Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evren Cemil Çayırlı
11 saat önce
Kapitalizm kendisini sürekli "update" ve "upgrade" ederek dezavantajlarını avantaja çeviriyor. Şöyle ki:

- Kapitalizm banknotu ve krediyi icat ederek ömrünü uzattı.
- Kapitalizm ömrünü uzatabilmek için ayrıca borsa, bitcoin, metaverse, repo, bono, tahvil, hisse senedi, likit fon, rezerv para, çek, senet, komisyon, promosyon, taksit, reklam, haciz gibi icatlar yaptı.

1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

EtkinlikKonferans
Ufuk Balkan
Ufuk Balkan
104.1K UP
Etkinliği Ekleyen 6 gün önce İstanbulÜcretsiz4 Aralık
Bilim Akademisi Yılın Konferansı 2025 - Mete Atatüre ile Fiziğin Hayal Gücü
04 Aralık 2025 20:58 tarihinden 20 Aralık 2025 21:02 tarihine kadar.

Bilim Akademisi Yılın Konferansında bu yıl fiziğin kavramsal zenginliğine odaklanıyor.

Bilim Akademisi Üyesi Mete Atatüre, modern fiziğin en dinamik alanlarından biri olan yoğun madde fiziğinde belirim olgusunu ele alacak. Atatüre’nin konuşması, karmaşık sistemlerin doğurduğu beklenmedik davranışlardan bilimsel yaratıcılığın rolüne uzanan geniş bir çerçevede, fiziğin bugünkü sınırlarını ve geleceğe dair temel soruları tartışmaya açacak.

Fiziğin tarihi, insanlığın evreni anlama yolculuğunda durmaksızın süren bir keşif serüveni. En küçük parçacıklardan uzak ötegezegenlere uzanan bu serüvende keşif, çoğu zaman doğada zaten var olanı açığa çıkarmak anlamına geliyor. Ancak fiziğin ilerlemesini sağlayan, en az keşif kadar güçlü başka bir unsur daha var: Belirim (emergence), yani karmaşıklığın içinden doğan öngörmesi zor yeni davranışlar. Belirimin en çarpıcı biçimde ortaya çıktığı alanlardan biri olan yoğun madde fiziğinde, hayal gücü ile kuantum fiziği iç içe geçer. Sıradan görünen malzemeler olağanüstü yeni kavramlar ve modeller doğurur. Bu buluşmada yaratıcılığın, doğanın şaşırtıcı çeşitliliğinden esinlenen yoğun madde fiziğinde nasıl yol gösterici olduğunu, karmaşık sistemlerden nasıl bambaşka “yeni gerçeklikler” ortaya çıktığını birlikte keşfedeceğiz. Ve ilginç bir sorunun yanıtını arayacağız: Fizik haritasını bir gün tamamen çıkarabilir miyiz, yoksa bu yolculuk bizi her adımda sürekli genişleyen yeni belirimler ve olasılıklar evrenine mi sürüklüyor?



 

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Şafak Tan Özkan
Endüstri mühendisiyim. felsefe ile amatör olarak ilgilenmekteyim. 13 Haziran 2023 Sen de Cevap Ver

Carl Sagan üstadın dediği gibi:

" İnanmak değil bilmek istiyorum"

Sanıyorum bu sadece benim ve Carl hocanın en çok istediği şey değil, bu sitede gezinen vakit geçiren ve de katki sunan tüm kardeşlerimizin ortak isteği.

Tüm Reklamları Kapat

Sevgi ile kalın...

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hatice Kutbay
İnceleyen 5 saat önce
Binbir Gece Masalları, yalnızca masal anlatan bir derleme değil; iktidar, korku, arzu, bilgi ve hikâyenin dönüştürücü gücü üzerine kurulmuş çok katmanlı bir kültürel metindir. Masalların çerçevesini oluşturan Şehrazat–Şehriyar anlatısı, sözün ve anlatının ölüm karşısındaki en güçlü direniş biçimi olduğunu gösterir.

Eserin temel fikri daha ilk çerçeve anlatıda ortaya konur. Şehriyar’ın her gece evlendiği kadını sabah öldürtmesi karşısında Şehrazat’ın seçtiği tek silah hikâyedir. Şehrazat’ın konumu açık bir şekilde dile getirilir:

“Bana bu geceyi bağışla ey hükümdar; sana öyle bir hikâye anlatacağım ki, eğer Allah dilerse sabaha kadar canımı kurtarır.”

Bu cümle, Binbir Gece Masalları’nın özünü özetler. Anlatmak hayatta kalmaktır. Hikâye burada estetik bir zevkten çok, varoluşsal bir stratejidir.

Masallar ilerledikçe farklı toplumsal katmanlardan insanlar, tüccarlar, köleler, kadınlar, cinler ve hükümdarlar söz alır. Bu çok seslilik, iktidarın tek merkezden bakışını kırar. Özellikle hükümdar figürlerinin sık sık yanıldığı, aldatıldığı ya da cezalandırıldığı masallarda şu tür ifadelerle karşılaşırız:

“Zalimlik edenin sonu pişmanlıktır.”

Bu tür cümleler, masalların eğlencelik değil; ahlaki ve siyasal bir eleştiri alanı olduğunu gösterir. Mutlak gücün sorgulanabildiği nadir geleneksel anlatılardan biridir Binbir Gece.

Kadın anlatıcı olarak Şehrazat’ın konumu özellikle dikkat çekicidir. Şehrazat yalnızca masal anlatmaz; masallar aracılığıyla Şehriyar’ı dönüştürür. Onu yavaş yavaş intikamdan merhamete taşır. Bir noktadan sonra anlatının hedefi netleşir:

“Hikâyeler uzadıkça hükümdarın öfkesi azalıyordu.”

Bu ifade, bilginin ve anlatının şeffaf bir iktidar eleştirisi sunduğunu gösterir. Şehrazat, gücü doğrudan karşısına almaz; onu dönüştürerek etkisizleştirir.

Binbir Gece Masalları’nda kader de merkezi bir temadır. Ancak bu kader edilgen değildir; akıl ve cesaretle yönlendirilebilir. Sıkça tekrarlanan şu ifade bunu açık eder:

“Tedbir insandan, takdir Allah’tandır.”

Bu anlayış, insan iradesini yok saymaz; aksine onu ahlaki sorumluluğun merkezine yerleştirir. Masallar bu yönüyle fatalist değil, pratik bilgelik taşır.

Sonuç olarak Binbir Gece Masalları, masal formu altında hayat, iktidar ve özgürlük üzerine derin bir felsefe barındırır. Şehrazat’ın anlattığı her hikâye, yalnızca bir geceyi değil, bir zihniyeti kurtarır. Masallar bittiğinde Şehriyar yalnızca eğlenmiş değil, değişmiş bir insandır. Ve eser şu düşünceyle kapanır: Anlatı, insanı öldürmez; susturulan anlatı öldürür.

Bu yüzden Binbir Gece Masalları, yalnızca geçmişin bir masal kitabı değil; bugün hâlâ sözün, aklın ve anlatının şiddete karşı en güçlü direniş biçimi olduğunu hatırlatan evrensel bir metindir.
8.5/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Cilt 1/1
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Berat Mutluhan Seferoğlu
Yazar 24 Ağustos 2019 1 sa.

Çağdaş felsefede ön planda olan iki felsefe geleneği olduğunu görüyoruz. Bu gelenekler analitik felsefe ve kıta felsefesi olarak adlandırılıyor. Bu yazıda iki gelenek hakkında bilgi vermek, bu gelenekleri karşılaştırmak ve analitik felsefe/kıta felsefesi ayrımına dair bazı noktaları açıklığa kavuşturmak istiyorum.

Başlamadan önce bir uyarı yapmam gerekiyor: Ben, analitik felsefe ve kıta felsefesi ekolleri arasından analitik felsefeye yakınım. Dolayısıyla söz konusu ekoller arasında yaptığım karşılaştırmanın ve yaptığım çıkarımların taraflı görünebileceğinin farkındayım. Bu ayrım, kişilerin felsefeye nasıl baktığıyla öyle yakından ilişkili ki, kamplardan herhangi birine yakınsanız, analitik felsefe ve kıta felsefesi karşılaştırmasını taraflardan birini ‘kayırmadan’ yapmanız pek mümkün değil. Bu nedenle konu hakkındaki taraflılığımla ilgili olarak okuyucuyu uyarma ihtiyacı hissediyorum.

174
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
138.9K UP
Yazar 6 gün önce 11 dk.

Paleontoloji literatüründe "Kambriyen Patlaması" olarak bilinen dönem (yaklaşık 541 milyon yıl önce), Dünya'daki yaşamın aniden ve çarpıcı bir şekilde çeşitlendiği bir aralığı tanımlar. Uzun bir mikrobiyal egemenliğin ardından, günümüzdeki birçok ana hayvan gruplarının ataları, jeolojik zaman ölçeğinde bir göz açıp kapama süresi sayılabilecek bu aralıkta ortaya çıkmıştır.

Literatürde ve çeşitli tartışma bloglarında bu patlama, yaratılışçı argümanları desteklemek için sıklıkla Evrim Teorisi'ne karşı bir argüman olarak sunulsa da bilimsel veriler bunun bir yoktan varoluş olmadığını göstermektedir. Aksine bu olay, değişen ekolojik koşulların tetiklediği hızlı bir evrimsel çeşitlenmedir. Bu nedenle sorulması gereken soru "Neden bu kadar çok tür ortaya çıktı?" değil, "Bu türlerin bu kadar hızlı ve radikal biçimlerde evrimleşmesini tetikleyen çevresel veya ekolojik baskı neydi?" olmalıdır.

21
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hatice Kutbay
İnceleyen 5 saat önce
Dante Alighieri – İlahi Komedya, yalnızca bir ahiret yolculuğu anlatısı değil; insanın ahlaki bilincinin, siyasal düzenin ve ruhsal arınmanın alegorik haritasıdır. Dante, Cehennem–Araf–Cennet üçlemesi boyunca bireysel günahı da, toplumsal çürümeyi de aynı etik terazide tartar.

Eserin en çarpıcı başlangıç dizeleri, hem bireysel hem de insanlığa özgü bir krizi dile getirir:

“Hayat yolunun yarısında, karanlık bir ormanda buldum kendimi,
doğru yol yitmişti bende.”

Bu “karanlık orman”, sadece Dante’nin kişisel bunalımı değil; ahlaki pusulasını kaybetmiş insanlığın metaforudur. İlahi Komedya, tam da bu kayboluş anından başlar; çünkü Dante’ye göre kurtuluş, insanın önce kaybolduğunu kabul etmesiyle mümkündür.

Cehennem bölümü, adalet fikrinin en sert ve sembolik biçimde işlendiği yerdir. Cezalar keyfi değil, işlenen günahın mantıksal sonucudur (contrapasso). Kapıdaki ünlü uyarı bunu açıkça belirtir:

“Buraya girenler, bütün umutlarınızı geride bırakın.”

Bu söz yalnızca cehenneme değil, sorumluluktan kaçan her zihinsel duruma yöneltilmiş bir ikaz gibidir. Dante için umudu kaybettiren şey, günahın kendisi değil; bilinçli tercihlerle hakikati reddetmektir.

Cehennem’in en sarsıcı pasajlarından biri, tarafsız kalanlara ayrılan yerdir. Dante bu insanları açıkça küçümser:

“Ne iyilikte ne kötülükte yer aldılar;
Dünya onlardan söz etmeye değmez.”

Bu dizeler, Dante’nin ahlak anlayışını net biçimde ortaya koyar: Erdemsizlik kadar tehlikeli olan şey, kayıtsızlıktır. Dante’ye göre etik duruş almaktan kaçınmak, insan olmanın inkârıdır.

Araf’a geçişle birlikte ton değişir. Burada cezadan çok arınma ve umut hâkimdir. Ruhlar acı çeker ama kurtulmayı bilirler. Araf’ın ruhuna uygun şu söz dikkat çekicidir:

“Burada acı vardır, ama umutsuzluk yoktur.”

Bu ifade, Dante’nin insan anlayışını özetler: İnsan düşebilir, hata yapabilir; fakat bilinç ve iradeyle yükselme kapasitesine sahiptir.

Cennet bölümünde ise akıl sınırına gelir, sözü teslim eder. Burada Beatrice rehberdir; aşk, Tanrısal bilgiyle birleşir. Dante’nin vardığı son noktada şu satırlar yer alır:

“Aşk ki güneşi ve öteki yıldızları hareket ettirir.”

Bu dize, İlahi Komedya’nın nihai felsefesidir. Evrenin merkezinde güç, korku ya da ceza değil; aşk ve düzenleyici bir anlam vardır. Dante için aşk, duygusal bir hâl değil; varoluşu ayakta tutan kozmik ilkedir.

Sonuç olarak İlahi Komedya, bir ölüm sonrası anlatısı değil; yaşarken verilen ahlaki kararların haritasıdır. Dante, okuru seyirci konumunda bırakmaz; her okur sanki kendi karanlık ormanında ilerliyormuş gibi sorgulanır. Bu yüzden eser, Orta Çağ’ın ürünü olsa da zamansızdır: Çünkü günah, adalet, umut ve aşk hâlâ insanın merkezindedir.
Puan Ver
Orjinal Adı : Divina Commedia
Derleyen: Rekin Teksoy
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Meryema Şermet
Meryema Şermet
109.4K UP
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz .
Kaynak: Beş şehir
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Hilmi Uysal
Hilmi Uysal
4,372 UP
Yazar 8 Mayıs 2019 46 dk.

İnsanın iş faaliyeti “insan emeği” olur. İnsan emeği aslında zihinsel ve bedensel ikili bir faaliyettir, bir praksistir. Zihinsel bileşenini belirleyen ensefalizasyon katsayısıdır (EQ). Bedensel kısmını belirleyen ise BMR ile ölçebileceğimiz ve yaklaşık 3.5 milyon yıllık bir süreçte oluşan iki ayaklılığı, ellerini kullanışı ile tipik olan insan vücududur. Topluluk olarak yaşayan Homo Sapiens’in yaşamını sürdürebilmesi için gerekli besin bulma aktivitesi, beyinleşme oranının yükselmesi ile enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığını genişleterek, topluluğun yaşamını dolayısıyla da bireyin yaşamını güvence altına almaktadır. İnsan emeği bir praksis olarak, zekâsıyla enerji tüketerek kullanım değerleri/metalar üretir. Üretim sürecinde objeye eklenen bir “değer”dir. Zihinsel bileşeni ile insanın iş faaliyeti, “insan emeği” değer yaratan bir öze sahiptir. Üretim sürecindeki birey hem kendisini yenilemek için gerekli değeri hem de iş faaliyetinin sonucunda bu değerden fazlasını ürettiği objeye ekler. Dunbar sayısı ve enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığı arasında kurulabilecek bağıntı bize insan emeğinin çok önemli bir yönünü kavramımızı sağlamaktadır. Bu insan emeğinin en önemli özelliği olan “artı-değer” kavramıdır. Çağdaş insanda ortalama bir bireyin iş faaliyetinde üretebileceği enerji topluluktaki 2-3 kişinin enerji gereksinimini karşılayabilecek hale gelebilmektedir. İnsan emeği sadece toplumsal olarak kendisinin yaşamını sürdürmek için gerekli olanı üretmemektedir. Enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığı nedeniyle belirli bir oranda fazlasını üretmektedir. Dolayısıyla bir bireyin iş faaliyeti değer olarak kendisine gerekli olandan fazlasını üretme yeteneğini içermektedir.

İnsan emeğinin verimliliğindeki artıştan, enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığının genişlemesinden sorumlu olan bedensel değişimi ve daha belirleyici olarak ta zihinsel öğenin geçirdiği değişimdir. Homo Sapiens ile en yüksek EQ oranına ulaşan insan, insan emeğinin verimliliğini halen arttırmaya devam etmektedir. Bu insanın inovasyon, (yaratıcılık) yeteneği ile bağıntılıdır. İnsan emeğinin enerji üretim kapasitesi güvenlik aralığının, insanın inovasyon yeteneği ile genişlemiş olması beklenir. İnsan emeğinin enerji üretim kapasitesi üzerinde sadece enselalizasyon katsayısı değil, inovasyon yeteneğinin de bir katkıda bulunması gerekir. Bu inovasyon katsayısı niteliksel olarak iş faaliyetinin değeri üzerinde de etkilidir.

76
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
EtkinlikKonferans
İtü İşletme Mühendisliği Kulübü
Etkinliği Ekleyen 6 gün önce İstanbul & ÇevrimiçiÜcretsiz12 Aralık
18. Bilişim Teknolojileri Zirvesi
12 Aralık 2025 09:00 tarihinden 13 Aralık 2025 21:00 tarihine kadar.

Yılın En Büyük Öğrenci Etkinliklerinden 18. Bilişim Teknolojileri Zirvesi’ne Geri Sayım Başladı!

İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Kulübü’nün bu yıl 12-13 Aralık 2025 tarihlerinde, İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi’nde, Paribu Hub ana sponsorluğunda gerçekleştireceği 18. Bilişim Teknolojileri Zirvesi, teknoloji ve dijital dünyanın nabzını tutmaya hazırlanıyor! Hibrit olarak düzenlenecek bu etkinlik, Algoritmik Yolculuk ana temasıyla, Türkiye’nin dört bir yanından katılımcılarla buluşacak.

Bu iki gün boyunca teknoloji meraklılarını, girişimcileri, akademisyenleri ve sektör profesyonellerini buluşturacak olan zirve; OturumlarBT Alanıİnteraktif Bölüm, olmak üzere 3 ana bölümden oluşuyor.

Bilişim teknolojileri alanında önde gelen şirketlerin yöneticileri, farklı sektörlerden uzman isimler ve Türkiye’nin saygın akademisyenleri, dijitalleşmenin etkilerini ve en güncel teknolojik gelişmeleri bu etkinlikte ele alacak. Katılımcılar, hızla değişen teknoloji dünyasında meydana gelen yenilikleri ve bu gelişmelerin iş dünyasına, topluma ve geleceğe nasıl yön verdiğini öğrenme fırsatı bulacak. 

Sektörün önde gelen isimlerinin yer alacağı bu zirvede, sürpriz çekilişler, interaktif oturumlar ve networking fırsatları sizleri bekliyor! Ayrıca, şirket yetkilileriyle birebir görüşme imkanı ve daha birçok sürpriz etkinlikle dolu dolu bir deneyim yaşayacaksınız.

Ücretsiz ve sertifikalı olan bu zirveye kayıt olup konuşmacılar hakkında detaylı bilgi almak için https://btz.org.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
414.1K UP
Aktaran 20 Ağustos 2024 4 dk.

Batı ABD'de 1 milyon kilometreyi bulabilen uzunluktaki çitler, aynı zamanda Ay'a gidip geri dönmeye yetecek kadar uzun. Son yüzyılda, büyük ölçüde hayvanları kontrol altında tutmak amacıyla bol miktarda dikenli tel ve örgü tel çitler dikildi. Ne yazık ki bu çitler aynı zamanda geyik, sığın ve antilop gibi yabani hayvanların yiyecek bulmak veya derin kardan kaçmak için göç etmelerini de engelliyor.

Doğa korumacılar, Batı'nın uçsuz bucaksız arazilerinde eski çitleri bulup kaldırmak veya değiştirmek için kolları sıvadı. Bu zorlu görevde ise iki araştırmacı, çözüm olarak yapay zekaya başvurdu.

11
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
🔭 Temmuz 2025’te keşfedilen 3I/ATLAS, Güneş Sistemimiz dışından gelen ve “yıldızlararası ziyaretçi” olarak nitelendirilen nadir bir gök cismi.

🧊 Gelişindeki olağanüstü hız ve hiperbolik yörüngesi, onun bizim sistemimize ait olmadığını güçlü biçimde ortaya koyuyor.

👀 Bilim insanları, bu cismin içinde barındırdığı buz, gaz ve tozla başka yıldız sistemlerinin oluşum süreci hakkında eşsiz ipuçları yakalamaya çalışıyor.

💬 Bazı spekülasyonlar onun “yapay kökenli” olabileceğini söylese de, mevcut gözlemler çoğunlukla doğal bir kuyruklu yıldız olduğu görüşünde birleşiyor.

🌍 Bu ziyaretçi, evrenin genişliği ve çeşitliliği karşısında insanlığın küçük ama merak dolu yerini bir kez daha hatırlatıyor.
Yazar: Yusuf Berat İlgin
Editör: Damla Şahin Uçar

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Nevzat Keskin
Seslendiren 3 gün önce 9:26
Aşılama en basit tanımı ile, üretmek istediğimiz ağaçtan kesilen dal (aşı kalemi) ya da filizin, aşı yapılacak ağaca (anaç) yerleştirilerek oraya tutunmasını...
0
Tüm Reklamları Kapat
Discord
Hatice Kutbay
ANTROPOLOJİ DE YÜKSEK LİSANS YAPIYORUM 2 gün önce Sen de Cevap Ver

İnsan dışındaki hayvanların nicelik farklarını algılayabilmesi, kimi durumlarda küçük sayıları ayırt edebilmesi ve sınırlı ölçüde sayısal akıl yürütme sergilemesi, matematiğin salt kültürel bir icat mı yoksa doğanın yapısında zaten bulunan bir düzenin keşfi mi olduğu sorusunu felsefi ve bilimsel açıdan yeniden gündeme getirmiştir. Bu bulgular, özellikle matematiğin temel niceliksel ilkeleri açısından “keşif” tezini güçlendiren önemli ampirik kanıtlar sunar; ancak bu güçlendirme sınırlı ve katmanlıdır.

Bilişsel etoloji ve karşılaştırmalı biliş alanında yapılan çalışmalar, birçok hayvan türünün yaklaşık sayı sistemi (Approximate Number System – ANS) denilen, sembolik olmayan nicelik algısına sahip olduğunu göstermektedir. Örneğin kargalar ve şempanzeler, iki grup arasındaki “daha çok – daha az” farkını ayırt edebilmekte; bu ayırt etme yetisi mutlak sayıdan ziyade oranlara duyarlıdır. Bu durum, insan bebeklerinde gözlemlenen erken nicelik algısıyla büyük paralellikler gösterir. Dehaene’in çalışmaları, hem insanlarda hem hayvanlarda sayı algısının evrimsel kökenli, biyolojik olarak yerleşik bir bilişsel sistem olduğunu ortaya koymuştur. Bu bağlamda sayı, ilk aşamada kültürel bir sembol değil, doğal bir ilişkiler düzeni olarak algılanmaktadır (Dehaene, 1997; 2011).

Karıncalar ve arılar gibi böceklerde yapılan deneyler ise nicelik algısının merkezi sinir sistemi karmaşıklığına bağlı olmaksızın evrimleşebildiğini göstermiştir. Arıların yiyecek kaynakları arasında seçim yaparken sayısal ipuçlarını kullanabilmesi ya da karıncaların adım sayısına dayalı yön bulma stratejileri geliştirmesi, “sayı” fikrinin yalnızca yüksek bilişsel soyutlama ürünü olmadığını düşündürür. Bu durum, niceliğin doğada nesnel olarak mevcut olduğu ve canlıların buna uyum sağladığı şeklindeki Platoncu “keşif” yorumuna zemin hazırlar.

Tüm Reklamları Kapat

Şempanzeler ve babunlar üzerinde yapılan deneylerde, basit toplama-çıkarma benzeri işlemlerin sezgisel düzeyde gerçekleştirilebildiği gösterilmiştir. Cantlon ve Brannon’un çalışmaları, bu türlerin yaklaşık niceliklerle işlem yapabildiğini ve hata oranlarının Weber yasasına uyduğunu ortaya koyar. Bu, matematiksel düşüncenin çekirdeğinin evrimsel olarak oldukça eski olduğunu düşündürür. Dolayısıyla matematiğin en temel bileşenleri – nicelik, oran, karşılaştırma – insan zihninin icadı değil, doğayla etkileşim içinde keşfedilen düzenler olarak yorumlanabilir.

Ancak bu veriler matematiğin bütünüyle keşif olduğu sonucunu doğrudan desteklemez. Hayvanlarda gözlenen sayısal biliş, sembolik, aksiyomatik ve soyut matematik düzeyine ulaşmaz. Diferansiyel geometri, sonsuz kümeler ya da negatif sayılar gibi soyut yapılar, biyolojik zorunluluklardan değil, insan kültürü ve dilinin sağladığı bilişsel genişlemeden doğmuştur. Bu nedenle birçok filozof ve bilişsel bilimci, matematiğin çift katmanlı olduğunu savunur: Temel niceliksel ilişkiler keşiftir; bu ilişkileri ifade eden sembolik sistemler ise icattır.

Sonuç olarak, hayvanların nicelik algısı ve sınırlı sayısal akıl yürütmesi, matematiğin tamamen keyfi bir insan icadı olmadığı yönündeki iddiayı güçlü biçimde destekler. Bu bulgular, matematiğin doğanın yapısına içkin düzenlerden beslendiğini ve insanın bu düzenleri fark edip sistemleştirdiğini gösterir. Ancak ileri matematik, bu keşfin insan dilsel, kültürel ve tarihsel yaratıcılığıyla inşa edilmiş soyut bir uzantısıdır. Dolayısıyla hayvan bilişi ışığında en savunulabilir görüş, matematiğin ne yalnızca icat ne de yalnızca keşif olduğu; keşif üzerine kurulmuş bir insan yapımı yapı olduğudur.[1]

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close