Mikro yerçekimi ortamında sürekli yaşamak, insan vücudu üzerinde ciddi fizyolojik ve zihinsel etkiler yaratabilir. Öncelikle, yerçekimi eksikliği nedeniyle kaslar ve kemikler üzerindeki yük azalır, bu da kas erimesi (atrofi) ve kemik yoğunluğunda azalma (osteoporoz) gibi sorunlara yol açar. Kalp, yerçekimine karşı kan pompalama ihtiyacını kaybettiği için kardiyovasküler sistem zayıflar ve dolaşım sistemi yeniden adapte olur. Ayrıca, vücut sıvıları, yerçekimi eksikliği nedeniyle kafa bölgesine doğru yeniden dağılır, bu da "şişmiş yüz" görünümüne, sinüs tıkanıklıklarına ve artan kafa içi basınca neden olabilir. Gözlerdeki bu basınç artışı görme bozukluklarına yol açabilir. Uzun süreli mikro yerçekimi, bağışıklık sisteminin zayıflamasına, denge ve motor becerilerde gerilemelere neden olabilir. Beynin uzay ortamına adaptasyonu sırasında bilişsel işlevlerde zorluklar, uyku düzeninde bozulmalar ve psikolojik stres gibi etkiler gözlemlenebilir. Bu durumlar, sosyal etkileşim eksikliği ve izolasyonun getirdiği zihinsel sağlık sorunlarını daha da şiddetlendirebilir.
Mikro yerçekimi ortamında nesiller boyunca yaşanması durumunda, doğal seçilim ve adaptasyon süreçleri devreye girerek yeni biyolojik özelliklerin ortaya çıkmasına yol açabilir. Örneğin, kemik ve kas yapılarının daha zayıf hale gelmesi evrimsel olarak kalıcı olabilir. Dolaşım sistemi, düşük yerçekimi koşullarına daha uygun hale gelecek şekilde değişebilir. Vücudun sıvı düzenlemeleri ve sinir sistemi, yerçekimi eksikliğiyle uyumlu bir şekilde yeniden organize olabilir. Ayrıca, uzay radyasyonuna uzun süre maruz kalmak DNA’da değişikliklere yol açarak genetik mutasyonların birikmesine neden olabilir. Bu durum, yeni hastalık risklerini artırabileceği gibi radyasyona karşı daha dayanıklı bireylerin ortaya çıkmasına da neden olabilir. Zihinsel adaptasyon açısından, mikro yerçekiminde doğan ve büyüyen insanlar, farklı bir denge ve algı sistemine sahip olabilir. Bu, motor becerilerin ve mekansal algının tamamen farklı bir düzlemde gelişmesine yol açabilir. Ancak, bu tür bir ortamda doğum ve büyüme süreçlerinin insan için nasıl sonuçlar doğuracağını anlamak, mikro yerçekimi biyolojisi alanında daha fazla araştırma gerektirir.