Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 15 Kasım 2024 33 dk.

Gezegenimizin her köşesinde uzanan yollar, insan yapımı en yaygın altyapı unsurlarından biridir. Bu yollar yalnızca toprağı kaplamakla kalmaz; nehirlerin ekosistemini bozar, atmosferi kirletir, ormanları baskılar ve doğal yaşam alanlarında kalıcı etkiler bırakır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde yollar, ülkenin yalnızca %1'ini kaplamaktadır. Ancak bu yolların yol açtığı gürültü, hava kirliliği ve habitat parçalanması gibi ekolojik etkiler ülke genelinin %20'sini kapsayacak şekilde yayılmaktadır.[1]

Yol altyapısının çevresel etkileri yalnızca ekosistem sınırlarını aşmakla kalmaz; aynı zamanda taşımacılık sektörünü, iklim değişikliğine en büyük katkı sağlayan alanlardan biri haline getirir.[2] Yol ağlarının genişlemesinin kontrol altına alınması hem iklim değişikliğinin yavaşlatılması hem de biyolojik çeşitliliğin korunması için kritik bir öneme sahiptir. Bu doğrultuda, 2050 yılına kadar dünya çapında 40 milyon kilometre yeni yol inşasının planlandığı göz önüne alındığında, ekosistemler üzerinde daha fazla bozulma ve "ekolojik yaranın" oluşması öngörülmektedir.[3]

36
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Aktaran 16 Haziran 2021 2 dk.

Güney Danimarka Üniversitesi'nden Fernando Colchero ve Kuzey Karolina'daki Duke Üniversitesi'nden Susan Alberts tarafından yönetilen ve 14 ülkedeki 42 kurumdan araştırmacıları içeren bir çalışma, her türün nispeten sabit bir yaşlanma hızının olduğunu ileri süren "değişmeyen oranda yaşlanma hipotezi" adı verilen yaşlanma teorisine yönelik yeni bakış açıları sağlıyor. İstatistik ve matematiğin popülasyon biyolojisi sahasında uygulamaları konusunda uzman olan ve aynı zamanda Güney Danimarka Üniversitesi Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Bölümü'nde doçent olan Colchero, şöyle diyor:

Dokuz insan popülasyonundaki doğum ve ölüm modellerini, vahşi doğada ve hayvanat bahçelerinde yaşayan goriller, şempanzeler ve babunlar da dahil olmak üzere insan olmayan 30 primat popülasyonundan alınan bilgilerle karşılaştırarak, daha önceden sunulmamış bir veri zenginliğine ulaştık ve değişmeyen oranda yaşlanma hipotezine ışık tutabildik.

35
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Betül Parlak
Seslendiren 6 gün önce 14:59
Plüton, Güneş Sistemi'nin en dış bölgelerindeki asteroid tabakası olan Kuiper Kuşağı'na oldukça yakın bir noktada, Dünya'dan 7.5 milyar kilometre uzakta...
10
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Ege Özmeral
Ege Özmeral
179.9K UP
Yazar 10 Ocak 2021 14 dk.

Newton fiziğinde kütleyi nasıl ele aldığımızdan daha önce bahsetmiştik. Newton fiziği, her ne kadar günlük hayatımızda işimize yarasa da ışık hızına yaklaştıkça yanlış tahminlerde bulunmaktadır. Bu tarz durumlarda, Newton fiziğinin çok daha genel bir hali olan özel görelilik teorisini kullanmamız gerekir.

Özel görelilik teorisi, 1905 yılında Einstein tarafından ortaya atıldığında uzay ve zaman anlayışımız üzerinde devrimsel bir değişim yarattı. Uzay ve zaman dediğimiz kavramların, sezgilerimizin bize söylediğinin aksine, değişmeyen mutlak şeyler olarak değil; ama farklı hızlardaki gözlemciler tarafından farklı ölçülen kavramlar olduğu ortaya çıktı. Dahası görelilik, sadece uzay ve zaman hakkındaki sezgilerimizin değil, ama aynı zamanda kütle hakkındaki sezgilerimizin de yanlış olduğunu bize gösterdi.

110
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mert Karagözoğlu
Çeviren 20 Kasım 2013 2 dk.

Oksijen olmadan, etçiller (karnivorlar) olmazdı. Karnivorlar olmadan, 540 milyon yıl önce, vücut formları ve türlerde yaşanan muhteşem evrimsel patlama olarak tanınan Kambriyen Patlaması olmazdı. 

Bunlar, Kambriyen patlaması ile et-yiyenlerin neden eşzamanlı olarak belirdiği konusundaki tartışılan iddiaları birbirine bağlayan bir çalışmanın bulguları. Daha önceden, bir kısım bilim insanı artan oksijen seviyesinin hayvanlara ekstra enerji verdiğini ve böylece hayvanların kompleks vücut formları geliştirebildiğini iddia ettiler.

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Ahmet Kökkeçeci
Türü Ekleyen 3 Ağustos 2023
Bitki taksonomisinde, commelinids (orijinal olarak comelinoids), ferulik asit içeren hücre duvarlarına sahip olmasıyla ayırt edilen, monokotlar içindeki çiçekli bitkiler sınıfıdır. Commelinidler, APG IV sisteminin monokotlar içinde gayri resmi olarak adlandırdığı tek sınıftır. Kalan tek çenekliler bir parafiletik birimdir. Commelinid monokotlar olarak da bilinir, monokotlar içindeki üç gruptan birini ve son dalı oluşturur; diğer iki grup, alimatid monokotlar ve lilioid monokotlardır.
2
Evrim Ağacı'ndan Mesaj
Teşekkürler, Emin Yoğurtcuoğlu!

Evrim Ağacı'na bugüne yaptığın tüm katkılar için çok teşekkürler! Evrim Ağacı'nda yayınladığın veya yayınlanmasına katkı sağladığın 1 içerik sayesinde Türkiye'de bilimsel bilgiye erişim bir o kadar kolay. Hep birlikte, daha da güzel işler başarmaya devam!

Devamını Göster
Teşekkürler, Emin Yoğurtcuoğlu!
Burak Albayrak
Burak Albayrak
355.8K UP
Ekleyen 6 Eylül 2022 2 sa.

Şizoid Kişilik Bozukluğu, sosyal ilişkilere ilgi eksikliği, yalnız ve korunaklı yaşam tarzına eğilim, gizlilik, duygusal soğukluk, mesafe ve ilgisizlik ile karakterize bir kişilik bozukluğudur. Semptomlar tipik olarak geç çocukluk veya ergenlik döneminde başlar. Etkilenen bireyler başkalarıyla yakın ilişki kuramayabilir ve aynı zamanda zengin ve ayrıntılı ancak içsel bir fantezi dünyasına sahip olabilirler.

Psikolojide fantezi, insan beyninin özelliklerinden biri olan hayal gücü yetisiyle mümkün olan, net bir zihinsel görüntüyle ifade edilen geniş çaplı zihinsel deneyimlere verilen isimdir. Fanteziler, mutlak olarak imkansız olan senaryolarla ilişkilidir. Nancy McWilliams'ın 2011 yılında gözlediği üzere, şizoid bireylerin en heyecan verici yeteneği, yaratıcılıklarıdır ve bu yaratıcılık, genellikle kendini fanteziler şeklinde gösterir.

155
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Karadulların dişilerinin çiftleşme sonrasında erkekleri yediğini duymuş olabilirsiniz. Bu doğru mu?
Sibel Özkan
Sibel Özkan
165.6K UP
Yazar 2 gün önce 15 dk.

Kriptografi; bilginin gizliliğini, bütünlüğünü ve yetkisiz erişime/değiştirmeye karşı korunmasını sağlamak için veriyi matematiksel yöntemlerle dönüştürme tekniklerinin uygulaması ve incelenmesidir. Oldukça kadim bir geçmişe sahip olan kriptografi, günümüzde çok daha güçlü bir hale gelmiştir. Neredeyse tüm kriptografik algoritmalar sayı teorisinin anlaşılmasını gerektirir, bu nedenle bu alanı geliştirmek çok önemlidir. Sayı teorisindeki uyumluluğun kriptografik algoritmalarda yaygın olarak kullanıldığı, bunların arasındaki uyumun en güvenli ve yaygın tür olduğu bilinmektedir.

Öklid'in Elementleri, Yunan matematikçi Öklid tarafından MÖ 300 civarında yazılmış 13 kitaptan oluşan matematik eseridir. Öklid 7. kitabında sayı teorisi kapsamında bölünebilirlik, asal sayılar, en büyük ortak bölen ve en küçük ortak kattan bahseder. Bu kitabın ilk önermesi, iki sayının birbirine asal olabileceğini öne sürer. Birbirine göre asal olmayan iki sayının en büyük ortak böleni, bu kitabın ikinci ifadesinde önerdiği yöntem kullanılarak bulunabilir. Bu algoritma Öklid'e övgü niteliğinde "Öklid Algoritması" olarak bilinir. Ayrıca Öklid, 9. kitabında asal sayılar kümesinin sonsuz olduğunu göstermiştir.

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 12 Ağustos 2019
Ergen olduğum zamanlarda uzun süren şöhret istiyordum, değişmez gerçekleri keşfetmek için yanıp tutuşuyordum; insanın ve yaşamın özel anlamını bulmak istiyordum. Bu sebeple bir bilim insanı oldum. Sonradan fark ettim ki bu, kız bulabilmek için rahip olmaya benziyormuş.
Kaynak: Bu söz, American Scientist dergisinin Eylül/Ekim 1988 sayısındaki "Seventy-five reasons to become a scientist" başlıklı yazısından alınmıştır. (Today in Science)
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
22
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Ağustos 2011 28 dk.

Tartışmalar, tarih boyunca, yaygın ve hâkim fikirlerin insanlarca sorgulanmasını mümkün kılmıştır. Tartışmalar, daha önce düşünülmemiş konuların gözden geçirilmesini, henüz yıkılmamış tabuların sarsılmasını sağlar. Günümüzde de büyük bir öneme sahip olan tartışmaları yakından incelediğimizde sık sık “kavga” şeklinde gerçekleştirildiklerini ve asıl amacın dışına çıktıklarını görebiliyoruz. Ama her şey kaybedilmiş değil. Bilimin ve felsefenin gelişmesi sayesinde, artık tartışmalar içinde yer alan argümanların temel aldığı çeşitli safsataları da tespit ve kategorize edebiliyoruz. Dolayısıyla, bu safsataları anlamak için, öncelikle halk arasında oldukça yanlış tanınan ”tartışma” kavramını ele almak gerekmektedir.

Bu yazı dizimizde, “bilimsel tartışma” nedir ve ne değildir, nasıl yapılmalıdır ve nasıl yapılmamalıdır gibi temel sorular üzerinde duracağız. Bu bilgiler sadece bilim dünyasında değil, aynı zamanda günlük yaşamınızda da karşılaşabileceğiniz tartışmalarda faydalı olabilecek konulardır. Amaç “fikir değiştirmek” olduğunda, argümanlarınızın başarısı karşınızdaki kişinin açık fikirliliğine bağlı bir durum olsa da, argümanlarınızı bilimsel verilerle ve mantıkla desteklemek, sürdürülen tartışmayı daha da etkili ve işe yarar kılacaktır. Elbette her fikir eşit değerde ve/veya eşit değildir, hatta bazı fikirler sadece öznel olarak değil, nesnel olarak bile ”saçmalık” denecek kadar abartılı olabilir. Böylesine durumların tartışıldığı konularda çıkmaza girildiğinde, ”Bana saygı duy!” gibi savunmalar da sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Halbuki hiç kimse, bir başka kişiye saygı duymak için o kişinin fikirlerine saygı duymak zorunda değildir. Futbol fanatiği bir dostunuzun spor sevdasının abartılı ve kendisine zarar veren düzeyde olduğunu ifade etmek, dostunuza saygı duymadığınız anlamına gelmez. Benzer şekilde, bir kişinin derinden inandığı inanç ve fikirleri sorgulamak, onlara saygısızlık etmek değildir. Bu kişi, sizden yaşça çok daha büyük ebeveynleriniz veya dedeniz olsa bile... Tam tersine, istisnasız olarak her türlü fikri sorgulamak, tartışmak, bu fikirlerin değeri ve geçerliliği üzerine kafa yormak, insanlığı ileri götüren, toplumları zenginleştirip güçlendiren, halkları aydın ve özgür kılan tutumlardır. Dolayısıyla, tartışma ve münazara kültürünün yer etmediği kültürler, diğerlerinden geri kalmaya mahkumdur.

248
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arda Küçükoğlu
Üye 3 saat önce Henüz cevap yok.
Bu soru fizik ve matematik üzerine çalışma yapmayan, konu ile ilgisi olmayan kişiler için soruldu.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close