Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Haziran 2011 17 dk.

Himen veya hymen, vajinal açıklığın dış kısmını saran ve kimi durumda kısmen kapatan bir mukoza dokusudur. Bu doku, bazı durumlarda ilk cinsel birleşme (coitus) sırasında yırtılır, genişler veya açıklığı büyür. Ancak bu durumun her cinsel ilişkide yaşanmadığına dikkat etmek gerekir. Eğer hymende bir hasar oluşursa bu kişide kanama ve acıya neden olabilir.[11][12]

Seks ile ilişkisinden ötürü birçok toplumda bu dokuya kültürel anlamlar yüklenmiştir ve halk arasında hakkında birçok hatalı bilgi dolaşmaktadır. Örneğin birçok kültürde himen perforasyonu ("kızlık zarı yırtılması"), bir tür "bakirelik testi" gibi değerlendirilir ve bu kültürlerde kadınlara cinsellik konusunda çeşitli baskılar uygulanır. Ne var ki himen, aynı zamanda sert düşmeler ve sarsmalar ile, vajinal tampon kullanımı ile veya at binme ve bisiklet gibi sporlarla uğraşma nedeniyle de yırtılabilir. Ayrıca ilerleyen kısımlarda göreceğimiz gibi, bazı kadınlarda himen daha esnektir ve ilk seks sonrasında da (hatta birden fazla seks sonrasında da) korunmaya devam edebilir. Dolayısıyla himenin varlığı veya yokluğu, "bakirelik" veya cinsel deneyim konusunda güvenilir bir belirteç değildir.

261
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Zişan Işık
Zişan Işık
100.8K UP
İnceleyen9 4 saat önce
Henry Sugar’ın İnanılmaz Hikayesi… Alışılmış kamera açıları, anlatım tarzı ve dekorlardan son derece uzak; seyirciyi şaşırtarak dikkati kendisinde toparlayan bu filmin ana karakteri, Benedict Cumberbatch’in canlandırdığı Henry Sugar. Hayatının akışını değiştirecek bir kitaba rastlayan, ardından da bu kitabı obsesif bir disiplinle takip ederek kendine neredeyse insanüstü bir yetenek kazandıran bir adam… Anderson’ın pastel renkli, teatral kadrajlarla kurduğu evrende Henry Sugar’ın bu dönüşümü, gerçeküstü bir hikâye gibi değil de sanki hepimizin ulaşabileceği, yalnızca gizli bir teknikle mümkün olan bir çabanın belgeseli gibi aktarılıyor.

Henry Sugar’ın rastladığı, Dr. Chatterjee’nin yazdığı kitap üzerinden anlatılan ve yıllarını meditasyon ile zihinsel odaklanmaya adamış bir adamın, Imdad Khan’ın, gözlerini kullanmadan görmeyi öğrenme süreci. Bu noktada film fantastik bir iddia ortaya atmıyor aslında. Tam tersine, insan zihninin alışkanlıklarla sınırlanmış kapasitesini düşündürüyor çünkü biz çoğu zaman zihin gücünü bir soyutlama gibi konuşuyoruz, film ise bunun bir kas gibi çalıştırılabilir olduğunu hissettiriyor. Odaklanma dediğimiz şeyin, doğru kullanıldığında duyuların bile sınırlarını aşabileceğini söylüyor. En azından, buna kapı aralayacak bir ihtimal sunuyor.

Imdad Khan’ın hikâyesi, bu nedenle filmin en önemli bölümü. Yıllarca süren tekrar, sessizlik ve kendi zihninin içinde kalmayı öğrenmesi… Bu, günümüzün dağınık zihninin aksine, insanın kendini toparlayabileceği bir düzeni işaret ediyor. Zihnin kendini meşgul eden kalabalık sustuğunda, uyaranlardan arındığında neler yapabileceğini sorgulatıyor.

Henry Sugar’ın bu hikâyeyi okuduktan sonra derin bir disiplinle aynı yöntemi kendine uygulaması, filmin asıl dönüşüm noktası. Henry’nin değişimi dışarıdan değil, içeriden başlıyor. O odaklandıkça, zihnindeki dağınıklığın hızla çözüldüğünü görüyoruz. Sanki zihin gerçek potansiyelini açığa çıkarmak için ciddiye alınmayı bekliyormuş.

Henry’nin bu içe doğru yolculuğu, filmi bir güç kazanma hikâyesi olmaktan çıkarıyor çünkü filmde ulaşılan yetenekten çok, o yeteneğe giden zihinsel disiplinin kendisi önemli. Henry, Imdad Khan’ın yıllarını verdiği bu yöntemi uyguladıkça, kendi hayatındaki amaçsızlığın da çözülmeye başladığını fark ediyor. Yetenek kazanmak için başladığı yolculuk, giderek kendini anlamaya dönüyor. Filmin ilerleyen kısımlarında Henry’nin edindiği bu kapasiteyi nasıl yorumladığını, neye dönüştürdüğünü, ne için kullandığını ve bu gücün ona ne öğrettiğini izliyoruz.

Sonuç olarak Henry Sugar’ın İnanılmaz Hikayesi, görsel estetiğinin çok ötesine geçerek insan zihninin potansiyeli, odaklanmanın gücü ve disiplinin dönüştürücü etkisi üzerine bir anlam inşa ediyor. Film, olağanüstü görünen bir yetenek üzerinden aslında herkesin ortak bir sorusuna dokunuyor: zihnimizi gerçekten kullanmaya kalksak neler mümkün olurdu?
9.7/10
(13 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Wonderful Story Of Henry Sugar
Yönetmen: Wes Anderson
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur... 'Tavuk toplum', önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz!
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
43
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Arsel Berkat Acar
Yazar 21 Aralık 2013 17 dk.

2010 senesinde Türkiye'deki evrimsel biyolojiye dair bilgi düzeyini arttırmak amacıyla Evrim Ağacı'nın kurulmasından bu yana, yazar kadrosuna birbirinden donanımlı araştırmacıların alınmasıyla birlikte adeta bir "Bilim Ağacı" haline dönüştüğümüzü söylemek yerinde olurdu. Bu süreçte bilim camiasının karşısında duran ve popülerliği yüksek olan sahtebilimsel iddiaları da ele almamak bir hata olurdu. Karşımıza her gün çıkan onlarca bilgiyle bombardımana uğruyoruz ve nelerin gerçek olup olmadığını sorgulamakta zorlanıyoruz. İşte bu sebeple devreye bir filtre sistemi görevi gören Bilimsel Şüphecilik (İng: Scientific Skepticism) adını verdiğimiz bir yöntem giriyor.

Sadece site üzerindeki paylaşımlarla da yetinmedik, 2017 senesinde kolları sıvayıp sizler için bir kitap çalışmasına başladık ve 2019'da baskısını tamamlamakla önemli bir katkıda bulunacağımızı umut ediyoruz. Buradaki makale bu kitabın bir özeti sayılabilir, ancak bu kadarıyla da asla yetinmeyin. Araştırın, sorgulayın ve daha fazlasını merak edin...

98
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
📡 ABD Maryland eyaletindeki Goddard Space Flight Center, uzay biliminin en önemli merkezlerinden biri olarak yıllarca görev yaptı.
🔭 Ancak son dönemde ajansın bazı bölümleri sessizce kapatılıyor ya da taşınıyor; bir zamanlar çalışan laboratuvarlar, dev teleskoplar ve araştırma ekiplerinin yer aldığı alanlar artık terk edilmiş görünüyor.
⚠️ Öne çıkan sorunlar arasında bütçe kısıtlamaları, önceliklerin Mars ve Ay’a yönelmesi ile yerleşik merkezin günümüz teknolojisine hızla adapte olamaması yer alıyor.
🌍 Bu durum, uzay araştırmalarındaki “fırsat maliyeti” dışında, mevcut altyapının sürdürülebilirliği ve bilimsel kapasitenin korunması açısından da kritik bir sorgulamayı gündeme getiriyor.
📉 Bilimsel kurumların tarihî birikimi zamanla kaybolma riski altında olabilir; bu da bilimsel mirasın ve insanlığın uzaya dair birikiminin gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Yazar: Ece Mürker
ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Gülin Özek
Gülin Özek
28.6K UP
Uyarlayan 27 Kasım 2020 4 dk.

Kolonoskopi, bağırsağın (kolonun) ve rektumun incelendiği bir endoskopi türüdür ve bazı hastalıklar için, özellikle kolorektal kansere sahip kişilerde, hayati bir öneme sahiptir. Erken teşhis yapılması, kolorektal kansere sahip hastaların hayatta kalabilme ihtimalini önemli ölçüde arttırıyor. Ancak bu hastaların neredeyse yarısından fazlası, kolonoskopi talebinin endoskop kapasitesinden fazla olması sebebiyle geç teşhis edilebiliyor.[1] Buna ek olarak da geleneksel kolonoskopi karmaşık kullanımının yanı sıra, günümüzün teknolojisinden de çok geride olmasından dolayı, hastaların çok fazla acı çekmesine sebep oluyor. Hatta çekilen acı o kadar fazla düzeyde oluyor ki, hastaya anestezi uygulamak zorunda kalınıyor.[2]

Ancak Leeds Üniversitesinde 12 yıldır araştırması sürdürülen “Akıllı ve Otonom Manyetik Yönlendirme" deneyinin sonucunda kolonoskopinin daha az acılı bir süreç haline gelmesini ve maliyeti düşük bir operasyon olmasını sağlayan alternatif bir yöntem bulundu: Manyetik Endoskopi.[2] Tıp alanında büyük bir ilerleme olarak kabul edilen bu robotik sistem insan vücudunun içinde yol gösteren medikal bir alet olarak kullanılıyor.

22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
EtkinlikEğitim
Evrim Ağacı İstanbul Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 3 gün önce İstanbul₺200,0013 Aralık
İngilizce Konuşma Kulübü – English Speaking Club
13 Aralık 2025 15:00 tarihinden 13 Aralık 2025 17:00 tarihine kadar.

İngilizce konuşma kulübümüz sizi bekliyor!

Sağlık, psikoloji, turizm, kültür ve etik gibi birçok konuda yapay zekanın geleceğimizi nasıl etkileyeceğini tartışacak ve BM simülasyonunda belirleyeceğiz.

Komitelerimize katılmak ve delege olmak için kayıt olmayı unutmayın. Kayıt olduğunuzda size etkinlikten önce mail yoluyla temsil edeceğiniz ülkeyi ve dahil olduğumuz komiteyi göndereceğiz.

Siyasi konulara girmeden size verilen ülkenin temsiliyetini yapmak adına, komitenizdeki konuyla ilgili önceden biraz düşünerek hazırlık yaparak gelmenizi rica edeceğiz.

Etkinlik günü komitelerinizde yapay zekanın farklı alanlarda geleceğimizi nasıl yönlendireceğini tartışacak ve argümanlarda bulunacağız.

Etkinliğimiz Evrim Ağacı İstanbul topluluğu ekibimizden, 8 yıldır İngilizce öğretmenliği yapmakta olan Yaren Filiz Koşaner moderatörlüğünde gerçekleşecektir.
——————–
Our English Speaking Club is waiting for you!

We will explore how artificial intelligence may shape our future in areas such as health, psychology, tourism, culture, and ethics and more. We’ll simulate it through a United Nations–style committee experience.

Don’t forget to register if you’d like to join our committees and become a delegate!

Once you register, you will receive an email before the event with the country you will represent and the committee you will join.

To ensure a smooth experience, we kindly ask you to prepare in advance: without diving into political issues, please think about how your assigned country would approach the committee’s topic and come ready with ideas.

On the event day, you will discuss how AI may influence our future in different fields and present your arguments within your committees.

The event will be moderated by Yaren Filiz Koşaner from our Evrim Ağacı Istanbul Organisation who has been an English teacher for 8 years.

Konum: Vogs Coffee Bahariye

Devamını Göster
2
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ebru Tuba Ölçücü
Gözlemi Yapan 6 gün önce Türkiye, İstanbul
Çalılık, ormanlık alan ve kayalık yamaçlarda görülen Funda, mart ve temmuz ayları arasında çiçek açar.
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Emir Şakir
Emir Şakir
118.4K UP
Türü Ekleyen 2 gün önce
Lüfer Balığı 10-35 cm ve üzeri boylara ulaşabilen Familyasının tek türüdür. Gümüş renkli gövdesi sarımsı alt yüzgeçlere sahip, uzun ve üstten basık sağlam bir görüntüsü vardır. Agresif bir balık olup keskin dişlere sahiptir.
3
Evrim Ağacı'na Destek Ol
S. Buğra Baltacı
Yazar 8 Eylül 2020 11 dk.

Olayları, yerleri ve kişileri tüm detayları ile hatırlayamamak yaygın bir insan tecrübesidir. Yakın zamanda katıldığımız bir dersin genel içeriğini hatırlayabiliriz ancak konunun detaylarını dereceli olarak zamanla unuturuz. İlk bakışta bu olayın bellek kapasitemizin sınırlı olmasından kaynaklanabileceğini ve duyusal girdileri büyük bir kesinlik ve bütünlük ile kodlayabilen bir sinir sisteminin çok daha avantajlı olacağını düşünebiliriz. Açıkça, belleğimizin kapasitesi, depoladıklarımızdan çok daha yüksektir. Detayları hatırlayamamak bir yetersizlikten öte, adaptif bir özelliktir; yani unutmak, evrimsel süreçte avantajlı olduğu için özellikle seçilmiştir ve bu durum, güçlü bilimsel kanıtlar ile desteklenmiştir.

Pek çok koşul altında olayların detayları yerine, genelini hatırlamak daha faydalı olabilir. Kırsal bir arazide bir kayanın altında saklanan bir yılanın saldırısına maruz kaldığınızı hayal edin. Sinir sistemi bu olayda korku belleğini oluştururken sadece gerekli kısımları kodlamalıdır: Size hangi yılanın saldırdığı veya yılanın hangi kayanın altında saklandığı önemli değildir. Sinir sisteminin gelecek adına doğru davranışsal adaptasyonları sağlayabilmesi için, detayları ortadan kaldırarak daha sonraki olaylar için genel bir şema çıkarması gereklidir. "Genelleştirme" adı verilen bu fonksiyon bellek sistemlerinin önemli özelliklerindendir ancak kontrol atında tutulmadığı takdirde belirsiz anıların oluşturulmasına yol açar ve artık faydalı bir fonksiyon olmaktan çıkar. Bu nedenle beyin, genellik ve spesifiklik arasında bir denge kurmalıdır.

142
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Emre Nur
Emre Nur
1,166 UP
İnceleyen 4 gün önce
Töre Sivrioğlu, doğa tarihi merakı ve çizim yeteneğiyle bu eşsiz esere imza atmış. Eser; doğaya, hayvanlara, fosillere meraklı herkesi tatmin edecektir. Sade ve ilgi çekici bir üslupla yazılmış, yazarın kendi kalemiyle resimlenmiş bu kitap; yüz milyonlarca yıl önceden yüz yıl öncesine kadar değişen zamanlarda soyu tükenmiş otuz muhteşem hayvanı kısa kısa ele alıyor. Her hayvanın keşfedilişine, tür özelliklerine, evrim ağacındaki konumuna ve yok oluş nedenlerine değiniyor. Her sayfası bilgi dolu. İşte kitapta geçen o otuz muhteşem hayvan:
* Pteraspis: İlk balık türlerinden biri. Ön kısmı zırhla kaplıydı. Fena bir yüzücü olmadığı düşünülüyor. Çenesi olmadığı için küçük canlıları süzerek besleniyordu.
* Megalodon: M.Ö. 10.000'lere kadar yaşamış, iri cüsseli bir köpek balığı türü. Şimdilik sadece dişleri ve çenesi ele geçtiği için tam olarak neye benzediğinden emin değiliz.
* Meganeura (Dev Yusufçuk): Karbonifer Dönem'deki oksijen bolluğundan yararlanarak devleşen böceklerden biri dev yusufçuklardı.
* İhtiyostega: İlk tetrapod (dört ayaklı) omurgalılardan biri. Balıklardan amfibilere geçiş türü.
* Diadectes: İri cüsseli bir amfibi. Farklı amaçlar için özelleşmiş dişlere sahipti.
* İhtiyozor: Karalardan denizlere dönmüş bir sürüngen. Görünüşü balığa benzemesine rağmen sürüngen atalarının özelliklerini de bünyesinde taşıyordu. Bu yüzden onu bulan ilk fosil meraklılarının kafasını karıştırmıştı.
* Plesiyozor: Uzun boyunlu deniz sürüngeni.
* Pterozorlar: Uçmayı öğrenen sürüngen ailesi. Kimisinin iyi uçucu olduğu, kimisinin yalnızca süzülebildiği, kimisinin de -deve kuşu gibi- kanatlı olmasına rağmen uçma yetisini yitirdiği sanılıyor.
* Megalozor: Keşfedilen ilk dinozor türü. Megalozoru keşfedenler, onun file ya da gergedana benzediğini düşünmüşlerdi, bugün bunun doğru olmadığını biliyoruz.
* İguanodon: Keşfedilen ikinci dinozor. Bu dev hayvanın arka ayaklarının üstünde dimdik durduğu sanılıyordu, ama bugün böyle bir davranışı olmadığını biliyoruz.
* Hadrozor: Amerika kıtasında keşfedilen ilk dinozor. Dinozorlar çağının sonlarında ortaya çıkmış, kuş kalçalı bir dinozor.
* Sauropodlar: Dört ayaklı, otçul, dev dinozorlar ailesi. Bu ailenin üyeleri, karada yaşamış en büyük hayvanları barındırıyor.
* Triseratops: Üç boynuzlu ve farbalalı bir dinozor türü. Farbalası sayesinde boynunu etçil avcılardan koruyabiliyordu.
* T-Rex: Tüylü, etçil, iri beyinli, hızlı bir avcı. Dinozorların en meşhuru.
* Troodonlar: En zeki dinozor ailesi. Büyük felaket yaşanmasaydı acaba Troodonlar insan gibi zeki bir türe evrilebilir miydi?
* Arkeopteriks: Tamamen tüylerle kaplı küçük bir dinozor.
* Dimetrodon: Sırtında koca bir yelpaze taşıyan bir sinapsid türü. İlk bulunduğunda sürüngen olduğu sanıldı ama sonra sinapsid sınıfına dahil edildi. Sinapsidlerin bugün yaşayan tek temsilcisi memeliler.
* Trinaksodon: Bir terapsid türü. Terapsidler, memelileri ve yakın akrabalarını barındıran bir sinapsid grubudur. Bu yüzden bir terapsid fosiline baktığınızda onu kurt iskeletine benzetebilirsiniz. Dinozor çağları boyunca trinaksodon gibi terapsidler, dinozorlardan saklanan küçük canlılar olmaya mecbur kaldılar.
* Rutiodon: Timsah gibi ama timsahın atası değil. Yalnızca uzak bir akraba.
* Gastornis: Dinozorların yok olduğu ve memelilerin yeterince güçlenmediği bir çağda karalara hükmeden dev kuşlardan biri.
* Atın ataları (Eohippus, Orohippus, Epihippus, Mesohippus, Miohippus, Merychippus, Dinohippus): Atların, günümüz boyutlarına ulaştıkları evrimsel yolculuklarındaki ilk ataları 30 cm boylarındaydı.
* Paraceratherium: Yaşamış en büyük karasal memelilerden biri. Günümüzdeki gergedan akrabalarının aksine boynuzsuzlar.
* Chalicotherium: Tuhaf bir kolaj çalışması gibi duran bu toynaklı hayvan; gorili, ayıyı, atı ve daha başka birçok hayvanı çağrıştırabilir.
* Mastodon: Fillerin ve mamutların akrabası. Yaklaşık 11 bin yıl önce, mamutlar gibi yok oldular.
* Mamut: Yok olmuş canlıların en meşhurlarından. Muhtemelen buzul ikliminin sona ermesi ve insan faktörü yüzünden yok oldular.
* Kılıç dişli kaplan: Namıdiğer smilodon. Bir Amerikalı. 20 santimlik köpek dişleriyle düşmanlarına korku salıyordu.
* Megatherium: Amerikan megafaunasından bir tembel hayvan. Dev pençelerine bakıldığında onun vahşi bir etçil olduğu sanıldı ama tamamıyla otçul olan bu dev tembel hayvan, pençelerini ağaç kabuğu kazırken, dalları aşağı çekerken ya da kendini avcılara karşı savunurken kullanıyordu.
* Batı Asya fili: Muhtemelen insan eliyle Hindistan fillerinden çoğaltılmış bir tür. Türkiye'de de yaşamış.
* Moa: Yeni Zelanda'nın uçamayan dev kuşu. 500 yıl öncesine kadar yaşıyordu. Yok oluşlarının en büyük şüphelisi insan.
* Dodo: Hint Okyanusu'ndaki adalarda yaşayan, uçamayan, ağır bir güvercin türü. Muhtemelen insanlardan kaçmadığından dolayı aptal olarak nitelenmişti. Soylarının insanlar tarafından tüketildiği kesin.
* Amerikan göçmen güvercini: Çok acıklı bir yok oluş hikayesi olan bu kuşun son bireyi 1914'te öldü.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilal Yaman
Bilal Yaman
101.9K UP
Üye 6 gün önce 1 Cevap
Tıp fakültesi birinci sınıf öğrencisiyim. Biyokimya dersinde glikoliz ve krebs döngüsünü görüyoruz. Konuyu mantığı ve mekanizmasıyla öğrenmeye çalışıyorum. İlk prokaryotlar glikoliz veya ona benzer bir metabolik faliyet yapıyor muydu merak ediyorum.
582 görüntülenme
Cevap Ver 500 UP
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Aktaran 24 Temmuz 2021 2 dk.

Şempanzeler, Doğu ve Orta Afrika'da yaygındır ve Gabon'daki Loango Ulusal Parkı gibi bazı bölgelerde gorillerle birlikte yaşarlar. Bu park aynı zamanda 2005'ten beri Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nde primatolog olan Tobias Deschner ve Osnabrück Üniversitesi'nde bilişsel bir biyolog olan Simone Pika tarafından yönetilen Loango Şempanze Projesi'ne de ev sahipliği yapıyor.

Loango'da araştırmacılar, grup kompozisyonu, sosyal ilişkiler, komşu gruplarla etkileşimler, avlanma davranışı, alet kullanımı ve iletişim becerilerine özel olarak odaklanarak yaklaşık 45 şempanzenin davranışını gözlemliyor ve analiz ediyor. Simone Pika şöyle anlatıyor:

43
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen4 12 Şubat
Çarpıcı filmlerin Oscar'lı yönetmeni Stanley Kubrick'in hayatının ortalarında, 1962, çektiği başka çarpıcı konulu bir film. Nispeten uzun süreli bir yapım. En iyi uyarlama dalında Oscar adayı olmuş. Başrol James Mason'a baktığımda filmografisini bayağı kabarık görüyorum. North by Northwest gibi Hitchcock filmlerinde de oynamış. Genelde Oscar iddiasında bulunan filmlerde yer almış ve bu filmde de kendini belli ediyordu. Zaten kendisi 3 kere Oscar adayı olmuş. Shelley Winters ise 2 kere kazanmış. Lolita ise Golden Globe'da en umut vadeden yeni oyuncu adıyla ödül kazanmış ama başarmış mı bilemem.

Kubrick yine kendisine yakışır şekilde kışkırtıcı bir konu seçmiş ama konunun kışkırtıcılığı onun standardına bile fazla gelmiş olmalı ki romanı kadar açık işlememiş. Daha üstü kapalı ve sansürlü bir anlatıyı tercih etmiş. Hikaye, orta yaşlı bir profesör ile belli ki baba sorunları olan ergen bir kızın birbirine olan takıntılı ilgisi etrafında dönüyor. Ama bu ilişkinin doğasını irdelemek yerine etrafında dönen biraz daha sıra dışı olayları anlatıyor. Ama bence filmin asıl karakteri üçüncü ve eksantrik karakterli karakter. Kafasını da anlamak gerçekten mümkün değil. Diğerlerinin motivasyonları yine bir nebze anlaşılır şeyler ama kendisinin ne yaptığı belli değil. Açıkçası korkutucu bir karakter. 3 Oscar adaylığı da o oyuncudan var ki hakkıdır.
Film
4.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ebru Özen
Ebru Özen
57.9K UP
İnceleyen10 5 Aralık 2023
Çok severek okuduğum bir eserdi okuyucuyu dönemin içine çekiyor mutlaka tavsiye ederim
10.0/10
(11 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
12
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close