Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Sekonder Metabolit Nedir? Bitkilerin Savunma Sisteminin Önemli Bir Parçası, Kanser Tedavisinde Nasıl Rol Oynar?

Sekonder Metabolit Nedir? Bitkilerin Savunma Sisteminin Önemli Bir Parçası, Kanser Tedavisinde Nasıl Rol Oynar? Wikipedia
Catharanthus roseus
5 dakika
12,438
Tüm Reklamları Kapat

Tarihsel olarak bitkilerin ürettikleri bileşikler, primer (birincil) metabolitler ve sekonder (ikincil) metabolitler ikiye olarak ayrılmıştır:[1] Primer metabolitler, birçoklarınca yaygın olarak bilinen basit şekerler, amino asitler, proteinler ve nükleik asitlerdir. İsimlerinden de anlaşılacağı üzere primer metabolitler, tüm bitki hücrelerinde bulunurlar ve diğer tüm canlılar gibi, bitkilerin de var olabilmesinin temelinde yatan biyomoleküllerdir.

Sekonder metabolitler ise, alkaloidler (amin yapısında) , terpenoidler (C5H8 (izopren) türevleri) ve fenolikler (fenol türevleri) olmak üzere 3 başlıkta sınıflandırılır. Primer metabolitlerin aksine sekonder metabolitler, bir zamanlar "artık ürünler" olarak görülmekteydi. Oysa şimdi, onları üreten bitkilerin hayatta kalması ve üretimi için önemli kabul edilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Sekonder metabolitler de bitkininin hayatta kalmasını sağlayan organik moleküller olarak, tanımlanmalarının hakkını verirler. Birçoğu sinir sistemimizdeki nörotransmitterlerin işlevine benzer şekilde, bitkilerde bitkilerin uyarılara cevap vermesini sağlayan kimyasal sinyaller olarak işlev gösterirler. Diğerleri de savunmada, radyasyona karşı korunmada, polen yayılımında ve daha birçok görevi yerine getirirler.

Bu görevlerin yerine getirilmesi basit değildir. Bunun sebebi, sekonder metaboliti oluşturan yeterli yapısal karmaşıklığa sahip olan organik moleküllerdir. Bu organik moleküllerin çeşitliliği, sekonder metabolitlerin de çok çeşitli olmasına neden olur. Sekonder metabolitlerin 100.000'den fazla çeşidinin (varyetesinin) olduğu düşünülmektedir ve bu, bir molekül grubu için fazlasıyla büyük bir çeşitlilik demektir.[2] Bu çeşitlilik sayesinde sekonder metabolitler benzersiz karbon iskeletlerine ve fonksiyonel grupların çeşitliliğine sahip olabilirler.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak bu benzersiz çeşitliliğe sahip olan sekonder metabolitler, bitkinin ömrü boyunca her zaman üretilmezler. Üretimleri, bitkinin gelişiminin belirli evresinde, sadece belirli hücre, doku veya organlarda olur.[1] Örneğin fitoaleksinler, sadece yaralanmadan sonra üretilen antimikrobiyal bileşiklerdir. İşte tam da bu nedenle, yani özelleşmiş hücre tiplerinde ve bitkinin farklı gelişim evrelerinde sentezlenmelerinden ötürü, ekstraksiyonları ve saflaştırılmaları oldukça zordur.[3] Bu nedenle de sekonder metabolitler, primer metabolitlerden biyosentetik yol ile üretme, kültür ortamında üretme gibi farklı yollar izlenerek üretilirler.

Üretimlerinin zor olması sizi yanıltmasın! İkincil metabolitler, ilaç gelişimi için mükemmel araçlardır. Dolayısıyla modern ilaçlarda onları görmek kaçınılmaz.

Bitki Sekonder Metabolitleri ve Genel Fonksiyonları
Bitki Sekonder Metabolitleri ve Genel Fonksiyonları
SpringerLink

Kanser Tedavisinde Bitki Sekonder Metaboliti

Tarih boyunca bitkiler, geniş bir biyoaktivite yelpazesi sergileyen zengin bir sekonder metabolitlerin kaynağı olmuştur. Neredeyse her yıl, bitkilerden birkaç yeni sitotoksik sekonder metabolit izole edilir ve kanserli hastalıklara karşı savaşmak için keşfedilecek yeni ilaç olanaklarının kaynağını oluşturur. Ancak bu doğal bileşiklerden bazılarının benzersiz antikanser etkileri olmasına rağmen, fizikokimyasal özellikleri (örneğin sınırlı biyoyararlanım) ve toksisiteleri nedeniyle, klinik uygulamada kullanılması mümkün değildir. Öte yandan sekonder metabolitlerden meydana gelen bitkiler, ilaç gelişimi için oldukça iyi birer başlangıç noktası olabilirler. Bu nedenle bu ümit verici bileşiklerin kimyasal yapısı değiştirilerek, ilk başta olumsuz olarak değerlendirilen birçok özellikleri modern bilim sayesinde amaca uygun olarak iyileştirilir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Tüm bunlara rağmen, bitkilerdeki bu bileşiklerin çok azı, bilimin zorlu ve uzun testlerinden başarıyla geçip, insanlara ulaşacak biçimde klinik kullanım seviyesine erişmeyi başarabilir. Şimdi bu süreçleri başarıyla atlatmış, en bilinen bileşiklerden ikisine bir bakış atalım.

Kanser Tedavisinde Kullanılan Doğal Bileşik Paklitaksel
Kanser Tedavisinde Kullanılan Doğal Bileşik Paklitaksel
National Cancer Institute

Paklitaksel

Taxol marka adı altında 1993 yılından itibaren bilinen; meme, yumurtalık ve akciğer kanserlerinin tedavisinde kullanılan en aktif kanser ilacıdır. Taxus brevifolia (Pasifik porsuğu) ağacının kabuğundan izole edilen Paklitaksel, bir diterpenoiddir. Paklitakselin keşfi, kanser tedavisi için oldukça umut verici bir örnektir. Yüksek aktivitesi ve etki mekanizması olan tübülin montajı teşviki (mikrotübüllerin normal işlevine müdahale ederek etkisini gösterir) , antikanser ilaç keşfinde yeni bir çağın kilometre taşıdır. Albert Einstein Tıp Fakültesi Moleküler Farmakoloji Bölümü'nden Dr. Susan Band Horwitz şöyle diyor:[4]

Taxol'ün kimyasal yapısı benzersiz ve bana çok ilginç geldi... Bir ay içinde, hücrelere bir şeyler yapan, başka hiç kimsenin görmediği, küçük bir molekülle meydana gelen çok ilginç bir molekülümüz olduğunu anladık. Çok heyecan vericiydi.

Başarılı klinik denemelere rağmen, ilacın üretimi çok pahalıydı ve ekolojik maliyet çok yüksekti. Ayrıca en önemlisi, kabuğu hasat etmek, ağacı öldürüyordu. Bu zorlukların üstesinden gelmek için, dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar, bileşiğin sentetik bir formunu geliştirmek için yarıştı. Taxol, bu gelişmelerden sonra üretildi.

Paklitaksel, kanser tedavisinde yeni uygulama sistemlerinin geliştirilmesinden ve diğer antikanser ilaçlarla kombinasyon halinde uygulanmasından dolayı, eczacılık endüstrisinin satış rekorları kıran bir ürünüdür. Bu bileşiğin başarısı bununla da sınırlı değildir. Sedef hastalığı ve botulinum nörotoksini inhibe edici gibi diğer tedaviler için klinik çalışmalarda kullanılmıştır.

Taxol®'un Çin Porsuk Ağacı ile Moleküler Yapısı
Taxol®'un Çin Porsuk Ağacı ile Moleküler Yapısı
Kelvin SL Chan, Doktora

Vinkristin

Catharanthus roseus (Madagaskar deniz salyangozu) bitkisinin yapraklarından elde edilen doğal olarak oluşan bir alkaloiddir. 1963 yılında, Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), kanseri tedavi etmek için Vinkristin'in klinik kullanımını onaylamıştır. Hatta bu, kurum tarafından onaylanan ilk bitki kökenli antikanser ajanlarından biriydi.

Tüm Reklamları Kapat

Yetişkinlerde kemoterapide, esas olarak ise akut lenfoblastik lösemiye karşı pediatrik onkoloji pratiğinde kullanılmıştır. Tedavide kullanılmasının hayatta kalma oranını %80 dolaylarına çıkardığı gözlenmiştir. Ancak Vinkristin, düşük doğal oluşuma sahiptir; bu nedenle de ekstraksiyonu zor ve pahalıdır. Bu durum, Vinkristin üretimini artırmak için umut verici stratejiler bulmayı amaçlayan yoğun bir araştırma çabasını tetiklemiştir.

Peki tam olarak Vinkristin kanserli hücreleri nasıl etkiler? Vinkristin, konsantrasyona bağlı bir şekilde hücrelerin bölünmesini etkileyebilir. Vinkristin mitotik iğ mikrotübüllerinin temel bileşeni olan tübülin proteini ile etkileşime girer ve polimerizasyonunu inhibe eder. Bu mekanizma da mitozun baskılanmasıyla sonuçlanır. Bu da aktif olarak bölünen hücrelerin ölümüne yol açar.

Vinkristin Moleküler Yapısı
Vinkristin Moleküler Yapısı
Wikipedia

Sonuç

Bitki basit yapılı görünse de aslında çok karmaşık canlılardır. Bugün bile üretemeyeceğimiz mükemmel bir karmaşıklığa sahip olan molekülleri üretirler. İşte bu moleküller bugün bilimin ışığında üretilen ilaçların temelidir. Yukarıda verdiğimiz temsili örneklerden anlaşılacağı gibi bu karmaşık moleküller yeni antikanser etki mekanizmaları ile yeni klinik ilaçların geliştirilmesini sağlayan uygun antikanser moleküllerdir. Gittikçe de daha etkili uygulama sistemleri kullanılarak farmakolojik potansiyelleri artırılır. İlerleyen zamanlarda da gelişen teknolojiyle birlikte onları ilaçlarda daha fazla görmemiz çok mümkün.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
31
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 7
  • Bilim Budur! 4
  • İnanılmaz 2
  • Umut Verici! 2
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Muhteşem! 0
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: International Journal of Molecular Sciences | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/03/2024 14:12:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10211

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hızlı
Gezegen
Egzersiz
Yangın
Kuantum Fiziği
Diyet
Mavi
Antibiyotik
Balina
Evrim Tarihi
Genetik Değişim
İngiltere
Şiddet
Tür
Türlerin Kökeni
Hayatta Kalma
Gebelik
Doğal
Biyocoğrafya
Radyoaktif
Oyun
Astrofizik
Buz
İyi
Damar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
A. M. L. Seca, et al. Sekonder Metabolit Nedir? Bitkilerin Savunma Sisteminin Önemli Bir Parçası, Kanser Tedavisinde Nasıl Rol Oynar?. (1 Mart 2021). Alındığı Tarih: 28 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/10211
Seca, A. M. L., Aydın, R., Bakırcı, Ç. M. (2021, March 01). Sekonder Metabolit Nedir? Bitkilerin Savunma Sisteminin Önemli Bir Parçası, Kanser Tedavisinde Nasıl Rol Oynar?. Evrim Ağacı. Retrieved March 28, 2024. from https://evrimagaci.org/s/10211
A. M. L. Seca, et al. “Sekonder Metabolit Nedir? Bitkilerin Savunma Sisteminin Önemli Bir Parçası, Kanser Tedavisinde Nasıl Rol Oynar?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 01 Mar. 2021, https://evrimagaci.org/s/10211.
Seca, Ana M. L.. Aydın, Rabia. Bakırcı, Çağrı Mert. “Sekonder Metabolit Nedir? Bitkilerin Savunma Sisteminin Önemli Bir Parçası, Kanser Tedavisinde Nasıl Rol Oynar?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, March 01, 2021. https://evrimagaci.org/s/10211.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close