Bu tür bir baskı veya komplo olmadığını anlamanın birkaç yolu var:
Birinci yol. Bu pratik yol: Üniversitelerin departmanlarına bakacak olursanız Darwinci evrime karşı çıkan kişilerin fikrini belirtme hakkına saygı duyulduğunu ama fikirlerinin departmanca desteklenmediği görülebilir.
İkinci olarak komplo veya baskı argümanı bilimin yapısı ile birleştirilmeye çalışıldığında argüman kendini çürütmektedir:
Evrim, onlarca bilim dalını kapsayan kullanım alanına sahiptir. Evrime karşı olan bir veriye sahip olmak onlarca bilim dalını kapsayan devasa bir değişiklik demektir. Bu veri, onlarca bilim dalında kullanacağı için milyonlara varan atıf alacaktır. Milyonlarca atıf alacak bir veriyi yayınlamak; akademik dergilerin, hakemlerin ve yazarların tabiri yerindeyse "köşeyi dönmesi" demektir. Böyle bir veriyi getirirseniz ve verileriniz doğru ise bırakın size bunları yayınlamamanız için baskı yapmayı o verileri sizden çalıp kendileri yayınlamak için bile savaşanlar olacaktır. Yani bırakın baskı yapmayı ve susturmayı halkın deyimi ile söyleyecek olursak davul zurna ile karşılarlar sizi.
Son olarak bu argüman "kabul geçişi"nin nasıl sağlandığını mantıklı bir sebep ile açıklayamamaktadır:
Bildiğiniz üzere evrim öyle bir anda kabul görmedi. Bilim camiası bile olsa inançları yüzünden kabul edemeyen yaratılışçı kesim çoğunluktaydı. Evrim Teorisi'nin yeni yeni yükselmeye başladığı dönemde bile çokça tartışma bulmak mümkündü. Yani "evrimcilere" oldukça baskı yapılıyordu. Şu an ise evrim bilim camiasının %95-%99'u tarafından kabul edilmektedir. Ki şu anki bu devasa kabul oranını öne sürüp "baskı altında olduklarını" iddia ediyorlar. Peki baskı altında oldukları için evrimi çürüten verilerini yayınlayamıyorlarsa geçmişte devasa bir yaratılışçı bilim kitlesinin baskısı varken "evrimciler" nasıl bilim camiasının %99'una kadar genişleyebilmiştir? Öldürme gibi ciddi bir komplo öne sürülse bile o zamanın bilim camiasında %90'lara varan bir katliam yapmak imkansızdır. Çoğunluk yaratılışçı olduğu için yüzyıllar boyunca şüphe ile yaklaşıp şimdikinden daha zorlu ve katı testler yapılacağını da göz önünde bulundurursak evrim yalan olsa idi zaten ezici miktarda yaratılışçı kitle izin vermezdi. Ama onları bile ikna edebilmişler ki günümüzde evrimi kabul edenler çoğunlukta.
Gördüğünüz gibi evrimin kabulünün çoğunluk olmasından doğan bir komplo teorisini ilerlettiğimizde, daha doğrusu tarihsel olarak geçmişe götürdüğümüzde yine baskı argümanı kendini çürütmüş oldu. Eğer ki evrimi çürüten veri şimdi bulunmuşsa ve verileri doğruysa geçmişte yaratılışçı çoğunluktan evrimci çoğunluk oluştuğu gibi şimdi de veriler neyi gösteriyorsa onu kabul eden bir çoğunluk oluşacaktır.
Yani uzun lafın kısası baskı komplosunun hem pratikte hem bilimsel yöntemde hem de tarihsel olarak geçerli olmadığı açıktır. Evrime karşı bir verileri varsa bunu iddia edenler rahatlıkla saygın akademik dergilerde verilerini yayınlayabilir. Eğer bir gün bu olursa bilim anlatıcıları da bunu rahatlıkla duyuracaktır.