Elbette ve kaçınılmaz olarak sinema...
Sinema bugün için en son, kendisinden önceki tüm sanatları bünyesinde barındıran ancak bunlarla kalmayıp kendine has anlatım dinamiklerini de keşfetmiş ve bu yolla kendi başına bir sanat olmayı başarmış bir anlatım yöntemi.
En eski sanatlar müzik, dans, resim, heykel vs. hepsi sinemada var. Zaten sinemanın temeli fotoğraf ve fotoğrafın temeli de resim. Resmin tarihi de binlerce yıl öncesine ve mağara çizimlerine kadar gidiyor. Sinemanın da temeli mağara resimleri aslında.
Daha çok yazı ve edebiyatla başladığı kabul edilen anlatılar tarihi de apayrı bir sanat biçimi. Öykücülük diyoruz buna da.
İşte sinema edebiyatla resmi, yani fotoğrafı birleştiriyor. Edebiyatta bir cümle yazıyorsunuz "Ali okula gidiyor" Sinemada ise Ali'yi yürürken gösteriyorsunuz. Ve bir okul gösteriyorsunuz. Herkes Ali'nin o okula gittiğini anlıyor. Buna da kurgu ya da montaj deniyor. Yürüyen Ali ile bir okul resminin art arda konması görsel bir anlatım oluyor ve edebiyattaki "Ali okula gidiyor"un görsel hâli oluyor. Siz bu iki fotoğrafın ardına, şehir içinde hızla giden bir otomobil fotoğrafı koysanız herkes Ali adına endişe duymaya başlar. Çünkü bir sonraki fotoğrafta o otomobilin Ali'ye çarpacağını düşünmeye ve endişe duymaya başlarsınız. İşte bu sinemanın gücü. Başka bir anlatımda yok. Hızlıca bir Ali'yi bir arabayı gösterseniz endişe katlanarak artar. Ama bir romanda "Ali, otomobil, Ali, otomobil" yazamazsınız. Anlamsız olur. Ama sinemada anlamsız olmaz, aksine gerilim, duygu, endişe artar.
İşte Ali pek sevimli olursa, bir elinde annesinin düzenlediği beslenme çantası olursa, cebinde öğretmeninin yüksek not verdiği sınav kağıdı olursa, aklında dün sohbet edip güzel duygular beslediği Ayşe olursa ve okulun kapısına geldiği anda onu bekleyen Ayşe'yi görüp gülümseyen Ali, artık DaVinci'nin tablosundaki Mona Lisa kadar duygulu bir karaktere dönüşür ki aslında ALi hayli sıradan bir çocuktur belki de. Ama bunun önemi yoktur. İşte o sırada o araba, Ayşe'ye elini uzattığı anda Ali'ye çarpıp onu öldürürse buna sinema sanatı denir. Kurguyla, fotoğrafla, edebiyatla, resimle, müzikle, tüm sanatların elbirliği ile ortaya hepimizi ağlatacak bir trajedi çıkar.
Tüm sanatlar güzeldir ama sinemanın gücü, daha güçlüsü keşfedilene kadar, ulaşılmış en yüksek seviyedir. Bugün için durum bu.