Ego kavramı başta bilimsel bir çerçeve içinde tanımlanmış olmadığı için bilim bunu sonradan ampirik bakımdan destekleyecek yada çürütecek bir bulgu elde etmemiştir çünkü yanlışlanabilirlik ilkesine uyan bir iddia değildir. Fakat zeka ve akıl bilişsel psikoloji, dürtü, eğilim ve yatkınlık da davranışsal bilimler (ve özellikle etoloji) bu kavramların net tanımlarını yapmıştır. Zeka ve akıl bağlamında tüm bilişsel testlere, farklı bilişsel kategorilere (uzamsal zeka, sözlü zeka, akıcı zeka, kristalize zeka, vs.) bütünleşik olan bir genel zeka faktörü (general intelligence) bu farklı bileşenlerin istatistiksel ortak varyasyonunu (covariation) açıklıyor. Bu genel zeka faktörünün en basit tanımı:
Intelligence is a very general mental capability that, among other things, involves the ability to reason, plan, solve problems, think abstractly, comprehend complex ideas, learn quickly and learn from experience. (Gottfredson et al. 1997)
Zeka, mantık yürütmeyi, tasarlamayı, problem çözmeyi, soyut düşünmeyi, kompleks fikirleri kavramayı, hızlı öğrenmeyi ve deneyimden öğrenmeyi kapsayan genel bir zihinsel kabiliyettir.
Dürtü, eğilim ve yatkınlık gibi kavramlara geldiğimizde ise de özellikle de dürtü için etolojinin kurucusu olan Konrad Lorenz'in eserlerine başvurmamız gerekir. Lorenz dürtünün ilk tanımını yapmış olmasa da davranışsal bilimlere entegre olan tanımı yapan olmuştur. Instinkthandlungen terimini icat etmiş ve öğrenilen yada şartlandırılan davranışsal desenlere karşın organizmanın filogenetik geçmişinde seçilim değerlerinden ötürü seçilen belirli doğal, içkin davranış desenlerini açıklamak için kullanmıştır. Artık bu tür doğuştan gelen, tekrarlanan davranışların ifadesinin bir çok nöral yollar ve bağlantılar tarafından aracılık edildiğini nörobilimsel bulgular sayesinde biliyoruz.
Kaynaklar
- Linda S. Gottfredson, et al. (1994). Mainstream Science On Intelligence. Intelligence. | Arşiv Bağlantısı