Wuhan Koronavirüsünün Yayılmasından Yarasa Çorbası mı Sorumlu?
Çin Halkının Yemek Alışkanlıkları, 2019-nCoV Koronavirüs Salgınından Sorumlu Tutulabilir mi?
Yarasa, Batı toplumları için çok sıra dışı bir besin tercihi olarak karşılansa da, tarih öncesi zamanlardan beri Pasifik-Asya bölgesinde tüketilmektedir. Kronostratigrafi biliminden faydalanılarak yapılan arkeolojik analizlerin sonucunda, yarasaların ilk defa günümüzden 74.000 yıl önce Endonezya'nın Flores Adası'nda yaşamış olan Homo floresiensis türü insanlar tarafından besin kaynağı olarak tüketilmeye başlandığı düşünülmektedir. Sadece yarasalar da değil; çeşitli böcekler, kuşlar, küçük kemirgenler, kedi ve köpek gibi memeliler ve hatta kuşların ağız salgılarıyla yaptığı yuvalar bile besin olarak tüketilmektedir. Yıllar öncesine dayanan bu besin alışkanlığı, günümüzde de çeşitli toplumlarda devam etmektedir.
Günümüzde, en az 167 yarasa türünün (var olan tüm yarasa türlerinin %13'ünün) besin, sözde tıbbi faydaları, spor/avlanma, vb. amaçlarla düzenli olarak öldürüldüğü düşünülmektedir. Bu uygulamalara Afrika, Asya, Avrupa, Okyanusya ve Güney Amerika'da rastlanmaktadır. Afrika'da en az 55 yarasa türü, Asya'da en az 64 yarasa türü, Avrupa'da (özellikle de İtalya'nın Vicenza bölgesinde) özellikle de atnalı yarasaları, Okyanusya'da en az 40 yarasa türü, Güney Amerika'da ise özellikle yaprak-burunlu yarasalar düzenli olarak avlanmaktadır. İlerleyen kısımlarda göreceğimiz gibi, yarasalardan insanlara virüs bulaşması için illâ besin olarak tüketmek şart değildir.
Yarasalar bu bölgelerde sadece çorba olarak tüketilmemektedir; çeşitli yemeklerde de malzeme olarak kullanılmaktadır. Ancak yarasa çorbalarında yarasalar çok az pişirilmektedir ve neredeyse hiçbir parçası çıkarılmamaktadır. Bu yüzden içerdikleri mikroorganizmaların tam olarak ölmediğine inanılmaktadır ve koronavirüs salgınından yarasa çorbaları sorumlu tutulmaktadır.
Yarasa Tüketimi Koranavirüs Salgınına Neden Olmuş Olabilir mi?
2019-nCoV virüsünün, ya da bilinen adıyla Wuhan koronavirüsü, on binlerce insana (özellikle de Çin vatandaşına) bulaştığı düşünülüyor. Virüs dolayısı ile gerçekleşen ölümlerin sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bu salgını ''toplum hayatını tehdit eden uluslararası bir durum'' olarak nitelendirdi.
Ancak yapılan araştırmalar, virüsün spesifik olarak hangi hayvan türünden insana bulaştığı henüz belli değil. Öyle ki, The Lancet'te yayınlanan bir makaleye göre, salgındaki erken vakaların %30'undan fazlası söz konusu hayvan pazarlarıyla ilişkilendirilememişti; sadece eldeki verilerin çoğunluğu buna işaret ettiği için, "en olası aday" olarak hayvan pazarları gösterilmekte. Bu yüzden bu salgından yarasaları veya yarasa tüketimi sorumlu tutmak daha fazla veri elde edilene dek yanlış olur.
Bu yanlış inancın yayılmasında sosyal medyanın büyük etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle aşağıdaki video dünya çapında milyonlarca kez paylaşıldı ve yarasa yemenin koronavirüs salgınına neden olduğu yayıldı.
Ancak burada da sosyal medyanın etki gücü bir kez daha kendini gösteriyor. Çünkü sosyal medyada sıkça iddia edildiğine göre bu video, "Çin'de bir restoranda çekiliyor ve Çin halkının beslenme alışkanlıklarını" gösteriyor. Ama söz konusu video ne Çin'de çekildi ne de Çinli insanların beslenme alışkanlıklarını gösteriyor.
Öncelikle videonun çekildiği yere bakalım: Video, Okyanusya'nın bir alt bölgesi olan Mikronezya'ya bağlı Palau ada ülkesinde çekilmiş. Videodaki kişi ise ünlü bir Çinli sosyal medya fenomeni ve gezi blogcusu Wang Wegyun. Video, dünyada ilginç görülebilecek yemekleri tanıtmak amacı ile yapılan bir TV programının kesilmiş bir parçası.
Çin, toprak anlamında da nüfus anlamında da çok büyük bir ülkedir. Ülke 33 eyalete ayrılmıştır ve 333 ili vardır. Her bir eyaletin kendine özgü gelenekleri olsa da genel olarak yarasa Çin mutfağında pek tüketilen bir besin değildir.
Dahası, virüsün ana rezervuarı gerçekten yarasalar olsa bile, illâ et tüketiminin ana bulaşma yolu olması şart değildir. Örneğin Batı Afrika Ebola salgınının yarasa dışkısı ile temas etme sonucu başladığı düşünülmektedir. MERS salgını, deve eti tüketiminden değil, develerle bir arada yaşama ve onlara temas etme yoluyla başlamıştır. Yani et tüketimi, bu tür salgınlardaki ana sorumlu olmak zorunda değildir.
Dolayısıyla elbette salgın bu tarz bir tüketimden başlamış olabilir; ancak şu anda bunu kesin olarak gösterebilen hiçbir bilimsel veri bulunmadığı gibi, diğer olasılıklara işaret eden de çok sayıda veri bulmak mümkündür.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Canlı Hayvan Pazarları Masum Değil!
Bu demek değil ki Çin gibi kalabalık ülkelerde, hele ki hayvan pazarları gibi çok çeşitli hayvanlara ait etler ile doğrudan temasın olabildiği kritik noktalarda hijyen problemi yoktur; elbette vardır. Foreign Policy'de James Palmer şöyle yazıyor:
Çin'in yemek sağlığı standartlarının kötülüğü dünyaca ünlüdür; her ne kadar hükümet bu standartları yükseltmek için birçok girişimde bulunuyor olsa da. Yemek skandalları sık yaşanır, ishal ve besin zehirlenmesi rahatsız edici düzeyde yaygındır. Huanan gibi pazarlar aslında canlı hayvan satma lisansına sahip değildir; ama yine de satarlar. Bu yerlerde çalışanlar, eldiven takma ve el yıkama gibi temel hijyen teknikleri konusunda bile eğitim görmemişlerdir. Üretimi arttırmak adına tehlikeli katkı maddeleri de kullanılmaktadır.
Ama bu koşullar eşsiz değildir. Aslına bakarsanız bu yaklaşım, ABD'nin geçmişteki yaklaşımlarına çok benzerdir. ABD'de bugün gördüğümüz modern regülasyon sistemleri, bu sağlık skandallarının ifşa edilmesi sonrasında yerleşmiştir. Ama ABD de bugün bile besin sağlığı regülasyonları konusunda bir cennet sayılmaz. (...) Endüstriyel hayvancılık çerçevesinde yaygın olarak kullanılan antibiyotikler ilaca dirençli bakteriler yaratmıştır, besin geri çağırmaları ve E. coli gibi hastalık salgınları halen yaygındır.
Hatta salgın gerçekten de yarasa etinden insana bulaşmış bile olabilir! Time dergisinde yayınlanan bir yazıda Charlie Campbell, salgında et tüketiminin ana rolü olduğu iddiasıyla ilgili mitleri çürüttükten sonra, şöyle diyor:
Tüm bunlara rağmen uzmanlar, "ıslak pazarların" (ki bu isim, bu pazarlarda yerleri yıkamak için bolca su kullanılmasından gelmektedir), özellikle de canlı hayvan satan pazarların problemli doğasını görmezden gelemeyeceğimizi söylüyor. Canlı ve vahşi hayvanların idrar, dışkı ve diğer vücut sıvıları, kesilen hayvanlardan akan kanlarla bu pazarda karışmakta ve virüsler ile bakterilerin yayılması için harika bir ortam yaratmaktadır. [Dış İlişkiler Konseyi'nde toplum sağlığı uzmanı olan] Huang'ın da dediği gibi: "Islak pazarlar olduğu müddetçe, bu tarz salgınlar da görülecektir."
Ancak unutmamak gerekiyor ki Dünya'nın ezici bir çoğunluğu çeşitli hayvanların etlerini diyetleri çerçevesinde tüketmektedir ve kültüre bağlı olarak farklı hayvanların etleri farklı kültürlere "iğrenç" veya "sıra dışı" gelebilir. Örneğin ABD'de tüketilen geyik, sincap ve vahşi yaban domuzu etleri, birçok diğer ülke için "sıra dışı"dır. Benzer şekilde, her ne kadar "böcek yemek" çok sayıda kültüre iğrenç gelse de, birçok toplumda bu uygulanmaktadır ve hatta birçok bilim insanı, insanların besin konusunda geleceğinin böcek tüketimini yaygın olarak içereceğini öngörmektedir.
Yani bu tarz konularda diğer kültürleri yargılamak çok kolaydır; ancak ırkçı argümanlar üretmenin sorunu çözmeye hiçbir faydası yoktur. Tam tersine, bu tarz suçlamalar ve aşağılamalar dolayısıyla, bu salgında hiçbir suçu olmayan çocuklar, gençler ve insanlar diğer ülkelerdeki okullarda ve halka açık alanlarda önyargılar ve dışlanmalar ile karşılaşabilir. Bunun çözüme hiçbir katkısı olmadığı açıktır. Daha da önemlisi, Uzak Doğu kültürlerini eleştiren ve yeren kişi ve ülkelerin kendi besin pratiklerinin benzer salgınlara neden olmayacağının da bir garantisi bulunmamaktadır. Bunun yerine, Dünya'nın her köşesindeki kültürlerde bu tarz problemlerin tekrar etmemesi için ne tür önlemler alınabileceği konusunda mantıklı, akılcı, bilimsel bir yaklaşım sergilememiz gerekiyor.
Sanıyoruz bu tarz konularda en önemli olan, insanlığın et tüketim pratikleriyle ilgili genel bir felsefi perspektife sahip olmak, et tüketiminin bilimsel alt yapısını iyi anlamak ve illa et tüketilecekse (ki bu şart değildir), bu konuda hijyen şartlarının küresel ölçekte sağlandığından emin olmaktır.
Wuhan koronavirüs salgını ile ilgili güncel bilgileri buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 53
- 12
- 12
- 9
- 7
- 6
- 6
- 5
- 2
- 1
- 0
- 0
- M. O'Neill. Chinese Influencer Wang Mengyun, Aka ‘Bat Soup Girl’ Breaks Silence. (29 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2020. Alındığı Yer: News.com | Arşiv Bağlantısı
- M. Livingston. Coronavirus Fact Check: How To Spot Fake Reports About The Mysterious Disease. (31 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2020. Alındığı Yer: CNet | Arşiv Bağlantısı
- D. Satherley. Coronavirus: Myths About The Virus Busted. (30 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2020. Alındığı Yer: News Hub | Arşiv Bağlantısı
- J. Palmer. Don’t Blame Bat Soup For The Wuhan Virus. (27 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2020. Alındığı Yer: FP | Arşiv Bağlantısı
- C. Huang, et al. (2020). Clinical Features Of Patients Infected With 2019 Novel Coronavirus In Wuhan, China. The Lancet. | Arşiv Bağlantısı
- J. G. Zhang. Pinning Coronavirus On How Chinese People Eat Plays Into Racist Assumptions. (31 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2020. Alındığı Yer: Eater | Arşiv Bağlantısı
- C. Campbell. The West Blames The Wuhan Coronavirus On China’s Love Of Eating Wild Animals. The Truth Is More Complex. (24 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2020. Alındığı Yer: Time | Arşiv Bağlantısı
- G. Vogel. Bat-Filled Tree May Have Been Ground Zero For The Ebola Epidemic. (30 Aralık 2014). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2020. Alındığı Yer: Science | Arşiv Bağlantısı
- J. C. Wong. As The Coronavirus Spreads, Misinformation Is Spreading Even Faster. (1 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2020. Alındığı Yer: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
- Wikipedia. Bat As Food. (3 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2020. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
- T. Mildenstein, et al. (2015). Exploitation Of Bats For Bushmeat And Medicine. Bats in the Anthropocene: Conservation of Bats in a Changing World, sf: 325-375. | Arşiv Bağlantısı
- S. O. Ebewore, et al. (2015). Acceptability Of Bush Meat As A Source Of Animal Protein In Delta State, Nigeria: Implication For Extension Services. Journal of Northeast Agricultural University, sf: 67-78. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:04:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8241
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.