Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Ekim 2014 6 dk.

Bilimin hiçbir sahasının olmadığı gibi, Evrim Teorisi (ve evrimsel biyoloji) statik bir çalışma sahası değildir. Sağlam temellere dayanan teorik altyapısı 1859 yılında Darwin'in tam adı "Doğal Seçilim Yoluyla Olan Türlerin Kökeni veya Yaşam Mücadelesinde Desteklenen Irkların Korunumu" olan, kısaca "Türlerin Kökeni" olarak bilinen kitabı yayınlamasıyla inşa edildi. Ancak o yayınla sonlanmadı, hatta o kitap, devasa bir patlamanın ilk kıvılcımından ibaretti. İlk kıvılcım olması bakımından müthiş öneme sahiptir; ancak bu sahanın yarattığı asıl önemli bilimsel sonuçlar ve bilimde açılan çığırlar bakımından o kadar da önemli değildir. Çünkü bu yayın, 155 yıl geride kalmıştır ve o zamandan bu yana çok fazla şey keşfettik. Darwin'in birkaç noktadaki hatasını (özellikle popülasyonların sayısal genişlemesi ve genetik gibi konulardaki hatalarını ve bilgisizliklerini) düzelttik ve genişlettik. Bunun haricindeyse, Darwin'in açtığı kapı, evrimsel biyolojiye her zaman temel olarak kaldı ve muhtemelen hep de öyle kalacak. Evrimin günümüzdeki modern tanımını eksiksiz ve çarpıtmalardan arındırılmış olarak öğrenmek için buradaki kısa yazımızı okuyabilirsiniz.

O zamandan bu yana Evrim Teorisi'yle ilgili birçok yeni açıklama getirildi, geçerli bir teori olduğu matematiksel olarak ispatlandı, bilgisayar modelleriyle doğrulandı, elimizi değdiğimiz her türde gözledik, bütün fosiller evrimsel süreci onayladı, karşılaştırmalı anatomi, morfoloji, genetik sahalarındaki çalışmalar bir bütün olarak evrimsel süreçleri tam da teorinin öngördüğü şekilde doğruladı ve daha nicesi... Bu yolda yepyeni hipotezler ileri sürüldü, bazıları çok güçlü şekillerde doğrulanarak (veya hala yanlışlanamayarak) teorinin güçlü bir parçası haline geldiler, bazıları çürütüldü ve unutuldu. Tüm bu baş döndürücü gelişmeler, bulgular, deliller ve araştırmalar göz önüne alındığında, Darwin'in evrimle ilgili çizdiği çerçeve son derece basit ve yalın kalmaktadır. Evrimin özünü anlamak ve anlatmak bakımından bu tespitler halen çok değerlidir; fakat evrimsel biyolojiyi Darwin'den ve onun ileri sürdüğü haliyle Evrim Teorisi'nden ibaret görmemiz imkansızdır.

457
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Mery West
Mery West
50.8K UP
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
To try to be happy is to try to build a machine with no other specification than that it shall run noiselessly.

“Mutlu olmaya çalışmak, tek şartı sessizce çalışması olan bir makine inşa etmeye çalışmak gibidir.”

— Robert Oppenheimer
Kaynak: X:PhysInHistory (X)
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
113.7K UP
İnceleyen 1 gün önce
Michel Foucault ,Özne ve İktidar: Seçme Yazılar 2, Foucault’nun düşüncesinde “iktidar” kavramının nasıl işlediğini ve öznenin bu iktidar ilişkileri içinde nasıl kurulduğunu anlamak açısından temel metinlerden biridir. Bu kitapta Foucault, iktidarı yalnızca baskı uygulayan, yasaklayan ya da merkezi bir otorite olarak değil; bireyleri şekillendiren, kimlikler üreten ve gündelik hayatın en küçük ayrıntılarına kadar sızan bir ilişki ağı olarak ele alır.

Foucault’ya göre özne, iktidarın karşısında duran hazır bir varlık değildir; aksine iktidar ilişkileri içinde ve onlar aracılığıyla kurulur. İnsanlar, cinsiyetleri, cinsel yönelimleri, hastalıkları, suçlulukları ya da “normal” kabul edilen davranışları üzerinden tanımlanır. Bu tanımlar, hukuki ya da tıbbi söylemler gibi bilgi biçimleriyle desteklenir. Böylece iktidar, yalnızca “yukarıdan” değil, bilgi aracılığıyla her yerde işler. Foucault’nun ünlü ifadesiyle iktidar, bastırmaktan çok üretir: bireyleri, kimlikleri ve “doğruları” üretir.

Kitapta önemli bir kırılma noktası, iktidarın sadece zor yoluyla değil, bireyin kendisini denetlemesi yoluyla işlediğinin gösterilmesidir. Disiplin toplumunda birey, dışsal bir zorlamaya gerek kalmadan, kendisini izler, düzeltir ve normalleştirir. Okul, hastane, kışla ve hapishane gibi kurumlar, bu özneleşme sürecinin temel mekânlarıdır. Bu kurumlar sayesinde birey, hem itaatkâr hem de “yararlı” bir özne hâline getirilir.

Ancak Foucault için iktidar her zaman mutlak değildir. İktidarın olduğu her yerde direniş de vardır. Özne, iktidar tarafından kurulduğu ölçüde, ona karşı koyma imkânlarını da içinde taşır. Bu noktada Foucault, özgürlüğü iktidarın yokluğu olarak değil, iktidar ilişkileri içinde hareket edebilme ve onları dönüştürebilme kapasitesi olarak düşünür. Öznenin etik boyutu da burada ortaya çıkar: birey, kendisiyle kurduğu ilişkiyi yeniden düşünerek iktidarın dayattığı kimlikleri sorgulayabilir.

Özne ve İktidar, Foucault’nun geç dönem düşüncesine özgü olarak, “kendilik teknikleri”ne de kapı aralar. İktidar yalnızca başkaları tarafından uygulanmaz; birey, kendisi üzerinde de iktidar uygular. Bu nedenle özgürleşme, dışsal bir devrimin değil, aynı zamanda öznenin kendisiyle kurduğu ilişkinin dönüşümünün sonucudur. Bu yaklaşım, klasik siyasal iktidar eleştirilerinden farklı olarak, gündelik hayatı ve bireysel deneyimi merkeze alır.

Özne ve İktidar: Seçme Yazılar 2, modern toplumlarda iktidarın nasıl işlediğini, bireyin nasıl şekillendirildiğini ve özgürlüğün hangi sınırlar içinde mümkün olduğunu gösteren derinlikli bir çalışmadır. Foucault bu metinlerle, iktidarı yalnızca eleştirilecek bir yapı olarak değil, sürekli analiz edilmesi gereken dinamik bir ilişki biçimi olarak düşünmemizi sağlar. Kitap, insanın “kim olduğu” sorusunun, her zaman politik ve tarihsel bir soru olduğunu güçlü biçimde hatırlatır.
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 18 Aralık 2019 30 dk.

Evren'deki her şeyin, ama her şeyin nereden geldiği sorusu, binlerce yıldır insanların sormakta olduğu ve halen tam olarak yanıtlanamamış bir sorudur. Antik Yunan'dan, hatta öncesinden beri birçok düşünür, bu soruya çeşitli yanıtlar aramıştır.

Bu yanıtların en meşhuru, kuşkusuz ki yaratıcı bir süpergücün her şeyi belli bir plana veya isteğe göre yaratmış olmasıdır. Eğer her şey, o "her şey"den üstün ve onların var olmasını arzu eden bir yaratıcı gücün eseri ise, her şeyin var olması son derece beklendiktir. Bu durumda insanlara düşen, her şeyin nasıl var olduğu sorusuna değil, neden var olduğu sorusuna kafa yormak olacaktır. Yani var oluşun süreçleri ve mekanizmaları üzerine kafa yormak (bilimin yaptığı) bir "hobi" olarak keyifli olabilir; ancak aslolan, bizim bu çerçevede/resimde var oluş sebebimizdir.

402
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
402.1K UP
Çeviren 2 gün önce 6 dk.

İdam cezası son derece maliyetli, tartışmaya açık ve kamplaşmaya sebep olan bir meseledir. Bu nedenle, eğer gerçekten yaşam kurtardığı gösterilemiyorsa, açıkça yürürlükten kaldırılması gerekir. Avrupa Birliği ve dünyadaki 101 ülkede zaten kaldırılmıştır. Peki idam cezası sahiden de yaşam kurtarır mı? Bu konuya dair önemli noktaları ve eldeki delilleri inceleyelim.

Kimileri idam cezasının caydırıcı olup olmamasıyla ilgili sorunun teorik bir mesele olarak tartışmaya açılabileceğini düşünüyor: Onlara göre idam cezası, diğer cezalardan daha ağır olduğuna göre, daha az cinayete yol açmalıdır. Ancak öyle görülüyor ki bu iddia modern idam cezasının kompleks yapısını büyük oranda gözden kaçırmaktadır. Öncelikle, kuramsal yaklaşım bize, devlet eliyle gerçekleştirilen infazların bir gösteri hâline gelmesinin, marjinal bireylerin kendi şikâyet ve öfkelerinin benzer bir misillemeyi hak ettiğini düşünerek aynı türden şiddet eylemlerine yönelip yönelmediğini söylemiyor. Her ne kadar başka suçlular idam cezası uygulandığından ötürü suçtan caydırılmış olsa da bu yolla önüne geçilen suçların, olası vahşileştirme etkisinden (devlet eliyle cinayetin suç işleme eğilimli kişileri vahşice düşünmeye motive etmesi) daha ağır basıp basmayacağı sorusu hâlâ ortada kalıyor.

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Burak Albayrak
355.7K UP
Ekleyen 18 Temmuz 2024 46 dk.

Katatoni; anormal hareketler, anormal davranışlar ve içe kapanma ile karakterize karmaşık bir nöropsikiyatrik sendromdur. Bu durum, hastaların çoğunlukla hareketsiz ve sessiz kalmalarından bazen de aşırı ajitasyon ve hareketlilik göstermelerine kadar oldukça geniş bir yelpazede belirtiler sergilemelerine neden olur.

Katatoninin etiyolojik temelleri hâlâ anlaşılamamış olmasına rağmen genellikle sayısız psikiyatrik ve tıbbi durumla ilişkilendirilmektedir. Katatoni; özellikle şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon ve bazı nörolojik hastalıklarla birlikte görülebilir. Bu durumların her biri katatoni belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir ve belirtilerin şiddeti ile tipi hastadan hastaya büyük farklılıklar gösterebilir.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Şuna bir bakın! Venom filminden fırlamış gibi gözüken bu sıvı, benim sesime göre hareket ediyor. Ama nasıl?
Evrim Ağacı
Yazar 10 Mayıs 2020 20 dk.

"7. Kıta" olarak da bilinen Antarktika, yeryüzündeki en zorlu şartlardan bazılarını bir arada bulunduran, sıra dışı bir yerdir. Böylesine sıra dışı bir kıta, yeryüzündeki en sıra dışı hayvanlardan birisi olan tardigradlar üzerinde araştırma yapmak için eşsiz ama bir o kadar da zorlu imkanlar sunmaktadır.

Bu yazımızda, üç konu başlığını bir arada inceleyeceğiz. Bunlardan birincisi, Dünya'nın en zorlu ortamları arasında kuşkusuz başı çeken Antarktika'da Dünya’nın en dayanıklı hayvanı olarak lanse edilen, popüler bilimin yeni maskotu tardigradları aramak ile ilgili olacak. İkinci konumuz, "Tardigradlar, Antarktika faunasının bir parçası mı, yoksa kozmopolit yayılım gösteren tardigradların sıkışıp kaldıkları uğrak bir nokta mı?" sorularını cevaplamayı hedefleyecek. Son olarak üçüncüsü ise, "Eğer ki tardigradların bazı türleri için Antarktika uğrak noktası görevi görüyor ise buraya nasıl geldiler?" sorusuna odaklanacak.

81
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

İnceleme
Sibel Özkan
Sibel Özkan
161.8K UP
İnceleyen 20 Ekim
Metamorfozlar, yeryüzündeki canlı yaşam ve onların başkalaşım süreçleri üzerine yoğun bilgi aktarımı yapmaktansa "evimizi" paylaştığımız canlılarla olan etkileşimlerimize, yaşayan her canlıya felsefik bir perspektiften bakmamızı sağlıyor. Bu açıdan sindirilerek okunmalı.
10.0/10
(7 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Metamorphoses
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
193.5K UP
Çeviren 14 Temmuz 2021
Araknolojik takımyıldız Akrep’in kuyruğu boyunca kalabalık bir yıldız alanı görülmekte. Bu tozlu kozmik bulut, kimilerine uğursuz bir kara kulenin görüntüsünü çağrıştırmakta. Aslında, yıldızları oluşturmak için çöken toz ve moleküler gaz kümeleri, karanlık bulutsunun içinde gizlenebilir. Bu mükemmel teleskop görüntüsünde yaklaşık 40 ışık yılı boyunca uzanan bir yapıdır. Kuyruklu yıldız küresi olarak bilinen bulut, NGC 6231’deki çok sıcak yıldızların OB birlikteliğinden (İng: "OB association") kaynaklanan yoğun morötesi ışınımla şekilleniyor. Aynı zamanda bu enerjik morötesi ışık, kürenin etrafındaki hidrojen gazının kırmızımsı parıltısına da güç sağlıyor. Toza gömülü olan sıcak yıldızlar, mavimsi renkte yansıma bulutsuları olarak görülebilirler. Kara kule NGC 6231 ve diğer bulutsular yaklaşık 5000 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hakan Orhan
Hakan Orhan
78.6K UP
Çeviren 2 gün önce 3 dk.

Egzersiz sonrası toparlanmayı hızlandırmak için kas esnetmenin değeri ya da değersizliği konusunda ciddi bir kafa karışıklığı var gibi görünüyor. “Esneme laktik asidi temizler!” ve buna benzer pek çok iddia ortalıkta dolaşıyor. Bunların herhangi biri doğru mu? Bir bakıma öyle.

Egzersiz sırasında kaslar çalışmaya zorlanır. Bu çalışma sırasında yakıt tüketilir, atık ürünler oluşur ve kas liflerinin yapısı çok sayıda mikro yırtık nedeniyle bozulur. Kıyaslama yapmak gerekirse bir ziyafet düşünün; yemek yenilir, çöp birikir (peçeteler, tavuk kemikleri vb.) ve masa düzeni bozulur. Bir sonraki ziyafetten önce, yiyeceklerin yeniden stoklanması, çöplerin temizlenmesi ve masaların yeniden kurulması gerekir. Kaslar için bir sonraki etkinliğe hazırlanma sürecine "iyileşme" denir. Bu süreçte kas, ağrı olmadan tam işlevine geri döner.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Tüm Reklamları Kapat
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
113.7K UP
ANTROPOLOJİ DE YÜKSEK LİSANS YAPIYORUM 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Soru sormak, cevap aramak, sorgulamak ve öz ile çevre farkındalığına sahip olmak; bilinç, biliş ve bilgi üretimiyle doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda “bilime dayanmayan” bir dünya dışı zeki varlık ya da uygarlığın mümkün olup olmadığı sorusu, yalnızca astrobiyolojik değil aynı zamanda epistemolojik ve bilim felsefesi temelli bir problemdir. Konunun netleştirilebilmesi için öncelikle “bilim”, “bilgi” ve “zeka” kavramlarının felsefi sınırlarının belirlenmesi gerekir.

Bilim felsefesinde yaygın kabul gören görüşe göre bilgi, rastlantısal sezgilerden değil; gözlem, deneyim, tutarlılık ve nedensellik ilkeleri üzerinden üretilir. Karl Popper, bilginin temel koşulunu yanlışlanabilirlik ilkesiyle tanımlar. Ona göre bir bilgi iddiası, sınanabilir ve yanlışlanabilir değilse bilimsel bilgi olarak kabul edilemez (Popper, 1959). Bu yaklaşım, yalnızca modern insan bilimine değil, herhangi bir zeki varlığın çevresiyle kuracağı sistematik ilişkiye de uygulanabilir. Bir varlık çevresini algılıyor, deneyimlerinden öğreniyor ve geleceğe dair çıkarımlar yapıyorsa, bu süreç kaçınılmaz olarak bilimsel bir karakter taşır. Dolayısıyla “bilime dayanmayan ama bilgi üreten” bir zeka, epistemolojik açıdan çelişkili bir varsayım oluşturur.

Thomas Kuhn’un paradigma kuramı bu noktada önemli bir açılım sunar. Kuhn’a göre bilim evrensel ve tek biçimli bir yöntem değildir; kültürel, tarihsel ve toplumsal bağlamlar içinde şekillenen paradigmalar aracılığıyla işler (Kuhn, 1962). Bu bakış açısı, dünya dışı bir uygarlığın bizim bilim anlayışımızdan çok farklı yöntemler kullanabileceğini kabul etmeyi mümkün kılar. Ancak Kuhn’un vurguladığı farklılık, bilimin tamamen reddi anlamına gelmez. Paradigmalar değişse bile, gözlem ve tutarlılık temel ilkeler olarak varlığını sürdürür. Bu nedenle dünya dışı bir uygarlığın “bilim yapmıyor” olması, aslında yalnızca bizim bilim anlayışımıza uymayan bir bilimsel pratik yürütüyor olması anlamına gelir.

Tüm Reklamları Kapat

Bilinç ve öz-farkındalık açısından bakıldığında, fenomenoloji önemli bir alternatif çerçeve sunar. Edmund Husserl ve onu izleyen fenomenologlara göre bilinç, dünyayı ölçmekten çok “yaşamak” üzerinden kurulur. Bu yaklaşımda bilgi, deneysel doğrulamadan ziyade öznel yaşantı yoluyla anlam kazanır. Teorik olarak dünya dışı bir bilinç biçimi, evreni sayısal ve deneysel bir nesne olarak değil, doğrudan deneyimlenen bir “anlam alanı” olarak algılıyor olabilir. Böyle bir durumda söz konusu varlık felsefi sorular sorabilir; varlık, anlam ve ilişkisellik üzerine düşünebilir. Ancak bu düşünme biçimi, doğrulanabilir bilgi üretmediği sürece bilimsel kabul edilemez ve dış gözlemci için tespit edilemez hale gelir.

Astrobiyoloji ve SETI (Search for Extraterrestrial Intelligence) araştırmaları ise bu soruya daha katı bir sınır çizer. SETI’nin temel varsayımı, zeki bir uygarlığın çevresinde tespit edilebilir izler bırakacağıdır: elektromanyetik sinyaller, enerji tüketimi ya da teknolojik yapılar. Bu varsayım, zekânın kaçınılmaz olarak çevreyi dönüştüren ve iz bırakan bir süreç olduğu fikrine dayanır. Davies’e göre, tamamen iz bırakmayan bir uygarlık varsa bile, bu uygarlık bilimsel olarak “yok” kabul edilmek zorundadır; çünkü bilim, yalnızca gözlemlenebilir olgularla çalışır.

Bu noktada kritik ayrım netleşir: Eğer bir dünya dışı varlık soru soruyor, cevap arıyor ve çevresiyle bilinçli bir etkileşim kuruyorsa, bu süreç ister istemez gözlem ve çıkarım içerir. Bu da onu, adını koymasa bile bilimsel bir epistemolojiye yaklaştırır. Buna karşılık, yalnızca varoluşu deneyimleyen, anlam üreten fakat doğrulanabilir bilgi üretmeyen bir bilinç biçimi teorik olarak mümkündür. Ancak bu tür bir bilinç ne bilimsel olarak incelenebilir ne de zeki bir “uygarlık” olarak tanımlanabilir.

Sonuç olarak, bilime dayanmayan ancak sorgulayan ve bilgi üreten bir dünya dışı uygarlık, mevcut bilim felsefesi ve epistemoloji çerçevesinde mümkün değildir. Buna karşın, bilime dayanmayan fakat anlam temelli bir bilinç biçiminin varlığı felsefi düzlemde tamamen dışlanamaz. Ancak böyle bir varlık, bilimsel yöntemlerle ne tespit edilebilir ne de insanlık tarafından “zeka” kavramı içinde değerlendirilebilir. Başka bir ifadeyle, sorgulayan her bilinç, ister istemez bir tür bilimsel süreç işletir; bilimden tamamen bağımsız bir sorgulama ise bilgi değil, yalnızca deneyim üretir.[1]

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close