Bilimsel düşünürsek tanrı inancına dair kesin bir delil bulunmadığı sürece inanılmaması gerekir. Ki zaten bir fikri ortaya atan kişi, bunu kanıtlama sorumluluğuna da sahiptir. Bu durumda tanrı rasyonel olarak yok denilebilir. Kutsal kitaplar (Yazılanları kanıtlar nitelikte hiçbir delil içermediği için ve bununla birlikte birlikte ,içeriği efsanevi varlıklarla doludur ayrıca birtakım çelişkiler ve etik olmayan öğütler bulunmakta birçoğunda) delil niteliği taşımaz bunun dışında var diyen kişi soyut veya somut bunu insanlara gösterebilmelidir, sadece var diyerek hiçbir şey kanıtlanamaz.Tanrı inancı için gösterilen çoğu delil hikaye şeklinde ve bilimsel değildir.Ayrıca bir klişe olarak sonsuz güçteki bir varlık, kendisinden daha güçlü bir şey yaratabilir çünkü sonsuz güce sahiptir ama bunun yanı sıra sonsuz +1 diye bir şeyin de imkanı yoktur, bu durumda tanrı çelişkili bir ifadedir ve mantıksal olarak da mümkün değildir.
Ben sana diğer felsefi görüşlere giremesem de edindiğim bilgilerle Tanrı'nın varlığını rasyonel olarak kanıtlayabilirim.
İlk önce ifade etmeliyim ki bizim şuanda tartışacağımız konu fikirler olacaktır. Bütün inançlar kendi altındaki fikirlerle ayakta dururlar ve altlarındaki fikirler ne kadar sağlamsa o kadar doğrudurlar. Bunu şekilsel olarak ifade edecek olursak:
Öncelikle anlatacaklarımı İslam perspektifinden anlatacağımı ifade edeyim çünkü diğer dinlerin bu konudaki malumatına sahip değilim.
Günümüzde bilim denilirken kastedilen şey genel olarak naturalist bilimdir. Aynı şekilde ateizm bu naturalist bilimi temel alarak iddialarını savunur. Yani günümüzde bilim, evrende var olan her şeyin doğal sebepleri olduğunu varsayar. (bkz. Evrim Ağacı - Bilimin Varsayımları Nelerdir? 5.Madde) Aslında bu tamamen delilsiz bir inançtır ve bu inançla naturalist bilim tanrıyı çıkardığını iddia ettiği yerlere kendi tanrılarını yerleştirir. Bu konuya girme sebebim insanların farkında olmadan naturalist bilimin tanrılarını kabul etmesinden dolayıdır. Yani insanların çoğu -hatta günümüzde çoğu müslüman- naturalizmin tanrılarına farkında olmadan inanır.
Konuyu açmak gerekirse,
Dünyaya yeni geldiğimizi düşünelim ve bir yaprağın düştüğünü görüyoruz. Sonra bu yaprağın nasıl düştüğünü soruyoruz. Bilim bize "bu yaprak düşerken yerçekimi kanunlarına uyuyor" diyor. Bu kesinlikle doğru bir bilgi. Naturalist bilimse bu açıklamanın üzerine ekleme yapıyor "bu yaprak düşerken yerçekimi kanunlarına uyuyor çünkü bu yaprağı o yerçekimi kanunu düşürüyor" Şimdi burada yaprağı yerçekimi kanununun düşürmesi tamamen bir inançtır. Bu inancın temeline indiğimizde fikir olarak yaprağın her zaman bu kurallara uyarak düşmesi gösteriliyor. Ancak bu inanç tıpkı şöyle demek gibi "Ali topu tut" cümlesini türkçe kuralları yazmıştır. Bu çok saçma bir çıkarımdır. Çünkü türkçe kuralları yazı yazmaz, türkçe kurallarıyla yazı yazılır. Yerçekimi kanunuyla yaprak düşmez yerçekimi kanunuyla yaprak düşürülür. Bir kural varsa o kuralı uygulayan birini aramamız gerekir. Kuralın kendisi nasıl kuralı uygulayan olabilir? İşte burada ifade ettiğimiz naturalizmin birinci tanrısı olan kanunlardır. Ancak kanunlar fail olamaz çünkü gerçekleşen fiil nasıl fail olacak ki? Yerçekimi kanunu gerçekleşen olayın sayısal ifadesidir.
Bu konuda bize diğer iddia sahibi olan İslam ne diyor peki? O yaprağı düşüren bizzat Allah'tır. Ayette şöyle geçer: "Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir." (67-19) Yani o kuşları havada tutan birtakım kurallar değil, bu fiili o şekilde gerçekleştirmeyi murad eden bir Tanrı'dır. Bunun dışında herhangi bir fiilden bahsedildiği zaman bunun "yaptık" şeklinde bir hitapla ifade edilmesi de bunu gösterir (50-6, 57-25, 31-10) Bu ayetlerden Kur-an'ın ortaya koyduğu inanç şudur: "Tanrı birtakım kurallar dahilinde işlemleri gerçekleştirir. Bilim de bu işlemlerin ne şekilde gerçekleştiğini ortaya koyar."
Bu inanç bence kesinlikle naturalist bilimin inancından binlerce kat daha rasyoneldir. Ancak naturalist bilim bize daha ilk baştan görülmeyen ya da başka bir ifadeyle 3 boyutun dışındaki şeylerin bilimsel olmadığını dikte ettiği için bu açıdan bakamayız. Oysa ki kendileri de kuralların fiilleri gerçekleştiren şey olduğunu iddia etmekle bilimsel olarak hiçbir delili olmayan bir şeyi kullanırlar.
Diğer bir naturalizm tanrısı da korelasyonlardır. Yani bir şeylerin her seferinde aynı şekilde ard arda gelmesinin o şeyi gerçekleştirdiği iddiası. Bu da tamamen bir inançtır. Bize naturalist bilim der ki: "Yağmur yağar ve yağmur yağdıktan sonra toprakta bir takım işlemler sonucu çiçek açar. İşte bu çiçeğin açmasının asıl sebebi yağmurun yağması ve ondan sonra toprakta gerçekleşen olaylardır." Ya da başka herhangi bir korelasyon da buraya getirilebilir. Şimdi ilk önce açıklanması gereken şey şudur, yağmur yağınca ve diğer bütün şartlar yerine gelince çiçek açmak zorunda mıdır? Eğer öyleyse bunun delili nedir? Bana çiçeğin açmak zorunda olduğuna dair tek bir delil getirin. "Korelasyon nedensellik değildir" bir şey her seferinde ard arda geliyorsa bu onun gerçekleşme nedeni sayılamaz. Bu yanlış bir delillendirmedir. Evrendeki bütün maddeler birtakım kurallara uyuyor. Mesela hidrojen atomunun bir milyar ışık yılı uzaklıkta bile aynı şekilde hareket edeceği önkabulüyle bilim yapılıyor. (bkz. Evrim Ağacı - Bilimin Temel Varsayımları Nelerdir? 3.Madde) Neden uyduğuyla alakalı naturalist bilim bir açıklama getiremiyor ve getiremez de. Bu konu bir çiçeğin yağmurdan sonra açmak zorunda olmasıyla aynı konu. Bir atom neden her zaman kurallara uymak zorunda? İşte bu konuda ortaya attıkları iddialar kabul edilemez.
İslam ise bu konuda yine başka bir bakış açısına sahip. Ayetlerde bu evrende birtakım kuralların olduğu ve bunların hiç değişmeyeceği açıkça ifade edilir. (17-77, 35-43, 48-23) İslam bize diyor ki: "Tanrı yağmurun yağması sonrası yine birtakım şartların yerine gelmesiyle -ki diğer bütün her şey de O'nun fiilidir- çiçeği açtırır. Bu sıralamayı murad eden ve her seferinde bu işlemin böyle olmasını tercih eden O'dur." Evrende bütün atomların hatta kaotik hareket ettiği iddia edilen cisimlerin atomlarının bile kurallara uyması kaos teorisini de yanlışlar. Böylece bir düzenin ortaya çıkmasıyla bu düzenin devamını tercih edip sağlayabilecek akıl sahibi birisini aramamız gerekir zaten. Çünkü bu derece düzenli bir şey -ki bu düzende tek bir tane bile düzene uymayan eleman yoktur- saydığımız özellikleri taşıyan bir fail olmaksızın gerçekleşemez. Tabi gerçekleşebilir diyebilirsiniz ancak bu ressamın tablosunun boyaların saçılmasıyla oluştuğunu iddia etmek gibi olur. Daha mantıklı ve rasyonel olanı tercih etmem gerekirken dediğinizi kabul etmem için bana çok sağlam bir delil getirmelisiniz. Aksi taktirde akıl dışı bir hareket yapmış olurum.
Ben bu açıklamalarla gayet ikna oluyorum. Bu konuda tartışmaya her zaman açığım. Bu arada diğer cevap yazan arkadaşlara da asıl iddia sahibinin kendileri olduğunu ifade etmek isterim çünkü Tanrı'sız bir evren inancının rasyonel hiçbir tarafı yoktur. Ve aslolan da rasyonel olanın merkeze alınmasıdır. Teşekkürler...