Öncelikle bu bir felsefe konusu değildir. Ve evet sadece maddeden ve enerjiden ibaretiz. Abiyogenez konusunu araştırabilirsiniz. Bu konu onunla alakalı. Canlılığın var oluş sebebi madde ve enerjinin etkileşimi oldu. İlk koaservatlar sadece bir yağ damlacığından ve birkaç kimyasaldan ibaretti ama yine de çoğalabiliyorlardı fakat genetik bilgileri olmadığı için bu rastgele gerçekleşiyordu. İşte oradan buralara geldik yani ruh diye bir şeye hiç bir zaman sahip olmadık.
Ruh, aslında sinir sisteminin faaliyetleri sonucu oluşan algıya sinirbilimin daha bilinmediği zamanlarda verilen antik bir isim. Maddesel olarak açıklanabiliyor, ki bu yüzden alınan ilaçlar ile bu algı değişebiliyor ya da birkaç nöron susturulup bilinciniz kapatılabiliyor. Yani bu açıdan pek bir sorun yok. Ama "sadece bundan mı ibaretiz?" olarak sorulunca soru, buna verilebilecek bilimsel cevap "Bilmiyoruz." olur. Metafiziksel (madde üstü) anlamda ruhun varlığına dair herhangi bir kanıt yok. Ama kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı da varlığın kanıtı da değildir. O yüzden sadece bundan mı ibaretiz? Bilmiyoruz. Buna inanmak veya inanmamak kişiye kalıyor.
Bilimsel anlamda ruh yoktur. Düşünce ve hatıraların beyninde, duyguların çeşitli salgı bezlerinde oluşur, biyolojiktirler. Bu üstünde fikir belirtilebilecek, "kimse kesin olarak bilemez" denilecek bir durum değil.
Kafana darbe alırsan kişiliğin tamamen değişebilir, izlediğin dizide ki dili konuşabilirsin. Gerekli maddeler verilirse duyguların değişir. En basitinden çikolata yiyince endorfin salgılarsın, mutlu olursun. Aleksitimi hastalığı olan insanlar duygu nedir bilmezler...
Yıldırımın nasıl gerçekleştiğini bilmeyen insanoğlu yıldırımı Thora bağlaması ve kişiliğin nasıl oluştuğunu bilmeyen insanoğlunun kişiliği ve duyguları ruha bağlaması aynı mantık.