Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Sizden Gelenler
Bilime ve bilimsel bilgiye ulaşmanın bu kadar zor olduğu bu karanlık dönemde şahsen ben ve ülkenin tüm aydın gençleri için büyük bir şanssınız.İyi ki varsınız,iyi ki var olacaksınız:))
Tüm Reklamları Kapat
Dr. Bilgenur Baloğlu
Yazar 25 Haziran 2020 6 dk.

Büyük Göller (İng: "Great Lakes"), Kuzey Amerika'da, Kanada-ABD sınırında bulunan, birbirine bağlı 5 tatlısu gölünden oluşuyor. Bu göller topluluğu, Dünya'daki tatlı su havzasının %21’ini oluşturuyor ve gezegenimizdeki en büyük tatlı su havzası olarak biliniyor. ABD ve Kanada’daki bu göller (Superior, Michigan, Huron, Erie ve Ontario gölleri), civarında yaşayan yaklaşık 40 milyon insana çeşitli ekosistem hizmetleri sağlıyor.

Ticari denizcilik, ticari balıkçılık ve hobi balıkçılığı endüstrisi için oldukça önemli olan bu göller, haliyle istilacı türler gibi dış tehditlere de fazlasıyla maruz kalıyor. Bu beş büyük gölde bildiğimiz yaklaşık 180 ayrı, göle özgü olmayan, dışarıdan tanıtılmış tür bulunuyor. Daha da önemlisi, Kanada ve ABD’de bilimsel camia ne kadar iyi olursa olsun, bu göllerin biyolojik çeşitliliğini anlamak adına çalışmalar yeni yeni yapılmaya başlandı.

71
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Ertürk
Emre Ertürk
29.3K UP
Çeviren 11 Mart 2018 14 dk.

~Georgiev ve ark.

İnsanlar arasındaki ölümcül şiddet örüntülerinin anlaşılması, erkek ve dişi arasındaki bazı önemli cinsiyet farklılıklarını anlamayı gerektiriyor. Dünya üzerinde cinayet suçlularının %95'ini; kurbanların ise %79'unu erkekler oluşturmaktadır. Ölümcül şiddetle ilgili cinsiyet farklılıkları her kıtada, her tipteki toplumda, avcı-toplayıcılardan büyük ulus devletlere kadar, dikkat çekici bir tutarlılık gösteriyor.

115
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Barış Dallı
Barış Dallı
89.8K UP
Yazar 29 Kasım 2013 1 dk.

Aslında bu oldukça eski bir araştırma, 2007'de ilan edildi. Özellikle derin toprak altı kanalları açmalarıyla meşhur olan termitlerin, uzun yıllardır Evrim Ağacı'nın hangi dalında yer aldığı belirlenemiyordu. Ancak Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nden araştırmacıların yaptıkları genetik analiz, tartışmalara ve soru işaretlerine son noktayı koydu. Ancak yine de, bu son nokta, bizleri oldukça ilginç bir sonuca götürüyor: termitler, uzun süredir yakın akraba oldukları bilinen hamam böceklerinin "akrabası" değil, ta kendisi!

Bu durum, fiziksel farklılıkların bizleri kolayca yanıltabileceğini gösteriyor. Ancak genler yalan söylemez. Yapılan araştırma, termitlerin, çeşitli sebeplerle Isoptera olarak ayrı bir gruba dahil edilmesinin bir hata olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Artık termitler, Termitidae adı altında, Blattodea (hamam böcekleri) takımının altına yerleştirildi. Bazı sistematikçiler isimlerini hala Isoptera olarak kabul ediyor, ancak tüm taksonomistler adı ne olursa olsun termitlerin Blattodea takımının altında olduğunu, ayrı bir takım olmadığını kabul ediyor.

30
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
213.4K UP
6 gün önce
Erkeklerin cinselliğe daha düşkün olduğunu görsek de kadınların sanki daha fazla olarak cinselliği aşk sanma, aşka eşitleme yanılgısı yaşadıklarını görüyoruz. 
Görünen o ki erkeklerin cinsel güdülerinin gücü ve fazlalılığı kendi deneyimlerinden yola çıkarak cinsellikle aşk arasındaki fark ve sınırı daha kolay çizmelerini sağlıyor. 

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
399.8K UP
Yazar 1 gün önce 13 dk.

Her yıl en az 60 milyar hissedebilen canlıyı (yüz tanıyan, rüya gören, sosyalleşen, bir dereceye kadar akıl yürütebilen, acı kaynağından kaçan ve çığlık atan, iletişim kuran, sosyalleşen, favori oyun ve yemeği olan) yemek için öldürüyoruz. Bunların çok büyük bir kısmının fiziksel ve psikolojik acı çektiği açıkça görünüyor. Yalnızca tabağımızda yemek olarak değil; kıyafet, kozmetik, yarışlar ve sirkler, deneyler vb. birçok alandaki hayvan kullanımı modern toplumların temel mekanizmasının çekirdeğinde yer alıyor gibi duruyor. Bu ahlaken tartışmaya değer bir mesele ki bundan ötürü felsefecilerin uygulamalı etik başlığında en çok tartıştığı konu başlıklarından biri hayvan hakları olmaya devam ediyor.

Hayvan hakları meselesi; ahlak felsefesi, hukuk, bilişsel bilimler, psikoloji, dinler tarihi, antropoloji ve daha birçok entelektüel alanla temas eden ve ilk bakışta görüldüğünden çok daha kapsayıcı, belirleyici ve mühim olan bir konuma sahip. Bu nedenle hayvan hakları ve etiğine yönelik kitapları okuyarak bu konuda daha fazla bilgilenmek son derece önemli.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Onur Özer
Onur Özer
12.4K UP
Yazar 27 Temmuz 2014 31 dk.

“Doğa bir savaş alanıdır.” sözünü, çayırlarda koşturan aslan ve geyiklerden çok, bağışıklık sisteminde yaşananlar olarak anlamak mümkündür. Moleküler düzeydeki evrimsel savaşın en serti patojenler (yani hastalık yapan organizmalar) ile konak canlıların bağışıklık sistemi arasında gerçekleşmektedir desek abartmış olmayız. Birlikte evrimin en güzel örneklerini görebileceğimiz bu çekişme, aslında temel olarak bir organizmanın “ben ve diğerleri” ayrımını yapabilmesine dayanmaktadır. Patojenler için evrimsel başarı ise bu ayrımdan kaçabilmelerine bağlıdır.

Modern tıbbın önlenebilir hastalıklara karşı bağışıklık sistemimiz kadar iyi bir iş çıkardığını reddedemeyiz. Tedavi ve aşı yöntemleri sayesinde (ve tabi ki gıda, temizlik gibi birçok faktörün de birleşimi ile) insan ömrü 1900’lerin başından bu yana iki katına çıkmıştır. Fakat elbette bu bağışıklık sistemlerini araştırmayı bir kenara bırakacağımız anlamına gelmiyor. Henüz çare bekleyen birçok hastalığın yanında aslında bu sistemler birazdan da anlatmaya çalışacağımız gibi hiç tahmin edemeyeceğimiz teknolojik yeniliklere yol açabilir ki zaten temel bilim çalışmalarının tamamı böyle değil midir?

159
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Esat Kudret
712.0K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 22 saat önce Sen de Cevap Ver

"En" ifadesi hassas bir ifadedir.

Çünkü aradığı şey özgün bir nitelik değil var olanın içinden kıyas yollu tercihtir.

Bir şeyin iyi, güzel veya doğru olması bu kavramların niteliğine uygunluğu ifade eder iken, birden fazla kötü içinden iyi olanı değil fakat en iyi olanı seçebiliriz.

Tüm Reklamları Kapat

Bunu dilimize Arapçadan geçen "ehveni şer' deyimine benzetebiliriz. Yani kötünün iyisi

Şayet olay ve olguları değerlendirir iken temel kaidemiz bu olursa, yaşama ve insana dair her şeyin niteliğini bir diğeri belirlemeye başlar, hem de aynı anda iki farklı referans üzerinden, birbirine taban tabana zıt iki farklı nitelik şeklinde.

İşte liberal demokrasiyi bile, bir sıtma misali, bugün dünya genelinde ve özellikle coğrafyamızda tırmanan, tırmandırılan göreli yahut açıktan faşizme yani ölüme kıyasla ehveni şer olarak görebiliriz. Fakat bu özünde iyi olduğu ya da bir zamanlar iyi olduğu ya da bundan sonra iyi olacağı anlamına gelmez.

Bunu tarihsel süreç içerisindeki tüm toplumsal yapılar ve adlandırıldıkları sistemler için söyleyebiliriz.

Tüm Reklamları Kapat

Avrupa karanlığının, engizisyonun adını veren skolastik düşüncenin egemen olduğu, cadı avının sıradanlaştırıldığı kilise despotizminin ortaçağın ya da bilindik adı ile feodal dönem, bir sonraki dönem olan kapitalizme göre, akıl almaz vahşiliğine ve geriliğine rağmen, bir öncekine yani köleci toplum dönemine kıyasla ilericidir.

Bugün aynı şeyi kapitalist toplum ve ismini veren kapitalist düzen için de söyleyebiliriz. Öncekine göre ilerici fakat ardılına sosyalizme göre gerici pozisyondadır, Yani ilerici, yol açıcı vasfını tamamlamış ve miadı dolmuştur. En azından toplumlar tarihi bunu der ve pratikte de onay bulur.

Liberal demokrasi için de farklı bir değerlendirme yapamayız, hatta tüm demokrasi türleri ve tarihsel yönetim biçimleri için de. Ki liberal demokrasi bir yönetim biçimi değildir, mevcut yönetim biçiminin niteliği ile ilgilidir. Yani ne sorusunun değil nasıl sorusunun cevabıdır. Örneğin cumhuriyet, oligarşi, monarşi bir yönetim biçimi ve yönetim erkinin kendisini tarif eder iken, teokrasi, demokrasi, diktatörlük, faşizm vb. kavramlar ise mevcut yönetim erkinin niteliğine yani yönetme araç, yol ve yöntemlerine yöneliktir.

Ancak burada liberal demokrasiye, özünde tarihsel bir sürecin olağan işleyişinin özgün bir çıktısı olmadığından, daha çok var olan kapitalist düzenin krizlerini aşma aparatı olarak yapay şekilde zihinlere ve vesilesi ile ekonomi- politiğe yamandığından ayrı bir paragraf açmak lazım.

Bu tıpkı mevcut kapitalist düzenin yönetme yelpazesinin bir zamanlar burjuva demokrasisi ile göreli demokrasi arasında, daha sonra emperyalist aşamaya geçişi ile birlikte göreli demokrasi ile açıktan faşizm arasında bir genişliğe sahip olması gibidir.

Bu durum burjuva demokrasisi, göreli demokrasisi, faşizm vb. yönetme aparatları gibi liberal demokrasiyi de hem özgün yapmaz hem de onu sanki farklı ve bağımsız bir kategorideymiş gibi ele almamızı gerektirmez.

Özetle Liberal demokrasi cafcaflı “demokrasidir”. Savunduğu güçler ayrılığı ilkesi, bağımsız yargı, hükümet kolları arasında denge ve denetim mekanizması işin süsüdür. Özünde serbestliği ifade eder ve yukarıda sıraladığı tüm değerleri zımnen sadece egemene ve iştirakçilerine hak görür.

Bunu nerden mi biliyoruz? Pratiğinden… Serbestliği sadece sermayenin ve onu tekelleştiren rekabetin serbestliği şeklinde yaşama uyarlayıp bunun dışında hiçbir pratiğe tahammülü olmayışından.

Zira tükendiği yerde yerine hemen yenisi ikame edilmiştir. Hem de neo liberalizm adı altında ve tüm emekçi dünya halklarını ekonomik temelde inim inim inletircesine, siyasi temelde atomlarına kadar etnik, dini, mezhepsel vb. araçlarla ayrıştırırcasına ve ayrıştıranların sınırsız finanse edilişi ile.

Ve evet liberal demokrasi hala onu tanımlayan ve kelime kökenine uygun olarak özgürlüğü temsil etmeye devam ediyor fakat bu toplumsal bir özgürlükten öte teşebbüs özgürlüğüdür ve bireye indirgenmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

Ötesi, bunu da pratikte sermaye sınıfın mensubu olup olmamaya bağlamıştır. Geriye kalanı için ise gemi ve yolcuları hikâyesinin özetidir: Sağa yahut güneye giden bir gemide sola yahut kuzeye yönelik özgürlük temelli hareketinizin sınırı her daim geminin kıçında sona erer. Israrın bedeli de ya denize düşmek ya da atılmaktır. Fakat dümene yahut kaptan köşküne asla yaklaşamazsınız.

Çoğunluğunuz, haklılığınız ve meşruluğunuz ne denli büyük ve yasa temelli olursa olsun bu kural değişmez. Ola ki zorlarsanız, bu sistemin yedekte tuttuğu açıktan faşizm ile tanışmaya hazırsınız demektir. Tanıdık geliyor mu? Sevgiyle…

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 1 Şubat 2019
Tüm insanlar eşittir. İnsanlar arasındaki farkın sebebi doğum değil, erdemlerdir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
21
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kaan Kanara
Kaan Kanara
111.9K UP
Yazar 8 Nisan 2020 4 dk.

Önce kötü haber: Hatırlayacak olursanız, insanlık son 40 yılda okyanus yaşamının %49'unu yok etmişti. İnanılmaz bir hızla yaşam alanlarını yok ediyor ve canlıların soyunu tüketiyoruz.

Şimdi iyi haber: Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 14 numarasına aşina değilseniz, bu maddenin amacı, "okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını sürdürülebilir kalkınma için korumak ve sürdürülebilir bir şekilde kullanmaktır". Bilim insanları, bunu başarmak için 30 yıllık bir plan hazırladılar.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sibel Özkan
Sibel Özkan
155.9K UP
Yazar 12 saat önce 8 dk.

Basit şeyler bazen şaşırtıcıdır. Matematik, öyle büyüleyicidir ki son derece basit gibi görünen bazı problemler, onlarca yıl boyunca en azılı matematikçiler tarafından bile çözülemeyebilir. "Collatz Problemi" de basit görünen ancak insanların içinde kaybolup gittiği problemlerden biridir. O kadar kaotik ve öngörülemez nitelikte sayı dizileri üretir ki çözülemez veya karar verilemez bir bilmece olduğu söylenir. Bazı uzmanlar bunu bir siren şarkısı veya bir bataklık olarak görürler ve sadeliğiyle baştan çıkaran bu problem için amatör ve genç matematikçileri, bu problemden uzak durmaları konusunda uyarırlar.

Matematikçi Jeffrey Lagarias'a göre, sayı teorisyeni Shizuo Kakutani, Soğuk Savaş sırasında Yale Üniversitesindeki herkesin yaklaşık bir ay boyunca bu problem üzerinde çalıştığını ancak hiçbir sonuç alınamadığını söylemiştir. Kakutani, benzer durumu Chicago Üniversitesinde de yaşayınca bu sorunun matematik araştırmalarını yavaşlatmak için komplo amaçlı ortaya atıldığı esprisini yapmıştır.[1]

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sahnedeki Portreler
5 gün önce
Bence burası aşırı eğlenceli ve muhteşem olacak
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Ağustos 2020 33 dk.

Diyelim ki hayatınızla ilgili veriler toplamayı seven birisiniz ve içtiğiniz kahve miktarını gün gün takip ediyor, notlar alıyorsunuz. Ayrıca, işe gitmek için harcadığınız süreyi de her gün ölçüyor ve not alıyorsunuz (veya akıllı telefonunuz bunu sizin için yapıyor). Aradan 3 ay geçtikten sonra, hayatınızla ilgili topladığınız verilere dönüp baktığınızda, ilginç bir gerçekle karşılaşıyorsunuz: Kahve içme miktarınız arttıkça, trafikte geçirdiğiniz süre de artıyor! Hmm, demek ki kahve içmenizi azaltarak, trafikte kaldığınız süreyi azaltmanız mümkün!

Yukarıdaki paragrafta sondan ikinci cümlede ("Kahve içme miktarınız arttıkça, trafikte geçirdiğiniz süre de artıyor!"), bir korelasyon (ilişki) ifadesi mevcut. Eğer ki veri toplama yönteminizde bir hata yoksa, yani yanlış ölçümler yapıp, yanlış notlar almadıysanız, tartışmasız bir gerçekten söz ediyorsunuz demektir: Kahve miktarınız ile trafikte geçirdiğiniz süre koreledir (ilişkilidir). Bu ölçüm, başlı başına bir gerçektir ve ek bir kanıtı gerektirmez (tabii daha fazla veri toplayarak, bu ilişkinin ne kadar güçlü olduğunu daha iyi tespit edebilirsiniz).

102
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Fatih Bahçe
İnceleyen3 3 gün önce
Dizi eğerki 14 15 yaşında yada o civarda izleyen biri iseniz beğene bilirsiniz. Bence çok fazla yan karakter ve yan hikâye var ana konuya veya ana karaktere odaklanma az. Sitilinski olmasa dizide hiçbir olay çözülmez 1 2 bölüm yoktu karakter kimse hiçbir şeyden şüpheleniyor yada ilgilenmiyor. Ana karakter aşırı vasıfsız yan karakterler olmasa bin defa ölmüştü.
Dizi
5.2/10
(6 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Ege Can Karanfil
133.8K UP
Çeviren 19 Mart 2021
Deniz Kulağı nebulasının merkezinde 4 ışıkyılı boyunca uzanan bu kızılötesi görüntüyü yıldızlar doldurmakta. Görünür bölgede yakalanan görüntüler, sahneye hakim olan parlak gaz ve belirsiz toz bulutlarını göstermektedir. Lakin Hubble Uzay Teleskobundan alınan verilerle oluşturulan bu kızılötesi görüntü, Samanyolu galaksimizin, arkaplandaki kalabalık yıldız bölgesiyle birlikte, yeni doğmuş yıldızları öne çıkartan aktif yıldız oluşum bölgesinin merkezine yakından bakmamızı sağlıyor. Bu çalkantılı yıldız fidanlığının merkezi, görüntünün merkezindeki parıltının, devasa ve genç Herschel 36 tarafından enerjilendirilmiş ve şekillendirilmiştir. Herschel 36 aslında bir devasa yıldız sistemidir. Güneş’in kütlesinin 30 katından fazla ağırlığa sahip olan ve yaşı 1 milyon yıldan az olan sistemdeki en büyük yıldız, 5 milyon yıl kadar daha yaşayacaktır. Bunu, neredeyse 5 milyar yıl yaşındaki ve 5 milyar yıl sonra da kırmızı deve dönüşecek olan Güneş ile karşılaştırın. M8 olarak da bilinen Deniz Kulağı nebulası, yaklaşık 4.000 ışıkyılı uzakta, Yay takımyıldızının sınırları içerisinde yer almaktadır.
9
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ege Erdoğan
Üye 2 gün önce Henüz cevap yok.
Hayvanlara yapay seçilimle refleksif bilinç vermek, şu anda veya gelecekte mümkün mü?
139 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
575.3K UP
Eseri Ekleyen 1 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Tüm Reklamları Kapat
Berkay Morkan
Berkay Morkan
125.6K UP
Çeviren 14 Ocak 2021 2 dk.

Kısa zaman diliminde (mikroevrim) ve uzun zaman diliminde (makroevrim) gerçekleşen evrimsel olaylar arasındaki bağlantı; Dr. Owen Gilbert'in açık erişimli ve hakemli dergi olan Rethinking Ecology'de yayınlanan makalesinde gündeme getirdiği biyolojinin en derin sorularına yeni yaklaşımlar sağlayabilir.[1]

Gilbert çalışmasında, doğal seçilim ile sinerjik olarak hareket eden ve zamanla yaşamın yenilikçiliğinin veya ilerlemesinin hızlanmasına sebep olan, ayrıca tesadüfi olmayan bir evrim kuvveti önerir. Bu yeni çalışma, Darwin'in evrim teorisini tamamlayarak, bu teoride cevapsız kalan soruların cevaplanmasını sağlar.

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Su Erk
Seslendiren 30 Ocak 2022 5:42
Genel olarak insanlar yağlı yiyecekleri daha lezzetli bulurlar. Pişirme yöntemi olarak yağı kullanmalarının en büyük nedeni yağlı yiyeceklerin tadıdır....
46
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close