Sosyal Medyadaki Paylaşım Sıklığınız, Narsist Eğilimler ile İlişkili Olabilir!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Sosyal medya artık hayatımızın her alanında bulunuyor. İnsanlar Facebook, Twitter, Instagram ve diğer birçok platformda saatlerce dolaşıyor, gönderi paylaşıyor. Hayatlarındaki her şeyi çevrimiçi yayınlayanlar da dahil olmak üzere, kendilerini sosyal medya çılgınlığına kaptırmış birçok insan görebilirsiniz.
Sosyal medyanın en önemli unsurlarından biri, kişinin kendi yaşantısını insanlara sergilemesidir, ki bu da bazı insanların kendileri hakkında gereğinden çok bilgiyi paylaşmasına yol açabilir. Sosyal medyada gönderi paylaşmak bir dereceye kadar ilgi çekmeyi gerektirdiğinden, birçok insan sosyal medya kullanımının narsizmle bir ilgisi olup olmadığını merak etmiştir. Dallas, Texas Üniversitesi’nde araştırmacılar bir araştırma çalışması başlatıp, bu konuya bir açıklık getirdi.
Araştırmacılar, narsizmin (veya Narsisistik Kişilik Bozukluğu) üç boyutu olduğuna karar kıldı. Her bir boyut, abartılmış bir kibir hissiyatıyla nitelendirilmiştir; fakat birbirlerinden ayrıldığı önemli noktalar vardır. İnsanlardan narsizmi tanımlamasını isteseydiniz, birçok insan muhtemelen psikologların büyüklük olarak kavramsallaştırdığı narsizm boyutunu vurgular. Kendilerini büyük gören insanlar; cesur, dışa dönük, iddialı ve fazla emin davranırlar. Her şeyde en iyi olduklarına inanırlar ve çoğu zaman başkalarından daha güçlü olmaya çabalarlar.
Öte yandan, kırılganlık ise utangaçlık, çekingenlik ve endişe ile nitelendirilir. Kırılgan insanlar, tıpkı kendini büyük gören insanlar gibi başarılı olmayı arzularlar ancak bu hedeflere ulaşmakta zorlanırlar. Pek belli olmasa da, narsistik eğilimleri olan insanların daha kırılgan olduğu gözlemlenmiştir.
Salahiyet duygusu ise, her şeyin daha fazlasını hak ettiğinize inanmayı içerir. Salahiyet sahibi kişiler, özel muamele görmeleri gerektiğine ve en iyisini hak ettiklerine inanmaktadır. Yapılan araştırmada, narsizmin bu üç boyutunun sosyal medya kullanımı ile nasıl ilişkili olduğu gözlemlendi.
Sosyal Medya, Narsisizmi Nasıl Etkiliyor?
İnsanlar sosyal medyaya birçok farklı açıdan yaklaşabilir. Bazen bir gönderi paylaşırlar ve sonrasında beğeni ve yorumların yağmasını bekler. Bazense sadece bazı şahısların içeriğine odaklanır ve muhtemelen diğer insanların kendilerinden daha iyi durumda olduğunu hissederler. Zaman zaman da, hayatıyla ilgili yanlış olan her şeyden şikayet eden bir insanın gönderisiyle karşılaşabilir ve kendilerini daha iyi hissedebilirler. Hatta bazıları, bir aile veya arkadaş etkinliğiyle ilgili bir gönderiyle karşılaşabilir ve davet edilmedikleri için dışlanmış hissedebilirler. İşte yapılan araştırmada, buna benzer sosyal medya tutumları incelendi:
- aktif kullanım (içerik paylaşmak),
- pasif kullanım (başkalarının içeriğine bakmak),
- üstünlük karşılaştırması (başkalarının senden daha iyi durumda olduğuna inanmak),
- azaltıcı karşılaştırma (başkalarının senden daha kötü durumda olduğuna inanmak),
- sosyal dışlanma (dışlandığınız bir etkinlik görmek).
Sonuçlar, büyüklük duygusunun özellikle azaltıcı karşılaştırma ile bağlantılı olduğunu gösteriyor. Sosyal medyada dolaşırken, büyüklük duygusuna sahip insanlar, diğer herkesin onlardan daha kötü olduğuna inanma eğilimindedir. Öte yandan kırılganlığın bilhassa sosyal üstünlük karşılaştırması ve sosyal dışlanma ile bir bağlantısı bulunuyor. Sosyal medyada gezinirken, kırılgan insanlar, diğerlerinin kendilerinden daha iyi durumda olduklarına inanırlar ve birçok sosyal olaydan dışlanırlar.
Ek olarak, daha kibirli ve fazlaca salahiyet duygusu barındıran insanların, sosyal medyada daha fazla gönderi paylaştığı görülmüştür. Özellikle kibirli insanların, kullanıcılar görüntüledikten sonra kaybolan resim ve video paylaşmalarını sağlayan bir mesajlaşma uygulaması olan Snapchat’te daha aktif olduğu öğrenildi. Bunun dışında, bulgular Facebook, Instagram ve Snapchat’te genellikle benzerdi ve salahiyet duygusu insanların sosyal medya kullanımıyla pek bağlantılı değildi.
Sonuç
Toparlamak gerekirse, sosyal medyada çok gönderi paylaşanların, özellikle büyüklük ve kibir açısından daha narsistik eğilimde olduğu gözlendi. Ama, narsizm ve sosyal medya kullanımı arasındaki ilişki o kadar da kuvvetli değil. Yani, sosyal medyada çokça paylaşımda bulunmak, illa ki narsist olduğunuzu göstermez. Ayrıca, kırılganlığı içeren bulgular, daha narsist olan bazı kişilerin sosyal medya kullanırken genellikle kendilerini kötü hissettiğini göstermektedir.
Yapılan araştırma gösteriyor ki; narsizmin farklı boyutları, sosyal medya deneyimlerini çeşitli açılardan etkiliyor. Daha kibirli insanların sosyal medya deneyimleri - sosyal medyayı hayatlarını teşhir etmek ve diğer insanların onlardan daha kötü durumda olduğuna inanmak için kullandıklarından olsa gerek - nispeten tatminkar oluyor. Fakat kırılgan insanlar için sosyal medya deneyimi, diğer insanların gönderilerini görmek onları dışlanmış ve daha kötü hissettirdiği için, bir hayli negatif bir tecrübe oluyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 18
- 6
- 5
- 4
- 3
- 3
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Society for Personality and Social Psychology | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:55:40 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9075
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Society for Personality and Social Psychology. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.