Sahra Çölü, Bir Zamanlar Sulak ve Yeşil Bir Araziydi... Gelecekte Tekrar Olacak!
Jeolojik, Paleontolojik ve Arkeolojik Veriler, Sahra Çölü'nün Antik Su ve Orman Biyoçeşitliliğine Işık Tutuyor!
Daha önceki yazılarımızda, çöllerin ne olduğunu ve nasıl oluştuklarını genel hatlarıyla incelemiştik. Bu yazımızda ise, daha spesifik olarak, Sahra Çölü'nün ne zaman ve nasıl oluştuğunu öğreneceğiz. Ama ilk önce, Sahra Çölü hakkında bildiklerimizi gözden geçirelim.
Sahra Çölü, kutup bölgeleri haricinde kalan coğrafyalardaki çöller arasındaki en büyük yüzölçümüne sahip çöldür. Öyle ki, neredeyse Kuzey Afrika'nın tamamını kaplamaktadır. Büyüklüğü hakkında ufak bilgiler vermek gerekirse; yayıldığı alan, yaklaşık olarak 8.600.000 kilometrekare olarak ölçülmektedir[1] - ki bu büyüklüğü, Türkiye'nin sahip olduğu 783.562 kilometrekarelik yüzölçümü ile kıyaslayacak olursak, yüzölçümünün Türkiye'nin yaklaşık olarak 11 katına karşılık geldiğini görebiliriz! Büyüklüğü dışında diğer dikkat çekici özelliği ise, barındırdığı canlı yoğunluğunun oldukça az olmasına karşın, oldukça çetin çevresel şartlara sahip olduğu için, üzerinde yaşayan seyrek canlılarda evrimleşen benzersiz adaptasyonlardır. Buna güzel bir örnek olarak çöl tilkisi verilebilir.
Sahra Çölü'nün Oluşma Nedeni ve Elde Edilen Çeşitli Bulgular
Sahra Çölü'nün neden ve nasıl oluştuğu sorusu her zaman merak edilen bir soru olmuştur. Öyle ki, bu sorunun cevabını bulabilmek için, başta klimatoloji (iklimbilim) ve jeoloji (yerbilim) olmak üzere çok çeşitli bilim dallarından ve onların elde ettiği bulgulardan yararlanmaktayız.
Paleoklimatolojik ve Jeolojik Bulgular
Dünyanın Yalpalama (Presesyon) Hareketi
Paleoklimatologlar, Sahra Çölü'nün oluşumuyla ilgili soru işaretlerine 2019 yılında Science Advances dergisinde yayınladıkları bir makalede cevap getirmeye çalışmışlardır:[2] Araştırmacılar, Batı Afrika kıyılarının okyanus tabanından, analiz etmek üzere tortu çekirdekleri çıkarttılar ve toryum izotopunun konsantrasyonunu kullanarak tortu çekirdeklerinin barındığı jeolojik katmanlardaki çöl kumunun ne oranda biriktiğini incelediler. Bu çalışma sonucunda, Sahra Çölü'nün oluşum nedeninin, Dünya'nın Güneş'in yörüngesinde dönüşü esnasında, yaklaşık her 20.000 yılda bir tekrar eden döngülere sahip "yalpalama hareketinden (presesyon)" kaynaklandığını gösterdiler. Buna ek olarak, en son yaşanan çölleşme döneminin günümüzden 11.000 yıl öncesinden başlayıp, 5.000 yıl öncesine kadar devam ettiğini tespit ettiler.
Bu presesyonun, Sahra Çölü'nün oluşumunu nasıl tetiklediğini biraz daha açacak olursak: Dünya, Güneş'in etrafında dönerken kusursuz bir sabitlikte değildir; yaklaşık her 20.000-27.000 yılda 1 tam tur yalpalamaktadır (bu, her 72 yılda 1o'ye karşılık gelmektedir). Dünyanın eksen eğikliği dolayısıyla Güneş ışınlarının açısı değişmekte ve bölgedeki Muson aktivitesini tetiklemektedir. Buna bağlı olarak Kuzey Afrika, kimi dönemde çok daha fazla yağış almakta ve bu sayede bu coğrafyada da çeşit çeşit bitkiler yeşerebilmekte, canlıların ve hatta insanların yaşaması mümkün olmaktadır. Yaşanan bu olaya, bilimsel literatürde "Afrika Nem Dönemi" adı verilmektedir. Bu isim, Afrika'nın, dolayısıyla da Sahra Çölü'nün döngüsel olarak, sırasıyla nemli ve kurak iklimlere geçiş yaptığını vurgulamaktadır.
Anlayacağımız, türümüz Sahra Çölü'nü yeşillendirmezse, bir dahaki yalpalamayı ve dolayısıyla Afrika Nem Dönemi'ni yaklaşık 10.000 yıl daha beklememiz gerekmektedir.
Antik Göl Havzaları ve Nehir Yatakları
Sahra Çölü ile ilgili diğer önemli bulgular ise jeoloji alanından gelmektedir. Jeologlar, Sahra Çölü'nde günümüze kadar sayısız göl ve nehir yatağı keşfetmişlerdir. Bu keşiflerde ortaya çıkarılan göl yatakları, genel olarak küçük boyuttaydı; fakat bu göl havzalarından bir kısmı, Hazar Denizi büyüklüğündeydi! Günümüzden 9.000 yıl önceye tarihlendirilen Afrika Nem Dönemi'ne ait bu göllerin büyük çoğunluğu Kuzey Afrika'da, yani bugünkü Sahra Çölü'nde bulunuyordu.[3]
Elbette bu antik göl havzalarının hepsine değinemeyiz. Fakat bunlardan en yeni ve dikkat çekici olan örneklerine bakabiliriz.
Bunlardan ilki Sudan'ın batısında, Kuzey Darfur bölgesinde bulunan ve 30.750 km2 büyüklüğe sahip bir mega göl havzasıdır. Araştırmacılar, 2007 yılında uzaktan algılama ve radar görüntülerini kullanarak elde ettikleri bu verinin, Sahra Çölü'nün bir zamanlar ıslak ve yeşil bir bölge olduğuna ilişkin tartışmasız bir kanıt olduğunu ileri sürmüşlerdir.[4] Mega Kuzey Darfur Gölü, Van Gölü'nün yaklaşık olarak 8 katı büyüklüğündeydi!
Sudan'da bulunan mega gölden daha da büyük olan diğer bir örnek ise, Nil Nehri'nin batısından gelmektedir. 2010 yılında araştırmacılar, su ve rüzgarla biriken tortullarını inceleyerek ve çöl kumlarının altındaki ana kayayı radar cihazı sayesinde görüntüleyerek ve uzaktan algılama verilerini kullanarak bu antik gölün profilini oluşturdular ve yaklaşık olarak 250.000 yıl önce oluşmuş bir mega gölün kalıntılarına ulaştılar.[5] Biraz önce bahsettiğimiz Kuzey Darfur Gölü'nden yaklaşık olarak 3,5 kat büyük olan bu göl, yaklaşık olarak 108.000 km2 bir alan kaplamaktaydı!
Bahsedeceğimiz son jeolojik bulgu ise göl havzası değil, 2015 yılında Moritanya'da keşfedilen nehir yatağıdır.[6]Araştırmacılar, bir gözlem uydusunun sağladığı veriler ışığında inceleme yaparken rastladıkları bu nehir yatağının uzunluğunun en az 500 kilometre olduğunu belirtmişlerdir. Öyle ki, keşfedilen bu nehir yatağı günümüzde hâlen akıyor olsaydı, Dünya'daki en uzun 12. nehir olarak kayıtlara geçecekti. Daha da önemlisi, bu araştırma, 2003 yılında Sahra Çölü'nde keşfedilen 2,5 km uzunluğundaki Cap Timiris Kanyonu verileri ile doğrudan örtüşmektedir.[7]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Paleoantropolojik ve Paleontolojik Bulgular
En Erken Homo Sapiens Fosilinin Keşfi İddiası
Sahra Çölü'nde yapılan araştırmalar, çok önemli bir paleoantropolojik bulguyu da beraberinde getirmiştir: En erken Homo sapiens fosilinin keşfedilmesi![8] 315.000 yıl öncesine tarihlendirilen ve türümüzün kökenini 100.000 yıl geriye öteleyen bu fosil kaydı, ilk olarak erken bir zaman dilimine ait olduğu için çok kesin bir şekilde Homo sapiens olarak tanımlanamamış ve daha çok Neandertal gibi yakın kuzenlerimizle karıştırılmıştır. Fakat detaylı anatomik incelemeler sonucunda, bulunan fosilin bir Homo sapiens olduğu ilan edilmiştir. İnsanları yakın kuzenlerinden ayıran özelliklerin kesin listesi hâlen tartışmalı olduğu için, bu fosil bulgusunun tür kategorizasyonu da hâlen akademisyenler arasında tartışılmaktadır.
Vadi el-Hitan (Balina Vadisi)
Mısır'ın Kahire kentinin yaklaşık olarak 150 kilometre batısında bulunan Balina Vadisi'nde 100'ü aşkın fosil tespit edilmiş ve bu nedenle UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak belirlenmiştir. Vadinin bu unvanı almasının en önemli nedeni ise, yüksek kaliteli deniz canlılarının fosillerini barındırıyor oluşuydu. Bunlardan en ilgi çekicisi ise, bir ara tür olarak balinaların evrimsel tarihini aydınlatan Archaeoceti fosilinin keşfiydi. Öyle ki, günümüzde çöl arazisi olan bu bölgede, balinaların atalarının yanı sıra, timsahlar, kaplumbağalar, köpekbalıkları ve vatozlar gibi yüzlerce başka deniz canlısına ait fosiller da ortaya çıkarıldı.[9]
Arkeolojik Bulgular
Yüzücüler Mağarası
Sahra Çölü'nden elde edilen arkeolojik bulgular arasında belki de en dikkat çekicileri, yaklaşık 9.000 ila 6.000 yılları arasında tarihlendirilen "Yüzücüler Mağarası"ndan (İng: "Swimmers' Cave") elde edilenlerdir. 1800'lü yıllarda keşfedilen bu mağara, her ne kadar denize uzak bir bölgede bulunuyor olsa da, duvarlarında yüzen insanların tasvir edilmesi nedeniyle şu anda herhangi bir su kaynağı bulunmayan bu bölgede, bir zamanlar göllerin ve diğer duvar çizimlerinden de görüleceği üzere zengin bir biyoçeşitliliğin var olabileceğini göstermektedir.[3]
Sonuç
Görüleceği üzere Sahra Çölü, günümüzde çöl kumlarıyla kaplı ve her ne kadar oldukça zor şartlarda bitkilerin ve ağaçların dikilmeye ve yetiştirilmeye çalışıldığı bir bölge olarak biliniyor olsa da; geçmişte barındırdığı gölleriyle, nehirleriyle, çeşit çeşit canlı türleriyle ve insanlarıyla yaşama elverişli, yeşilliklerle kaplı bir bölgeydi.[10] Hatta günümüzde, insanın evrimsel tarihini aydınlatması bakımından da önemli bir coğrafya olduğu da söylenebilir. Çünkü insanın Afrika'dan ne zaman ve hangi nedenlerle çıktığı sorusuna önemli cevaplar sunabilme potansiyeline sahiptir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 20
- 15
- 9
- 8
- 6
- 4
- 4
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Britannica. Sahara. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 14 Mart 2021. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Skonieczny, et al. (2021). Monsoon-Driven Saharan Dust Variability Over The Past 240,000 Years. Science Advances. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b P. B. deMenocal, et al. Green Sahara: African Humid Periods Paced By Earth's Orbital Changes. (1 Ocak 2012). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Nature Education | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Brahic. Ancient Mega-Lake Discovered In Darfur. (12 Nisan 2007). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: NewScientist | Arşiv Bağlantısı
- ^ Smithsonian Insider. Ancient Megalake Discovered Beneath Sahara Desert. (10 Aralık 2010). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Smithsonian Insider | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Skonieczny, et al. (2015). African Humid Periods Triggered The Reactivation Of A Large River System In Western Sahara. Nature. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Krastel, et al. (2004). Captimiris Canyon: A Newly Discovered Channel System Offshore Of Mauritania. American Geophysical Union Journal. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Callaway. Oldest Homo Sapiens Fossil Claim Rewrites Our Species' History. (8 Haziran 2017). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Nature | Arşiv Bağlantısı
- ^ Geology Page. Wadi Al-Hitan “Whales Valley”. (8 Ekim 2012). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Geology Page | Arşiv Bağlantısı
- ^ Groasis. Morocco - Sahara Roots Project, Planting Trees In The Saharan Desert. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Groasis | Arşiv Bağlantısı
- D. Coffey. Could The Sahara Ever Be Green Again?. (27 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Live Science | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:40:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10273
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.