Vampir Yarasalar, Vampirlik ve Evrim
Ne zaman kan emen hayvanlarla ilgili bir belgesel izlesem, kanın çok verimsiz bir besin olduğunu, bu yüzden kanla beslenen yarasaların çok fazla kan emmesi gerektiğini, aksi halde açlıktan ölmesinin uzun sürmeyeceğini duyuyorum. Madem böyle, neden vampir yarasa gibi hayvanlar bu şekilde verimsiz bir besinle beslenmek üzere evrimleşmişler?
İlk olarak, aslında kan düşündüğünüz kadar düşük bir besin değerine sahip değildir, çünkü vücudun dört bir yanına besin taşıyan yapı kandır. Vampirlerin de enerji ihtiyacı, aldıkları kan ile karşılanabilecek kadardır. Dolayısıyla bu, onlar için bir sorudur. Biraz da dikkatli yanaşmak lazım bu soruya, çünkü bir gün bir yarasa çıkıp da "Sen neden bunca et, ot, sebze, meyve yiyorsun?" diye sorabilir. Vampirlerden beklediğiniz cevap ile, bizim vampirlere vereceğimiz cevap aynıdır: "Çünkü benim enerji ihtiyacımı karşılayacak kadar besin içeriyor ve ayrıca tadı da çok güzel." Kanın tadıyla ilgili bir sorunuz olacağını sanmıyorum ama daha önceleri de belirttiğimiz gibi, merak edenler için, kanın tadının bize kötü gelmesi, yarasalara da kötü geleceği anlamına gelmez. Kuşların yediği solucanlar da iğrenç gözükebilir ama oldukça lezizdir, kuşlar için. Domuz, dışkı üzerinden beslenebilir; ancak bu onun için lezizdir. Bizim yediğimiz elma, armut da, yarasaya iğrenç gelebilecektir. "İğrençlik" kavramı, insanların kendilerine göre uydurdukları göreceli bir kavramdır ve diğer hayvanlara genellenemez. Her hayvan, yaşadığı ortam dahilindeki besinlere uygun olarak evrimleşmiştir, bu sebeple beyninin tat ile ilgili kısmı da buna göre evrimleşmiştir.
Bu noktada belirtilmesi gereken önemli bir nokta şudur: Aslında vampir yarasalar tam olarak kanı "içmezler". Çünkü içmek, oldukça aktif bir olayı çağrıştırıyor, hele ki popüler kültürün saçma ama ilgi çekici vampir hikayeleri düşünülünce, insanların aklında gülünç imgeler canlanabiliyor. Aslında vampirler, deri üzerinde ufak çizikler açarlar ve ağızlarındaki kimyasallardan ötürü kan, damar içerisinde akmak yerine ağza doğru difüzyona uğrar. Bu da çoğu zaman birkaç çaykaşığından fazla değildir. Tek bir vampir yarasa, hiçbir canlıyı riske sokacak kadar kan ememez, zaten vakaların hemen hemen hepsinde, yarasanın kurbanı uykusundan uyanmaz bile, çizikler o kadar ufak ve acısızdır. Bu arada söyleyelim, vampir yarasalar genelde gecenin en karanlık vaktinde, uyuyan hayvanlara (domuzlar, inekler ve hatta insanlar) saldırırlar.
Vampir yarasaların en kritik tehlikesi, ağızlarında bulunan kuduz virüsüdür. Ancak vampir yarasaların sadece %0.5'inde bu virüs bulunduğu bilinmektedir, dolayısıyla ısırık sonrası önlem almakta fayda vardır; ancak aşırı paniğe de gerek yoktur.
Vampir Yarasalar Ne Kadar Yaygın?
Her ne kadar "vampir" dendiğinde akla gelen ilk hayvan yarasalar olsa da, yarasalar ne tek "vampir" (sunguivor, hematofaji, kan emici) hayvan türüdür; ne de yarasaların çoğu vampirdir. Aslında bilinen 1000'den fazla yarasa türünden sadece 3 tanesi kan emicidir. Bunlardan iki tanesi (kıllı bacaklı vampir yarasa ve beyaz kanatlı vampir yarasa) çoğunlukla kuşlarla avlanır. Fotoğrafta görülen bilindik vampir yarasa ise biraz daha fazla çeşit ile beslenebilir. Bu 3 türün hepsi Kuzey ve Güney Amerika'da yaşar, özellikle de Meksika, Brezilya, Şili ve Arjantin'de.
Evrimsel süreçte bu yarasaların Orta ve Güney Amerika'nın vahşi bölgelerinde yaşayan yarasalardan evrimleştiğini biliyoruz. Ancak günümüzde büyüyen tarlalar ve şehirler bu vahşi yaşam alanlarını ortadan kısıtladığı için, bu yarasalar da evlerini katledenleri hedef seçiyorlar. Günümüzde bu yarasalar büyük oranda büyük baş hayvanlar, atlar ve benzeri hayvanlarla besleniyorlar. Ayrıca insanlara da saldırabiliyorlar. Bu diyet biçimi, muhtemelen vahşi yaşamdaki yarasaların hayatta kalmasını sağladı, çünkü yaşam alanları sınırlansa da, çok miktarda kan barındıran ve kolayca av olabilen hayvanların sayısı arttı.
Yarasaların ısırığının kendisi tehlikeli değildir. Ancak yarasalar (nadir görülüyor olsa da) kuduz taşıyıcısıdırlar ve bu, kitlesel bir tehdit yaratabilir. Örneğin 2010 yılı içerisinde Peru'nun Awajun kabilesinde yarasalar nedeniyle yayılan salgın kuduzda 4 kişi hayatını yitirdi. Tipik bir dişi yarasa 40 gram ağırlıktadır ve 20 dakika süren tek bir beslenme süresinde 20 gram kan emebilir. İçtiği kanın plazması midede hızla emilir ve böbreklere iletilir. Buradan da idrar olarak atılmak üzere idrar kesesine gönderilir. Geri kalan kısım ise yuvaya geri döndükten sonra dinlenirken sindirilir ve kan içerisindeki besin maddeleri, yarasanın kanı tarafından normal şekilde emilir.
Vampir Yarasalar Nasıl Evrimleşti?
Şimdi, burada şu soru karşımıza çıkıyor: Yarasaların kan içmeye başlamasının kökenleri neye dayanıyor? Bunun hakkında pek çok fikir ortaya atıldı, atılıyor. Bunlara bir bakalım:
Hipotez-1: Vampir yarasalar, meyve yiyen yarasalardan evrimleşmiştir. Bu olay, meyveleri yemek ve içlerindekileri emmek için keskinleşip özelleşen dişlerinin zamanla hayvanların kanını emmek için kullanılması şeklinde gerçekleşmiştir. Ancak bu hipotez, sonraları çürütülmüştür, çünkü vampir yarasaların meyve yiyenlerle filogenetik akrabalığı uzaktandır, dolayısıyla böyle bir evrimden söz edilemez.
Hipotez-2: Vampir yarasalar, küçük tetrapodları yiyen etçil* yarasalardan evrimleşmiştir ve zaten et yemek için özelleşen sivri dişleri kolayca kan emmek üzere deriyi kesmeye adapte olmuştur. Ancak bu hipotez de, filogenetik olarak çok açık olmayan, zoraki bir varsayıma dayanır ve dolayısıyla anlaşılması güçtür. Çünkü vampir yarasalara yakın olan hiçbir yarasa, etçil değildir.
Hipotez-3: Vampir yarasalar, ağaçlar üzerinde yaşayan omnivor (hem etçil, hem otçul) atalardan evrimleşmiştir ve sonraları karada yaşayan hayvanların yaralarından beslenerek bu vampir özelliğini kazanmışlardır. Tahmin edilebileceği gibi yine filogenetik ilişkilerden dolayı bu hipotez güçlü bir hipotez değildir.
Hipotez-4: Vampir yarasalar, büyük hayvanlar üzerindeki dış paraziitlerle beslenen atalardan evrimleşmiştir. Zamanla, bu parazitlerin yenmesi sırasındaki sapmalardan ötürü (yanlışlıkla konak hayvanı yaralama gibi) diyetlerinde değişim olmuş ve akan kandan, dış parazitlerle beslendiklerinden çok daha etkin olarak beslenmeye başlamışlardır. Bu hipotez oldukça güçlüdür, çünkü doğada bunun gibi yaraları açık tutmaya veya istemeden başka hayvanlara zarar vermeye sebep olan avcılar vardır. Örneğin öküz-kakan olarak Türkçeleştirebileceğimiz "oxpecker" isimli kuşlar, diğer hayvanlar üzerindeki kenelerle beslenmeye çalışırken yaraları daha fazla deşerek kapanmasına engel olurlar. Vampir yarasaların ataları da, bu şekilde bir yoldan kan ile beslenen bir canlıya evrimleşmiş olabilirler.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Hipotez-5: Bir önceki hipoteze benzer olarak, bu defa vampir yarasaların vampirlik özelliğini büyük hayvanlar üzerinde biriken böcekleri yiyen yarasalardan evrimleşerek edindiklerini ileri sürmektedir. Yani parazitler yerine böceklerin yendiği ileri sürülmektedir.
Bu son iki hipotez, üzerinde en çok durulan hipotezlerdir. En büyük açıkları, diğer böcekçil ve parazit yiyen yarasaların neden vampirlik özelliği kazanmadıklarını açıklayamamasıdır. Ancak bu, vampir yarasaların beslendikleri ortam ile, geçirdikleri evrimsel süreçlerle ve daha nice parametreyle ilgili olabilir. Ne yazık ki vampirlere ait kısıtlı fosil kaydımızın bulunması, evrimsel ilişkileri belirlememizi güçleştirmektedir. Ancak bu konuda ardı arkası kesilmeyen araştırmalar, sonunda en gerçek bilgiye ulaşmamızı sağlayabilecektir.
Not: Yazı içerisinde, "etçil", böcek ve parazit haricinde doğrudan kaba et yiyen hayvanlar olarak kullanılmıştır.
Teşekkür: Atıl Kaan Kalaycı
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 9
- 4
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:31:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/193
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.