Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Berat Mutluhan Seferoğlu
Yazar 24 Ağustos 2019 1 sa.

Çağdaş felsefede ön planda olan iki felsefe geleneği olduğunu görüyoruz. Bu gelenekler analitik felsefe ve kıta felsefesi olarak adlandırılıyor. Bu yazıda iki gelenek hakkında bilgi vermek, bu gelenekleri karşılaştırmak ve analitik felsefe/kıta felsefesi ayrımına dair bazı noktaları açıklığa kavuşturmak istiyorum.

Başlamadan önce bir uyarı yapmam gerekiyor: Ben, analitik felsefe ve kıta felsefesi ekolleri arasından analitik felsefeye yakınım. Dolayısıyla söz konusu ekoller arasında yaptığım karşılaştırmanın ve yaptığım çıkarımların taraflı görünebileceğinin farkındayım. Bu ayrım, kişilerin felsefeye nasıl baktığıyla öyle yakından ilişkili ki, kamplardan herhangi birine yakınsanız, analitik felsefe ve kıta felsefesi karşılaştırmasını taraflardan birini ‘kayırmadan’ yapmanız pek mümkün değil. Bu nedenle konu hakkındaki taraflılığımla ilgili olarak okuyucuyu uyarma ihtiyacı hissediyorum.

174
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ögetay Kayalı
Yazar 21 Mart 2024 7 dk.

Fizikte potansiyel enerji, iş yapabilme "potansiyeli" olarak ifade edilir. Potansiyel enerji, bazı alt başlıklara ayrılır: Bir cisim diğer bir cisme olan uzaklığına göre bir potansiyel enerjiye sahip olabileceği gibi, elektrik yükünden dolayı, kendi içerisindeki stresten dolayı ya da başka bir faktörden dolayı da bir potansiyel enerjiye sahip olabilir.

Bunu kavramsal olarak algılamak önemlidir. Çünkü diğer fiziksel tanımlara göre biraz daha farklı ve soyut algılanabilir. Burada "potansiyel" kelimesine yüklediğimiz anlam oldukça önemlidir. TDK'de "potansiyel" kelimesi, "Gizli kalmış, henüz varlığı ortaya çıkmamış olan, gizil" ya da "Kullanılmaya hazır" şeklinde tanımlanmıştır ve fizikte de gerçekten buna yakın bir anlam taşır. Aslında tanımlarla bir anlam yüklemeden önce, ne olduğunu görerek, kendi içimizde bir anlam kazandırmak daha faydalı olabilir. Bunu yapmak için de onun ne gibi tanımlara sahip olduğunu görmemiz gerekir. Potansiyel enerjinin en bilinen çeşitleri şöyle sıralanabilir:

34
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Aralık 2011 8 dk.

İnsan toplumlarına bakacak olursanız, kültürden kültüre çocukluk, yetişkinlik ve yaşlılık dönemindeki insanlara verilen değerin değiştiğini görürsünüz. Ancak genellikle toplumlarda daha korunmasız olan çocuklar ve yaşlılar, daha dinamik ve güçlü olan yetişkinlerce korunurlar. Fakat toplumda bu durum böyle değildir ve Hayvanlar Alemi'ne baktığımızda da bunun böyle olmayabileceğini görürüz. Bu yazımızda, çocuklar ve yetişkinlerin toplum içerisinde gördükleri değer arasındaki farklılıkların evrimsel kökenini incelemeye çalışacağız. Evrimsel Biyoloji'nin açıklayıcı gücünü kullanarak, bu farklı yaş gruplarına gösterilen ilginin ve bu ilgi düzeyleri arasındaki farkın sebeplerini irdelemeye çalışacağız. Umarız faydalı olur.

Farklı yaş gruplarına canlı popülasyonları içerisinde değişen düzeylerde değer verilmesi, Evrimsel Biyoloji'nin açıklama gücünün sayısız örneğinden sadece bir tanesi; ancak özellikle bu konu, evrim açısından incelendiğinde ilgi çekici sonuçlara varılıyor. Çünkü sıklıkla tekrar ettiğimiz gibi bütün canlıların doğal varlık amaçları "hayatta kalmak" ve "üremek"tir. Dolayısıyla tüm canlıların özellikleri bu ikisini başarabilmeye en yakın olacak şekilde özelleşmiştir. Buna sadece fiziksel özellikler değil, davranışsal özellikler de dahildir. Unutmamak gerekir ki evrim bir uygunlaştırma (optimizasyon) sürecidir ve dolayısıyla tek yönlü incelenemez; organizmaları bir bütün olarak, çok çeşitli çevre şartlarına ve evrimsel baskılara bağlı olarak optimize edecek biçimde çalışır.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İrem Başkan
İrem Başkan
76.1K UP
Yazar 10 Ekim 2020 8 dk.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, dünya üzerinde tüm insanların ırk, cinsiyet, yaş, dil, din veya farklı ideolojik görüşler kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve herkesin her konuda eşit olduğunu belirtmektedir. Fakat, 21. yüzyılda hala LGBTİ+ bireylerine karşı büyük bir saygısızlık ve hak tanımamazlık ile karşılaşmaktayız.[1]

Dünyanın her yerinde belli kesimler tarafından cinsel yönelimi heteroseksüellik olmayan bireyler ayrımcılığa uğramaktadır. Eşcinseller, transseksüeller, interseksüeller, aseksüeller, panseksüeller, biseksüeller ve cinsel yönelimi dolayısıyla "heteroseksizm" tarafından kabul edilmeyen öbür insanlar, toplumlar içinde "hasta", "anormal" ya da "arızalı" olarak nitelendirilmektedir. Bilim insanları ve uzman terapi birlikleri ısrarla LGBTİ+ bireyi olmanın ve "heteroseksizm" tutumunu desteklemiyor olmanın bir hastalık olmadığını dile getirmektedir.[2][3] Bir kadının bir erkekten hoşlanması toplumlar tarafından ne kadar doğal görülüyor ise, örneğin bir kadının başka bir kadından hoşlanması veya herhangi bir cinsel yönelime sahip olmaması da o kadar doğal ve normaldir; fakat çoğu toplum bunu hala kabul etmemektedir.[4][5][6]

76
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zişan Işık
Zişan Işık
104.7K UP
Yazar 6 gün önce 4 dk.

Zihnimizde beliren her duygu ve düşünce milyarlarca nöronun ürettiği elektriksel sinyallerin sonucudur. Düzen bakımından son derece sert, uyum sağlayabilirlik bakımından son derece esnek olan beyinde tüm bu sinyaller doğal yollarla oluşur ve nörobilimin başta gelen gözlem alanlarındandır. Geleneksel nörobilim, beynin işleyiş mekanizmalarını anlamak için bu doğal yollarla oluşmuş kodları okumaya odaklanır. Bu, beyin tarafından yazılan elektriksel bir sinyal dilinin çözümlenmesi ve deşifre edilmesine çabalayan bir çeşit kriptanaliz sanatıdır fakat modern bilim ve mühendislik ışığında bu doğal sinyaller artık yalnızca gözlem alanı olmanın ötesine geçmiş ve belirli sinir hücresi tipleri doğrudan davranışsal kontrole alınmaya hatta bazı durum ve araştırmalarda programlanmaya başlanmıştır. Bu devrimsel çalışma sahası, genellikle nöromodülasyon, optogenetik gibi "nöron kodlama" olarak adlandırılmaktadır. Bu makale, nöron kodlamanın temel prensiplerini açıklayacaktır.

Nöron kodlama, bir sinir hücresinin temel davranış ve işleyişini; ışık, kimyasal maddeler, elektrik ve genetik araçlar gibi kasıtlı bir dış müdahale ile değiştirme faaliyetlerinin tümüne verilen isimdir. Burada nörona bizzat ve doğrudan bir program yüklenerek kendi halinde doğal uyaranlara verdiği reaksiyonlar baskılanıp yeni bir komut seti ile belirli bir anda spesifik bir kimyasalı üretmeye, ateşlenmeye veya susmaya zorlanır. "Program yükleme" ifadesi ile gerçekte nöronun çeşitli girdilere verebileceği tepki ihtimali ve zamanlamasını değiştiren biyolojik müdahaleler kast edilir.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 2 gün önce 12:17
Kuantum fiziği, genellikle baştan sona göz korkutucu bir saha olarak görülür. Her gün bunlarla uğraşan fizikçilere bile alandaki bazı konular hem ilginç...
4
Burak Albayrak
Burak Albayrak
355.7K UP
Ekleyen 4 Ekim 2022 43 dk.

İskemik İnme, beynin bir bölgesinde ani bir kan dolaşımı kaybı ile karakterizedir ve buna karşılık gelen nörolojik fonksiyonun kaybına neden olur. İskemik inme tipik olarak beyne kan sağlayan bir arterin tıkanmasından kaynaklanır. Sonuç olarak, beyin hücreleri kandan mahrum kalır. Çoğu beyin hücresi ortalama 4.5 saat kansız kalırsa ölür.

İnme, dünya çapında en yaygın ikinci ölüm nedenidir. ABD'de her yıl yaklaşık 795.000 kişi felç geçirmekte ve yaklaşık 130.000 kişi bu sebepten ölmektedir. Tüm inmelerin üçte ikisinden fazlası 65 yaşından büyük kişilerde görülür. İnme kadınlarda erkeklerden daha yaygındır.

82
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
142.6K UP
Yazar 2 gün önce 13 dk.

İnsanoğlu, varoluşunun şafağından bu yana, doğanın kudreti karşısında hem hayranlık hem de derin bir korku duymuştur. Yıldızlarla dolu bir gökyüzünün altında, ayaklarımızın bastığı toprağın sarsılmaz olduğuna dair inancımız, jeolojik zamanın o acımasız tiktakları arasında zaman zaman yerle bir olur. Evren'in uçsuz bucaksız karanlığında sürüklenen bu toz zerresinin üzerinde yaşam, incecik bir kabuğun kararsız hareketlerine pamuk ipliğiyle bağlıdır. Özellikle Anadolu gibi tektonik plakaların sürekli bir itiş kakış halinde olduğu coğrafyalarda, deprem gerçeği sadece jeofiziksel bir olay değil, kültürel kodlarımıza işlemiş kolektif bir travmadır.

Marmara Denizi, bu travmanın merkez üssünde, tarihin ve jeolojinin kesiştiği noktada uyanmayı bekleyen bir dev gibidir. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın batıya doğru uzanan ve milyonlarca yıldır Avrasya ile Anadolu blokları arasındaki gerilimi düzenleyen bu devasa kırık sistemi, insanlık tarihi boyunca imparatorlukları sarsmış, surları yıkmış ve şehirleri yutmuştur. 1509 yılında, Osmanlı tarihçilerinin "Kıyamet-i Suğra" yani "Küçük Kıyamet" olarak adlandırdığı o günde, İstanbul’un surlarını yerle bir eden güç ile 17 Ağustos 1999’da Gölcük’te binlerce canımızı alan güç aynıdır. Bu güç ne mitolojik bir canavarın öfkesi ne de ilahi bir cezalandırma aracıdır; bu, gezegenimizin ısıl dinamiklerinin, çekirdekten yüzeye doğru akan enerjinin ve plaka tektoniğinin kaçınılmaz bir sonucudur.

6
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Mesela ben insanların çok olduğu alanlarda bulunmayı sevmem bunun nedeni nedir?
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
213.8K UP
4 gün önce
Bir 'trenin' içindesiniz;
Zamanın akışının sizin için (lokal konum yada hıza bağlı) değişmesi durumunda bölgesel (lokal) bir alan içinde kalıyorsunuz. Buna Einstein'ı anarak 'kozmik bir tren' diyelim. 
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
111.1K UP
İnceleyen 6 gün önce
Paul K. Feyerabend ,Yönteme Karşı (Against Method), modern bilimin en dokunulmaz kabul edilen varsayımına yöneltilmiş köklü bir itirazdır: Bilimin ilerleyişini yöneten evrensel, nesnel ve bağlayıcı bir “bilimsel yöntem” olduğu fikri. Feyerabend bu kitabında yalnızca bilim felsefesine değil, bilimin toplumsal ve kültürel otoritesine de açık bir meydan okuma getirir.

Kitabın merkezindeki tez çarpıcıdır. Bilim tarihinde ilerlemeyi sağlayan şey yöntemlere sadakat değil, yöntem ihlalleridir. Galileo, Newton, Einstein gibi bilimsel devrimlerin aktörlerini inceleyen Feyerabend, bu figürlerin yerleşik kuralları sistematik biçimde ihlal ettiğini gösterir. Ona göre eğer bugün “bilimsel yöntem” diye öğretilen ilkeler geçmişte katı biçimde uygulansaydı, birçok büyük keşif asla gerçekleşemezdi. Bu nedenle Feyerabend’in ünlü mottosu ortaya çıkar: “Anything goes” (Her şey gider). Bu ifade çoğu zaman yanlış biçimde “kaos çağrısı” olarak okunur; oysa Feyerabend’in kastı, yaratıcılığı bastıran metodolojik dogmatizme karşı epistemolojik özgürlüktür.

Yönteme Karşı, bilimin nesnellik iddiasını da sorgular. Feyerabend’e göre gözlem kuramsız değildir; her gözlem belirli bir dünya görüşü ve dilsel çerçeve içinde yapılır. Dolayısıyla bilim, kendini tarafsız hakikatin tek taşıyıcısı olarak sunduğunda, gerçekte kendi metafizik ve ideolojik varsayımlarını görünmez kılar. Bu noktada Feyerabend, bilimi dinle karşılaştırarak provokatif bir iddiada bulunur: Bilim, modern toplumlarda yeni bir “kilise” işlevi görmektedir.

Kitabın bir diğer önemli boyutu, epistemolojik çoğulculuk savunusudur. Feyerabend, bilimi diğer bilgi biçimlerinden (yerel bilgiler, mitler, geleneksel tıbbî pratikler) üstün gören hiyerarşiyi reddeder. Ona göre bilgi üretimi tek bir rasyonalite biçimine indirgenemez; farklı toplumların farklı doğruluk rejimleri vardır. Bilimi “tek meşru bilgi kaynağı” olarak dayatmak, hem kültürel sömürgeciliğe hem de entelektüel yoksullaşmaya yol açar.

Ancak Yönteme Karşı yalnızca yıkıcı bir eleştiri değildir; aynı zamanda özgürlükçü bir bilim anlayışı önerir. Feyerabend, bilimin devlet gücüyle, eğitim sistemleriyle ve ekonomik iktidarla kurduğu ayrıcalıklı ilişkinin demokratik denetime açılması gerektiğini savunur. Bilim insanlarının otoritesi mutlak değil, tartışılabilir olmalıdır. Bu yönüyle eser, bilimi “ilerlemenin motoru” olarak kutsallaştıran Aydınlanmacı anlatıya karşı radikal bir karşı-hikâye sunar.

Sonuç olarak Yönteme Karşı, rahat okunur bir bilim savunusu değil; okuyucuyu sürekli rahatsız eden, konforlu kabulleri sarsan bir metindir. Feyerabend bilimi yıkmak istemez; aksine onu dogmadan kurtarmak ister. Özgürlüğün yalnızca siyasal alanda değil, bilgi üretiminde de vazgeçilmez olduğunu savunur. Bu nedenle kitap, bilim felsefesiyle ilgilenmeyenler için bile, otorite, özgürlük ve çoğulculuk üzerine düşünmek isteyen herkes için sarsıcı ve hâlâ güncel bir çağrıdır.
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Against Method
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Güven Soner
Yazar 5 gün önce 4 dk.

Hastanede muayene olurken sağlık çalışanının iki dakika sessizce ekrana bakması size belki sıradan gelir. Peki ya görme engelli olsaydınız?

Seslerden başka hiçbir ipucunuz yokken o sessizlik sizde nasıl bir his yaratırdı?

14
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı Ankara Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce Ankara₺310,00 - ₺450,0020 Aralık
Jeolojik Çağlar Sunumu ve MTA Doğa Tarihi Müzesi Gezisi
20 Aralık 2025 10:30 tarihinden 20 Aralık 2025 16:00 tarihine kadar.

Evrim Ağacı Jeolojik Çağlar Sunumu ve MTA Doğa Tarihi Müzesi Gezisi etkinliği 20 Aralık 2025 tarihinde saat 10.30’da başlayacaktır. 


Etkinlik 45 dakikalık 2 oturum sunum ve bir gezi halinde yapılacaktır. 



Etkinlik Konuları ve Planı:

1. Jeolojik Çağlar

2. MTA Doğa Tarihi Müzesi Gezisi

Konuşmacı: Dr. Babür Erdem, Evrim Ağacı Ortak Kurucusu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyolojik Bilimler Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları davranış biyolojisi, hesaplamalı biyoloji ve evrimsel biyolojidir ve bu konularda yayımlanan çeşitli makaleleri vardır. Ayrıca TÜBİTAK destekli projelerde yürütücülük yapmış ve birçok projede yer almıştır. Şu anda ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Merkezi’nde arılar ve davranışları üzerine araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Etkinlik, 30 kişilik kontenjan ile sınırlıdır. 30 kişiye ulaşılması durumunda kayıtlar kapanacaktır. Kontenjan dolduktan sonra yatırılan ücretler iade edilecektir.

Fiyatlandırma Bilgisi:
Dersler, öğrenci ve tam olmak üzere iki fiyatlandırmaya tabi olacaktır. Aktif olarak bir eğitim kurumunda öğrenim gören kişiler “öğrenci” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır. Diğer kişiler ise “tam” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır.
Ayrıca bankanıza bağlı olarak İYİZİCO üzerinden etkinliklerimize taksit imkânı bulunmaktadır.

Sunum Bilet Öğrenci: 310 ₺

Sunum Bilet Tam: 450 ₺
Gezi Bilet: 400 ₺

Devamını Göster
9
2 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
İnceleme
Betül Doğruyol
Betül Doğruyol
1,935 UP
İnceleyen10 3 Mart 2022
İster istemez, ya gerçekte de... Diye düşündüren yapıt.
Film
9.8/10
(152 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meriç Öztürk
Seslendiren 17 Haziran 2024 21:52
Hafıza kaybının tedavisinde yeni bir adım! -Beynimiz altıncı parmağa hazır mı?
19
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close