Türkiye'nin Değişen İklimi: Bizi Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?
Pexels
- Türev
- Klimatoloji (İklimbilim)
Bu Makalede Neler Öğreneceksiniz?
- Türkiye, Doğu Akdeniz havzasında yer alması nedeniyle iklim değişikliğinden ciddi şekilde etkilenmekte olup, yüksek çözünürlüklü COSMO-CLM modeliyle 21. yüzyıldaki yerel iklim değişimleri detaylı şekilde incelenmiştir.
- Araştırma sonuçları, Türkiye'nin gelecekte daha sıcak ve kurak bir iklime doğru ilerleyeceğini, sıcaklıkların özellikle Doğu Anadolu'da artacağını ve yağışların azalacağı ile birlikte mevsimsel kaymaların tarım ve su yönetimini zorlaştıracağını göstermektedir.
- İklim değişikliğine uyum için bölgesel adaptasyon stratejileri geliştirilmesi gerekmekte olup, İç Anadolu'da kuraklığa dayanıklı tarım ve kıyılarda su hasadı gibi önlemler gelecekteki riskleri azaltmada kritik öneme sahiptir.
Türkiye, gezegenimizin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerinden biri olan Doğu Akdeniz havzasında yer alıyor. Ülkemizin bir ucundan diğerine uzanan dağları, kıyıları ve platoları, Karadeniz'den karasal iklime kadar çok çeşitli iklim tiplerini bir arada barındırıyor. Bu coğrafi zenginlik, aynı zamanda bizi iklimsel değişimlere karşı daha hassas hale getiriyor. Gelecekte sıcaklıkların ne kadar artacağını veya yağışların nasıl değişeceğini bilmek; tarımımızı, su kaynaklarımızı ve doğal yaşamımızı korumak için hayati bir önem taşıyor.
Bu yazıda, İstanbul Teknik Üniversitesinden bilim insanlarının yürüttüğü kapsamlı bir iklim modellemesi çalışmasının sonuçlarını herkesin anlayabileceği bir dille ele alacağız. Bu çalışma, küresel iklim modellerinin genellikle kaçırdığı yerel detayları yakalayabilen, yaklaşık 12 kilometrelik yüksek çözünürlüklü bir "dijital iklim laboratuvarı" kullanarak Türkiye'nin 21. yüzyıldaki iklim geleceğini mercek altına alıyor. Küresel modeller Türkiye'nin dağlarını, ovalarını adeta "düzleştirerek" görürken bu çalışma, Torosların yağmur gölgesini veya Karadeniz'in bol yağışını çok daha gerçekçi bir şekilde simüle edebiliyor.
Analiz, sadece sıcaklık ve yağışa değil, aynı zamanda "biyoiklimsel değişkenler" olarak bilinen ve canlıların yaşamını doğrudan etkileyen faktörlere odaklanıyor. Bu sayede, iklim değişikliğinin ekosistemler, bitki ve hayvan türleri üzerindeki etkilerini daha net bir şekilde görebiliyoruz.
Araştırma Nasıl Yapıldı? Bölgesel İklim Modeli: COSMO-CLM
Araştırmacılar, Avrupa'da geliştirilen ve bir bölgenin iklimini yüksek detay seviyesinde simüle etme yeteneğine sahip COSMO-CLM modelini kullandılar. Bu model, EC-Earth3-Veg adı verilen ve Türkiye'nin genel iklimini başarıyla temsil ettiği bilinen bir küresel iklim modelinden aldığı verileri, Türkiye ölçeğine "indirgeyerek" çok daha ayrıntılı bir resim ortaya çıkardı.
Gelecek Senaryoları: İki Farklı Yol
Geleceği tahmin etmek için bilim insanları farklı senaryolar kullanıyor. Bu çalışmada, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından sunulan iki temel senaryo ele alındı:
- SSP2-4.5 (Orta Yol Senaryosu): Bu senaryo, dünyanın mevcut gidişatını sürdürdüğü ve iklim değişikliğiyle mücadele için "ılımlı" adımlar attığı bir geleceği temsil ediyor. Ne çok iyimser ne de çok kötümser, bir nevi "orta yol" senaryosudur.
- SSP3-7.0 (Kötümser Senaryo): Bu senaryo ise ülkeler arası rekabetin arttığı, uluslararası iş birliğinin zayıfladığı ve iklimle mücadele çabalarının yetersiz kaldığı daha karamsar bir tablo çiziyor. Bu senaryoda sera gazı salımları çok daha yüksek seviyelere ulaşıyor.
Verilerin Kalibrasyonu: Yanlılık Düzeltmesi Neden Kritik?
Tüm iklim modelleri, doğanın karmaşıklığının birer basitleştirilmiş temsilidir ve bu nedenle küçük sistematik hatalar içerebilirler. Bu çalışmada kullanılan modelin de ham sonuçlarının, geçmiş verilere kıyasla Türkiye genelinde ortalama 1.41°C daha sıcak ve günde 0.28 mm daha kurak olduğu tespit edildi.
Bu hataların gelecek tahminlerini etkilememesi için Quantile Delta Mapping (QDM) adı verilen gelişmiş bir kalibrasyon tekniği uygulandı. Bu teknik, modelin geçmişteki hatalarını düzeltirken geleceğe yönelik öngördüğü ısınma ve kuraklaşma sinyalinin gücünü korumasını sağlıyor. Bu sayede, özellikle sıcak hava dalgaları veya şiddetli kuraklıklar gibi ekstrem olayların daha gerçekçi bir şekilde tahmin edilmesi mümkün oluyor. Kısacası bu işlem, sonuçların doğruluğunu ve tutarlılığını artıran vazgeçilmez bir adımdır.
Türkiye'nin Gelecek İklimi: Daha Sıcak ve Daha Kurak Bir Ülke
Model sonuçları, her iki senaryoda da Türkiye'nin geleceğinin belirgin bir şekilde daha sıcak ve daha kurak olacağını gösteriyor. Durdurulamayan ısınma, azalan yağışlar ve artan kuraklık riski, sıcaklık ekstremleri, biyoiklimsel ve mevsimsel etkiler gibi hususların tamamı; Türkiye'nin gelecek iklimini anlamak açısından son derece önemli.
Durdurulamayan Isınma
Türkiye genelinde güçlü bir ısınma eğilimi bekleniyor. Bu ısınmanın en şiddetli şekilde hissedileceği bölge ise karasal iklimin hakim olduğu Doğu Anadolu Bölgesi olacak.
İki senaryo, ısınmanın hızı ve zamanlaması açısından ilginç farklar ortaya koyuyor:
- Kötümser Senaryo (SSP3-7.0): Bu senaryoda ısınma, yüzyıl boyunca giderek hızlanarak devam ediyor. En sert ısınma 2060-2079 arasında yaşanacak ve sıcaklık artış hızı yılda +0.109°C gibi endişe verici bir seviyeye ulaşacak. Bu, uzun vadeli ve sürekli artan bir baskı anlamına geliyor.
- Orta Yol Senaryosu (SSP2-4.5): Bu senaryo ise daha dalgalı bir yol izliyor. En yoğun ısınma, daha erken bir dönem olan 2040-2059 arasında gerçekleşiyor. Bu durum, mevcut tarım ve su sistemlerimiz üzerinde daha erken ve ani bir "şok" etkisi yaratma potansiyeli taşıyor.
Bu iki farklı senaryo, bize önemli bir mesaj veriyor: Hangi yoldan gidersek gidelim, iklim değişikliğine uyum sağlamak için acilen harekete geçmemiz gerekiyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Azalan Yağışlar ve Artan Kuraklık Riski
Isınmaya paralel olarak, ülke genelinde yağış miktarında net bir azalma bekleniyor. Kuraklaşma eğiliminin özellikle 2060'lı yıllardan sonra çok daha belirgin hale geleceği öngörülüyor. Kötümser senaryoya göre, en şiddetli kuraklaşmanın yaşanacağı 2060-2079 döneminde yıllık yağış kaybı günlük ortalama 0.82 mm olacak. Karadeniz kıyıları gibi bazı küçük bölgelerde yerel artışlar görülse de genel tablo Türkiye'nin su kaynaklarını ciddi şekilde tehdit eden bir kuraklaşma yönünde.
Biyoiklimsel ve Mevsimsel Etkiler
İklim değişikliğinin gerçek etkileri, ortalama sıcaklık ve yağış rakamlarının ötesindedir. Canlıların yaşam döngüsünü ve ekosistemlerin sağlığını doğrudan etkileyen değişimler çok daha önemlidir.
Sıcaklık Ekstremleri
Sıcaklık rejimindeki değişimler, özellikle ekstrem değerlerde kendini gösteriyor:
- Yıllık Ortalama Sıcaklık: Ülke genelinde ortalama sıcaklığın, geçmişteki yaklaşık 10.7°C'den, kötümser senaryoda yüzyıl sonunda 15.2°C'ye fırlaması bekleniyor. Bu, yaklaşık 4.5°C'lik devasa bir artış demek.
- Sıcak Hava Dalgaları ve Ilıman Kışlar: En sıcak yaz günlerinin ortalama sıcaklığı 28.7°C'den 34.5°C'ye çıkarken en soğuk kış gecelerinin sıcaklığı -3.8°C'den 0.2°C'ye yükselecek. Bu, bir yandan çok daha yoğun sıcak hava dalgaları yaşayacağımız, diğer yandan kışların belirgin şekilde ılımanlaşacağı ve don olaylarının azalacağı anlamına geliyor.
Yağış Rejimi
Yağışlardaki değişim sadece miktar olarak değil, zamanlama olarak da kendini gösterecek:
- Yıllık Toplam Yağış: Yıllık yağış miktarının kötümser senaryoda 753 mm'den 539 mm'ye düşmesi bekleniyor. Bu, su kaynaklarımızda %28'den fazla bir azalma anlamına geliyor.
- Yağış Mevsimselliği: Yağışların yıl içindeki dağılımı daha düzensiz hale gelecek. Yani, uzun süren kurak dönemleri, ani ve şiddetli sağanak yağışlar takip edecek. Bu da hem kuraklık hem de sel riskini aynı anda artıracak.

Mevsimler Kayıyor: Türkiye'nin İkiye Bölünen Kaderi
Çalışmanın belki de en çarpıcı bulgusu, en yağışlı mevsimin başlangıç zamanındaki coğrafi farklılaşmadır. Bu durum, Türkiye'nin farklı bölgelerinin iklim değişikliğine tamamen farklı tepkiler vereceğini gösteriyor:
- Kıyı Bölgeleri (Ege, Marmara): Bu bölgelerde en yağışlı dönemin başlangıcı 1 ila 2 ay gecikerek kış ortasına kayacak.
- İç ve Doğu Bölgeler (İç Anadolu, Doğu Anadolu): Bu bölgelerde ise tam tersine, en yağışlı dönem 4 aya varan sürelerle öne çekilerek ilkbahardan kışa kayacak.
Bu asimetrik kayma, tarım ve su yönetimi için devrim niteliğinde bir zorluk yaratıyor. İç Anadolu'da yağışın kışa kayması, toprağın en çok suya ihtiyaç duyduğu ilkbahar ve yaz aylarında kuraklık yaşanması demek. Barajlar kışın daha fazla dolarken yazın tarlalar susuz kalabilir. Kısacası, "su var ama yanlış zamanda" durumuyla karşı karşıya kalacağız. Bu bulgu, bölgesel ve dinamik adaptasyon planlarının ne kadar acil olduğunu gözler önüne seriyor.
Türkiye'nin İklim Haritası Yeniden Çiziliyor
Peki tüm bu değişimler Türkiye'nin iklim haritasını nasıl etkileyecek? Araştırmacılar, k-means kümeleme adı verilen bir analizle ülkeyi iklimsel olarak benzer dört bölgeye ayırdı ve bu bölgelerin gelecekte nasıl değişeceğini inceledi.
Kötümser senaryoya göre (SSP3-7.0) ortaya çıkan tablo oldukça çarpıcı:
- Küme 1 (Soğuk ve Orta Yağışlı-Doğu Anadolu): Bu bölge belirgin şekilde ısınsa da kapladığı alan çok değişmiyor.
- Küme 2 (Ilıman ve Az Yağışlı-İç Anadolu): Çalışmanın en önemli bulgularından biri burada yatıyor. Normalde ülke yüzölçümünün %33'ünü kaplayan bu kurak karasal iklim tipi, yüzyıl sonunda %43.5'e fırlayarak Türkiye'nin en baskın iklimi haline geliyor. Yani, İç Anadolu'nun iklimi diğer bölgeleri "istila ederek" genişliyor.
- Küme 3 (Ilıman ve En Yağışlı-Karadeniz Kıyıları): Ülkemizin en nemli ve yağışlı bölgelerini temsil eden bu iklim tipinin kapladığı alan neredeyse yarı yarıya daralıyor (%11.8'den %6'ya). Bu, Türkiye'nin en zengin ekosistemlerinin ciddi bir tehdit altında olduğunu gösteriyor.
- Küme 4 (Sıcak ve Kurak - Akdeniz/Ege): Tipik Akdeniz iklimini temsil eden bu bölge de alan kaybediyor (%33'ten %27'ye). Ancak yerini daha iyi bir iklime değil, genişleyen kurak karasal iklime (küme 2) bırakıyor.

Bu analiz, mevsimsel kaymalarla birleştiğinde daha da anlam kazanıyor. Kurak iklimin genişlediği İç ve Doğu Anadolu, aynı zamanda yağışların erken geldiği bölgelerle örtüşüyor. Akdeniz ikliminin hakim olduğu kıyılar ise yağışların geciktiği bölgelerle uyumlu. Bu durum, Türkiye'nin iki farklı ama ikisi de zorlayıcı olan iklimsel kaderle yüzleştiğini gösteriyor: İçeride "erken ama az" su, kıyılarda "geç ama az" su.
Sonuç: Ne Yapmalıyız?
Bu bilimsel çalışma, Türkiye'nin geri dönüşü çok zor bir şekilde daha sıcak, daha kurak ve iklimsel olarak daha düzensiz bir geleceğe doğru ilerlediğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Kurak ve yarı kurak iklimin İç Anadolu'dan kuzeye doğru genişlemesi, bu dönüşümün en somut kanıtıdır. Bu değişimin ülkemizin temel direkleri olan sektörler üzerinde ciddi etkileri olması kaçınılmazdır.
Yüksek çözünürlüklü bu tür projeksiyonlar, artık "bekle ve gör" politikasının bir seçenek olmadığını gösteriyor. Kriz anında tepki vermek yerine, bilimi temel alan, proaktif ve her bölgenin kendi gerçeğine uygun adaptasyon stratejileri geliştirmek zorundayız. İç Anadolu için kuraklığa dayanıklı tarım, kıyılar için su hasadı teknikleri ve barajların yeni iklim düzenine göre yönetilmesi gibi hedefe yönelik adımlar atmak, geleceğe hazırlanmanın önemli yolları arasında yer alıyor. Elde edilen bilimsel bulgular, bu yolda bize rehberlik edecek en değerli pusuladır.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Climate | Arşiv Bağlantısı
- Y. Ünal, et al. Küresel İkli̇m Projeksi̇yonlari Ve Türki̇ye’de İkli̇m Deği̇şi̇mi̇. (5 Eylül 2023). Alındığı Tarih: 19 Kasım 2025. Alındığı Yer: Turkish Academy of Sciences | Arşiv Bağlantısı
- Y. Ünal, et al. High-Resolution Projections Of Bioclimatic Variables In Türkiye: Emerging Patterns And Temporal Shifts. Alındığı Tarih: 19 Kasım 2025. Alındığı Yer: Climate | Arşiv Bağlantısı
- M. Demircan, et al. (2017). Climate Change Projections For Turkey: Three Models And Two Scenarios. Turkish Journal of Water Science and Management, sf: 22-43. doi: 10.31807/tjwsm.297183. | Arşiv Bağlantısı
- Intergovernmental Panel On Climate Change. Regional Fact Sheet -Europe. Alındığı Tarih: 19 Kasım 2025. Alındığı Yer: Intergovernmental Panel On Climate Change | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/11/2025 22:33:03 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21663
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.