Delikli İğneler, Giyinmenin Sosyal ve Kültürel Evrimine Işık Tutuyor!
Bu haber 4 ay öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Sydney Üniversitesi'nden bir arkeolog liderliğindeki bir araştırma ekibi, delikli iğnelerin kültürümüzdeki önemini vurguluyor. Ekip, bu iğnelerin sosyal ve kültürel amaçlarla giysileri süslediğimiz ve giysileri kendi kimliğimizi ifade etmek kullandığımız bir yenilik başlattığını öne sürüyor. Sydney Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Onursal Üyesi Dr. Ian Gilligan, şöyle anlatıyor:
Delikli iğne aletleri tarih öncesi için önemli bir gelişmedir çünkü giysilerin işlevinde faydacı amaçlardan sosyal amaçlara doğru bir geçişi göstermektedir.
İnsanlar başta sadece soğuktan korunmak için basit hayvan derileri kullanıyordu. Zaman içinde kemik tığlar ve delikli iğneler gibi yeni aletler icat edildi. Bu aletlerle vücuda oturan ve süslü giysiler yapıldı. Peki insanlar neden sadece korunmak için değil, kendilerini ifade etmek ve başkalarını etkilemek için de giyinmeye başladı? Dr. Gilligan ekibi, Science Advances dergisinde yayınladıkları makalelerinde giysinin evrimine dair son keşiflerin kanıtlarını yeniden yorumluyor.[1] Dr. Gilligan şöyle diyor:
Neden kıyafet giyiyoruz? Bunun insan olmanın bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Ama dünyada farklı kültürlere baktığımızda, bazı insanların kıyafet giymeden de toplum içinde gayet normal yaşadıklarını görüyoruz. Benim ilgimi çeken, giysinin belirli ortamlarda fiziksel bir gereklilik olmaktan çıkıp tüm ortamlarda sosyal bir gereklilik haline gelmesi.
Bilinen en eski delikli iğneler yaklaşık 40.000 yıl önce Sibirya'da ortaya çıktı. Taş Devri'ne ait Paleolitik eserlerin en ikoniklerinden biri olan bu aletlerin yapımı, giysileri dikmek için yeterli olan kemik tığlara kıyasla daha zordur. Kemik tığlar, bir noktaya kadar keskinleştirilmiş hayvan kemiklerinden yapılmış aletlerdir. Delikli iğneler ise sinirin veya ipliğin dikilmesini kolaylaştırmak için bir deliğe sahip modifiye edilmiş kemik tığlardır.
Kanıtlar kemik tığların halihazırda kişiye özel giysiler yapmak için kullanıldığını gösteriyordu. Delikli iğneler ise buna ek olarak daha karmaşık, katmanlı giysilerin üretilmesini ve boncuk gibi takılarla giysilerin süslendiğini gösteriyor olabilir. Dr. Gilligan, şöyle açıklıyor:
Son buzul döngüsüne kadar giysilerin yalnızca ara sıra kullanıldığını biliyoruz. Giysilerle ilişkilendirdiğimiz klasik aletler deri kazıyıcılar veya taş kazıyıcılar da aynı şekilde son buzul çağının farklı evrelerinde bazen ortaya çıkıyor, bazen ortadan kayboluyor.
Araştırmacılar, aşı boyası ile vücut boyama veya kasıtlı yara izi bırakma gibi geleneksel vücut süsleme yöntemlerinin Avrasya'nın daha soğuk bölgelerinde mümkün olmadığını savunuyor. Yazarlara göre insanlar hayatta kalmak için her zaman giysi giymek zorunda kalmıştı ve bu da giysilerin bir süslenme öğesi gelmesini sağladı. Dr. Gilligan, şöyle yorumluyor:
Bu yüzden delikli iğnelerin ortaya çıkması çok önemli. Çünkü giysilerin süslenme amacıyla kullanıldığına işaret ediyor. diyor. Delikli iğneler, giysileri süslemek için gerekli olan çok ince dikişler için çok yararlıdır.
Dolayısıyla giysilerin zamanla yalnızca dış etkenlere karşı korunmak için pratik amaçlarla kullanılmak yerine bireysel ve kültürel kimlikleri yansıtan sosyal ve estetik bir işlev de kazandığını söylemek mümkündür.
Giysilerin düzenli olarak giyilmesi insanların daha soğuk iklimlerde daha kolay yaşamasını sağlarken geliştirdikleri ortak giyim tarzları ve sembolleri ise aynı zamanda kendi toplumları veya başka toplumlarla işbirliği yapma imkanı sundu. Bu durum, aynı zamanda daha büyük ve daha karmaşık toplumların oluşmasını da sağlamıştır. Giysi üretimiyle ilişkili beceriler daha sürdürülebilir bir yaşam tarzına katkıda bulunmuş ve insan topluluklarının uzun vadede hayatta kalmasını kolaylaştırarak refahlarını artırmıştır.
İnsanlar düzenli olarak giysi giymeye başlayınca daha soğuk yerlerde yaşayabildiler. Ayrıca, benzer kıyafetler ve semboller kullanan gruplar daha kolay anlaşabildi ve birlikte çalışabildi. Bu da daha büyük ve karmaşık toplumların oluşmasını sağladı. Giysi yapma becerileri, insanların daha iyi yaşamasına ve toplulukların uzun süre varlığını sürdürmesine yardımcı oldu.
İnsanın giysilerle vücudunu örtmesi, şu anda iklimden bağımsız olarak devam eden sosyal bir uygulama. Dr. Gilligan, gelecekteki çalışmasının "kıyafet giymeye ne zaman ihtiyaç duyulduğunun" ötesine geçerek giysi giymenin psikolojik işlevlerini ve etkilerini de inceleceğini belirtiyor:
Giysi giydiğimizde rahat hissettiğimizi ve toplum içinde kıyafet giymediğimizde ise rahatsız hissettiğimizi kabul ediyoruz. Peki giysi giymek kendimizi nasıl gördüğümüzü, insan olarak kendimizi nasıl algıladığımızı ve belki de çevremizi nasıl değerlendirdiğimizi nasıl etkiliyor?
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ I. Gilligan, et al. (2024). Paleolithic Eyed Needles And The Evolution Of Dress. American Association for the Advancement of Science (AAAS). doi: 10.1126/sciadv.adp2887. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:41:27 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18007
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.