Teizm ve Natüralizm: Hassas Ayar Argümanı ve Eleştirisi (Sean Carroll)
Haydi, ikinci argüman olan “hassas ayar” teolojik tartışmasına gidelim. Şunu hemen mutlulukla itiraf edebilirim ki olay kozmolojiye geldiğinde teistlerin elindeki en iyi sav “hassas (ince) ayar” argümanıdır. Çünkü oyunu kuralına göre oynar, elinizde fenomenler vardır. Parçacık fiziği ve kozmolojiye dair parametreler vardır.
Sonra iki farklı model karşınıza çıkar: Teizm ve natüralizm.
Siz de hangi modelin verilerle en iyi şekilde örtüştüğünü karşılaştırırsınız. Bu genel yaklaşımı kutluyorum. Her şey bir tarafa, yine de hala berbat bir argümandır. Hatta hiç ikna edici değildir. Size, bu sözüm ona “hassas ayar” problemine teizmin niçin bir çözüm getiremediğine dair 5 kısa sebep vereceğim.
İlkin söylemeliyim ki bir “hassas ayar” sorununun var olduğuna hiç de ikna olmuş değilim. Çünkü Dr. Craig'in öne sürdüğü herhangi bir kanıt yok. Şu bir gerçek ki doğanın parametrelerini değiştirirseniz yerelde gözlemlediğimiz şartlar büyük oranda değişir. Bunu elbette kabul ederim. Ama “parametreler değiştiğinde hayatın var olamayacağı” argümanını kabul edemem.
Biri bana yaşam için gerekli olan koşulları söylerse, elbette kabul etmeye başlarım. Mesela yaşamın tanımı nedir? Eğer sadece bilgi işleme, düşünme gibi şeylerse devasa sayıda ihtimal vardır. Kulağa bilimkurgu gibi geliyor çünkü siz evrenin parametrelerini değiştiriyorsunuz ya, o yüzden sonuçlar da kulağa bir bilimkurgu romanından geliyor gibi olacaktır. Ama maalesef evrenin koşulları çok farklı olsaydı yaşamın var olup olmayacağını bilemiyoruz. Çünkü sadece gözümüzün önündeki evreni görüyoruz.
İkinci olarak, tanrı herhangi bir şeye hassas ayar verme ihtiyacı duymayacaktır. Elektronun kütlesi, yerçekimi kuvveti gibi fiziğin ve kozmolojinin parametreleri hakkında konuşuyoruz. Ve sonra diyoruz ki “Bunlar belli değerler olmasaydı, o zaman yaşam var olmazdı”. Bu, tanrıyı gerçekten küçümsüyor ki bence teistlerden gelebilecek şaşırtıcı bir düşünce. Teizmde hayat bütünüyle fiziksel değildir. Natüralizmin tersine, sadece atom yığınlarının bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir şey değildir. Bence, atomlar ne yapıyor olursa olsun, tanrı yine de yaşamı yaratabilmelidir. Tanrı elektronun kütlesini umursamaz, canı ne isterse onu yapar.
Gerçekten de, içinde yaşamın var olması için evrenin fiziksel parametrelerinin belli değerler alması gerektiğini söyleyebileceğiniz tek çerçeve natüralizmdir.
Üçüncü kısma gelirsek, orada öylece var olduğunu düşündüğünüz hassas ayarlar evreni daha iyi anlamaya başladığınızda ortadan kaybolabilir. Daha anlaşılır hale gelebilir. Teistlerin vermeyi sevdiği meşhur bir örnek vardır, hatta kozmologlar bile bunun üzerine yeterince düşünmemişlerdir. Evrenin erken zamanlarındaki genişleme oranı 10^60'ta 1’e sabittir. Bu, kalem kağıtla yapabileceğiniz kaba bir hesaplamadır. Ama bu örnekte daha iyisini yapabilir ve genel göreliliğin denklemlerine başvurabilirsiniz; oradan olasılığın kesin ve doğru bir türevini elde edebilirsiniz. Doğru denklemleri kullanarak aynı soruyu sorarsanız olasılığı 1 olarak bulursunuz. Biri hariç erken evren kozmolojilerine dair bütün hesaplamalar, evrenin uzun süre var olması ve yaşamın var olması için gereken doğru genişleme oranını bulmuştur. Tüm parametrelerin bu paradigmaya uyduğunu söyleyemem. Ama cevabı bulana kadar onların hassas ayar olduğunu kesinlikle iddia edemeyiz.
- Evrenin Genişlemesi ve Balon Analojisi: Evren Neyin İçine Genişliyor? Evreni Şişen Bir Balon Olarak Hayal Edebilir miyiz?
- Evrenler İçinde Evrenler: Bu Evren, Bir Başka Evren İçinde Bir Zerre Olabilir mi?
- Uchuu Evren Simülasyonu: Bugüne Kadar Geliştirilmiş En Büyük Evren Simülasyonu ile Ücretsiz Bir Şekilde Oynayabilirsiniz!
Dördüncüsüne gelirsek, kozmolojik çoklu evren şeklinde, bariz ve kolay natüralist bir açıklama vardır. İnsanlar çoklu evren hakkında endişe etmeyi sever, kulağa abartılı gelir çünkü. Ben ise çoklu evrenin inanılmaz derecede basit olduğunu iddia ediyorum. Bu bir teori değil. Evren ardına evren yaratan şık, küçük ve kendi kendine yeten fiziksel teorilerden hareketle yapılan bir kestirim sadece.
Tüm evrenin koşullarının şu anki koşullara benzediğini düşünmemizi gerektirecek hiçbir sebebimiz yok. Ama daha önemlisi, eğer çoklu evreni başlangıç noktanız olarak alırsanız tahminlerde bulunabilirsiniz. [Farklı parçalardan oluşan] bir toplulukta yaşıyoruz ve etrafımızda bulunup bizi farklı formlara sokan ihtimalleri öngörebilmeliyiz. Kozmolojide çoklu evrenle ilgili makalelerde şöyle grafikler görürsünüz. Çoklu evrendeki diğer koşullara bakarak karanlık maddenin yoğunluğunu bulmaya çalışırsınız.
Böylesi grafikleri ince ayarı açıklayarak tanrı kavramını savunmaya çalışan teolojik makalelerde göremezsiniz çünkü teizm tanımı iyi yapılmış bir şey değildir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Beşinci ve en önemlisi, teizm bir açıklama getirmede başarısızdır. Evrenin hassas bir ayara sahip olduğunu ve natüralizmin bunu çözemeyeceğini düşünseniz bile. Teizm bunu kesinlikle çözemez. Eğer çözebileceğini düşünüyorsanız ve eğer oyunu kuralına göre oynarsanız, diyebileceğiniz şey şudur: “Teizmde benim öngördüğüm evren budur ve ben bunu verilerle karşılaştırıp onlarla uyumlu olup olmadığını göreceğim.” Nasıl bir evren beklerdik?
Ben de tekrar tekrar şunu iddia ediyorum ki beklediğimiz evren teizmle değil natüralizmle eşleşir. Bu yüzden ayar miktarı için -ki isterseniz buna yaşamın oluşması için gerekli olan evrenin fiziksel parametreleri deyin- yeterli miktarda ayar umabilirsiniz ama fazlası değil. Natüralizmde fiziksel bir mekanizma, yaşamın varoluşuyla alakası olmayan aşırı yüksek değerler nedeniyle altüst olabilir. Hatta bu tam da gözlediğimiz şeydir. Mesela erken evrendeki entropi yaşama olanak sağlayan değerlerden çok çok çok çok daha azdı.
Teizmde, parçacık fiziğindeki parçacık ve parametrelerin, yaşamın ve belli nedenlerden dolayı tasarlanmış yapıların var olması için yeterli olacağını umabilirsiniz. Oysa natüralizmde onların bir çeşit rastgelelik içinde olmasını beklersiniz. Ve tam da rastgelelik içindedirler.
Teizmde, yaşamın evrende özel bir rol oynadığını beklersiniz. Natüralizmdeyse hayatınız çok önemsiz olacaktır. Umarım bunu söylemek zorunda değilimdir, evrenin devasalığı düşünüldüğünde yaşam çok önemsizdir. Burada Hubble Teleskobuyla çekilmiş bir fotoğraf görüyorsunuz, gözlemlenebilir evrenimizdeki yüz milyarlarca galaksiden sadece birkaç yüz tanesi. Kozmolojik hassas ayar için yapılan teistik açıklama sizden bu fotoğrafa bakmanızı ve şöyle demenizi bekler: "Bunun niye böyle olduğunu biliyorum çünkü benim var olabilmem ya da bizlerin burada var olabilmesi için.” Ama kendimizle ilgili anlattığımız böylesi pohpohlayıcı hikayeleri doğrulayan evrene dair herhangi bir deneyimimiz yoktur.
Aslında ben, teizmin evrenin ince ayarını açıklamadaki başarısızlığını ibretlik buluyorum çünkü teizmin natüralizmden daha iyi bir teori olamadığı diğer mevzuların anlaşılmasını sağlıyor. Tekrar ve tekrar yapmanız gerekense, teizm ve natüralizm altında beklentilerinizin karşılaştırılması. Bunu yaptığınızda tekrar ve tekrar natüralizmin kazandığını göreceksiniz.
Şimdi bu beklentilere kısaca değineceğim. Önemli olan tek tek argümanlar değil, bunların oluşturduğu birikimsel etkidir.
Eğer teizm gerçekten doğru olsaydı tanrıyı bulmak zor olmazdı. Tam olarak apaçık olurdu. Oysa, natüralizmde de insanlar tanrıya inanabilir ama tanrının temelleri zayıftır. Teizmde dini inançların evrensel olmasını beklersiniz. Tanrının şu ya da bu ilkel kabileye binlerce yıl önce özel mesajlar yollamasının bir gerekçesi yoktur. Niye herkese yollamasın ki? Oysa natüralizmde farklı yerel şartlarda gelişen birbiriyle tutarsız farklı dini inançlar beklersiniz.
Teizmde istikrarlı bir biçimde uzun zaman süren dini doktrinler beklersiniz. Natüralizmdeyse sosyal şartlara uyum sağlamasını beklersiniz.
Teizmde dinin ahlaki öğretilerinin insanı aşan ve ilerici olmasını; sözgelimi, cinsiyet ayrımcılığına veya köleliğe karşı olmasını beklersiniz. Natüralizmdeyse yerel değerleri yansıtmasını beklersiniz, bazen iyi kurallar bazense kötü kurallar olabilir.
Teizmde, kutsal metinlerin bize ilginç bilgiler vermesini; örneğin, hastalık yapıcı mikrop teorisinden bahsetmesini ve bize yemekten önce ellerimizi yıkamamız gerektiğini söylemesini beklersiniz. Natüralizmdeyse kutsal metinlerin karmakarışık olmasını, yani bazı iyi ve şiirsel kısımların yanında sıkıcı ve mitolojik kısımların da olmasını beklersiniz.
Teizmde biyolojik formların tasarlanmış olduğunu beklersiniz. Natüralizmdeyse yaşam formları evrimsel tarihin büklümlerinden türemişlerdir.
Teizmde zihinler bedenden bağımsız olmalıdır. Natüralizmdeyse yaralanmışsanız, yorgunsanız ya da henüz kahvenizi içmediyseniz kişiliğiniz değişebilir. Teizmde "kötü" sorunsalını çözebileceğinizi umarsınız: Tanrı özgür irademizin olmasını istemektedir. Ama o zaman evrende böylesi rastgele bir zulüm olmamalıydı, yaşam temelde adil olmalıydı.
Tüm bunların sonunda teizmde evrenin mükemmel olması; natüralizmdeyse bir tür karmaşa olması beklenir. Ki karmaşa oluşuna dair çok güçlü deneysel kanıtlar mevcut.
Şimdi, ne düşündüğünüzü biliyorum. Diyorsunuz ki "Ama ben bunların tümünü açıklayabilirim." Açıklayabileceğinizi biliyorum, ben de açıklayabilirim. Tanrının niye böyle yaptığını geriye dönük sebeplerle (ex post facto) açıklamalar yapmak zor değil.
Peki bu niye zor değil? Çünkü teizm iyi tanımlanmış bir şey değildir. Bilgisayar mühendisleri buna “hata” diyorlar, vasıf değil yani!
Immanuel Kant’ın şu sözü meşhurdur: “Hiçbir Isaac Newton bir tutam çimin var oluşunu açıklayamayacaktır.” Başka bir deyişle, gezegenlerin hareketi için elbette bir fiziksel açıklama getirebilirsin, ama biyolojik organizma gibi zarifçe organize olmuş ve kompleks bir şey için asla bir açıklama getiremezsin. Tam da bunu yapan Charles Darwin'i hariç tutuyoruz tabii.
Dr. Craig'in söylemini şöyle yineleyebiliriz: Evrende bir Isaac Newton daha olmayacak, ama bilim tarihine ve fiziğin günümüz durumuna dair bildiklerimiz bize daha iyimser olmamız gerektiğini söylüyor.
Teşekkürler.
Destek Olun
Bu video, Religion Debate tarafından hazırlanmış, Evrim Ağacı tarafından altyazılandırılmıştır. Eğer içeriği beğendiyseniz orijinal kaynağa destek olmak için, lütfen YouTube kanalına gidip videolarını beğenmeyi unutmayın.
Religion Debate kanalının bu videosunu orijinal dilinde ve İngilizce alt yazılı olarak buradan seyredebilirsiniz:
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 28
- 13
- 11
- 10
- 7
- 6
- 4
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Religion Debate | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:39:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7638
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Religion Debate. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.