Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Solunum Yoluyla Bulaşan Virüslerden Korunmak İçin Maske Kullanmak Faydalıdır ve Salgınları Yavaşlatabilir, Hatta Durdurabilir!

Solunum Yoluyla Bulaşan Virüslerden Korunmak İçin Maske Kullanmak Faydalıdır ve Salgınları Yavaşlatabilir, Hatta Durdurabilir!
9 dakika
22,310
Tıbbi İçerik Uyarısı

Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.

Daha Fazla Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

İddia

Virüslerden korunmak için maske kullanmak işe yaramazdır. COVID-19 salgını gibi salgınlar sırasında insanlar boşuna yüz maskesi kullanıyorlar.

Gerçek mi?

Sahte
Sahte

Gerçek Ne?

Maskeler, özellikle de solunum yoluyla bulaşan hastalıklara karşı korumada etkili bir yöntemdir. Hastalık semptomu gösteren (veya henüz semptomları göstermese bile virüse sahip olan) kişilerin hastalığı diğerlerine yaymasını engellemek açısından bir zorunluluk olarak görülmektedir. Sağlık personelinin ve hasta olduğu bilinen kişilerin maske takımının zorunlu olması da bu maskelerin enfeksiyonları önlemek konusunda etkili olduğunu göstermektedir.

Dikkatli Olunması Gereken Detaylar

Kullanım Biçimi Önemlidir!

Ancak bir maskenin etkili olup olmadığı, kullanılan maskenin türüne (örneğin N95 veya KF94 tipi maskelerin kullanılmasına), bu maskelerin doğru takılıp takılmadığına, hijyeninin doğru yapılıp yapılmadığına bağlı olarak belirlenmektedir. Düzgün kullanılmayan maskeler, bireyi korumak yerine ciddi bir patojen yuvası (rezervuarı) haline gelebilir ve sizi ve yakınlarınızı hasta edebilir.

Maske, Tek Başına Sizi Koruyamaz!

Ayrıca maske kullanımı, eğer ki popülasyonun geniş bir kesimi, virüse karşı yeterince etkili maskeler kullanmıyorsa, viral enfeksiyon mücadelesinde tek başına etkili olabilen bir yöntem değildir. Bu nedenle, sadece maskelere güvenilmemeli ve buradaki yazımızda anlattığımız önlemlere maske kullanımından bağımsız olarak uygulanmalıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Maske Stoklamayın!

Salgının durdurulabilmesi açısından şu uyarı yapılmalıdır: Maskeler stoklanmamalı, gereğinden fazla alınmamalı ve hastalıkla en ön safta mücadele eden sağlık personeline öncelik tanınmalıdır.

Şu bir gerçek: Maske sayısı sınırlıdır ve sağlık personelinin ihtiyacı, diğer herkesten daha fazladır. Ancak bu yöndeki bir arz-talep dengesizliği, maskelerin işlevsiz olduğunu iddia etmek için yeterli ve geçerli bir sebep değildir.

Herkesin riski doğru bir şekilde anlaması gerekmektedir: Her gün hastalarla uğraşan ve doğrudan doğruya virüsle mücadele eden doktorların ve diğer sağlık personelinin maske ihtiyacı, evden çıkmayarak kendini koruyabilecek insanlara nazaran kat kat fazladır. Bu nedenle maske stoklamak anlamsızdır, tehlikelidir ve maske takıldığı için sosyal mesafelendirme kurallarının delinebileceği düşüncesi büyük bir hatadır.

Devletler, maske üretim kapasitelerini hızla arttırarak öncelikle tüm sağlık personelinin, sonrasındaysa tüm vatandaşların maskelere erişimi olduğunu garanti etmelidir.

Tüm Reklamları Kapat

İddianın Kökeni

Uzak Doğu'da solunum yoluyla bulaşan hastalıklara karşı önlem amaçlı kullanılan yüz maskeleri, COVID-19 Koronavirüs (SARS-CoV-2 veya 2019-nCoV) salgını sırasında da yeniden gündeme geldi. Çin Hükümeti'nin insanlara maske takmasını önermesi, kısa sürede ülkedeki maske stoklarının tükenmesiyle sonuçlandı. Maskelerle ilgili akademik camiada farklı bulgular bulunuyor olmasından ötürü, bu öneri çeşitli belirsizliklere neden oldu.

Çin'de maske kullanımı tavsiye edilirken, ABD Hastalık Kontrol Merkezi ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kuruluşların maske kullanımını tavsiye etmemesi, halk arasında kafa karışıklığına sebep olmaktadır.

Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi (CDC), konuyla ilgili şöyle söylemektedir:

Halkın, solunum hastalıklarını önlemek için yüz maskeleri kullanmasını genel olarak tavsiye etmemekteyiz. Ve yeni virüs [2019-nCoV] için de bu şekilde maske kullanımını önermemekteyiz. Maske kullanmak yerine, yeni koronavirüsün semptom ve işaretlerine, örneğin ateş ve öksürük belirtilerine dikkat etmek daha faydalı olacaktır.

Science dergisinde yayınlanan ve Çin Hastalık Kontrol Merkezi (CCDC) genel direktörü George Gao ile yapılan röportajda ise uzman şöyle diyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bana kalırsa ABD ve Avrupa'nın yaptığı en büyük hata, insanların maske takmamasıdır. Bu virüs damlacıklar yoluyla ve yakın temas ile yayılmaktadır. Damlacıklar bu konuda büyük bir role sahiptir ve bu nedenle maske takmalısınız. Çünkü konuşurken ağzınızdan sürekli damlacıklar fışkırır. Birçok kişide hastalık asemptomatik (semptomsuz) olarak geçirilmektedir ve semptom-öncesi enfeksiyonlar olduğu bilinmektedir. Eğer yüz maskeleri kullanacak olurlarsa, virüs taşıyan damlacıkların ağızlarından çıkmasına ve diğerlerine ulaşmasına engel olurlar.

Bilgiler

Dünya Sağlık Örgütü, Maske Kullanımını Neden Önermiyor?

An itibariyle Dünya Sağlık Örgütü ve ABD Hastalık Önlem Merkezi gibi kurum, COVID-19 koronavirüs hastalığının belirtisi olmayanların maske kullanmamasını önermektedir. Bu önerinin ana sebebi, bu maskelerin kısıtlı sayıda bulunması ve sağlık personelinin hasta olmayan insanlara nazaran bu maskelere çok daha fazla ihtiyacı olmasındandır.

Dünya Sağlık Örgütü, 19 Mart 2020 tarihli dokümanında şöyle açıklıyor:

Öneri olmaksızın tıbbi maske kullanmak, gereksiz masrafa ve tedarik yüküne sebep olabilir.

İkinci bir neden, maske kullanımının salgını önlemede tek başına yeterli olacağı sanısına sebep olmasıdır. Aynı dokümanda şöyle deniyor:

Tek başına maske kullanımı, yeterli koruma sağlayamaz ve diğer yöntemlerin de kullanılması gerekmektedir. Eğer maskeler kullanılacaksa, COVID-19'un insandan insana yayılmasını önlemek için ek olarak el hijyenine ve diğer enfeksiyon koruma ve kontrol (IPC) önlemlerine dikkat edilmelidir. (...) Maske kullanımı, hatalı bir güven hissi yaratabilir ve el hijyeni pratikleri gibi diğer temel önlemlerin alınmasını azaltabilir.

Genel olarak, maske kullanımına (tek başına) güvenmek yerine, buradaki yazımızda anlattığımız önlemleri bir bütün olarak almanızı önemle tavsiye ederiz.

Halk arasında maske kullanılmasının önerilmemesinin üçüncü bir nedeni ise, maske kullanımı konusunda deneyimi olmayan insanların çoğu durumda N95 gibi maskeleri doğru bir şekilde takamıyor ve doğru bir şekilde kullanamıyor olmasıdır. Bu durum, söz konusu maskeleri gün boyu yüzünüze değen bir bez olması bakımından tehlikeli bir patojen yuvası (rezervuarı) haline getirebilmektedir. Aynı dokümanda şöyle deniyor:

Maskeleri yanlış kullanmak, onların etkisini azaltıp, bulaşma riskini arttırmaktadır.

Maskeler, Enfeksiyonları Önlemek Açısından İşlevseldir!

Ancak görebileceğiniz gibi, bu maddelerin hiçbiri maskelerin işlevsiz veya maske kullanımının anlamsız olduğu sonucuna varmakta kullanılamamaktadır. Zaten dokümanda şöyle söyleniyor:

Tüm Reklamları Kapat

Maske takmak, COVID-19 da dahil, belirli solunum hastalıklarının yayılmasını önlemek için kullanılabilecek yöntemlerden birisidir.

Amacı Anlayın: Maskeler ve Virüsler

Virüsler son derece küçük varlıklardır; birçoğu sadece 100 nanometre (0.1 mikrometre) boyundadır. Örneğin SARS-CoV-2 virüsü, 60-140 nanometre büyüklüğündedir. Bu nedenle çok üst düzey maskeler kullanılmadığı sürece, bu virüslerden korunmak son derece zordur.

Unutmamak gerekiyor ki (en azından çoğu durumda) tek veya birkaç virüsün size bulaşması, virüsün sizi hasta etmesi için yeterli değildir. Bazı araştırmalar tek bir virüsün bile hastalık için yeterli olduğuna yönelik veriler sunsa da, çoğu zaman binlerce, belki on binlerce virüsün size ulaşması gerekmektedir. Benzer şekilde, ne kadar az sayıda virüs ile enfekte edilirseniz, hasta olma ihtimaliniz de o kadar azalmaktadır (ancak hiçbir zaman sıfır değildir; yani tek bir virüs bile sizi hasta edebilir; bu nedenle maskeler mutlak koruma sağlayamaz). Bu konuda detaylı bir açıklamamızı buradan okuyabilirsiniz.

Buna ek olarak, daha az sayıda virüsü vücudunuza alacak olursanız ama savunma sisteminiz bunları durduramayacak olursa, o zaman da virüs çoğalarak sizi hasta edebilir. Dolayısıyla maske kullanımındaki amaç, vücuda giren virüs miktarını azaltmaktır (ve mümkünse, durdurmaktır).

Tüm Reklamları Kapat

Maske kullanımının bir diğer amacı ise, virüslerin kendisini değil ama taşındıkları partikülleri (özellikle de hapşırma ve öksürme sırasında fışkıran tükürük ve mukus damlacıklarını) engellemektir. Bu konuya yönelik çalışmalar, maske kullanımının %80'lere varan oranlarda koruyucu olabildiğini göstermektedir. Kore Üniversitesi Tıp Fakültesi Bulaşıcı Hastalıklar profesörü Dr. Kim Woo-Ju ile yapılan bir röportajı buradan izleyebilirsiniz (15:50'den itibaren maske konusu konuşulmaktadır):

Her ne kadar ana görselde yer verdiğimiz tıbbi/cerrahi maskelerin koruma sağlayamadığı iddia edilse de (çünkü yanlardan ve diğer kenarlardan hava akışına büyük oranda izin verirler), bu argümanla çelişen akademik çalışmalar da mevcuttur. Örneğin JAMA'da yayınlanan bir makalenin sonuçlarına göre, H1N1 gibi influenza ile mücadele eden sağlık personellerinin hastalığı kapması açısından incelendiğinde, N95 maskeler ile cerrahi maskeler arasında hiçbir fark olmadığı görüldü. Araştırmada, N95 kullanan sağlık personelleri arasında gribe yakalanma sayısı 207 iken, tıbbi maske kullananlarda 193 idi. N95 maske takan sağlık personellerinin 2734'ünde grip-benzeri semptomlar görüldü; cerrahi maskelerde ise bu sayı 3039 idi. Araştırmacılar, bu sayılar arasında istatistiki bir fark olmadığını, dolayısıyla her iki maskenin de eşit derecede işlevsel olduğunu vurguluyorlar.

Maskeler Bir Bariyer Görevi Görür!

Şu hatırlanmalıdır: Maske, en nihayetinde ağız ve burun ile dış dünya arasında bir bariyer görevi görerek, bulaşma yaşanması ihtimalini azaltmaktadır. Bu bakımdan, yeterince çok sayıda kişinin (hele ki hastalık semptomları gösterenlerin) yüz maskesi kullanması, salgının yayılmasına engel olmak açısından faydalı görülebilir. Mayo Clinic'ten Dr. James M. Steckelberg, konuyla ilgili şöyle diyor:

Bazı araştırmalar, tıbbi/cerrahi maskelerin kullanımının influenza (grip) virüsünün yayılmasına engel olduğunu göstermektedir. Hatta cerrahi maske ile alkol-temelli bir el dezenfektanını birlikte kullanmak, grip-benzeri hastalıkların sadece cerrahi maske ile önlenmesinden de daha etkilidir. Özellikle de çok sayıda insanın bir arada yaşadığı (siteler, askeri birlikler, yurtlar, vb.) yerlerde kişilerin virüs kapması çok daha olasıdır.

Öte yandan N95 olarak isimlendirilen ve dışarıdaki maddelerin %95 civarını engelleyebilen respiratör maskeler, viral enfeksiyonlara karşı çok daha etkilidir. Buna rağmen, N95 maskelerin por (delik) büyüklüğünün 0.1-0.3 mikrometre (100-300 nanometre) civarında olduğu ve bu nedenle virüsler tamamen durduramayacağı hatırlanmalıdır. Buna rağmen, respiratör kullanımı vücuda ulaşan virüs sayısını ve havadaki damlacıklara teması azaltmak açısından faydalı olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)

Bedreddin: Hayatı ve Düşünceleri

Murat Küçük

“Adil bir dünyanın özlemini duyuyordum. O dünyada hepimize yer olmalıydı. Oysa iktidar savaşlarıyla birbirini boğazlayan orduların ayakları altındaydı insanlık. Yoksulların çaresizliğini düşündükçe bir şeyler yapmamız gerektiğini hissediyordum.”

Söz konusu Şeyh Bedreddin olunca yanıtları belki de her daim muğlak sorularla baş başa kalırız. Bir medrese âlimiyken neden tasavvuf yolunda menzil almıştır? Fikirlerinin Anadolu ve Balkanlar’da bu kadar etkili olabilmesinin nedeni nedir? Dinlerin eşitliğine dair düşüncelerinde Hıristiyan-Helen köklerinin etkisi var mıdır? İsyancılara atfedilen özel mülkiyet karşıtı fikirlerin ilham kaynağı gerçekten Şeyh Bedreddin midir? Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’le yolları nasıl kesişmiştir? İsyanı planlamış mıdır yoksa rüzgârın yönüne doğru mu yürümüştür sadece?

Murat Küçük zihninde bu sorularla altı yüzyıl önceye gidip söyleşiye davet ediyor Bedreddin’i. Daha yakından tanımak istiyor bu akılcı fıkıh âlimi, gönül gözü açık sufi ve isyankarların yoldaşı şeyhi… Tarihin karanlıklarında kalmış olayları hayali bir Bedreddin’le aydınlatma emeliyle akıl ve kalple dolu bir yolculuğa çıkarıyor bizleri.

Okuyucuya Not: Hayali söyleşiler, dünyayı değiştiren, onu anlamamızı sağlayan önemli isimlerle tanışmak veya onları yeniden keşfetmek isteyenlere keyifli bir okuma sağlamak amacıyla hazırlandı. Bu söyleşiler hayal ürünü olsa da biyografik gerçeklere dayanıyor.

Gezi Ruhu ve Politik Teori

Murat Özbank

2013 yılının Haziran ayında, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nı dolduran çok dilli, çok dinli, çok ideolijili, çok kimlikli insan çoğulluğu arasında bir “ruh” dolaştı: özgürlük ve demokrasi ruhu. Bu ruh, Türkiye’de siyasal hayatı ve siyasal tahayyülü derinden etkileyebilecek gelişmelerin ve arayışların yolunu açtı. Peki nasıl doğmuş, nasıl büyümüştü bu ruh? Dile gelecek olsa hangi kavramlarla konuşur, nasıl bir kuramsal zemine yaslanırdı?

Gezi Ruhu ve Politik Teori bu sorulara yanıt arayan, öznellikle nesnelliği, bir siyaset gözlemcisinin kavramsal bakışıyla bir katılımcının heyecan, umut ve öfkesini harmanlayan, hem politik hem de teorik bir kitap. Bir yandan 2013 Haziran’ının o ateşli günleri üzerine yeniden düşünmek için bir fırsat veriyor, bir yandan da Weber, Arendt, Schumpeter ve Habermas’ın siyasete dair teorileri ve kavramlarıyla tanıştırıyor bizi. Hem politikaya ve politik teoriye merak duyanlar için bir başlangıç sunuyor, hem de Gezi olaylarının demokratik siyasetin bugünü ve geleceği açısından anlamı üzerine düşünmek isteyenlere özgün, berrak ve samimi bir üslupla rehberlik ediyor.

Gezi Ruhu ve Politik Teori olayların gerçekliğini doğrudan sunan bir fotoğraf değil, çıplak gözle görülenlerin gerisindeki ruhu, “Gezi Ruhu”nu yansıtan bir portre çalışması. Tam da o ruhun içerdiği öznelerarası niteliğe uygun şekilde…

WEBER’DEN ARENDT’E GEZİ’DE POLİTİK GÜÇ VE ŞİDDET

ERDOĞAN’DAN SCHUMPETER’E GEZİ’DE DEMOKRASİ VE POLİTİK MEŞRUİYET

GEZİ’DEN HABERMAS’A DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI

İşgal Et-İtaatsizlik Üzerine Üç Tez

W. J. T. Mitchell, Bernard E. Harcourt, Michael Taussig

Occupy hareketinin bir başka örneği de 2013 yılında Gezi Parkı Direnişi’yle Türkiye’de yaşandı. Direnişle birlikte Türkiye’de birçok ezberin bozulduğuna şüphe yok. Peki, Tahrir Meydanı’yla Zuccotti Park’ın “işgal”inin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan bu hareketin temeli neye dayanıyor, talebi ne?

İşgal Et, Orta Doğu’dan New York, Chicago, Londra, Berlin, Frankfurt, Quebec ve Hong Kong gibi şehirlere uzanan “kamusal alanı işgal etme” eylemlerinin dinamiklerini üç farklı açıdan ele alıyor.

Taussig’in, eylemcilerin işgal ettiği Zuccotti Park üzerine kendi gözlemlerini etnografyayla harmanlayarak yazdığı açılış makalesinin ardından Bernard E. Harcourt “sivil itaatsizlik” ile “siyasi itaatsizlik” arasındaki önemli farkı inceliyor. Occupy Wall Street eylemcilerinin “siyasi itaatsiz”ler olarak, yani siyasi söylemleri ve stratejileri reddederek yeni, radikal bir protesto biçimini nasıl hayata geçirdiklerini gözler önüne seriyor. Son olarak medya eleştirmeni ve kuramcısı W. J. T. Mitchell, Occupy imgelerinin kitle iletişim araçları ve sosyal medya aracılığıyla tüm dünyaya yayılmasını mercek altına alıp devrim anıtı olarak “boş alan”ın nasıl kullanıldığını irdeliyor.

“Belirli talepleri olmadığı için Occupy hareketinin ilkel ve dağınık olduğunu düşünüyorlar. Sanki eşitlik bir talep, üstelik bireyi de gerçekliği de yeniden tanımlayan hem ahlaki hem ekonomik bir talep değilmiş gibi.”

-Michael Taussig

“İktidarla uzlaşmayı, geleneksel siyasete uymayı, kurallara göre oynamayı en baştan reddeden Occupy yeni bir siyasi angajman, yeni bir siyaset biçimi yarattı. Geleneksel siyasetin kelime haznesine meydan okuyan, kullandığımız grameri muğlaklaştıran, siyasetin dilini bütün oyunbazlığıyla çarpıtan yeni bir angajman biçimiydi bu.”

-Bernard E. Harcourt

“Belki de ‘boş alan’ yalnızca devrimin değil… gelecek yeni bir demokrasi, yeni bir küresel düzen ihtimalinin de tek gerçek anıtıdır.”

-W. J. T. Mitchell

Marcel Duchamp ve İşin Reddi

Maurizio Lazzarato

Zamanı ve dünyayı yaşamanın bambaşka bir yolu olarak tembel eylem!

“Duchamp kapitalist toplumdaki vazife, rol ve ölçülere teslim olmayarak hem sanatsal hem de ücretli işi inatla reddetmiş, üstelik sanatın ve sanatçının tanımlarına meydan okumakla da yetinmemiştir.” Onun radikal eylemsizliği kapitalist toplumun üç sacayağına birden meydan okumasından ileri gelir: Mübadele, mülkiyet ve emek.

Maurizio Lazzarato, Marcel Duchamp’ın yerleşik iktidar ilişkilerini askıya almanın, politik kırılmayı mümkün kılan koşulları yaratmanın ve yeni bir öznelliğin inşasının başlangıç noktası olarak tanımladığı “işin reddi” ve “tembel eylem” kavramlarını, hem sosyoekonomik bir eleştiri hem de felsefi bir kategori olarak ele aldığı kitabında, henüz çözülememiş bir ihtilafa işaret ederek Duchamp üzerinden yeni bir kapı aralıyor: “Amaçlanan çalışmama özgürlüğü müdür yoksa çalışarak özgürlüğe kavuşmak mıdır?”

“İşin reddi” ve “tembel eylem” bir olanağa işaret eder ve “Olanak bir zerreciktir,” der Duchamp. Artık aynı şekilde görüp aynı şekilde duymadığımız bu olanağa erişmekse başka bir yaşam biçimine bağlıdır, “zerreciğin tembel sakinleri” gibi.

Marx Okumak

Slavoj Žižek , Frank Ruda ve Agon Hamza

Bu kitapta sunulan felsefi okuma, Marx ile Platon, Descartes ve Hegel arasında üretken olabilecek kısa devreler sunmak üzere şekilleniyor: Kapitalist mağarada Platoncu Marx, öznellik düşmanlarına öznelliği savunan Kartezyen Marx, emek temelinde özilişkisel bir olumsuzluk gören Hegelci Marx bir araya geliyor.

Günümüzün önemli Marksist düşünürlerinden Žižek, Ruda ve Hamza, cesur bir felsefi hamleyle Marx’ı yeni bir özgürleşme siyasetine zemin sunabilecek tarzda yeniden yorumluyorlar. Sonuçta, parçacık fiziğinden güncel siyasi eğilimlere uzanan bir turla kapitalizmin içinde bulunduğu krize farklı bir yaklaşım getiren muhayyel, yaratıcı ve deneysel bir okuma çıkıyor karşımıza.

“Çok yerinde bir zamanlamayla kaleme alınmış bu eserde yazarlar, alışılagelmiş şekilde Hegel eleştirisi üzerinden Marx’ı anlama yaklaşımını tersine çeviriyor, işe Marx’tan başlayıp sonra Hegel’e dönüyorlar. Önümüze yepyeni bir entelektüel ufuk açıyorlar.”

Kojin Karatani

“Marx Okumak bizi günümüzde Marx’ın kazandığı yeni önemi anlamaya çağırdığı kadar, felsefe ile Marx’ı buluşturmanın gücünü de ortaya koyuyor. Her sayfası felsefi bir Marksizmi nasıl tasavvur edilebileceğini ortaya koyan ilham verici fikirlerle dolu.”

Todd McGowan, Vermont Üniversitesi

Mümkün Ütopya: Yaşanabilir Bir Toplum İçin Stratejiler

Michael Albert

“Zihinler değişiyor. Rejimler çöküyor. Yeni yapılar doğuyor. Çalkantılı zamanlar, çalkantılı değişimler yaşanıyor. Yine de zaferin kaçınılmaz olduğunu söyleyemeyiz. Peşine düşülen hedeflere erişmek için insanlar acı ve öfkeden sıyrılıp harekete geçmeli, bölünmüşlükten beraberliğe ve mücadeleden zafere yürümeli. Anlık zaferlerin ötesinde yeni toplumsal ilişkiler biriktiren ve çeşitlendiren kazanım yörüngelerine ihtiyacımız var.”

“Yeni bir toplum yaratma yolunda aktivist bir ‘toplumsal değişim ekibi’ işe nereden başlayacağını, nihai hedefini ve başlangıç noktasından bitiş noktasına nasıl gideceğini bilmek zorundadır. Bu kitabın konusu işte tam olarak budur.”

Mümkün Ütopya yaşanılabilir bir toplum için yeni seçenekler, davranışlar ve sonuçlar doğuracak yeni uygulamalar üzerine bir çalışma. Michael Albert mevcut gerçekliğe dair kıyamet senaryolarının kurgulandığı günümüzde sabırlı, ağırbaşlı ve cüretkâr olmanın altını çizerek “İnsanların küçümsendiği bir sığınak yerine karşılıklı yardım için bir aracıya dönüşen hareketleri” nasıl yaratabileceğimize kılavuzluk edecek bir teori ortaya koyuyor. Bunu yaparken bizi bir arada tutan hükümet, ekonomi, akrabalık ve kültürün birbirleriyle, değişimle ve tarihle ilişkisini anlamaya ve bildiğimiz toplumsal hiyerarşileri yaratmadan işlevlerini nasıl yerine getirebileceklerini görmeye yardımcı oluyor.

Birbirimiz adına nasıl harekete geçebiliriz?

Harekete geçtiğimizde karşılıklı olarak nasıl fayda sağlarız?

Kendimizi nasıl örgütleriz?

Siyasal bağlantılarımız sebebiyle ne tür faydalar ve sorumluluklar ediniriz?

İnsanlar bir toplumsal harekete katıldıktan ve o hareketin tanımlanmış hedefleriyle aynı çizgiye geldikten sonra neden o hareketi terk ederler?

Mevcut kurumların kalıcılığını önden kabullenerek yalnızca kötü yanlarını iyileştirmekle mi yetineceğiz (yani reformist olacağız) yoksa mevcut kurumları ihtiyaç duyulan işlevlerini yeni yollarla karşılayan yeni kurumlarla mı değiştireceğiz (yani devrimci olacağız)?”

“Mümkün Ütopya adil bir dünya yaratabilecek dinamik bir hareket isteyen aktivistlerin yüzleştiği birçok soruyu yanıtlıyor.”

Bill Fletcher, Jr.

Rota

Politikada Yönümüzü Nasıl Bulacağız?

Bruno Latour

“Yaşayabileceğimiz bir toprağı nasıl bulacağız? […] Nereye gideceğimizi de, nasıl yaşayacağımızı da, kimlerle birlikte yaşayacağımızı da bilmiyoruz. Bir yer bulmak için ne yapmalıyız? Yönümüzü nasıl bulacağız?”

Toprak mefhumunun yapısı değişiyor, tüm aidiyetler dönüşüm sürecinde, herkes evrensel anlamda paylaşılabilir bir dünyanın, içinde yaşanabilir bir toprağın eksikliğiyle karşı karşıya ve yerküre direnmeye başladı; tarihte ilk defa insan toplumları, yer sisteminin insan eylemine verdiği tepkileri kavramak zorunda… Bruno Latour, Rota’da çizdiği bu manzaranın “belli bir tarihsel eğrinin sonu”na işaret ettiğini iddia ediyor ve bunu toplumsal sınıf mücadelesinin, bir jeo-toplumsal yer mücadelesine dönüşümü olarak yorumluyor.

Latour dünyanın karşılaştığı üç büyük sorunu bu dönüşüm temelinde değerlendirerek göç krizinin, iklim durumunun inkârının ve inanılmaz boyutlara ulaşan eşitsizliğin aslında tek bir olay olduğunu iddia ediyor. Artık Küresellik/Yerellik, Sağ/Sol, Batı hayranlığı/karşıtlığı üzerinden politika yapmanın geçersiz kaldığını, onun yerine “Modernleşmenin birbiriyle çelişkili kıldığı, aslında birbirini tamamlayan iki hareketi” gözetmemiz gerektiğini söylüyor: bir yandan toprağa bağlanmak, öte yandan dünyasallaşmak.

Devamını Göster
₺800.00
Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Maske Nasıl Takılır?

Dahası, maske kullanımı ve hijyeni, ortalama bir vatandaşın öğrenemeyeceği veya uygulayamayacağı bir durum değildir. Maske takma basamaklarını şöyle sıralamak mümkün:

  • Ellerinizi 20 saniye boyunca sabunlu suyla yıkayın.
  • Tıraşlı olduğunuzdan ve saçlarınızın toplu olduğundan emin olun.
  • Maskenizin zarar görmemiş durumda olduğundan emin olun.
  • Maskenin bant kısmını çekerek esnetin.
  • Maskenin alt ve üst panelini açarak şekil verin.
  • Maskeyi tek elle kavrayarak, ağız ve burnunuzu tamamen kapatacak şekilde yerleştirin.
  • Diğer elinizle, bantları başınızın üzerinden geçirin:
  • Üst baş bandı başınızda olmalı.
  • Alt baş bandı ensenizde olmalı.
  • Maskenin alt kısmını olabildiğince çenenizi kavrayacak şekilde aşağı çekin.
  • Maskenin üst kısmını, olabildiğince burnunuzu kapatacak şekilde yukarı çekin.
  • İki elinizi kullanarak, maskenin burun mandalının yüzünüze oturmasını sağlayın. Bunun için, mandal üzerine iyice bastırın ve yüzünüzün şeklini almasını sağlayın.
  • Takma işlemi bittikten sonra ve kullanmaya başlamadan önce her zaman maskeyi iki avcunuzla birlikte kapatın ve güçlü bir şekilde nefes alın. Maskenin kenarlarından hava girmediğinden emin olun.

Aşağıdaki videodan bu konuda görsel bilgi alabilirsiniz:

Bir diğer videoyu buradan bulabilirsiniz:

Sonuç

Bu açılardan bakacak olursak, maske kullanımının zarardan çok fayda sağladığı; ancak viral enfeksiyonları önlemek açısından tek başına yeterli olmadığı söylenebilir.

En azından şunu söyleyebiliriz: Ortalamada düşünülecek olursa, bir salgın sırasında maske kullanmak, kullanmamaktan iyidir; çünkü maske kullanmanın herhangi bir zararı olmayacaktır; ancak şans eseri bile olsa bazı bulaşma vakalarını önleyebilir veya yayılmasını yavaşlatabilir.

Bu nedenle maskelerin işlevsiz olduğu iddiasını "Sahte" olarak değerlendirmekteyiz.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 45
  • Muhteşem! 10
  • Bilim Budur! 5
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • Umut Verici! 5
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • İnanılmaz 1
  • Grrr... *@$# 1
  • Korkutucu! 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 24/04/2024 17:27:55 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8242

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Psikoloji
Aslan
Kuyruksuz Maymun
Yas
Evrimsel Tarih
Kırmızı
Kök Hücre
Önyargı
Tehdit
Lazer
Süt
Ufo
Dilbilim
Yapay Zeka
Ateş
Balıklar
Oyun
Sinir
Mikrobiyoloji
Sahtebilim
Elektrik
Koaservat
Şüphecilik
Pediatri
Periyodik Tablo
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Solunum Yoluyla Bulaşan Virüslerden Korunmak İçin Maske Kullanmak Faydalıdır ve Salgınları Yavaşlatabilir, Hatta Durdurabilir!. (1 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 24 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/8242
Bakırcı, Ç. M. (2020, February 01). Solunum Yoluyla Bulaşan Virüslerden Korunmak İçin Maske Kullanmak Faydalıdır ve Salgınları Yavaşlatabilir, Hatta Durdurabilir!. Evrim Ağacı. Retrieved April 24, 2024. from https://evrimagaci.org/s/8242
Ç. M. Bakırcı. “Solunum Yoluyla Bulaşan Virüslerden Korunmak İçin Maske Kullanmak Faydalıdır ve Salgınları Yavaşlatabilir, Hatta Durdurabilir!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 01 Feb. 2020, https://evrimagaci.org/s/8242.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Solunum Yoluyla Bulaşan Virüslerden Korunmak İçin Maske Kullanmak Faydalıdır ve Salgınları Yavaşlatabilir, Hatta Durdurabilir!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, February 01, 2020. https://evrimagaci.org/s/8242.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close