Olamaz. Çünkü "ego", bir bireyin özgüveni ve öz önemine yönelik algısı olarak tanımlanıyor. "Ego olabilir mi?" sorusu hatalı bir soru yani. Halkın "egoist" diye ifade ettiği ettiği, sizin de bunun bir uzantısı olarak hatalı bir şekilde kullandığınız sözcük ise en iyi ihtimalle "egotizm", daha doğru bir ifadeyleyse "narsisizm" olacak. Sorunun doğrusu, "Bilimin aydınlanmaya sebep olduğu fikri, insanın narsisizminden kaynaklanıyor olabilir mi?" Ama adına ne derseniz deyin, ima ettiğiniz şey teorik olarak da pratik olarak da hatalı.
Teoriyi bir kenara koyalım, pratiğe bakalım: Bugüne kadar "bilim" adı altında yapılan ne uğraş olduysa bunlar, insanın Evren'deki önemsizliğini ve sıradanlığını göstererek insanlığı mütevazılaştırdı, ayaklarını yere basar hale getirdi, gerçeklere bir adım olsun yaklaşmasını sağladı. Bir kuasara bakan biri, bir sitoplazmayı inceleyen biri "Vay be, ne kadar harika bir türüm ben." dememiştir, diyemez de. "Vay be, ne dünyalar var bilmediğimiz ve biz ne kadar ufağız. Sahi, bizim yerimiz ne bu Evren'de?" diye sorarlar. Normal olan budur, insanda yarattığı his budur. O nedenle herkes "yıldız büyüklüğü kıyaslaması videolarını" izlemeyi sever. (Bilime ilgi duyan) herkes, kuantumu tam olarak anlamasa da Evren'in "absürtlüğünden" bahsedilmesini ve ne kadar sıra dışı gerçeklerle yaşadığımızı dinlemekten hoşlanır.
Genelde bir insan bilimden ne kadar uzaksa, kendini o kadar özel, üstün, sıra dışı, biricik, kıymetli, değerli, vs. görmeye meyillidir. Dolayısıyla bilim, narsisizmden genel olarak uzaklaştıran bir etkiye sahip (bkz. Dunning-Kruger). Yani sizin ima ettiğinizin tam tersine, aydınlanma derken fark ettiğimiz şeyler bizi "egotizmden" uzaklaştırıyor. Kendi kurgularımıza, kendi varsayımlarımıza, kendi doğrularımıza hapsolmamıza engel oluyor.
Ayrıca yine iddia ettiğinizin tam tersine, bilimle uğraşan tek bir insan bile belli bir şeyi keşfettikten sonra "rahatlama hissi" deneyimlemez; ortaya çıkan yeni problemlerin ve soruların farkında olarak, bilmediğimiz ne kadar şey olduğunu deneyimler. Dolayısıyla öncülllerinizle vardığınız sonuç tamamen tutarsız.
Bilimsel aydınlanmayı ve gerçeğe ulaşma yönünde bilimin başarısını (ki "aydınlanma" bunun bir parçası sadece) küçümsemeye çalışanlar, genelde bilimi anlamayan ve/veya onun başarısını kıskanan kişiler (yani aslen kendileri narsisist veya narsisizm-eğilimli olan kişiler). Çoğu zaman kendi dünyalarında kurdukları fantezilerin veya "evrenin sırrını çözmüşlüğün" de bilim kadar gerçek olması gerektiğini arzuluyorlar. Oturdukları yerden, hiçbir çaba sarf etmeden de Evren'in sırlarını çözebileceklerini umuyorlar. Ama masa başında uydurdukları sahtebilimler, sözde açıklamalar ve genel olarak "fanteziler" bilimin ve mantığın sınavlarını geçemeyince, fantezilerini, önyargılarını, kabullerini, vs. terk etmek yerine, bilime saldırmayı tercih ediyorlar (çünkü kolay olanı bu). Şimdi hangisi narsisist? Ufak bir diğer grup da, kinik bir tutumla ilerlemeyi engelleyecek düzeyde paranoya (onlara göre "şüphe" halinde). Bunların pratikte hiçbir değeri olmadığını düşünüyorum, çünkü tartışmaya/ilerlemeye anlamlı bir şey katan düşünceler değiller.
Bilim büyülü bir araç değil. Bilim kusursuz bir araç da değil. Ama sistemli bir şekilde bu Evren'i anlamak konusunda geliştirdiğimiz en güçlü araç. Ve bilimden faydalanan, onun gücünü fark eden, onu doğru şekilde ürüne dönüştürebilenler, Evren'in gerçeklerine ulaşma anlamında aydınlanıyorlar, evet. Eğer bilim olmaksızın gerçeğe ulaşmanın bir yolunu biliyorsanız, bununla keşfedeceğiniz, Evren'e dair yeni ve objektif bir gerçeği genel geçer sayılabilecek bir şekilde ispatladığınızı görmeyi isterim.
Öte yandan bilimden nefret edenler, onun altını oyanlar, ondan uzak duranlar bugüne kadar 1 kez bile kazanamadı, bundan sonra da Evren'i anlamak ve dolayısıyla "aydınlanmak" konusunda bir arpa boyu yol gidemeyecekler. Konuşurlar, onda bir sorun yok. Sonu da yok. Ama herhangi anlamlı bir ilerlemenin lokomotifi olabildiklerini hiçbir zaman görmeyeceğiz.
Ufak da dipnot: Bu şekilde mi sordunuz emin değilim, genel bir açıklama olsun denk gelenler de okumuş olur. Soru & Cevap Platformu'nda Yüklü soru safsatası şeklinde sorulan sorular engellenmenize neden olabilir. Evrim Ağacı'nda soru sormanın dürüst bir öğrenme merakıyla ateşlenmesi gerekiyor. İmalı, mesaj veren, slogan atan içerikteki sorular silinebilir, kısıtlanabilir ve hatta tekrar edilmesi halinde engellenmenize sebep olabilir. Bu yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için de bir soruyu sakince yazmak ve açıklama kısmına soruya sığdıramadığınız önemli detayları (özellikle de soruyu keskinleştiren ve netleştiren detayları) eklemek faydalı olacaktır.