Nadiren de olsa güzel sorular soruluyor ama güzel soru, biraz da pek adımlanmamış arazilere girmek aslında. E bu durumda da soran kişi kaynak isteyince pek de tatlı olmuyor çünkü direk bu konu üzerine bilimsel araştırma bulmak zor oluyor. Genetikçi ve evrim konusunda çalışan bir akademisyen değil isek biz de neticede google'lıyoruz ve aynı şeyi soran arkadaş da yapabilir diye düşünürsek cevap verecek kişiye gereksiz bir zahmet kilitlemiş olunuyor. Bu sorunun cevabı ile ilgili fikrim var benim mesela ama okuduğum birçok kitaptan ve makaleden edindiğim bilgilerden çıkardığım bir sonuçla cevap verebilirim. Direk bu konu üzerine kaynak var ise de ben görmedim. Madem istenmiş, aşağıda bir şeyler vereceğim, ne kadar ikna edici olacak size kalmış elbette.
Kaynakta da anlattığı gibi doğada erkek güzel ve dişiyi kendisine çekiyor. İnsanın evriminde ise zeka gelişince dişiler, fiziksel özellikleri ile değil zekaları ile çekicilik sunabilen erkekleri tercih ediyorlar. Bugün bile kadınların pek azı, boş beyin bir yakışıklıyı eş olarak seçer. Çirkin de olsa zeki, akıllı, birikimli bir erkek kadınların daha fazla ilgisini çeker. En azından üreme söz konusu ise.
Ama burada pek anılmayan bir nokta var, ekteki makalede de buna değinilmiş. O da şu: Dişisi ve erkeği arasında görünüm farkı büyük olan hayvanlar hep çok eşli. Tavuk ve horoz ikilisi... Horoz güzel, karizmatik. Tavuğa çekici geliyor. Çabucak çiftleşiveriyorlar, tavuk istediği spermi alıyor, horoz saçması gereken tohumu saçıyor, bitti. "One night stand" burada "one moment stand" gibi bir şey oluyor artık. Tek eşli hayvanlarda ise dişi ve erkek arasındaki güzellik farkı pek az oluyor. Anlık biz cezbedicilikle çiftleşilmiyor. Demek ki başka sebeplerle partner seçiliyor. Bu temel sebep de güven.
İşte insandaki olay bu... Bunun da çok uzun evrimsel bir sebebi var, ben elimden geldiğince kısaltayım. İnsan dört ayak üzerinde hareket ediyordu. Sonra dik yürümeye başladı. Bu aşamadan sonra zeka hızla gelişti yani beyin ve kafa büyüdü. Bu durumda da kadının vajinal yolu, kocaman kafalı bir bebeği çıkartmak için oldukça dar kaldı. Bu nedenle de hamileliğin süresi evrimsel olarak tekrar biçimlendi. İnsan yavrusu, doğadaki diğer yavruların hayati yeterliliğine ulaşabileceği kadar rahimde kalsa kadının hamileliği çok daha uzun sürerdi. Ama o zaman da bebeğin başı çok daha büyük olacağı için doğum çok daha zor olurdu ve anne kayıpları artardı. Bu durumda da hamilelik kısaldı. Yani insan yavrusu, doğadaki bir çok yavruya göre çok daha gelişmemiş halde dünyaya geliyor. Ki zaten kadın hamileliği de doğadaki diğer dişilerin yaşadığı hamilelikten daha zorlayıcı bir süreç. Hamile bir kadının fiziksel durumu, doğadaki tüm annelerden daha kısıtlayıcıdır. Hamile bir çok dişi doğada avlanmaya devam edebilir, koşabilir, zıplayabilir, normal halinden çok da uzak değildir. Ama bir kadın hamile kaldığında aynı yeterlilikte ve güçte olmaz. Bebek de bayağı daha aciz doğduğu için ilk yıllarda yoğun bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Bu ne demek? Bir süre yavruya anne bakacak. Zaten bu nedenle insanda anne-bebek bağı, hem fiziksel hem duygusal olarak çok yoğundur, doğada benzerine rastlanmayacak kadar.
Bu durumda da hamilelik zor ve kısıtlayıcı. Anneye hamileyken ilgi gösterilmeli. Anne korunmalı, bakılmalı, ona yemek getirilmeli. Doğumdan sonra da anne bebeğe bakarken avlanamaz, bebeğe ve anneye bakılmalı. Bu görevler de erkeğin. Tüm bunlar ne demek? İnsanda üreme, uzun süreli ilişkiyi gerekli kılıyor. İşte bunun adı da evlilik. Yani evlilik de evrimsel.
Devam edelim... Madem kadın üremek istiyor, hangi erkeği seçecek? Mecburen güvenilir olanı. Yakışıklı olanı değil. Yakışıklı olan horoz gibi, tohumlar ve gider. (İlla bu demek değil ama biraz da öyle) Çekici olduğu için elbet başka kadınlarla sevişmek onun için çok daha kolay. Ortalığa bol bol sperm saçarım, tüm evrimsel üreme ihtiyacımı karşılarım. Ama çirkin erkek için durum böyle değil. Onun, yakınlaştığı kadına bağlı kalma olasılığı daha yüksek. Çok kaba ve ilkel görünse de bu dinamik hâlen geçerli.
Ve buna ek olarak, erkek doğası gereği bol bol sperm üretmek ve saçmak zorunda. Buna göre üreme dinamikleri farklı. E madem kadını ile evleniyor ve bu uzun süreli bir ilişki olacak, yıllar sonra da onu çekici bulmayı istiyor. Kadınımı çekici bulayım ki yıllar sonra da o beni cinsel olarak cezbetsin ve ben de yuvama bağlı kalabileyim.
Özetle... Erkek cinsel seçilim ve uzun süreli ilişkinin gerektirdiği estetik kaygılarla güzel kadını, kadın da yaşayacağı uzun süreli ilişkinin gerektirdiği güven hissi ile güvenilir erkeği seçer. Bugüne kadar böyle oldu, o yüzden de kadın güzelliği hep değerli, aranan ve evrimin önemli bir parçası oldu. Erkeğin de güzelliği giderek önemsizleşti, zekası, becerisi, yeteneği arttı. Gerçekten de böyle. Hani hep sağda solda duyduğumuz "böyle güzel kadının, bu çirkin adamın yanında ne işi var?" gıybeti var ya hani. :) İşte o gayet normal ve evrimsel bir şey. Adım adım açıklaması, gerekçeleri ve amacı var. Evrim yanılmaz. Gıybet ise yanılmaya mahkumdur. :)
Kaynaklar
- Evrim Ağacı. Cinsel Seçilim. (9 Haziran 2021). Alındığı Tarih: 9 Haziran 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
- Ferris Jabr. Cinsel Seçilim. (9 Haziran 2021). Alındığı Tarih: 9 Haziran 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı