Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 1 Ocak 2014 2 dk.

Bilim insanları, yaptıkları araştırma sonucunda bu balığın genomunun günümüzden 42 milyon yıl önce bir bütün olarak çiftlendiğini (ikiye katlandığını) tespit ettiler. Bu araştırmanın sonuçları Genome Biology and Evolution dergisinde yayımlandı. Araştırmacılar, bu eşsiz özelliğin yüzgeçlerin zaman içerisinde nasıl evrimleştiğine ışık tutmasını umuyor. San Fransisco Eyalet Üniversitesinden Karen Crow şöyle diyor:

İnsanların uzuvlarının nasıl oluştuğunu açıklamak için, araştırmacılar farede bulunan ve uzuvların oluşmasını sağlayan genleri, kürekburunun genleriyle kıyasladılar. Daha önceden yapılan araştırmalar, balıkların genomlarında uzuvların evrimi için gereken genetik bilginin, dört uzuvlu canlıların (tetrapod) evriminden çok önce zaten bulunduğunu gösteriyordu. Tetrapodlar içerisinde sürüngenler, kuşlar, amfibiler ve memeliler bulunuyor.

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Türü
Ebru Tuba Ölçücü
Türü Ekleyen 5 gün önce
Physarum polycephalum, Amoebozoa üst âlemine bağlı Myxogastria sınıfının bir tür sümüksü küf (plasmodial slime mold) türüdür. Gerçek bir küf ya da mantar değildir. Ökaryotik, çok çekirdekli ve amöboid yapıda bir protisttir. En karakteristik yaşam evresi olan plasmodium çevresindeki ortamı tarayarak ilerleyen, yüzey üzerinde ağsı damarlar oluşturan ve sitoplazmik akışla besin maddelerini hücre boyunca dağıtan büyük, koenositik bir yapıdır. F. polycephalum’un çevresel uyaranlara verdiği tepkiler oldukça gelişmiştir. Işıktan kaçınan (fotofobik) bir türdür ve organik maddece zengin, nemli, gölgeli mikrohabitatları tercih eder.
Bu süreçte oluşturduğu damar ağı, kaynaklar arasında en kısa ve enerji açısından en verimli yolları seçmesiyle dikkat çeker. bu yönüyle tür, biyolojik hesaplama ve ağ optimizasyonu çalışmalarına model olmuştur. spor üretmek amacıyla sporokarp adı verilen yapıları oluşturur. Bu yapılar içinde gelişen sporlar rüzgarla veya temasla yayılır.
emin ve organik döküntünün yoğun olduğu parklar, ormanlık alanlar, yosunlu kütükler, çürümekte olan yaprak yığınları ve hatta nemli duvar boşlukları gibi mikrohabitatların yaygın olmasına bağlıdır. Ilıman iklim, özellikle sonbahar ve ilkbahar aylarında plasmodium evresinin sık görülmesini sağlar.
3
Pedram Türkoğlu
Yazar 6 Temmuz 2017 26 dk.

Paleontolojinin rönesansı derken ne demek istiyoruz? Terim olarak 1842’de Dinosauria (korkunç kertenkele) kelimesini ilk ortaya koyan kişi Richard Owen adında bir paleontolog/biyolog idi. Kendisi Darwin’in çalışmalarına da destek veren ve katılan bir bilim insanıydı. Fakat evrimi, Darwin’in açıkladığından daha karmaşık bir yapıda olduğunu düşünüyordu. Diğer yandan başka insanların çalışmalarına göz diken ve korkulan bir kişi olduğu da söyleniyor. Bu yüzden Thomas Huxley gibi bilim insanlarıyla arası iyi değildi.

Dinozorlarda tüylerin keşfi ile adeta bir ’’Renaissance’’ yaşandı. Bu rönesansın fikir babasının John Ostrom olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Elbette 1927'de dinozorlardan kuşlara geçişi resmeden Gerhard Heilmann'ı kesinlikle unutamayız. Paleontoloji uzmanı olmamasına rağmen önemli bir öncüdür. John, 1969’da Deinonychus antirrhopus örneği üzerinde incelemeler yaparak, kuşların dinozorlar ile doğrudan akraba olduğunu söyleyen ilk kişidir. Tabi dinozorların kuşlar ve sürüngenler arasında geçiş olduğunu düşünen, Darwin’in çalışmalarına destek veren Thomas Huxley’i ve Karl Gegenbaur’u da es geçmemek lazım. Ancak John, dinozorların sürüngenden geçiş değil de, tam olarak kuş benzeri olduğunu dile getiren ilk kişi olduğu için paleontolojide ve paleobiyolojide yeri ayrıdır. John'un fikirleri daha sonra karşılaştırmalı anatomi çalışmaları ile ayrıntılı olarak desteklendi.

84
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Özmeral
Ege Özmeral
179.8K UP
Yazar 11 Şubat 2016 4 dk.

Belirsizlik İlkesi, kuantum fiziğinin en temel ilkelerinden biridir. Kuantum fiziğinin ortaya çıkmasından 100 yıl önce Pierre-Siom Laplace bugün “Laplace’ın Şeytanı” olarak bilinen bir fikir ortaya atmıştır. Evren deterministik ise ve eğer birisi (şeytan) evrendeki her türlü cismin o anki konumunu, momentumunu ve üzerindeki kuvvetleri bilirse evrenin geçmişini ve geleceğini hesaplayabileceğini söyler. Ancak kuantum fiziği ile gelen belirsizlik ilkesi bize evrendeki her türlü cismin özelliğini hesaplayabilecek bir bilgisayarımız olsa bile bu özelliklerin asla tam bir kesinlik ile bilinemeyeceğini söyler.

Belirsizlik ilkesi kuantum fiziğinin oluşmasına büyük katkılar yapan Werner Heisenberg tarafından 1927’de ortaya atıldı. Aralarında belirsizlik ilişkisi olduğu en yaygın olarak bilinen çift momentum ve konumdur. Bu belirsizliği matematiksel olarak Earl Hesse Kenard ve 1 yıl sonra Hermann Weyl ortaya attı. 

87
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
577.7K UP
1 gün önce
Atacama Kozmoloji Teleskobu’nun (ACT) 20 yıla yakın gözlemlerinin son verileri, evrenin genişleme hızına dair en büyük kozmolojik sorunlardan biri olan “Hubble gerilimini” daha da belirginleştirdi. Yerel evrenden Tip Ia süpernovalarla ölçülen Hubble sabitiyle, kozmik mikrodalga arka planı (CMB) kullanılarak uzak evrenden elde edilen değerler yine uyuşmadı. ACT’nin yüksek çözünürlüklü CMB polarizasyon haritaları, Planck uydusunun sonuçlarıyla tam uyumlu çıkarken, genişleme hızındaki uyuşmazlığın rastlantı olmadığı bir kez daha doğrulandı. Bu durum, standart kozmoloji modeli ΛCDM’de eksik bir fizik olduğunu işaret ediyor ve birçok alternatif modeli elemiş durumda. Araştırmacılar, evrenin erken dönemine dair bu yeni verilerin gelecekteki çalışmalar için temel bir referans olacağını belirtiyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Özge Uysal
Özge Uysal
104.4K UP
Üye 6 gün önce 2 Cevap
Doğal seçilim zaman zaman gerçekten beklemediğimiz özellikler ortaya çıkarabiliyor. Davranışsal ya da fiziksel fark etmez; “Bu bayağı enteresanmış” dediğiniz bir adaptasyon var mı?
379 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Levent Sözen
Levent Sözen
50.8K UP
Araştırmacı 2 gün önce Sen de Cevap Ver

Bana soracak olursanız, durumu "yaşayan" ile "gözlemci" olarak düşünmek lazım. Eğer durumu yaşıyorsanız, zaman iki kat hızlandığında her şey iki kat hızlanacaktı, ama oransal olarak yine aynı olacaktı. Tıpkı normal zamandaki gibi, 80 yıl yine 80 yıl gibi gelecekti. Yani 80 yıl, 40 yıl olmayacaktı. Fakat bir gözlemci, durumu yaşayan bize baksaydı, onun için her şey iki kat hızlanmış görünecekti ve bizim 80 yılımızı 40 yılda tamamlıyor gibi gözükecektik.[1]

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ebru Tuba Ölçücü
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, İstanbul
P. polycephalum’un çevresel uyaranlara verdiği tepkiler oldukça gelişmiştir. Işıktan kaçınan (fotofobik) bir türdür ve organik maddece zengin, nemli, gölgeli mikrohabitatları tercih eder. Kemotaksi sayesinde bakterileri, maya hücrelerini ve çürüyen bitkisel materyalleri algılayarak besin kaynaklarına doğru ilerler. Bu süreçte oluşturduğu damar ağı, kaynaklar arasında en kısa ve enerji açısından en verimli yolları seçmesiyle dikkat çeker. bu yönüyle tür, biyolojik hesaplama ve ağ optimizasyonu çalışmalarına model olmuştur.
9
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Yanki Derya
İnceleyen10 7 Mayıs 2022
Farklı türlerde yazılmış ilgi çekici öyküler var.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 14 Nisan 2014 14 dk.

Bir önceki yazımızdan hatırlayabileceğiniz gibi, artık uyum başarısının ne olduğunu, evrimi neden etkilediğini ve bir popülasyondaki ortalama uyum başarısının ne anlama geldiğini biliyoruz. Bu yazımızda da bu konu üzerinden giderek çeşitli popülasyonları, farklı genotip dağılımlarına göre analiz etmeyi öğreneceğiz. Böylece farklı seçilim baskıları altında, farklı genotiplerin ne yönlere doğru evrimleşebileceğini tahmin etmeyi ve hesaplamayı öğrenmiş olacağız. Ancak başlamadan önce, ortalama uyum başarısının nasıl hesaplandığını hatırlayalım ve bunun matematiksel anlamını bir örnek üzerinden görelim. Hatırlayacak olursanız ortalama uyum başarısını şöyle hesaplıyorduk:

Hatırlayacağınız gibi burada F harfiyle belirtilenler genotip frekanslarını (örneğin AA genotipinin popülasyon içerisinde bulunma sıklığını), omega (ω) işaretiyle gösterilenlerse, o genotipin çevreye uyum başarısını ifade etmektedir. Dolayısıyla her bir genotipin uyum başarısını, o genotipin bulunma sıklığı ile çarparak sonuçları topladığımızda, popülasyonun ortalama uyum başarısını elde etmiş oluruz. Bu tıpkı şu soruyu çözmeye benzer: 

65
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Emre Nur
Emre Nur
1,166 UP
İnceleyen 3 gün önce
Töre Sivrioğlu, doğa tarihi merakı ve çizim yeteneğiyle bu eşsiz esere imza atmış. Eser; doğaya, hayvanlara, fosillere meraklı herkesi tatmin edecektir. Sade ve ilgi çekici bir üslupla yazılmış, yazarın kendi kalemiyle resimlenmiş bu kitap; yüz milyonlarca yıl önceden yüz yıl öncesine kadar değişen zamanlarda soyu tükenmiş otuz muhteşem hayvanı kısa kısa ele alıyor. Her hayvanın keşfedilişine, tür özelliklerine, evrim ağacındaki konumuna ve yok oluş nedenlerine değiniyor. Her sayfası bilgi dolu. İşte kitapta geçen o otuz muhteşem hayvan:
* Pteraspis: İlk balık türlerinden biri. Ön kısmı zırhla kaplıydı. Fena bir yüzücü olmadığı düşünülüyor. Çenesi olmadığı için küçük canlıları süzerek besleniyordu.
* Megalodon: M.Ö. 10.000'lere kadar yaşamış, iri cüsseli bir köpek balığı türü. Şimdilik sadece dişleri ve çenesi ele geçtiği için tam olarak neye benzediğinden emin değiliz.
* Meganeura (Dev Yusufçuk): Karbonifer Dönem'deki oksijen bolluğundan yararlanarak devleşen böceklerden biri dev yusufçuklardı.
* İhtiyostega: İlk tetrapod (dört ayaklı) omurgalılardan biri. Balıklardan amfibilere geçiş türü.
* Diadectes: İri cüsseli bir amfibi. Farklı amaçlar için özelleşmiş dişlere sahipti.
* İhtiyozor: Karalardan denizlere dönmüş bir sürüngen. Görünüşü balığa benzemesine rağmen sürüngen atalarının özelliklerini de bünyesinde taşıyordu. Bu yüzden onu bulan ilk fosil meraklılarının kafasını karıştırmıştı.
* Plesiyozor: Uzun boyunlu deniz sürüngeni.
* Pterozorlar: Uçmayı öğrenen sürüngen ailesi. Kimisinin iyi uçucu olduğu, kimisinin yalnızca süzülebildiği, kimisinin de -deve kuşu gibi- kanatlı olmasına rağmen uçma yetisini yitirdiği sanılıyor.
* Megalozor: Keşfedilen ilk dinozor türü. Megalozoru keşfedenler, onun file ya da gergedana benzediğini düşünmüşlerdi, bugün bunun doğru olmadığını biliyoruz.
* İguanodon: Keşfedilen ikinci dinozor. Bu dev hayvanın arka ayaklarının üstünde dimdik durduğu sanılıyordu, ama bugün böyle bir davranışı olmadığını biliyoruz.
* Hadrozor: Amerika kıtasında keşfedilen ilk dinozor. Dinozorlar çağının sonlarında ortaya çıkmış, kuş kalçalı bir dinozor.
* Sauropodlar: Dört ayaklı, otçul, dev dinozorlar ailesi. Bu ailenin üyeleri, karada yaşamış en büyük hayvanları barındırıyor.
* Triseratops: Üç boynuzlu ve farbalalı bir dinozor türü. Farbalası sayesinde boynunu etçil avcılardan koruyabiliyordu.
* T-Rex: Tüylü, etçil, iri beyinli, hızlı bir avcı. Dinozorların en meşhuru.
* Troodonlar: En zeki dinozor ailesi. Büyük felaket yaşanmasaydı acaba Troodonlar insan gibi zeki bir türe evrilebilir miydi?
* Arkeopteriks: Tamamen tüylerle kaplı küçük bir dinozor.
* Dimetrodon: Sırtında koca bir yelpaze taşıyan bir sinapsid türü. İlk bulunduğunda sürüngen olduğu sanıldı ama sonra sinapsid sınıfına dahil edildi. Sinapsidlerin bugün yaşayan tek temsilcisi memeliler.
* Trinaksodon: Bir terapsid türü. Terapsidler, memelileri ve yakın akrabalarını barındıran bir sinapsid grubudur. Bu yüzden bir terapsid fosiline baktığınızda onu kurt iskeletine benzetebilirsiniz. Dinozor çağları boyunca trinaksodon gibi terapsidler, dinozorlardan saklanan küçük canlılar olmaya mecbur kaldılar.
* Rutiodon: Timsah gibi ama timsahın atası değil. Yalnızca uzak bir akraba.
* Gastornis: Dinozorların yok olduğu ve memelilerin yeterince güçlenmediği bir çağda karalara hükmeden dev kuşlardan biri.
* Atın ataları (Eohippus, Orohippus, Epihippus, Mesohippus, Miohippus, Merychippus, Dinohippus): Atların, günümüz boyutlarına ulaştıkları evrimsel yolculuklarındaki ilk ataları 30 cm boylarındaydı.
* Paraceratherium: Yaşamış en büyük karasal memelilerden biri. Günümüzdeki gergedan akrabalarının aksine boynuzsuzlar.
* Chalicotherium: Tuhaf bir kolaj çalışması gibi duran bu toynaklı hayvan; gorili, ayıyı, atı ve daha başka birçok hayvanı çağrıştırabilir.
* Mastodon: Fillerin ve mamutların akrabası. Yaklaşık 11 bin yıl önce, mamutlar gibi yok oldular.
* Mamut: Yok olmuş canlıların en meşhurlarından. Muhtemelen buzul ikliminin sona ermesi ve insan faktörü yüzünden yok oldular.
* Kılıç dişli kaplan: Namıdiğer smilodon. Bir Amerikalı. 20 santimlik köpek dişleriyle düşmanlarına korku salıyordu.
* Megatherium: Amerikan megafaunasından bir tembel hayvan. Dev pençelerine bakıldığında onun vahşi bir etçil olduğu sanıldı ama tamamıyla otçul olan bu dev tembel hayvan, pençelerini ağaç kabuğu kazırken, dalları aşağı çekerken ya da kendini avcılara karşı savunurken kullanıyordu.
* Batı Asya fili: Muhtemelen insan eliyle Hindistan fillerinden çoğaltılmış bir tür. Türkiye'de de yaşamış.
* Moa: Yeni Zelanda'nın uçamayan dev kuşu. 500 yıl öncesine kadar yaşıyordu. Yok oluşlarının en büyük şüphelisi insan.
* Dodo: Hint Okyanusu'ndaki adalarda yaşayan, uçamayan, ağır bir güvercin türü. Muhtemelen insanlardan kaçmadığından dolayı aptal olarak nitelenmişti. Soylarının insanlar tarafından tüketildiği kesin.
* Amerikan göçmen güvercini: Çok acıklı bir yok oluş hikayesi olan bu kuşun son bireyi 1914'te öldü.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülfem Akdemir
Seslendiren 7 Ocak 2024 8:42
Benlerin koparılmasıyla kanser riski arasında doğrudan ilişki kurabilmiş hiçbir bilimsel araştırma bulunmamaktadır. Birçok tıp kurumu bu iddiayı bir çeşit...
53
EtkinlikEğitim
Evrim Ağacı İstanbul Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 2 gün önce İstanbul₺200,0013 Aralık
İngilizce Konuşma Kulübü – English Speaking Club
13 Aralık 2025 15:00 tarihinden 13 Aralık 2025 17:00 tarihine kadar.

İngilizce konuşma kulübümüz sizi bekliyor!

Sağlık, psikoloji, turizm, kültür ve etik gibi birçok konuda yapay zekanın geleceğimizi nasıl etkileyeceğini tartışacak ve BM simülasyonunda belirleyeceğiz.

Komitelerimize katılmak ve delege olmak için kayıt olmayı unutmayın. Kayıt olduğunuzda size etkinlikten önce mail yoluyla temsil edeceğiniz ülkeyi ve dahil olduğumuz komiteyi göndereceğiz.

Siyasi konulara girmeden size verilen ülkenin temsiliyetini yapmak adına, komitenizdeki konuyla ilgili önceden biraz düşünerek hazırlık yaparak gelmenizi rica edeceğiz.

Etkinlik günü komitelerinizde yapay zekanın farklı alanlarda geleceğimizi nasıl yönlendireceğini tartışacak ve argümanlarda bulunacağız.

Etkinliğimiz Evrim Ağacı İstanbul topluluğu ekibimizden, 8 yıldır İngilizce öğretmenliği yapmakta olan Yaren Filiz Koşaner moderatörlüğünde gerçekleşecektir.
——————–
Our English Speaking Club is waiting for you!

We will explore how artificial intelligence may shape our future in areas such as health, psychology, tourism, culture, and ethics and more. We’ll simulate it through a United Nations–style committee experience.

Don’t forget to register if you’d like to join our committees and become a delegate!

Once you register, you will receive an email before the event with the country you will represent and the committee you will join.

To ensure a smooth experience, we kindly ask you to prepare in advance: without diving into political issues, please think about how your assigned country would approach the committee’s topic and come ready with ideas.

On the event day, you will discuss how AI may influence our future in different fields and present your arguments within your committees.

The event will be moderated by Yaren Filiz Koşaner from our Evrim Ağacı Istanbul Organisation who has been an English teacher for 8 years.

Konum: Vogs Coffee Bahariye

Devamını Göster
2
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hasan Hüseyin Kaya
Üye 26 Şubat 2024 1 Cevap
Şöyle biraz sitede gezindiğim zaman fizik, kimya, matematik, hatta bilgisayar bilimleri alanında bile içerik bulmak mümkün. Evet Evrim Ağacı biraz temel bilimler üzerine kurulu bir yapı ancak burada mühendislik uygulamaları hakkında da bir kaç makale görmeyi çok isteriz. taslak metinlerim var ve burada yazmayı çok isterim.
308 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
📡 ABD Maryland eyaletindeki Goddard Space Flight Center, uzay biliminin en önemli merkezlerinden biri olarak yıllarca görev yaptı.
🔭 Ancak son dönemde ajansın bazı bölümleri sessizce kapatılıyor ya da taşınıyor; bir zamanlar çalışan laboratuvarlar, dev teleskoplar ve araştırma ekiplerinin yer aldığı alanlar artık terk edilmiş görünüyor.
⚠️ Öne çıkan sorunlar arasında bütçe kısıtlamaları, önceliklerin Mars ve Ay’a yönelmesi ile yerleşik merkezin günümüz teknolojisine hızla adapte olamaması yer alıyor.
🌍 Bu durum, uzay araştırmalarındaki “fırsat maliyeti” dışında, mevcut altyapının sürdürülebilirliği ve bilimsel kapasitenin korunması açısından da kritik bir sorgulamayı gündeme getiriyor.
📉 Bilimsel kurumların tarihî birikimi zamanla kaybolma riski altında olabilir; bu da bilimsel mirasın ve insanlığın uzaya dair birikiminin gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Yazar: Ece Mürker
ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close