Böyle bir ortamda sürekli yaşamanın vücutta oluşturacağı etkileri her ne kadar doğrudan bilemesek de bazı tahminler yapabiliriz. Yerçekimi direnci olmadığı için vücut, kasları ve kemikleri fazla kullanmaz böylece kaslar ve kemikler zayıflar. Kardiyovasküler sistem etkilenir, kalp ve damarlar daha az çalıştığı için kan dolaşımı zayıflar. Ayrıca, denge ve yön duygusu bozulur, çünkü vücut yerçekimi ile alışık olduğu referansları kaybeder.
Zihinsel açıdan ise, sürekli mikro yerçekimi ortamında yaşamak, duygusal ve bilişsel işlevlerde değişimlere yol açabilir. İnsanlar depresyon, anksiyete gibi ruhsal sorunlarla daha fazla karşılaşabilir, çünkü çevreye dair fiziksel referanslar kaybolur.
Evrimsel değişiklikler ise uzun vadede; kemik yoğunluğunun daha düşük olmasına, kas yapısının daha az gelişmiş olmasına ve mikro yerçekimine adapte olabilen biyolojik özelliklerin evrimleşmesine yol açabilir. İnsanlar, nesiller boyunca bu ortamda yaşamaya adapte olursa, vücutlar daha küçük, kas yapıları zayıf ve kemikler daha hafif hale gelebilir.
Konu üzerine hoşunuza gideceğine emin olduğum bir blog yazım var buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Ek olarak Michio Kaku'nun bu konu üzerine muazzam bir kitabı var kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kaynaklar bölümüne bırakıyorum[1]
Kaynaklar
- M. Kaku. (2018). The Future Of Humanity: Terraforming Mars, Interstellar Travel, Immortality And Our Destiny Beyond Earth. ISBN: 9780241304846.