Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Bu soruya yönlendirilmiş başka bir sorudan geldiniz: Epifiz bezi mucizeleri gerçek midir?
2

3. Göz veya kalp gözü denen şey nedir?

16,147 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Utku Derin
Okur

Sirkadyan Döngü/Ritm (Circadian Rhytm), bir canlının yaklaşık olarak 24 saat içerisinde geçirdiği ve temel olarak ışık ve karanlıktan etkilenen; biyokimyasal, fizyolojik ve davranışsal süreçlerinin tümüne verilen genel isimdir.

Canlılar gece-gündüzün birbiriyle ardışık yaşandığı bir gezegende evrimleştikleri için, bu "sabit değişimleri" takip edebilmek adına bu biyolojik ritmi, Sirkadyan Döngü'yü geliştirmişlerdir; daha doğrusu buna sahip olanlar ve koruyabilenler, günlük ve mevsimlik değişimleri takip edemeyenlere göre avantajlı konuma gelerek seçilmişlerdir. (Hatta sirkadyan döngü 23,5 saatlik ve 24,65 olarak iki farklı süreye sahiptir.

Üçüncü gözün temel görevi, gündüz ile gecenin ayırt edilmesi sayesinde hücrelerin sadece gece bölünmesini sağlayarak güneş ışınlarının yüksek morötesi ışınlarından DNA'yı korumaktır. Bu, ilkin hücre yapıları için çok önemlidir, çünkü DNA'larında, günümüzdeki kadar güçlü koruma, düzeltme ve hata ayıklama mekanizmaları henüz evrimleşmemiştir. Bu yüzden Güneş'ten gelen ışınlar, DNA için ölümcül olabilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Üçüncü Göz, omurgalıların ilkin atalarında Sirkadyan Döngü'yü ayarlamaktadır. Ancak evrimsel süreçte, beynin gelişmesiyle birlikte beynin içerisine gömülmüş ve farklılaşarak bir bez haline gelmiştir.

Üçüncü Göz'ün bulunduğu yer (soket), halen omurgalılarda bir damga gibi taşınmaktadır. (...) bir memeli türü olan insanda, atalarından kalan bu yapı hala bulunmaktadır ve bebeklerde görülür. Halk arasında bıngıldak denen ve doğumdan sonra 2-3 ay boyunca sertleşmeyen yumuşak bölge, Üçüncü Göz'ün, daha doğrusu parietal organın kalıntısıdır.

İşte bu yapı ve onun evrimi sayesinde günümüzde neredeyse milyarlarca yıl önce yaşamış atalarımızın yaptığı işi, Güneş'in konumuna göre biyolojik saatimizi ayarlama işini yapabiliyoruz.

Yani üçüncü göz, sanıldığı gibi mistik bir organ olmamakla birlikte atalarımızdan miras kalan tabiri caizse gece-gündüze "ayak uydurmamızı" sağlayan sirkadyan döngüyü ayarlayan bir körelmiş ogandır.[1]

Tüm Reklamları Kapat

"Kalp gözü" meselesine gelirsem bir alıntı ile devam edeceğim:

"Unutmamak gerekir ki en "kutsal" hislerden biri olarak görülen aşk da, belirli hormonlar ve diğer kimyasalların beyinde yarattıkları biyokimyasal reaksiyonlara verilen tepkiden başka bir şey değildir. Temel olarak, tüm duygular gibi bir yanılgıdır. Ancak Doğal Seçilim tarafından, cinselliğe katkı sağladığı için desteklenmiştir. Hepimiz biliriz ki, aşık olduğumuzda, aşık olduğumuz kişinin etrafından ayrılmak istemeyiz ya da ona yakın olmak isteriz. Bu yakınlığın cinsel birleşme ile sonuçlanması çok muhtemeldir. İşte bu sebeple Doğal Seçilim, aşkın evrimleşmesini desteklemiştir."

Yani duygu dediğimiz olay sadece bir çeşit kimyasal reaksiyonlar dizisidir. Elbette hissizleşme gibi bir durum yaşansa bile bu durum, hissizleşme yaşayan insanın duyguları olmadığı anlamına gelmez. Hissizleşmek "Duyguları bastırmak ya da duygulardan kaçınmak" demektir. Yani bu durumu yaşayan insanın bile duyguları vardır.[2] Örneğin siz birine "taş kalpli" derseniz bu, onun duyguları olmadığı anlamına gelmez.

Kısaca, "Kalp gözü"nden kastınız "olayı duygularla değerlendirebilme yetisi" ise bu -zihinsel sorunları olan bireyler dışında- tüm homo sapiens türünün yapabildiği bir özelliktir.

Her ne kadar "duygu dediğimiz olay sadece bir çeşit kimyasal reaksiyonlar dizisi" olsa da bir hormonu değiştirip tüm duyguları kontrol edebilmemiz mümkün gözükmüyor. Çünkü hormonlar ve duygular çok karmaşık bir ilişki ağına sahiptir, bir hormonunun seviyesini değiştirirsek o hormon başka organlarda zarar verici etki yapabilir.[3]

Ayrıca kalp ile "görmek"ten kasıt kalp aracılığı ile düşünüp duygular üretmek ise kalbin görevi sadece kan pompalamaktır. Düşünme beyinde gerçekleşir. Kalbin duygularda hiçbir rolü bulunmamaktadır. Kalpteki sinirlerin sayısının beyne göre son derece kısıtlı olması da onu kolayca incelenebilir kılıyor (beyindeki 100 milyar civarı nörona karşılık kalpte sadece birkaç on bin nöron bulunur). Bu nöronların tüm işlevleri ve bağlantıları çözüleli 30 yılı aşkın bir süre olmaktadır.

Aşık olan bir beyin, vücudu cinsel birleşme için hazırlar ve bu sırada salgılanan hormonlar, kalbin çalışmasını da etkiler (örneğin noradrenalin, kalbi hızlandırır ve insan, beyninden çıkan sinyalleri değil de, bir sonuç olan kalp atımı hızlanışını fark etmesi, sanki aşık olanın kalbi olduğu yanılgısını doğurur)

Kalp beyinden bağımsız olarak "düşünemez". Hatta açıkça belirtmek gerekirse, beyin haricindeki hiçbir organ düşünemez, duygular üretemez! Nasıl ki beyin, karaciğerin fonksiyonu olan alkol süzme işini göremiyorsa, böbreklerin su emilimi görevini yerine getiremiyorsa, penisin ve vajinanın üreme işlevini yerine getiremiyorsa, diğer hiçbir organ da düşünme, algılama, duyguları yaratma gibi işlevleri yerine getiremez![4]

1,089 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Ç. M. Bakırcı. Sirkadyan Döngü Ve Üçüncü Göz: O Kadar Da Mistik Değil!. (3 Eylül 2011). Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
  2. D. E. Eken. Hissizleşme Nedir? İnsanlar Neden Duygularıyla Temaslarını Keserler?. (8 Ocak 2021). Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
  3. Y. C. Durakcan. Hormonlarımız Vücudumuzu Ve Zihnimizi Nasıl Etkiliyor?. (22 Eylül 2017). Alındığı Yer: Hormonlarımız Vücudumuzu ve Zihnimizi Nasıl Etkiliyor? | BilimFili.com | Arşiv Bağlantısı
  4. Ç. M. Bakırcı. Düşünen Kalp Yalanı. (11 Ocak 2013). Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Moderatör Uyarısı
Olgusal Hata 1 moderatör tarafından eklendi
Görme ve düşünme olayları beyinde gerçekleşir. Kalbin görevi sadece kan pompalamaktır. Kalbin duygularda hiçbir rolü bulunmamaktadır.
0
Moderatör Uyarısı
Yetersiz Kaynak 1 moderatör tarafından eklendi
İçeriğe yönelik akademik veya güvenilir kaynaklar sunulmamıştır.
0
1
2
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
183K UP
Bilim ve felsefe okuru

İnsanın iç hayal gözü vardır. Yani hayal dünyası. Bu durumu hayal ederek zihnimizde birşeyi canlandırarak zaten deneyimleriz. Kalp gözü ile kasıt bir olayı göğsün içindeki kırmızı organla görme olarak algılanamaz. Bu sözle böyle bir şey zaten kast edilmez. Burada kalp duyguları temsil eder. 'Kalbim yanıyor' ifadesinde nasıl ki gerçekten göğsün içindeki kırmızı organın ateş aldığı olarak anlaşılmıyorsa kalp gözü de benzer bir biçimde kalbin gözü var olarak anlaşılmaz. Buradaki kalp duyguları temsil etme anlamında kullanılır ve anlaşılmalıdır. Yani duygular ile görmek. Başka bir deyişle Duygular ile bir olayı değerlendirmek olarak algılanmalıdır. Çünkü bilincimiz görme eylemine bilgiyi ve duyguları ekleyerek görmeyi sağlayabiliyor. Bu açıdan duyguları ekleyerek görme diyebileceğimiz şey mümkündür. David Eaglemanın beyinle ilgili kitaplarında beynin bilgiyi veya hissi görme eylemine eklediğine dair bilgileri bulabilirsiniz. Bu yüzden de zaten bakmak ve görmek başka eylemlere dönüşür. Bu nedenle Bir olaya Duygusal bir bakış ile duygusuz bir bakış o kişinin gözünde farklıdır.

415 görüntülenme
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close