İnkârcılık, karşımıza konulan tüm kanıtlara rağmen onları görmezden gelme durumudur, ancak bilimsel şüphecilikte bu yoktur. Bilimsel şüpheciliğin kalbinde Eleştirisel Düşünce (İng: Critical Thinking) yatar. Şüphecileri eleştiren insanlar onları genellikle kapalı fikirli olmakla itham ederler, ancak genel amaç öne sürülen iddiaların ne kadar Kanıta Dayalı (İng: Evidence-Based) olduğu ve Bilimsel Metodolojiye (İng: Scientific Methodology) ne kadar sadık kaldığını ortaya çıkarabilmektir. Tanım gereği her bilim insanı ve her araştırmacı bir şüpheci olmalıdır. Aksi taktirde günümüzde gördüğümüz gibi birbirinden hatalı ve bazı durumlarda zararlı bilgilerin yayıldığını görebiliriz.
Bazı bireyler bu şüphecilik seviyesini olduğundan daha ileriye götürebilmektedir. Bu kişileri Komplo Teorisyenleri (İng: Conspiracy Theorists) olarak tanıyabilirsiniz. Biz bu aşırı noktalara çıkarılan şüpheciliğe Sahte-Şüphecilik (İng: Psuedoskepticism) adını veriyoruz, çünkü bilimsel şüpheciliğin sadık kaldığı prensipleri ve kuralları görmezlikten gelmektedir. Elbette sistemi sorgulamak ve gerçekleri öğrenme isteği birer haktır ancak bunu yapmanın da doğru yolları vardır ve elbette onlar da her ne kadar zor görünse de ikna edilebilirler. Bir fikir edinmeniz açısından özellikle buradaki, buradaki, buradaki, buradaki, buradaki ve buradaki yazılar olmak üzere Komplo Teorileri Yazı Dizisi'ni incelemenizi öneririm.
Bu kişilerden bazıları kendilerini birer şüpheci olarak tanımlasalar bile, ortaya konulan kanıtları görmezden geldikleri için asıl tanım "inkârcılıktır."
Kaynaklar
- A. B. Acar. Skeptikler Kılavuzu: Şüpheciler İçin Kısa Bir Rehber. (21 Aralık 2013). Alındığı Yer: Evrim Ağacı doi: 10.47023/ea.bilim.1797. | Arşiv Bağlantısı