Zihin çok karmaşık bir yapı, zihindeki düşünceleri bastırmak ise bununla beraber anlaşılması zor bir cevap arayışına sokuyor insanı. Cinsel dürtüler de sonuçta beynimizde gerçekleşen bir takım biyokimyasal olayların bir sonucu. İşte bu dürtüler bazı insanlarda çok aktif iken, bazılarında bu kadar olmayabiliyor ki bu da aseksüellik dediğimiz durumu ortaya çıkarıyor. Bu dürtüler irademiz tarafından engellenebilir, zaten bu irade olmasa hayvanlardan farkımız da olmazdı elbet ancak bu dürtüleri besleyen bir takım olaylar var, fazla porno izlemek, fazla masturbasyon yapmak gibi bir takım cinsel aktiviteler bu zihnimizdeki karşı cins algısını değiştirebilir ve normalde beynimiz karşı cinsi gördüğünde vereceği tepkiyi belki 10 katına çıkarabilir beyin de zihin bakımından bu kadar aktif iken elbette birey zorluklar yaşayacaktır belki de bunu başaramayacak ve bir şekilde karşı cinse dokunmak onunla yakınlaşmak isteyecektir. Bunun aynısının kadın vücudunda da olduğunu biliyoruz. Ancak benim gözlemlediğim sosyal verilere göre kadınlar erkekler kadar atılgan veya sapık hareketler dizginlemiyor bunun kadınların iradesinin daha yüksek olmasıyla değil, kadınların cinsellik ve aşk hissiyatlarının güvenden sonra gelmesiyle bir diğer değişle güvenle beraber güçlenmesiyle bağdaştırıyorum. Bir kadın güvendiği bir erkeğe karşı, sapık derecede cinsellik düşünen bir erkeğin duyduğu hisler kadar çekim hissedebilir ve aynı şekilde bu hisleri dizginlerken zorluk da çekebilir. Ancak dediğim gibi kadının bunu yaşaması için önce güvenmesi gerekir aksi taktirde hisleri erkeklerin ki gibi kuvvetli olmaz, erkekte böyle bir ihtiyaç yoktur sonuçta hamile kalan ve çocuğuna bakması gereken taraf erkek değildir ve evrimsel süreçte erkeklerde hoşlanma daha ön planda iken, kadınlarda güven daha ön planda olmuştur.