Ekonomi-Politik!
Mana, ona biçtiğimiz dondur!
Don, kadim Anadolu literatüründe özneyi özne kılan giysidir. Yani onu diğer her şeyden farklı kılan yegane şey…
Haliyle anlam ya da daha felsefi ifadesi ile mana dediğimiz şey, her ne kadar sonuç itibarı ile nesnel olsa da başlangıç itibarı ile öznel bir zemine dayanır.
Anlamın devingen oluşu doğanın kendisi ile uyumludur ve isabetli bir tespittir. Çünkü biz gibi özneler, bu doğanın birer çıktısı olarak her ne kadar etkiyen de olsak nihai olarak etkileneniz ve temel çıktı tüm etkiyen ile etkilenenlerin ortak varış noktasıdır.
Bu da doğal ve haklı olarak anlam ya da daha felsefi ifadesi ile manaya da son şeklini verir.
Zaman elbette burada temel kıstaslardan biridir fakat tek başına belirleyiciliği yoktur çünkü görelidir.
Bize görünen yüzü hem onu tanrı yapmaya muktedir değildir hem de tanrının, nasıl tanımlarsak tanımlayalım böyle bir derdi yoktur.
Fakat, lakin, ama…
Derler ki; bir konu ile ilgili olarak öne sürülen öncüller ne olursa olsun, bir yerden sonra ama, fakat, lakin ile devam ediyorsa manası şudur: Önceki her şeyi unutun…
Bu minvalde diyebilirim ki mana; Hayatın ve neslin sağlıklı olarak devamına hizmet eden şeylerin toplamının zihnimize izdüşümüdür. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik dengenin ve rastlantısal olarak hayat dediğimiz kesite yansımasıdır.
Bu iz düşüm ve yansıma ne denli isabetli olursa mana o denli derin ve anlamlı, ne denli isabetsiz olursa mana o denli arayışa gebe demektir.
Bunu somut olarak kanıtlayabilmenin çok kolay bir yolu var: Yaşamda bize anlamlı gelen ve gelmeyenleri tasnif edip her bir tarafa neden sorularını, neden sorusu ta ki önemini yitirene kadar, soralım.
Kuvvetle muhtemel çıkacak her iki cevabın son dayanağı hayatın ve neslin sağlıklı devamına hizmet ölçütünün dışında bir yer olmayacaktır.
İşte şu lanet olası şeye de ne yazık ki her ne kadar uzak dursak da, öcü gibi görsek de , bizcil sosyal (toplumsal) varlıklar için ekonomi-politik adı verilir.
Ekonomi; sınırsız ihtiyaca sahip olan bizcil homo sapienslerin sağlıklı bir yaşam sürebilmesinin ve sağlıklı üreyebilmesinin ön koşulu olan her tür sınırlı üretim sürecinin, politika ise bölüşüm sürecinin organizasyonundan başka bir şey değildir.
Ve dolayısı ile mananın sihri ekonomi-politiğin bilimi ile özdeştir.
Güvenli ve doyumlu bir yaşam ile güvensiz ve doyumsuz bir yaşam arasındaki farkın artı veya eksiye bakan yüzünün oranına özdeştir…
Ve değiştirmek mutlak surette elimizde olan bir denge… Buna üretimden gelen güç deniyor. Kendiliğinden sınıf olan biz emekçilerin, kendileri için sınıf olabilme uğraşı ile teğet olan… Sevgiyle…