Gördüğüm bazı argümanları söyleyebilirim.
Halk arasında non-teist bakış açısına göre bazı düşünceler şunlar:
Non-teistler mutsuz, çünkü;
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Halkın önemli bir bölümünün gerçeklikle, yaşamla ilişkisi ciddi düzeyde bozuk olduğu için kişisel tatmin, mutluluk, iyi olma, refah, huzur vb. yaşamsal konularda kafalarındaki referans sistemleri yanlış zeminler üzerinde şekillenmiş vaziyette. (Ve/veya ikincisi olduğu için birincisi.) İnsan ve toplum için neyin iyi, neyin kötü olacağı gibi konularda ortalama kabullerin çoğu ciddi düzeyde problemli. Dolayısıyla teistlerin, teist olmayanların mutsuz olacağını düşünmelerinin pek bir anlamı yok. Önce görülmesi gereken, kendilerine uyguladıkları değerler sistemlerinin onları feci şekilde mutsuz ettiği... Hayatı boyunca sarhoş olan birinin size herhangi bir konuda değerli bir şeyler söylemesini bekleyemezsiniz. Önce ayılması lazım.
Not: Teistler "sarhoş"tur demek istemiyorum. "Ülkemizin nüfusunun çoğunluğunda hakim olan dini-kültürel değerler aslında insan hayvanının doğasına, iyiliğine uygun olmayan hatta yer yer ciddi düzeyde zararlı şeyler. Böyle bir ortamda yetişmişlerin insan hayatına dair temel konularda ciddiye alınır yorum yapması beklenmemeli" diyorum.
Eğer non-teist'den kasıt, bir çeşit ateist bir tercih ise... 'ki öyle gözüküyor. Toplumda gerçekten de az ya da çok bunun (non-teizmin) mutsuzluk getireceğine dair bir inanç var gibi... Soruyu kısa yoldan yanıtlamak gerekirse... Çünkü inançsızlıktan korkuyorlar ve bunun kendi inançlarını zedeleyeceğini sanıyorlar. Ama bu da bütünüyle boş ve temelsiz inançlarının bir parçası oluyor. Oysa ben bunun tam tersi olduğunu düşünüyorum. Çünkü bunu doğrudan söyleyenlerle karşılaştım ve görüp izlediğim gerçek bu kişilerin, bu konuda kendilerini kandırmaya çok hazır ve hevesli olduklarıydı. Daha açık bir deyişle, teist inançlarının onları mutlu yapmış olduğuna ısrarla inanmak istiyor gibiydiler. Hepsi, tüm yoksunluk ve yoksulluklarına karşın, güya gerçek sandıkları hayaller ve masallar dünyasında yaşıyorlardı. Ayrıca bu insanlar bilim ve bilimsel bilgiye güvenmek yerine, her koşulda söylence ve hurafeleri tercih ediyor, savunmalarını buna göre yapıyorlardı. Kısaca söylemek gerekirse gerçek ile gerçek dışını, hayallerle somut gerçekliği ayırt edemedikleri, masalsı ve düşsel metafizik bir dünya ve evrende yaşadıklarını sanıyorlardı. Sözü fazla uzatmadan bir örnek ve soruyla konuyu bitirelim: Non-teist birini mutsuzlukla yargılayan kişi, olasılıkla mutlu bir teist olmalı ise... Neden Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşayan sözde mutlu teist halk inanç dolu ülkelerini terk edip, kundaktaki bebeleriyle birlikte küçük şişme botlara doluşup, denizde boğulmayı göze alarak vatanlarından kaçmaya çabalıyorlar? Efendim...! İ.U.