Öncelikle, matematik sadece analitik zekası olan kişiler tarafından yapılabilir algısı yanlıştır. Her insan cehd ettiği sürece çoğu şeyi yapabilir. Bunu ilgili olmak gibi düşünebilirsiniz; bir şeye olan ilginiz ne kadar çoksa o konuya ilişkin başarınız ve uğraşınız bununla doğru orantılı olacaktır. Dediğimi optimistlik zannetmeyin, insan beyni temel fonksiyonlara göre öğrenmeye meyillidir. Temelde öğrenme için, tecrübeyle oluşturduğunuz nöron ağlarının tekrarla sağlamlaşması diyebiliriz.
Sorununuz için, lise hayatı boyunca matematikten 30 üstü notu olmayıp şimdi yüksek matematik yapabilen birisi olarak naçizane tavsiyelerim şunlar olacak; Matematik öğreniminin eğitim amaçlı değil, sınavları geçmek üzerine kurulu olduğu bir müfredata sahip olduğumuzdan dolayı; öğrendiğiniz bilgilere farklı yaklaşımlarla bakmayı deneyip ilginizi çekecek bir perspektif bulmayı deneyin. Temel aritmetik işlemlerini öğrenirken yaptığımız, Ayşe'nin iki elması var, Ali 3 elma verirse kaç elması olur? örneklemeleri gibi. Bunun genişletilmiş versiyonlarını kendiniz kurabilirsiniz. Eğitim hayatınızı aksatmayacak şekilde, müfredatın gidişatı dışındaki matematik konularına göz atıp ilginizi cezbedecek bir şeyler bulabilirsiniz. Ve bu da matematiğe olan fikirlerinizi değiştirebilir. Mesela bir haritanın ölçeklenmesinde, bir roketin yapılışında, gezegenler arası mesafelerin hesaplanışında matematiğin kullanılışını görmek; matematiğe dair çekincelerinizi düzeltebilir, bu sayede müfredatta anlatılan konulara ilişkin ilginiz ve çalışmalarınız istediğiniz seviyeye gelebilir.
Umarım faydası dokunur.