çevrelerindekileri de buna inandırmak istiyorlarki kendilerini daha iyi kandırabilsinler ama neden biz insanlar kötülüğü kabul edemeyiz? kötülüğü kabul etmek neden bu kadar zor?
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Yasin Erkmen
Yasin Erkmen
76.2K UP
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi.
Kaynak: tol - Murat Uyurkulak
4
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close