Kanser Mikroçevresi: Bir Kanser Hücresi Nasıl Bir Ortamda Yaşar? O Ortamı Nasıl Dönüştürür?
Kanser, uzun zamandır hayatımızın gerçeği ve günümüzde kansere yönelik pek çok tedavi seçeneği bulunmakta. Bu yönüyle gelinen nokta oldukça umut verici olsa da bilim dünyası hala daha etkili ve güvenli seçenekler aramaya devam ediyor. Bu süreçte her zaman laboratuvar ortamında görülen pozitif sonuçları klinik sonuçlarda görmek mümkün olmuyor. Peki aradaki bu farkı yaratan ne?
Kanseri tedavi edilmesi zor hale getiren, aslında kanserin vücudumuzda yalnız olmayışıdır. Kanseri yalnızca tümör hücreleri olarak tanımlamak ne yazık ki yeterli değil. Bütüncül bir bakış açısı için, bu hücrelerin manipülasyonla oluşturduğu ortamı, yani kanser mikroçevresini değerlendirmek şart.
Kanser mikroçevresinde, tümör hücrelerinin yanı sıra bağışıklık sistemi hücreleri ve tümörün yapısal bütünlüğünü ve gelişimini destekleyen komşu hücreler de yer alır ve kanserin vücudumuzdaki "dostları" haline gelirler. Bu mikroçevre sayesinde tümör hücreleri kendine bağışıklık sisteminden saklanabileceği ve gelişip yayılabileceği bir ortam hazırlar.
Tümörün oluşması sürecinde bağışıklık sistemi tümörle devamlı bir etkileşim içinde olup yanıtlar oluşturur. Oluşan ilk yanıtlar immün sistem hücrelerinin ilk etapta tanıyabildiği kanser klonlarını ortadan kaldırır. Bağışıklık sisteminin bu ilk tepkisinden kaçmayı başaran kanser klonları sistemle etkileşmeye devam eder. Dengede geçen bir sürecin sonunda genetik yönden daha fazla avantaja sahip olan kanser klonları bağışıklık sisteminden saklanarak varlıklarını sürdürmeye devam ederler. Kanser klonları ve bağışıklık sistemi arasında süregelen bu mücadele sonucunda kronik bir iltihap tablosu ortaya çıkar. Bu yönüyle kanser aynı zamanda bir bağışıklık sistemi hastalığı olarak da düşünülmektedir.
Hayatta kalmayı başaran kanser klonları sonraki süreçte kendileri için daha elverişli bir ortam hazırlamaya girişir ve kendi kan damarlarını oluştururlar. Oluşan bu damarlar normal kan damarlarının aksine düzensiz bir yapıdadır. Bu damarlarda yer yer sızıntılar görülebilir ve bu sızıntılar damarlarda basıncın düzenlenememesine neden olur. Tümör, çevresindeki bazı damarlara baskı yaparak kan akışını sınırlandırabilir. Kan akışının sınırlanması kan yoluyla uygulanan tedavilerin de yeterli etkiyi gösterememesine sebep olabilir.
Tümör, mikroçevresinde hipoksik bir ortam oluşturur yani dokudaki oksijen miktarı azalır. Bu duruma adapte olan tümör hücreleri fermantasyon ile canlılığını sürdürür. Daha sonra dokudaki oksijen miktarı artsa da fermantasyona devam ederler (Warburg Etkisi). Oksijenin azalması farklı proteinlerin, enzimlerin ve büyüme faktörlerinin aktif hale gelmesini sağlar. Tüm bu etkenler tümörün büyümesine ve yayılmasına elverişli bir ortam oluşturur.
Hipoksik ortam aynı zamanda tedavilere karşı direncin oluşmasına da neden olur. Ortamda oksijenin bulunmasını gerektiren radyasyona dayalı tedavilerin, bazı kemoterapilerin ve immünoterapilerin bile etkinliğini azaltabilir.
Görüldüğü üzere hem tümör hücrelerinin varlığını sürdürmesinde, hem tedavilerin etkililiğinde hem de laboratuvar ortamında yapılan deneylerin gerçeği yansıtmakta yetersiz kalmasında mikroçevrenin rolü çok büyük. Tüm bunlar değerlendirildiğinde kanseri mikroçevresiyle birlikte ele almanın gerekliliği ve önemi ortaya çıkmaktadır.
- Kırmızı Et Tüketimi, Bağırsak Kanserine Neden Olan DNA Mutasyonu Riskini Artırıyor Olabilir!
- Manyetik Endoskopi, Bağırsak Kanserinin Teşhisinde Kilit Rol Oynayan Kolonoskopi Teknolojisinde Büyük Bir Atılım Sağlayabilir!
- 30 Yılı Kapsayan Araştırma, Cep Telefonu İle Kanser Arasında Bağlantı Olmadığını Ortaya Çıkardı!
Kansere yönelik arayışlar da günümüzde mikroçevreyi daha iyi tanımaya ve değiştirmeye odaklanmıştır. Kanser mikroçevresinde önemli bi yere sahip olan bağışıklık sistemini hedef alan immünoterapiler özellikle son 15 yıldır hayatımızda daha aktif olarak yer almaya başlamıştır.
Henüz diğer yöntemlere nispeten çok yeni olan bu terapilerin yan etkileri, uzun vadeli sonuçları vb. değerlendirilme aşamasındadır. Belki de kanser mikroçevresinin ve bu mikroçevreye odaklanmış çalışmaların artmasıyla kanser çok daha etkin yöntemlerle tedavi edilebilen bir hastalık olarak yerini alacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 15
- 5
- 4
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 09/12/2024 16:15:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8417
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.