Sizin de dediğiniz gibi Newton'un kütle çekimiyle ilgili önerileri, hala gözlemlemlerimizin birkısmı ile yeterince iyi seviyede uyuşuyor. Bu çerçevede bakıldığında Newtonun kütleçekimsel yaklaşımını günümüzde de belirli sınırlar dahilinde bilimsel olarak kullanabiliyoruz. İşin içine büyük hızlar, ivmeler, zaman gibi faktörleri katarak çerçevemizi biraz daha genişlettiğimiğzde ise genel görelelik konularını işin içerisine katmamız gerekiyor.
Genel göreliliğin önerdiği birçok olay "birebir" gözlemlendi. Uzay-zaman bükülmesi sonucu "ışıgın" yön değiştirmesi zaten on yıllar önce gözlemlenmişti. Yakın zamanda ise LIGO deneyleri ile uzay zaman bükülmesinin belirli bir hızla yayıldığının deneysel gözlemleri yapıldı.
Tabi ki denysel olarak gözlemlenmiş olması Genel göreliliğin nihai model olduğunu göstermiyor. Daha kapsayıcı bir teori kabul görene kadar elimizdeki en iyi seçenek Genel görelilik gibi duruyor.
Diğer taraftan "Kütleler birbirini aslında çekmez" demek işin biraz kolayına kaçmak oluyor. Yarın daha kapsayıcı bir teori kabul gördüğünde "Uzay zaman aslında bükülmez" demek kadar yanlış bence.