Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Skrik Munch
Skrik Munch
4,699 UP
Üye 31 Mayıs 3 Cevap
4

Bir insana, onun bedenine, gülüşüne.. kısacası ona dair herşeye bağımlı olma sebebimiz nedir?

Eğer bu kişiye olan bağımlılığımızın sebebi bizde yarattığı hormonal değişiklikler ise o kişiye ihtiyaç duymadan aynı hormonlarla aynı hissiyatı yapay bi şekilde birine karşı oluşturabilir miyiz?
954 görüntülenme
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
3 Cevap
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 1 Haziran

AŞKIN GÖZÜ GERÇEKTEN KÖR!

Burada zikredilen körlük olumsuz anlamda kullanılmamıştır. Aksine olumludur ve yaşamın olağan akışı içinde, neslin devamı içerikli ikinci temel genetik kodun doyumunda: öteye beriye, inciğe cıncığa, yani kısacası yaşamın kısacık olan serüveninde yitip giden sayılı zamanın heba edilmemesi adına takılmama durumunun somutudur kanımca.

Bu süreç, ancak onu dayatan ön süreçlerin ( neslin devamı başta olmak üzere) doyuma ulaşması ile, kültürel evrimini tamamlamış toplum ve o toplumun bunu içselleştirmiş bireylerinde ya üretken ilişkilerde yeniden yaratılıp yeni versiyonları ile devam eder ya da üretken olmayan, kültürel evrimi biyolojik evrimi tarafından sınırlanan toplum ve bu topluma üye bireylerde sona erer.

Tüm Reklamları Kapat

İşte o zaman kör olan göz daha önce hiç görmediğini görmeye başlar. Ve ne yazık ki aslında en başından beri var olan fakat tali olan hep olumsuzu…

Çıkış kökeni her ne kadar hormonal olsa da devamı kültüreldir. Kültürel evrimden nasiplenmemiş toplumların bireylerinde doğal olarak hormonal doyum aynı zamanda kör olan gözün açılması ile aynı anlama gelir.

Aynı hissiyatı hormonlarla elbette yaratabiliriz. Ancak bu bizi ancak iştah açısından şebeğe (maymuna) çevirir. Oysa bizler toplumsal varlıklarız. Normlarımız öylesine rastlantısal değil. Kültürel evrimimiz biyolojik evrimimiz ile boy ölçüşecek denli güçlü ve bizi birbirimize bağlayan temel şey ilk etapta ve karşı cins için her ne kadar biyolojik-hormonal olsa da, bunu yaşama yedirme ve sürdürme süreci tamamen bilişsel ve kültüreldir.

Hormonal temelli denenebilir fakat uzun soluklu olmayacağı kanısındayım. Ki mantık bize hormonal düzeyde ve genetik kod baskısı ile bile, soyun devamının bizcil toplumsal yapılar için ancak kollektif ve süreklileşen bir aradalığın varlığı ile mümkün olabileceğini söyler.

Tüm Reklamları Kapat

İlkel komünal toplumlarda , sayısal olarak türümüzün bunca azlığına, bunca doğa ile mücadeleye, bunca zor koşullara ve bunca ilkel avcı toplayıcı yaşama rağmen neslin devamının kesintisisz ve sağlıklı olarak günümüze kadar gelişi bu toplumsallığın ürünüdür. Tek farkla: kadın veya erkek özel mülk değildir, aşk üremedir , tercihler değişkendir ve buna özgü başta cinsel olmak üzere tabu yoktur.

Sevgiyle…

Kaynaklar

  1. 3. Sibel Özbudun. (2015). Marksizm Ve Kadin: Emek, Aşk, Aile. Yayınevi: Tekin Yayınevi. sf: 215.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Furkan H
Furkan H
33K UP
GPT-4o 31 Mayıs

Aşk ve bağlılık duygularının biyolojik olarak nasıl yapay olarak oluşturulabileceği konusunda yapılan araştırmalar, bu duyguların karmaşık nörotransmitter ve hormon etkileşimleriyle düzenlendiğini göstermektedir.

Bilimsel Araştırmalar ve Bulgular

1. Oxytocin ve Vasopressin

Tüm Reklamları Kapat

- Oxytocin genellikle "aşk hormonu" olarak bilinir ve sosyal bağlanma, cinsel davranış ve annelik gibi durumlarla ilişkilidir. Vasopressin ise özellikle çift bağlanmasında ve koruyucu davranışlarda rol oynar. Bu hormonlar, beyindeki ilgili reseptörlerle etkileşime girerek sosyal bağlanmayı ve duygusal yakınlığı artırır. Ancak, son araştırmalar oxytocin reseptörlerinin beklenenden daha küçük bir rol oynayabileceğini öne sürmektedir [1][2]

2. Dopamin ve Serotonin

- Dopamin, ödül ve zevk sistemiyle ilişkilidir ve aşık olma hissiyle benzerlik gösterir. Serotonin ise ruh hali ve mutluluk üzerinde etkilidir. Dopamin ve serotonin'in bu şekilde etkileşimi, aşk ve bağlılık duygularının biyolojik temelini oluşturur. Ayrıca, bu hormonların sosyal bağlanma ve stres yönetiminde nasıl rol oynadıkları da incelenmiştir [3][4]

Yapay Olarak Benzer Hisleri Oluşturma Adımları

Tüm Reklamları Kapat

Bu hormonların seviyelerini yapay olarak artırarak benzer duygusal durumları yaratmak mümkündür. İşte bu konuda izlenebilecek adımlar:

1. Oksitosin Seviyelerini Artırma

- Sosyal Etkileşimler: Aile ve arkadaşlarla daha fazla vakit geçirerek ve destekleyici ilişkiler kurarak oksitosin seviyelerini artırabilirsiniz.

- Fiziksel Temas: Sarılmak, masaj yapmak veya almak, evcil hayvanlarla vakit geçirmek.

- Oksitosin Spreyi: Burun spreyleri kullanarak geçici olarak oksitosin seviyelerini artırabilirsiniz, ancak uzun vadeli etkileri konusunda dikkatli olunmalıdır.

2. Dopamin Seviyelerini Artırma

- Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite, özellikle koşu ve dans gibi aktiviteler dopamin salınımını artırır.

- Yeni Hedefler ve Başarılar: Küçük hedefler belirleyip başarmak dopamin seviyelerini yükseltebilir.

- Yaratıcı Aktiviteler: Sanat, müzik ve diğer yaratıcı hobiler dopamin salınımını teşvik eder.

3. Serotonin Seviyelerini Artırma

Tüm Reklamları Kapat

- Dengeli Beslenme: Triptofan içeren yiyecekler tüketmek (örneğin, hindi, süt ürünleri, muz) serotonin üretimini destekler.

- Güneş Işığı: Güneş ışığına maruz kalmak serotonin seviyelerini artırır.

- Meditasyon ve Yoga: Stresi azaltarak serotonin seviyelerini artırır.

Tüm Reklamları Kapat

4. Vazopressin ve Endorfin Salınımını Artırma

- Fiziksel Temas ve Seks: Bu aktiviteler vazopressin ve endorfin salınımını artırabilir.

- Meditasyon ve Yoga: Rahatlama ve stresten arınma sağlar, endorfin seviyelerini artırır.

Yapay Olarak Aşk ve Bağlılık Oluşturma Çalışmaları

Tüm Reklamları Kapat

Araştırmalar, yapay olarak aşk ve bağlılık duygularını indüklemenin mümkün olduğunu göstermektedir, ancak bu süreç karmaşıktır ve etik sorular doğurabilir. Örneğin, oxytocin spreylerinin kullanımı sosyal etkileşimlerde güven ve bağlanmayı artırabilir, ancak uzun vadeli etkileri ve etik boyutları dikkatlice değerlendirilmelidir [1][7]

Kaynaklar

  1. Fresh Questions About Oxytocin as the ‘Love Hormone’ Behind Pair Bonding | UC San Francisco. Fresh Questions About Oxytocin As The ‘Love Hormone’ Behind Pair Bonding. (27 Ocak 2023). Alındığı Tarih: 31 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Fresh Questions About Oxytocin as the ‘Love Hormone’ Behind Pair Bonding | UC San Francisco | Arşiv Bağlantısı
  2. S. A. Blumenthal, et al. (2023). The Neurobiology Of Love And Pair Bonding From Human And Animal Perspectives. Biology, sf: 844. doi: 10.3390/biology12060844. | Arşiv Bağlantısı
  3. C. S. Carter. (2017). The Oxytocin–Vasopressin Pathway In The Context Of Love And Fear. Frontiers in Endocrinology, sf: 322440. doi: 10.3389/fendo.2017.00356. | Arşiv Bağlantısı
  4. A. Huberman. Science Of Social Bonding In Family, Friendship &Amp; Romantic Love. (19 Aralık 2021). Alındığı Tarih: 31 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Scicomm Media | Arşiv Bağlantısı
  5. C. S. Carter. (2017). The Oxytocin–Vasopressin Pathway In The Context Of Love And Fear. Frontiers in Endocrinology, sf: 322440. doi: 10.3389/fendo.2017.00356. | Arşiv Bağlantısı
  6. A. Huberman. Science Of Social Bonding In Family, Friendship &Amp; Romantic Love. (19 Aralık 2021). Alındığı Tarih: 31 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Scicomm Media | Arşiv Bağlantısı
  7. gazettejohnbaglione. When Love And Science Double Date. (13 Şubat 2018). Alındığı Tarih: 31 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Harvard Gazette | Arşiv Bağlantısı
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Koçyiğit
moleküler biyolog ve genetikçi 31 Mayıs

merhaba, aşk diğer tüm bedensel olaylar gibi biyokimyasal bir süreçtir ve herhangi bir soyutluk taşımaz. evrimsel açıdan baktığımızda, kime aşık olacağınızı sizin biyolojiniz ve kültürel arka planınız belirler. biyolojik yapınız yani genetik ve gelişimsel özellikleriniz size ilk bakışta kimi seçeceğinizi söyler, kültürel arka planınız ise size aynı sosyal sınıftan olup olmadığı fikrini doğurur. kimi zaman çok yakışıklı bulduğumuz bireylerle konuşurken ondan soğuyabilir veya tam tersi yakışıksız veya çirkin biri ile konuşurken ona duygu besleyebiliriz. işte beyniniz, tüm bu süreçler olurken, sizin sosyobiyolojik arka planınız ile söz konusu şahsın arka planı arasındaki uyumluluğa bağlı olarak aşk duygusunu, sizin kontrolünüzden tamamen bağımsız olarak gerçekleştirebilmektedir. aşk kalple veya başka herhangi bir organla ilişik bir duygu değildir, sadece beyinde başlar ve beyinde biter. evrimsel açıdan türümüzün veya türlerin dişileri ve erkekleri kendilerine uygun özellikte birilerini seçmektedirler ve bunlarla çiftleşmeyi tercih ederler. işte buna cinsel seçilim denir. türün erkekleri kadınların doğurganlık başarısına ve çocuklarına bakma kapasitesine göre seçer çünkü neslini devam ettirmelidir. türün dişileri ise erkeğin vücut yapısına bakar, estetik mi değil mi, veya zekasına bakar bana veya bize bakabilirmi diye. o zaman aşk kalple alakalı bir durum değil aksine beyinde başlayıp beyinde biten ve bazı süreçler sonucu arka planda beyin kabul eder veya etmez. evrimsel açıdan ise neslin devamı diğer bir deyişle cinsel seçilim mekanizması devreye girer. sağlıcakla kalın.[2][3][2]

Kaynaklar

  1. C. Darwin. (2009). Türlerin Kökeni. ISBN: 9786054156153. Yayınevi: Evrensel Basım Yayın.
  2. webarchive. Wayback Machine. Alındığı Tarih: 31 Mayıs 2024. Alındığı Yer: webarchive | Arşiv Bağlantısı
  3. J. H. Reichholf. (2014). İnsanın Evrimi. ISBN: 9786050203134. Yayınevi: Say Yayınları.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close