Orta Doğulular Domuz Tüketimini Neden Bıraktı?
Domuzların uzun ve çoğunlukla az anlaşılabilen bir hikayeleri vardır. Oldukça iyi bir protein kaynağı olarak domuz, dünyanın bir çok bölgesinde binlerce yıldır insanlar için çok yararlı bir hayvan olmuştur. Orta Doğu’daki tüketimi ise çok karmaşık bir hikayedir. Yeni bir araştırma, bu karmaşık tarihi keşfetmeyi amaçlıyor.
Kelsey Arkeoloji Müzesi’nden ve Michigan Üniversitesi’nden Richard W. Redding, arkeolojik hayvan kemikleri konusunda uzmandır. Daha önce, insanların kültürel evrimi sürecinde yaşamlarını sürdürme alışkanlıkları üzerine, özel olarak da avcı-toplayıcı yaşam anlayışından daha durağan besin üretime dayalı yaşama toplumların nasıl geçiş yaptığı üzerine çalışmıştır.
Orta Doğu'da Domuz Yetiştiriciliği
Journal of Archaeological Research dergisinde yayınlanan yeni çalışması domuzların Orta Doğu’daki insanların hayatlarından neden çıktığını anlamayı amaçlıyor.[1] Redding'in araştırması, domuz tüketiminin yasaklanması şeklinde kendini gösteren kültürel uygulamaların arkasındaki tarihsel nedenleri anlayabilmemiz için oldukça önem taşıyor.
Yabani domuzlar, Orta Doğu’ya özgü hayvanlardı ve bölgenin tamamında yaban domuzu bulmak mümkündü. Redding şöyle yazıyor:
Arkeolojik faunal (hayvanlara dair) verilerden yola çıkarak, yaban domuzlarının Mısır’ın Erken Neolitik Dönemi’nde El Feyyum kentinde ve Nil Deltası’nda bulunduğunu biliyoruz.
Bu yaban domuzları geniş bir coğrafyaya yayılmış ve ehlileştirme girişimleri bunu takip etmiştir. Orta Doğu’daki ilk hayvan ehlileştirme girişimleri, günümüzden 13.000 yıl öncesinde (MÖ 11.000'li yıllarda) görülmeye başlamıştır. Gerçekten de daha önceden yapılan araştırmalar, evcil domuzların Bereketli Hilal bölgesinde MÖ 5000-2000 yılları arasında oldukça yaygın olduğunu göstermektedir.
Ancak domuzlar, iş hayvanı olarak kullanılamazlar; ayrıca yün veya yumurta gibi ikincil kaynaklara da sahip değillerdir. Dolayısıyla MÖ 1000'li yıllara kadar domuzların bu bölgede yemek amacıyla yetiştirildiğine kesin gözüyle bakılmaktadır. Bunun neden değiştiği ise bilim insanları için çözülemeyen bir bulmaca olmuştur.
Domuzların Suya Olan İhtiyacı, Orta Doğu İçin Bir Problemdi!
Orta Doğu’da domuzların tüketiminin devam etmemesiyle ilgili nedenlerden biri suya olan ihtiyaçlarıdır. Domuzlar, ter bezleriyle kendilerini soğutamamaktadırlar, bu yüzden önemli miktarlarda su tüketimine ihtiyaç duyarlar. Sığır ve keçilerden çok daha fazla miktarda... Bu sürekli su ihtiyaçları hakkında Redding şöyle yazıyor:
Yüksek su ihtiyaçları, domuzların kurak ve yarı kurak bölgelere taşınmasını çok zor hale getirmektedir. Su kaynağından su kaynağına taşınmak zorundalardır ve de bu, sadece daha soğuk havalarda mümkündür.
Bu çok büyük bir problem olarak görülmüyordu: Nedeniyse o dönemde domuzların, kâr amaçlı ticaretten çok, insanların hayatlarını geçindirmekte kullandıkları bir hayvan olmalarıydı.
Ama Redding, domuzların bir diğer evcil hayvanla yer değiştirilmiş olabileceğini öneriyor: Tavuklar.
Tavuklar, Domuzlara Karşı...
Tavuklar, domuzların tüketimini önemli ölçüde zora sokabilecek şekilde, besin ve bakım ihtiyacı konusunda çekişme içine girmişlerdir. Bu durumda, insanlar, domuzlar ve tavuklar arasında seçim yapmak zorunda kalmışlardır. Tavuklar, domuzlara göre birkaç avantaja sahiplerdir:
- Tavuklar, aha etkili bir protein kaynağıdırlar: Tavuklar, 1 kilogram et için 3500 litre suya ihtiyaç duyarken, domuzlar 6000 litre suya ihtiyaç duyarlar.
- Tavuklar yumurta üretirler; bu da domuzun sağlayamayacağı çok önemli bir ikincil kaynaktır.
- Tavuklar daha küçüktür ve 24 saat içinde tüketilebilirler; bu da sıcak havalarda büyük miktarda eti saklama ve koruma gereksinimini ortadan kaldırır.
- Tavuklar, göçebeler tarafından da kullanılabilir. Aslında tavuklar da (tıpkı domuzlar gibi) sürüler hâlinde hareket etmezler. Bu nedenle sığırlar gibi hayvanlara nazaran göçebe hayatına adapte olmaları zordur. Ama boyutları, işleri değiştirmektedir: Tavuklar, uzun mesafelerde taşınabilecek kadar küçüktürler.
Redding şöyle diyor:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu şartlar altında tavuk, Orta Doğu'da birincil protein kaynağı haline gelmiştir.
Tavuklar, gerçekten de Orta Doğu topluluklarına daha etkili bir protein kaynağı olmuştur. Domuzlar ise bu yaşam sisteminde ihtiyaç fazlası haline geldiler; ancak Orta Doğulular domuz kullanımını hemen terk etmediler. Redding şöyle diyor:
Evet, din temelli yasaklamalara rağmen, Orta Doğu’da domuzlar hiçbir zaman tam anlamıyla yok olmamıştır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 113
- 60
- 40
- 24
- 21
- 16
- 9
- 8
- 5
- 4
- 1
- 0
- Çeviri Kaynağı: New Historian | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. W. Redding. (2015). The Pig And The Chicken In The Middle East: Modeling Human Subsistence Behavior In The Archaeological Record Using Historical And Animal Husbandry Data. Journal of Archaeological Research, sf: 325-368. doi: 10.1007/s10814-015-9083-2. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/12/2024 16:35:05 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7036
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in New Historian. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.